Yeni Üyelik
50.
Bölüm

50. Bölüm

@wassel

Metin sen ne diyorsun?

Olabilir. Hazırlıksız yakalamaya çalıştığımı hatırlıyorsunuz değil mi? O zaman benden daha hızlıydı ve saldırıdan haberi olmadığı halde. Bence de benden daha güçlü olabilir.

Anladım. Peki, seviyen kaç Yavuz?

Ben seviyesizim.

Yani şimdi bunun sırası mı? Orada yanlışlıkla ölebilirsin.

Rahat olun Besim Bey. Biz şu düelloyu kazanıp General Ester’i yanımızda götürelim.

İyi madem.

Kapıda bizi bekleyen General Ester bizi görünce şaşırdı.

Düelloya kendin mi gireceksin?

Hayır. Yanımda ki Yavuz girecek.

Besim Bey şakanın sırası değil. Bu düelloda öldürülebilir. Neden bir çocuğu yanında getiriyorsun. Yazık değil mi bu çocuğa.

Yanımda ki en güçlü kişi o. Ben ne yapabilirim.

Öyle mi. Güldürmeyin beni.

Ciddiyim.

Peki, madem öyle diyorsun. Uyarmadı demeyin bana sonra.

General Ester ile kralın yanına gittik. Uzunca bir koridordan geçtik. Sarayda hakkını veriyordu. Her şey çok güzel görünüyordu. General Ester’ in kapısından daha büyük ve daha güzel bir kapının önüne geldik. Korumalar bizi direk içeri aldı. Kral karşımızda tahtında oturuyordu. Sağında güçlü bir komutan bulunuyordu. Önünde 4 komutan daha vardı. Hepsi çok güçlüydüler.

Kralım, yanımda Battal Bölgesi reisi Besim Bey var. Çocuğu suikasta kurban gitmiş. Araştırma yapmışlar ama bir şey bulamamışlar. Bundan dolayı olayı benim incelememi istiyorlar. Bende buna kralım izin verebileceğini söyledim. Bundan dolayı sizinle konuşmaya geldiler.

Anladım Ester. Evet, Besim Bey. Başınız sağ olsun. Ama bunu kabul etmem için benim seçtiğim iki kişi ile düello yapıp kazanman gerekiyor ve düelloda ölebilirsin de.

Ben her şeyi göze alarak geldim kralım.

Şu an bu odadan herhangi iki kişi olabilir. İyi düşündün mü?

Evet kralım.

Peki. Sen mi dövüşeceksin yoksa başka biri mi?

Yanımdaki kişi benim adıma dövüşecek.

İyi de o daha çocuk sayılır. Ondan daha güçlü adamın yok mu?

En güçlüsü o kralım.

Peki madem. Senin adın ne?

Yavuz kralım.

Yavuz sen düello yapmaya gönüllü müsün?

Evet kralım.

Seviyen kaç senin?

Seviyesizim kralım.

Ben bunu söyleyince diğer komutanlar kızgın bir şekilde bana baktılar.

Ben senin için sormuştum. Seviyene göre rakip ayarlamak istemiştim ama sen biraz kibirli duruyorsun. O zaman sana ders olması için Subay Veli ile düello etmeni istiyorum. Subay Veli’nin seviyesi 80. Haberin olsun.

Benim için sorun yok kralım.

Bu söylediğimden sonra iyice kızmıştı kral. Önündeki subay Veli’ye döndü.

İyi bir ders vermeni istiyorum.

Emredersiniz kralım.

Bulunduğumuz oda bayağı bir büyüktü. Yanındaki komutanlar ile bizi kendi düello odasına götürdü. Kralın bu kadar büyük bir düello odası olmazı güzeldi.

Kralım, çalışma odanız gerçekten çok güzel.

Beğendiğine sevindim Yavuz. Ama burada sana acı hatıralar kalacak.

En fazla iyi bir dayak yerim. Benim için iyi bir hatıra olarak tutarım. Sonuçta ülkemizin kralı beni düelloda izledi derim.

Kral Yakup iyi bir kahkaha attı. Birkaç komutanda gülmemeye çalışsa da kendilerine engel olamadılar.

Bakış açın çok değişik Yavuz. Rakibin bizim krallığımızın subayı Veli. Sürekli dövüş eğitimi almış iyi bir mızrak kullanıcısı. Yaşı 33 olmasına rağmen iyi bir seviyede. Kendisi gelecek vaat ediyor. Yenilsen bile üzülmene gerek yok. Karşındaki gerçekten iyi bir savaşçı.

Teşekkür ederim.

Yerlerinizi alabilirsiniz.

