@wassel
|
Öncesinde iyi gidiyorduk. Son kata geldiğimizde 5 tane Ork bıraktık. Bunların seviyelerini 100 yapıp öldürelim diye plan yaptık. Sonrasında arzularımıza yenik düştük. 3 tane Ork kalınca biraz daha seviye atlamalarına izin verdik. Seviyeleri 108 olunca onları biraz daha seviye atlasın diye bekledik. Seviyeleri 110 olunca onları öldüremedik. Sonrasında ise çabalayıp durduk. Anladım. Yani senin yaptığın gibi yapmaya çalıştık. Sen kendi seviyenden üç seviye fazlasını öldürebiliyordun. Bizde öldürebileceğimizi düşündük ama kendi seviyemizden biraz fazla seviye olunca aramızdaki güç birden açıldı. Anladım. Neyse ucuz atlattınız. Bende sizi arıyordum. Sen ne zaman çıktın zindandan? Gece yarısından sonra çıktım. İyileştirmelerden sonra sabah yemekhaneye size bakmaya gittim. Sizi bulamayınca yurda döndüm. Oda da Murat’ı göremeyince biraz endişelendim. Sonrasında Albert buldu beni. Seviyeleriniz nasıl arttı mı? Aylin kaç oldun? Seviyem 85 oldu. Bertun? Seviyem 87 oldu. Vay, artık seviyeni söylüyorsun. Yani. Saklamaya gerek kalmadı. Murat senin kaç oldu? Söylememi istediğine emin misin? Evet. Seviyem 110 oldu. Bertun ile Aylin şok olmuştu. Birbirlerine baktıktan sonra ikisi bana kızgın bir şekilde baktı. Yavuz, bizi neden çağırmadın? Seviye atlarken bizde gelebilirdik. Acele etmeyin. Zamanla sizinki de olur. Şimdilik siz seviyelerinize alışmaya bakın. Bu arada Murat çok iyi olmuş. Hem sayenizde bende seviye atladım. Sizinkisi kadar etki etmedi ama bir seviye bir seviyedir. Oha sadece bir seviye mi artırdı. Zar zor işte. Aramızda gülüştükten sonra Odalarımıza gittik. Murat ile konuştuk. Nasıl oldu Murat? Sen buna izin vermezdin. Aylin ile Bertun çok ısrar edince onları kıramadım. Sonra bende toparlayamadım. Hepimizin hatası işte. Onlar söyledi diye yapmama gerek yoktu. Anladım. Sana müdür ceza verdi. Bir hafta odada kalacaksın. Yemek haricinde yemekhaneye gitmende yasak. Kütüphaneden sana kitap getireyim mi? Çok iyi olur. Mızrak saldırılarına karşı biraz eksikliğim var. Mızrak sanatları kitabı getirir misin? Tamam. Yarın bende General Ester’e bakmaya gideceğim. Aslında beraber gitmek istemiştim ama cezan yüzünden seni götüremiyorum. Önemli değil. Sen elfi elde etmeye bak. Sağ ol. Sabah General Ester’e gitmek için hazırlanmıştım. Önce Ayla Hanım’ın yanına gittim. Merhaba Ayla Hanım, General Ester’ in yanına gitmeden önce uğramak istedim. İyi etmişsin Yavuz. Seviyene alışabildin mi? Son zindanda kazandığım deneyimler ile daha iyiyim. İyi ki sen varsın, yoksa Albert ile zindanı temizleyemezdik. Onları yalnız bırakmasaydım belki bu durum olmazdı. Olan oldu artık. General Ester’e bizden selam söyle. Olur. Saraya gitmek için hazırlandım. Yavaştan yola koyuldum. Yürüyerek yol uzun sürecekti ama ben gezerek gitmeyi tercih ettim. Ara sokaklardan geçtim. Alışveriş yapan birçok insan vardı. Koruma ofisinin önünden geçiyordum. Bir çocuğun korumalardan birine yalvardığını duydum. Lütfen köyüme gelip yardım edin. Haydutlar köyümüzü soydu. Kardeşimi kaçırdılar. Lütfen bana yardım edin. Lütfen… Orada korumaların ne yapacağını merak ederek bekliyordum. Korumalardan biri konuşmaya başladı. Paran var mı? Ne parası, haydutlar soydu diyorum. Anlamıyor musunuz? Paran yoksa yardım edemeyiz. Neden, parasız da yapabilirsiniz. Köyün durumu düzelince size erzak olarak borcumuzu öderiz. Siz ödeyene kadar zaman