@wassel
|
Anlıyorum. Bana bu şansı verdiğin için teşekkür ederim. Elimden gelenin en iyisini yaparak geçmişte yaptıklarımı telafi etmeye çalışacağım. Arabalar hazır mı? Hazır. Hadi köyüne gidelim. Ben öyle söyleyince yüzünde bir gülümseme oldu. İçindeki doğru yolu bulmuştu. Köye vardığımızda Muhtar Aziz beni karşıladı. Hoş geldin Yavuz. Hoş buldum Aziz amca. Yanımda size koruma adayı getirdim. Tabi siz onaylarsanız. Sen getirdiysen iyi bir adamdır. Tabi ki onaylarız. Öyle. Adı Mert. Seviyesi 86, bir ateş kılıcı kullanıcısı. Zamanla bir ekip kuracak ve köyünüzü koruyacak. Ne kadar bir ücret istiyor? Barınacak bir ev ve geçinecek kadar erzak yeterli olacak. Kendine yaşayabileceği bir yer arıyor. Gerçekten mi? Bu kadarcık şeye razı olur mu? Evet, Aziz Bey. Benim için yeterli. Yanımda çalışacak 3 kişi daha getireceğim onları da eğitip burada korumalık yapmalarını sağlayacağım. Çok teşekkürler. Arabada bazı mal ve erzaklar var. Bunları da köy için kullanırsınız Aziz amca. Olur. Yoldan geldiniz, sofra kuralım da yemek yiyelim. Hem köylü de seni görmüş olur Yavuz. Olur Aziz amca. Haber gelene kadar buradayım. Ne haberi? Bu çocuk kaçırıp satma işine destek olan bir soylu buldum. Yerini öğrenene kadar burada kalacağım. Yerinden emin olunca onu ziyarete gideceğim. Bir de soylu olacaklar. İnsanlara en çok bunlar zulmediyor. İçlerinde iyileri de var Aziz amca. Oluyor işte. Haklısın. Aziz amca Mert için bir yer gösterdi. Mert buraya yerleşti. Arabadaki erzakları ve malları köyün deposuna koyduk. O sırada köylüler sofrayı hazırlamışlardı. Burak ve diğer çocuklar beni görünce çok sevinmişlerdi. Hepsi etrafımda dönüyordu. Yemeklerimizi yedikten sonra bolca sohbet ettik. Mert’e köyü gezdirdim ve ne yapması gerekeceğini anlattım. Bu köyü de güvenilir olarak geride bırakacağım ama arada bir kontrol de edeceğim. Akşam olmuştu. Mert’e verilen evde Mert ile beraber kaldık. Yavuz, seni çok takdir ettim. Neden? Köydeki insanlara yaklaşımını ve onların sana karşı olan güvenlerini gördüm. Çocukların senin etrafında oyunlar oynaması, köylülere yardım etmen ve onlar için bir duvar bile yapmışsın. Bunları pek fazla insan yapmaz. Birinin yapması lazım. Beni buraya getirdiğin için minnettarım. Bu köyü kendi köyüm gibi koruyacağım. Bana güvenebilirsin. Zaman her şeyi gösterecek. Umarım dediğin gibi olur. O sırada Haşhaşi geldi. Yanımda oluşunca Mert bir an korktu. Korkma Mert, alışmış olman lazım. Haklısın. Evet, Haşhaşi anlat bakalım. Durumlar nedir? Kralım, Soylu Bayram’ı buldum. Bölgesinde ki konağında kalıyor. Korumaları Altan ile Mehmet kendi yerlerindeler. Anladım. Ne kadar uzaktalar? İki saatlik bir mesafede. Gece 3 gibi çıkarsak sabaha karşı iyi bir baskın yapabiliriz. Gece 12 de çıkacağız. Sabaha kadar hepsini öldüreceğim. Geriye bir kanıt bile bırakmayacağız. İşimizi gece yapmamız lazım. Gölge yerleştirdin mi hepsine? Evet kralım. Tamam. Mert ile konuşmalarımıza devam ettik. Gece yarısına doğru Mert yatmıştı. Bende yola koyuldum. İki saat kadar sonra Bayram’ın bölgesine gelmiştim. Bölge girişinde iki tane koruma vardı. Yanlarına