Veli karşıma geçip mızrağını saldırmak için uygun durumda tutar bir şekilde bekliyordu. Bende karşısında orta boy kılıcımla ani saldırı yapmak için bekliyordum. Kral Yakup başla dediği anda öne hızla atılıp kılıcımı Veli’nin yüzüne doru hızlı bir biçimde savurdum. Gücümü kontrol ettiğim için fazla etkilenmesini beklemiyordum. Ama düşündüğümden daha fazla güçlü olduğumu anladım. Veli mızrağı ile kendini savunurken kılıcımla vurduğum anda altı metre geriye savruldu. Sonrasında duvara çarparak durdu. Herkes şaşkın bir biçimde bana bakıyordu. Veli ayağa kalkmıştı ama mızrağın titremesinden elleri de titriyordu. Ben yanlış anlaşılma olmasın diye hemen kılıcımı kınına soktum. Ve Veli’ye doğru ilerledim.

İyi misin?

Ellerimi kontrol edemiyorum.

Mızrağı yere bırak. Yoksa titremen geçmeyecek.

Emin misin?

Evet.

Veli mızrağı yere bıraktı. Yavaştan elleri normale dönmüştü. Bende o sırada mızrağı elime aldım. Vurduğum darbenin etkisi ile oluşan titreşimi hissedebiliyordum. Normale dönmesi için iki mızrak hareketi yaptım. Sonrasında mızrağı Veli’ye verdim.

Mızrağındaki titreşimden kurtuldum. Şimdi rahat kullanabilirsin.

Teşekkürler.

Kralın yanına Ester geldi. Savunma durumunda bana bakıyordu. Besim Bey kala kalmıştı. Kral konuşmaya başladı.

Senden böyle bir güç beklemiyordum Yavuz.

Genelde bu halimi avantaj olarak kullanıyorum. Seviyemi söyleseydim Veli Bey buna uygun bir duruma hazırlanır ve açık bulduğunda beni yenerdi ama beni küçük gördüğü için direk aklından saldırmak geçiyordu. Bende bunu avantajıma alıp hızlı bir şekilde saldırdım. Veli Bey’in de o mızrağı tutmaya devam etmesi gerçekten müthişti.

Aferin bu yaşta kendini çok iyi geliştirmişsin. Nerede öğrendin?

Ayla Hanım’ın okulunda kralım. Halen 1. Sınıf öğrencisiyim.

Öyle mi? 1. Sınıf dedin değil mi?

Evet kralım.

Süpersin. Peki, şimdi seviyeni söylemek ister misin?

Biliyorum. Seviyemi söylemediğim için bana düşman gözü ile bakıyorsunuz. Ama söyleyemem. Babama söz verdim.

Neden baban senden böyle bir söz aldı?

Beni öldürmek isteyenler olabilirmiş. Nasıl anlatsam yani şöyle diyebilirim. İnsanları korumaya ve onlara zarar verenleri bulup cezalandırmaya fazla takık birisiyim. Bundan dolayı suçlu gruplarının beni öğrendiğinde, ileride bizim başımıza dert olur diye öldürmesinden korktuğu için bana söz verdirdi.

Öyle bir takıntın mı var?

Evet kralım. Birisi adaletsizliğe veya zorbalığa uğradığını gördüğümde hemen yanında kendimi buluyorum.

Bu güzel bir takıntı. Peki, senden hiç güçlü bir aura hissetmiyorum. Saldırırken bile hiç hissetmedim.

Auramı kontrol ediyorum.

Ayla Hanım’a bravo. Bu yaşta gerçekten çok şey öğretmiş. Auranı kontrol edebiliyorsan aura baskılamayı da biliyorsundur.

Evet biliyorum.

Tamam. Son düellonu bu yolla yapalım. Bakalım sana aura baskısında kim rakip olsun. Ya da sen seç bakalım. Sana seviyelerini söylemeyeceğim. Şansına kimi seçersen. Ester’i bildiğin için onu seçmeyeceğinden eminim.

O sırada komutanlarda bir gülümseme oluştu. Karşımda Ester hariç 4 kişi vardı. Ben seviyelerini yaklaşık olarak biliyordum.

Evet, Muhaza, Mehtap, Zafer ve Zeki var karşında. Hangisini seçiyorsun. Hepsi de çok güçlü savaşçılardır.

Zeki Bey’i seçtim.

Çok şanslısın. Seviyesi en düşük olan Subay Zeki. Seviyesi 85. Yaşı 30 olmasına rağmen gelecek vaat eden diğer subayımız.

Peki, nasıl yapılıyor bu aura düellosu?

Demek bunu daha öğrenmemişsin. Kısaca anlatayım. Kim başlıyor ise biraz aura salınımı yapacak sonra rakibi ondan daha fazla aura salacak. Sonra ilk başlayan ondan daha fazla aura salacak. Böle devam edecek. Kim artık aurasını diğerinden daha baskın yapamıyor ise kaybedecek. Baskın yapan kazanacak.