akıp geçer. Hadi başka kapıya… Lütfen yardım edin. Neyse dayanamadım. Şu işi halledeyim sonra General Ester’in yanına giderdim. Yaklaştım çocuğa. Merhaba, adın ne? Adım Burak. Benim adım da Yavuz. Ben sana yardım ederim. Köyün nerede? Ciddi misin? Bana yardım edecek misin? Tabi ki. Çok teşekkür ederim. Burada kimse beni dinlemiyor. Ben seni dinlerim. Başınıza ne geldi? İki gün önce bir adam geldi. Köyümüzden erzak istedi. Bizde istediği erzağı hazırlayıp ona sattık. Sonrasında adam erzağı alıp gitti. Bir saat sonra 12 kişilik bir grup geldi. Tabi yanlarında bizden erzağı alan adam da vardı. Adamın hiç hali yoktu. Her yeri yara bere içindeydi. Çok fazla dövdükleri belli oluyordu. Adamdan erzağını almışlar ve erzağı nereden aldın diye sorguya çekmişler. O da yediği dayağa fazla dayanamayıp haydutları köye getirdi. Sonrasında bizim bütün paralarımızı ve erzaklarımızı aldılar. Buna mâni olmak isteyen kişileri iyice dövdüler ve bazılarını öldürdüler. Küçük kızları soylulara köle olarak satmak için yanlarına aldılar. Bunların arasında benim kardeşim Mehtap’ta var. Peki, sizi soyup, kaçıranlar nasıl kişilerdi? Liderlerine Merhum diyorlardı. İrice bir adamdı. Sağ omuzunda yıldız dövmesi vardı. Diğer arkadaşlarının sağ ellerinde yıldız dövmesi var. Anladım. Köyüne doğru yola çıkmadan önce biraz erzak alalım olur mu? Birde onları taşıyacak bir araba bulalım. Çok düşüncelisin. Benim bunları karşılayacak param yok ama. Benim var. Sen dert etme. Burak ile beraber araba alabileceğimiz bir dükkâna gittik. Oradan arabamızı aldık. Birkaç dükkândan da erzakları aldık. Martı Köyüne doğru yola koyulduk. Bu arada Burak ile sohbet ediyorduk. Annen ile baban nasıllar? Annem ben küçükken ölmüş. Babam kardeşimi kurtarmak isterken haydutların elinde öldü. Anladım. Köyde başka akraban var mı? Evet. Amcam var. O da yaralandı. Beraber gelecektik ama o çok yaralı olduğu için köyde kaldı. Köyde muhtar yok mu? Muhtar Aziz var. Onu da çok dövdüler. Ben giderken yatağında yatıyordu. Anladım. 45 dakika sonra Martı Köyü’ne varmıştık. 15-20 ev bulunan küçük bir köydü. Köyün etrafı çit ile çevrili olmadığından her yerden saldırılabilecek durumdaydı. Köyü biraz inceledim. Çok açık bir alanda kuruluydu. Köyü gezdim. Yaralıları iyileştirdim. Muhtar Aziz, Burak’ı gördüğüne çok sevinmişti. Zarar görmüş evleri tamir ettikten sonra bütün köylüleri köyün merkezinde topladım. Merhaba adım Yavuz. Buraya size yardım etmeye geldim. Öncelikle size getirdiğim erzakları aranızda paylaşın ya da hep beraber yemek yapıp birlikte yiyebilirsiniz. Bugün köy için birkaç şey daha yapacağım. Köyün etrafına duvar çekeceğim. Girişi tek taraftan yapacağım. Köye girenlerden haberiniz olması için iyi bir yoldur. Kaçırılan kızlarınız varmış. Ben kızlarınızı ararken, siz duvar çiti yapacaksınız. Buna itirazı olan var mı? Bizim içi çok iyi olan şeyler bunlar. Neden itiraz edelim ki? Yapmak istediğine emin misin? Tabi ki. Size bu şekilde yardım edebilirim. Benimle beraber duvar çiti yapmaya başlayın. Bu arada size baskın yapan haydutları araştırırım. Gölgelerimden bazılarını duvar çit yapmaları için görevlendirdim. Haşhaşi’yi haydutları bulması için görevlendirdim. Aradan bir gün geçmişti. Duvar çitini bitirmiştik. Muhtar Aziz bana doğru geldi. Yavuz, sayende duvarı yaptık. Kızlardan bir haber var mı? Araştırma devam ediyor Muhtar Aziz. Öğlene doğru