@wassel
|
Biz yemeklerimiz yedik. Antrenmana gideceğiz. Afiyet olsun. İyi eğlenmeler. Murat ile yemekhaneden ayrıldık. Kütüphaneye doğru gidiyorduk. Yavuz, neden onlara da söylemedin? Şimdilik bilmelerine gerek yok. Kendi aralarında sıkı çalışıyorlar. İyi bir bağ kurmuşlar. Böyle devam edelim. Sonra onları da belirli bir seviyeye kadar çıkartırız. Anlamadım ama neyse. Kütüphaneye girdik. Albert rafları düzenliyordu. Merhaba Albert, çalışma sahan müsait mi? Merhaba, müsait. Murat ile zindana girmek ister misin? Sen ne yapacaksın? Bende kitaplığı düzenlerim. Siz çıkınca yardım için Ayşe Hanım’ı çağırırım. Parşömen seviyesi kaç? Seviye 70 Murat ile yapabiliriz aslında. Murat sen ne dersin? Benim için sorun yok. Zaten ben girsem bile zor durumda kalmadıkça müdahale etmeyecektim. Sen de öyle yapabilirsin Albert. Bir gezi gibi düşün. Yanınızda Katana olsa yeter. Sen başka bir şey ister misin Murat? Aslında Gabriel de bizimle gelse olur. Cesetleri temizlerdi. Bir de kraliçe karıncayı kullanmak güzel olurdu. Tamam. Gabriel de sizinle gelir. Albert’in gölgesine Gabriel’i yerleştirdim. Katana zaten Murat ile beraberdi. Gabriel ile Katana’yı tembihledim. Bir aksilik olursa her şeyiniz ile saldırıp zindanı temizleyeceksiniz diye. Yoksa zindandan çıkamazlardı. Zaman geçtiği için zindana girsek bile sorunu çözemeyebilirdik. Albert ile Murat çalışma odasına girdiler. Bende kütüphanede kitapların düzenleme işini gölgelere bıraktım. Kitabımı okumaya başladım. Aradan yaklaşık 2 saat sonra çalışma odasında ışınlandıklarını Katana’dan öğrendim. Yanlarına gittiğimde ikisi de uyuyordu. Ayşe Hanım’ı çağırmak için gittim. Yarım saat kadar sonra Ayşe Hanım ile çalışma odasındaydım. Önce Albert’i iyileştirdi. Bir saat kadar sonra Albert uyandı. Sonra Murat’ı iyileştirdi. Yaklaşık 2 saat kadar sonra Murat’ta gözlerini açtı. Ayşe Hanım Murat’ı iyileştirirken, Albert bana zindanda olanları anlatıyordu. Bayağı heyecanlı bir zindan geçirmişler. Murat istediğim seviyeye ulaşmıştı. Murat’ın seviyesi 83, Albert’in seviyesi 86, Gabriel’in seviyesi 122 ve Katana’nın seviyesi 96 olmuştu. Artık Murat’ta bizimle operasyonlara gelebilirdi. Yaklaşık bir hafta sonra okul turnuvası zamanı gelmişti. Artık Cem olmadığı için bizden birinin birinci olması normaldi. Çalışma sahasında öğrenciler toplanmıştı. Hepsi çok heyecanlı görünüyordu. Kimileri Bertun diye tezahürat bile yapıyordu. Her zamanki gibi okul müdürümüz konuşmasını yaptı. Sonrasında seviye 15-20 sınıfı arasında turnuva başladı. Murat birinci olmuştu. Seviye 21-29 sınıfı içinde bir turnuva yapıldı. Buradan da Derman birinci olmuştu. Seviye 30 ve üstü sınıfı turnuvası başlamıştı. Aylin buradan birinci olarak çıkmıştı. Öğleden sonra büyük turnuva yapılacaktı. Herkes yemekhaneye gitmişti. Bizde masada oturuyorduk. Aylin, bu sefer birincilik sana yakışır. Bilmiyorum, Bertun buna izin verir mi? Veririm tabi. Benim için sorun yok. Bak gördün mü, Bertun da izin verdi. Murat sen ne dersin? Birinci olmak istiyorsa benim için de sorun yok. Sonuçta sıralama benim için önemli değil. Arkadaşımın gönlü olsun yeter. Helal be. Yavuz’un sana neden bu kadar değer verdiğini anlıyorum. Ben Bertun, bir seviyesiz olarak bunu hoş karşılıyorum. Tabi Bertun bunu söylerken şövalye edasıyla yaptığı için hep birlikte gülmüştük. Yemekten sonra turnuva için çalışma sahasına gittik. Turnuva eşleştirmeleri yapıldı. Turnuva başlamıştı. Bizimkiler iyi gidiyordu. Rakiplerini kısa sürede eliyorlardı. Eşleşmelerde Aylin ile Murat eşleşmişti. Bertun da Duman ile eşleşmişti. İlk maç Bertun ’undu. Bertun kolay bir şekilde kazanır diye düşünmemize rağmen hiç öyle olmamıştı. Turnuvanın 20. dakikasında Bertun yenilmişti. Son