yaklaştım. Biraz uykulu görünüyorlardı. Merhaba Çocuk korkuttun bizi. Kusura bakmayın, korkutmak istememiştim. Yolumu kaybettim. İçeri girebilir miyim? Bu saatte dışarıda olmaman lazım. Başına bir şey gelebilir. İçerde bir misafir hane var. Fiyatı uygundur. Oraya git. Benim gönderdiğimi söyle daha az ücret alsınlar. Teşekkür ederim. İçeri girdim. Bayram’ın bulunduğu konağa doğru ilerledim. Konağın önünde korumalar vardı. Ama benim için sorun değildi. Gölge hareketlerimle çoktan Bayram’ın yatak odasına geçmiştim. Kocaman bir odada tek başına kalıyordu. Yatak üç kişinin sığabileceği kadar büyüktü. Üzerindeki işlemeli yorgan bayağı pahalı görünüyordu. Yanına yaklaştım. Mışıl mışıl uyuyordu. Hançerim ile boğazını kestim. Sesi bile çıkmamıştı. Kafasını yatağın başlığının üzerine astım. Bedenini yatakta bıraktım. Yatağın üzeri kanlar içinde kalmıştı. Kanlar yere akıyordu. Burada işim bitmişti. Sırada şu iki komutanı vardı. Aslında buraya gelirken bütün korumaları ile beraber öldürecektim ama korumalar arasında, yaptıkları işten haberi olmayanlar da vardı. Bölge girişinde ki koruma gibi. Altan’ın yanına gittim. Gece vakti kadınlardan birine işkence ederken yakalamıştım. Onu orada bayılttım. Dilini kestim. Kadını bağlı olduğu yerden kurtardım. Ona iyileştirme büyüsü yaptım. Kadın iyi olunca bana çok teşekkür etti. Altan’ı kadını bağladığı yere bağladım. Onu ayıltıp bir saat boyunca işkence yaptırdım. Ölünce cesedini Gabriel’e özümsettim. Kadını da serbest bıraktım. Sonrasında Mehmet’in yanına gittim. Bu son komutanıydı. Yani arkadaş, bunlar neden böyle iğrençler anlamıyorum. Onu da küçük bir kıza tecavüz ederken yakaladım. Mehmet’i orada bayılttım. Küçük kıza iyileştirme büyüsü yaptım. İyi olduğunu görünce onu holde beklemesi için bıraktım. Mehmet’in yanına gittim. Onu ayılttım. Önce tek tek ayak parmaklarını kestim. Sonra ellerindeki parmakları kestim. Acısından ölmek için yalvarıyordu. Ama onu hemen öldürmeyecektim. Yavaş bir şekilde uzuvlarını kestim. İyileştirdim tekrar kestim. Bir saat kadar işkence yaptıktan sonra onu da öldürdüm. Gabriel cesedini özümsedi. Holde bekleyen kız ile bölgeden ayrıldım. Adın ne? Melisa. Ailen var mı? Kimsem yok. Hepsini öldürdüler. Anladım. Seni köyüme götürmemi ister misin? Çok isterim. Martı köyüne dönmüştüm. Mert halen uyuyordu. Bana hazırlanan yatağa Melisa’yı yatırdım. Sabah olunca Muhtar Aziz amcanın yanına gittim. Olanları sansürlü anlattım. Melisa’dan bahsettim. Köy halkı ile birlikte kahvaltı yaptık. O sırada herkes ile Melisa’yı tanıştırdım. Çocuklar onu içtenlikle aralarına almıştı. Aziz amca artık Melisa’da sizinle kalacak. Gidecek bir ailesi ve evi yok. Sizin için sorun olur mu? Olmaz tabi. Yavuz, benimle birlikte kalabilir. Onu iyi eğitirim. İlerde köyümüz için iyi bir savaşçı olacaktır. O zaman sana emanet Mert. Hem haberler zamanla yayılır. Artık seni tehdit edecek kimse kalmadı. Umarım yolundan ayrılmazsın. Teşekkür ederim. Bana yeni bir hayat verdin. Yüzünü kara çıkarmayacağım. Aziz amca benim artık gitmem gerek. Mert artık sizinle olduğuna göre