gölgelerim gelirler. Öğlene doğru köyün ortasına sofra kurduk. Avladığımız geyiği burada pişirmiştik. Fazla kalabalık değildik. Köy nüfusu çok azdı. Bu geyik iki gün bize yeterdi. Yemeklerimizi yerken Haşhaşi yanımda belirdi. Kralım, aradığınız kişileri buldum. Neredeler? Köyden yarım saat uzaklıkta bir evde tutuluyorlar. Bu akşam, esir tuttukları kızlar için birisi gelecekmiş. Tamam. Gölgeler takibi bırakmasınlar. Bakalım arkasından kimler çıkacak. Yemeğimizi yedikten sonra Muhtar Aziz’in yanına gittim. Yanında Burak’ta vardı. Güzel haberlerim var. Buldunuz mu kızları? Evet. Bulduk. Ben birazdan kızların yanına gideceğim. Siz köy halkına bir şey söylemeyin. Köylüler bilirlerse mutlu olurlar. Mutlu olurlar ama endişeli de olurlar ve istemediğimiz şeyler yaparlar. Kimsenin haberi olmaz ise daha iyi olur. Anladım. Peki, kızların durumları nasıl? Hepsi iyi. Merak etmeyin. Akşam kızlarla beraber gelirim. Arabayı yanıma alıp, köyden çıktım. Haşhaşi, kızların esir tutulduğu eve doğru götürdü. Eve yaklaşmıştık. Arabayı bir ağacın altına gizledim. Evi uzaktan gözlemeye başladım. Gölgelerim evdeki durumu anlatmıştı. 7 tane kız bir odada tutuluyordu. Evde 4 tane koruma vardı. Hepsinin sağ elinde yıldız dövmesi bulunuyordu. Başka gelip giden yoktu. Liderleri Merhum akşam gelecekti. Yanında çocukları satacağı adamı da getirecekti. Evin önüne gittim. Kapısını çaldım. Merhaba, kimse var mı? Biraz bekledikten sonra kapı açıldı. Ne arıyorsun burada çocuk? Yolumu kaybettim. Çok acıktım. Yiyecek bir şeyler verebilir misiniz? Param var. Paran var demek. İçeri gel ufaklık. Eve girdim. İçerisi çok kirliydi. Paspal bir durum vardı. Sürekli kullanılan evleri olmadığı, etraftaki tozlardan belliydi. İki kanepe ve birkaç tane minder vardı. Diğerleri masada oturmuş oyun oynuyorlardı. Beni görünce gülmeye başladılar. Bu ufaklık acıkmış. Parası da varmış. Çok şanssız olmalısın ufaklık. Yanlış eve geldin. Beni içeri alan bir yumruk salladı. Bende yere attım kendimi. Ağlamaya başladım. Neden vuruyorsun ya, sadece acıktım. Vermeyecekseniz bırakın gideyim. Artık gidemezsin ufaklık. Senide satacağız. Birbirlerine bakıp güldüler. Sonra beni kızların bulunduğu odaya koydular. Burada rahat dur. Bu kızlar ile beraber satılacaksın. Ölmediğine dua et. Kapıyı arkamdan kapattı. Odaya bakındım. 7 tane kız korkulu gözler ile bana bakıyordu. Merhaba, adım Yavuz. Mehtap hanginiz? Mehtap benim. Adımı nereden biliyorsun? Abin ile karşılaştım. Sizi kurtarmak için geldim. Yarası olan var mı? Hepimizin ufak yaraları var. Sırayla sizi iyileştireyim. Bizi iyileştirince ne düzelecek? Bizi köle diye satacaklar ve senide satacaklar. Sende bizim gibi esir düştün. Hey sana diyorum. Kafana çok mu sert vurdular? Anlamıyor musun? Mehtap böyle konuşurken çok tatlı oluyordu. Gülmeye başladım. Tamam, gülemeye başladığına göre delirdin sen. Bir de bizi kurtarmak için gelmiş. Sen daha kendini kurtaramıyorsun. Neyse. Sizleri iyileştireyim sonrasına bakarız. Çocukları iyileştirdikten sonra adamların gelmesini bekledim. Zaman çok yavaş geçiyordu. Ama beklemem gerekiyordu. Rolümü iyi yaparsam bütün suç ortaklarını yakalamış olacaktım. Sonrası infaz. Mehtap, sizden başka buraya gelen oldu mu? Olmadı. Sizi kaçıranlar kaç kişilerdi? Tam saymadım ama 10’dan fazla kişi vardı. Adamlar geldiğinde istedikleri gibi davranın olur mu? Sen ne yapacaksın? |
0% |