sınıf öğrencisi olduğu için Duman zindanlarda seviyesini yükseltmişti. Duman’ın seviyesinin 61 olduğunu öğrendik. Bunu daha önce bilseydik ona göre hazırlanırdık. Aylin ile Murat birbirlerine bakıyorlardı. Aylin, bizden birinin birinci olması gerek. Sen seviye 61 olan Duman’ı yenebilir misin? Hayır yenemem. Sen yenebilir misin? Yenebilirim. O zaman beni yenmeni istiyorum. Aylin ile Murat’ın turnuvası başlamıştı. Murat hemen bitirip Aylin’i güçsüz göstermek istemiyordu. Yaklaşık 25 dakika sonra Aylin’i yenebilmişti. Turnuvanın son maçı 1 saat sonra başlayacaktı. Biz de hep beraber oturup konuşuyorduk. Kimsenin haberi yok muydu? Adam seviye 61 olmuş. Bunu bilseydik ona göre gelirdik. Son sınıflar zindanlarda olduğundan kimsenin onlardan haberi olmuyor. Belli, dayak yediğimizde haberimiz oldu. Neyse Murat bu karşılaşmayı kazanman lazım. O parşömen Bertun ile Aylin’e lazım. Biliyorum. Kazanabilirim. Tedbiri elden bırakma. Seviyen ondan yüksek olsa da tedbirli ol. Ben konuşurken Aylin ile Bertun suratıma şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Bertun dayanamadı. Murat’ın seviyesi kaç? Aslında herkesten saklıyoruz. Bu yüzden aramızda kalacak. Söz mü? Söz. Murat söylememde bir sakınca var mı? Yok. Sen söyleme dediğin için kimseye söylemiyorum. Seviyesi 83 oldu. Aylin ile Bertun birbirlerine baktılar. İkisinin de gözleri sonuna kadar açılmıştı. Bizim niye haberimiz yok. İnsan bizi de çağırır. Siz iyi anlaşıyordunuz. Seviyelerinizde alışmanız için söylememiştim. Daha sonra seviye yükseltmesi yapacaktım. İyi de Murat’ın seviyesi 83 ise senin ki kaç? Benim ki seviyesiz. O sırada Murat kahkaha atıyordu. Bertun ile Aylin de sonrasında gülüşmeye başladılar. Murat ile Duman’ın turnuvası başlamak üzereydi. Herkes heyecan ile kimin birinci olacağını düşünüyordu. Sonuçta geçen ay ikisi de ilk üçte yoktu. Turnuva başlamıştı. Biraz çekişmeli gitse de sonlara doğru Murat’ın baskıları artmıştı. Yarım saatin sonunda Murat galip gelebilmişti. Turnuva sıralaması belli olmuştu. 1.Murat 4. Bertun 7.Melek 10.Merlan 2.Duman 5.Bekir 8.Demon 3.Aylin 6.Mesut 9.Ebru Öğrenciler çok eğleniyordu. Herkes tezahürat yapıyordu. Ayla Hanım konuşmak için sahaya geçti. Herkesin eğlendiğine çok sevindim. İlk üçe giren öğrenciler yanıma gelsinler. Murat, Duman ve Aylin müdürün yanına gittiler. Arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bizim için onlar umut olacaklar. Hediyelerini vermek bana büyük bir mutluluk verecek. Birinciye 3000 altın ve seviye 40-45 parşömen verildi. İkinciye 2000 altın ve üçüncüye 1000 altın verildi. Gördüğünüz gibi her ay ilk üçte olan kişiler değişiyor. Sizde sıkı çalışın sizde kazanın. Herkes alkışlıyordu. Çığlıkların, ıslıkların ardı arkası kesilmiyordu. Murat halinden pek mutluydu. Ayla Hanım çalışma sahasından çıkarken Murat’a döndü. Yavuz seni güzel geliştirmiş. Ona benim içinde teşekkür et. Bu söylediklerinizi ona iletirim. Yemekhaneye geçtik. Yemeklerimiz yerken biryandan da sohbet ediyorduk. Yavuz, okul müdürü sana teşekkür etti. Neden? Beni güzel yetiştirmişsin. Benim için ona teşekkür et dedi. Benden çok senin kendi gelişimin. Sen istemeseydim bu kadar olmazdı. Aylin ile beni ne zaman böyle seviyeli yapacaksın? Murat’ın kazandığı parşömeni bir kullanın. Zaten Duman’ın seviyesini geçersiniz. Fazla dikkat çekmek istemiyorum. Sonrasına da bakarız olur mu? Yarın sabah çalışma sahasında buluşuruz. Tamamdır. Yemekten sonra yurda odamıza döndük. Murat kılıcına aura yüklemesi yapıyordu. Bende masada kitabımı okuyordum. Yavuz, yarın sabah zindana sende girsen daha iyi olmaz mı? Aslında olur ama kendileri deneyim yapsınlar istiyorum. Biz ne zaman istersek yüksek seviye zindana girip seviyelerini