Anladım.

O zaman Zeki buraya gel. Ve önce sen başla. Yavuz senden sonra başlayacak.

Zeki karşıma geçti. Üzerinde kırmızı bir aura vardı. Yavaştan bana doğru baskılamaya başladı. Sıra bana gelince bende onu baskılayacak kadar auramı bıraktım. Bu şekilde yarım saat kadar devam ettik. Zekinin elleri titremeye başlamıştı. Ben onu geçmek için auramı biraz daha artırıp baskılamaya başladım. Zeki artık dayanamıyordu. Bana tamam yeter der gibi birkaç işaret yaptıktan sonra bakısını üzerimden çekti. Yanına gittim.

İyi misin?

Evet. İdare ederim.

Aferin Yavuz. Bu düelloyu da kazandın. Auranın siyah olması çok ilginç. Herkeste kolay belirmeyen karanlık ruh bilekliğine sahip olman güzel bir şey. İyi kılıç kullandığına göre büyücü değilsin. Aurayı iyi kullandığın için büyücü olmalısın. Sen hangisisin?

Ben genelde hançer kullanırım.

Bir kahkaha attıktan sonra

Hançer mi?

Evet.

Suikastçılar hançer kullanırlar.

Belimde bir tane var. Göstermek isterim.

Yavaşça belimden alıp Zeki’ye verdim. Ona krala vermesini istedim. Kral eline hançeri aldı.

Bunun özellikleri çok iyi. Nasıl elde ettin?

Kralım, merkeze ruh bilekliğimi almak için ruh bürosuna gelmiştim. Kara ruh bilekliğimi alınca bizim köyün muhtarı Hasan amca bana hediye almak istedi. Dündar Bey’in dükkânında Halise Hanım’ın da bana sözü vardı. O dükkândan bu hançeri aldım.

Çok güzel anlattın ama dükkânda çalışan Halise’yi tanımanı anlarımda dükkânda pek durmayan, kafile korumalığı yapan Dündar’ı nereden tanıyorsun?

Onu da bir seyahatimde tanıdım. Dündar Bey’in kafilesine baskın yapacaklarını öğrendim. Onları baskından kurtardım. Bu şekilde tanıştık.

Sende bayağı iş var. Al hançerini. İyi işlerde kullan.

Kesinlikle.

Bu düelloyu da kazandığına göre benden izin çıktı. Sıra Ester’e soralım. Sen ne diyorsun Ester?

Bu çocuk çok iyi. Harika bir geleceği var. Seviyesini söylemek istememesini şimdi daha iyi anlıyorum. Size yardım edeceğim. Ama bana her şeyi anlatacaksınız. Çünkü cevapları bulmuş olabilir ve kanıt olarak beni kullanmak istiyor olabilirsiniz. O yüzden hiç işi uzatmadan bana direk anlat Yavuz. Bende size elimden geldiğince yardım edeceğim.

Bulsaydık neden buraya gelelim ki?

Bu düellonun amacı savaşan kişinin gücü ve özelliklerini anlamaktır. Sen gerçekten çok güçlüsün. Bu olayı çözmüş olma ihtimalin çok yüksek. Sadece kanıt için beni kullanmak istiyorsunuz. Bunu anlamam normal değil mi?

Ben şimdi sana desem casusları buldum. Aralarında iletişime geçenleri buldum. Suikastı yapan birliği buldum. Arkasında kimler var hepsini buldum. Şunlar bunlar var desem bana inanmazsın ki. Görüyorsun yaşımdan dolayı pek ciddiye alınmıyorum. Ben sana her şeyi anlatsam bana inanacak mısın?

Haklısın. İnanmamam normal. Ama seninle bir düello yaparsam senin hakkında daha fazla bilgi edinirim. Benimle düello yapmak ister misin?

Olur.

İyi. Bu arada dün seviyemi 108 yaptım. Haberin olsun.

O bunu söyleyince yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Ester gülümsediğimi gördü.

Gülümsemene sevindim. Şimdi nasıl bir düello edelim. Sen seç. Kılıç, mızrak, hançer, yaylı silahlar, aura baskılama… Seç birini.

Hangisinde beni daha iyi anlarsın.

Aura baskılamada.

Tamam. Aura bakılama yapalım. Umarım dediğin gibidir.

Ester karşıma geçti. Yüzü ciddiydi. Aurasını salmaya başladı. Sonra ben saldım. Bu böyle bir saat kadar sürdü. Ester son anlarına geldiğini biliyordu. Baskılamasının üzerine geçersem büyük ihtimalle yenecektim ama nasıl bir sorunla karşılaşacağımı da bilmiyordum. Yenilme numarası yapmam en doğru karar olmalıydı.

Loading...
0%