artırabiliriz. Acele etmemize gerek yok. Seviyelerimize alışmak daha önemli. Ben halen bazı şeylere ayak uyduramıyorum. Sen de sıkı çalışmalısın. Seviyene adapte olunca güçlü bir zindan daha yapacağız. O zaman Aylin ile Bertun’u da alırız. Anladım. Geceye kadar kitabıma odaklandım. Sonunda suikast sanatları kitabını bitirmiştim. Tam yatağa geçip uzandığımda kapı çaldı. Murat’a baktım uyuyordu. Kapının arkasında Albert vardı. Kapıyı açtım. İyi geceler Albert, bu saatte geldiğine göre önemli bir şey olmalı. Ayla Hanım bizi çağırıyor. Peki, sorun ne? Gidince birlikte öğreneceğiz. Üzerime bir şeyler giydikten sonra Albert ile müdürün odasına gittik. Ayla Hanım bizim geldiğimizi anlayınca içeri girmemizi istedi. İyi geceler Albert, Yavuz. Sizi çağırmamın sebebi Cem. Yeniden okula girmek mi istiyor Ayla Hanım. Okula girmekten ziyade sorun başka bir şey. Peki nedir? Cem öldürülmüş. Öldürülmüş mü? Nasıl? Babasının dediğine göre aileler arasındaki savaşta öldürülmüş. Aileler arası savaş nedir? Biliyorsun ülkemizde çok fazla büyük aile var. Bunlar kendi aralarında nadiren de olsa savaşırlar. Sonuçta kendi bölgelerini yönetmek için. Cem’in ailesi de büyük ailelerden birisiydi. İyi de Cem’in ailesi kim? Battal Ailesi. Savaştığı aile Burgaz Ailesi. Burgaz ailesi bunların bölgesine girmişler. Bazı işlere müdahale etmişler. Battal ailesi de bunlara ibret olsun diye Burgaz ailesinin çocuklarından birini öldürmüşler. Böylelikle aralarında bir gizli savaş başlamış. Son olaraktan Cem öldürülmüş. Şu an Battal ailesi büyük bir baskın yapıp Burgaz ailesini bitirmek istiyor. Peki, bizimle ilgisi nedir? Cem ölmeden önce senden babasına çok bahsetmiş. Babası senin cenazeye katılmanı istiyor. Cenazede beni de yanlarına almak isteyecek büyük ihtimalle, bunu düşünüyor değil mi? Bizde öyle düşündük. Sen ne yapmak istersin? Benim için sorun yok. Sen ne dersen onu yaparım. Sen ne düşünüyorsun? Bana bu kadar güvenmen çok hoş. Benim düşüncem, aslında Cem bizim öğrencimizdi. Onu öldüren kim veya kimlerse ceza almasını isterim. Bunu Albert ile benim için araştırıp ilgili kişilerin ceza almasını sağlar mısın? Benim için harika olur. Sadece yalnız gitsem olur mu? Albert’in biraz dinlenmesi iyi olur. Yalnız gidebilecek güçte olduğunu düşünüyorsan gidebilirsin. Ama bunu bize ispatlaman lazım. Nasıl ispatlayacağım? Yan oda benim çalışma odam. Orada benimle bir düello yap. Olur. Siz ne ekipmanı kullanıyorsunuz? Ateş mızrağını kullanıyorum. Süpermiş. Benim orta boy kılıcım yetersiz olabilir. Yan odaya geçtik. Albert hiçbir şey demeden bizi izliyordu. Aslında bana kefil olabilirdi. Sonuçta zindanda Katana ile Gabriel’i görmüştü. Yüzündeki gülümseme, neden ses etmediğini anlatıyordu. Ayla Hanım karşıma geçti. Evet, Yavuz ilk hamleyi sana bırakıyorum. Emin misiniz? Sonra bahane üretmeyin. Haha… Hadi gel bakalım. Ayla Hanım mızrağını savunma amaçlı bana doğru tutuyordu. Bende hemen yenmek istemiyordum. Sonuçta Albert bizi izliyordu. Belki aralarında bir iddia olabilirdi. Sonuçta ikisi de yaşlı kurt. İlk hamlemi yaptım. Sağdan soldan saldırılarıma devam ettim. Bu şekilde durmadan yarım saat kadar saldırdım. Biraz da onun saldırmasına izin verdim. O saldırdıkça açıklarını görebiliyordum. On dakika kadar bana saldırdıktan sonra onu iki hamle ile tuş ettim. Albert gülme krizine girdi. Aylin Hanım bana bakarak gülüyordu. Yavuz neden bu kadar uzattın. Daha önce yenebilirdin beni. Albert ile nasıl bir iddiaya girdiğinizi bilmediğimden hemen yenmek istemedim. Sen bizden de kurnaz çıktın. Albert bana geldi. Senin çok güçlendiğini ve beni yenebileceğini söyledi. Bende olur mu öyle şey dedim fakat yenildim. Aferin Yavuz. Kendini çok iyi geliştirmişsin. |
0% |