endişelenmeme gerek kalmayacak. Yine gel Yavuz. Gelirim. Çocuklar ile vedalaştıktan sonra krallık sarayı için yola çıktım. Sarayın önüne geldiğimde korumalar beni durdurdu. Kimsin ve neden geldin? Adım Yavuz, General Ester’i görmek için geldim. Onu nereden tanıyorsun? Uzun hikâye. Siz benim geldiğimi söylerseniz, izin verecektir. Öyle her gelen için sorsaydık işimiz bitmezdi. Hadi ikile ufaklık. Korumalar kendi aralarında gülüyordu. Yan taraftan üzeri iyi giyimli olan biri yaklaşıyordu. Yanında da korumalar vardı. Benim olduğum yere doğru iyice yaklaştı. Göz göze geldiğimde tanımıştım. Merhaba Yavuz Merhaba Komutan Muhaza, General Ester için gelmiştim ama içeri almıyorlar. Sen benimle gel. Bende General Ester’in yanına gidiyorum. Beraber gideriz. Korumalar şaşkın biçimde bana baka kalmışlardı. Tabi bu arada komutan Muhaza, onlara iyi bir fırça çekmişti. Saraya doğru devam ettik. Nasıl gidiyor çalışmalar? Şimdilik iyi gidiyor. General Ester, seni geleceğin savaşçısı olarak görüyor. Ne zaman konun açılsa, övgüler ağzından hiç düşmüyor. Tabi bizim genç subaylarda daha azimli oldular. Eskiye nazaran iki kat daha fazla çalışıyorlar. İyi bir etkim olmuş değil mi? Aynen. Peki, ne için geldin? Bana bir parşömen göndermişti. Bitirirse yanıma gelsin, elimde diğer eşi var demiş. Bende ondan geldim. Hiç bahsetmemişti. Parşömen için çağırdıysa kesin seninle zindana girmek isteyecek. Eğer zindana girerseniz dikkatli ol olur mu? Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim. Tabi ki düşüneceğim. Krallığımızın gelecek vadeden gençlerimizin hepsi çok değeli. Sende öylesin. O sırada General Ester’in odasının önüne gelmiştik. Korumalar kapıyı açtı. Bizde içeri girdik. Bak sana kimi getirdim? Vay! Yavuz hoş geldin. Hoş buldum, bıraktığınız parşömeni bitirdim. Diğeri için geldim. İyi ettin. Bende sabırsızlıkla seni bekliyordum. Muhaza bugün yerime sen bakıyorsun. Biz Yavuz ile zindana gireceğiz. Emredersiniz General. O sırada General Ester ile çalışma odasına gidiyorduk. Gel bakalım Yavuz. Bıraktığım parşömen zor muydu? Hem de çok zordu. Hangi canavarlar vardı? Liderleri Kara Elf olan Elfler vardı. Çok iyi. Güçlüler miydi? Hem de nasıl. Zindandan çıktığımda 12 buçuk saat geçmişti. Harika. Şimdi daha çok heyecanlandım. Seviyen artmıştır. Zindan lideri olarak ben mi gireyim sen mi girmek istersin? İzin verirseniz lider olarak girmek isterim. Hım… Peki, kaç kişi girdiniz? Dört kişi girdik. Kimler seninle beraber girdi? Ayla Hanım, Albert, Murat ve ben. Anladım. İyi seviye kasmışsınızdır. Evet. Özellikle Ayla Hanım’ın seviyesi çok iyi oldu. Umarım bizimde iyi artar. Sizin seviyeniz 108 diye hatırlıyorum. Değil mi? Evet. Halen 108. Bu zindandan sonra çok büyük bir artış olacaktır. İnşallah. Sonunda geldik. Al bakalım parşömeni. Parşömeni alıp sütunun üzerine koydum. Kelimeleri söyler söylemez zindana ışınlandık. Haritadaki işaret bizi büyük bir dağın yamacına götürüyordu. Dağın zirvesine giden bir patika yol vardı. Yolun sonunda harika bir kale görünüyordu. Sanki dağın ucunu işleyerek kayalardan kale yapmışlar gibi duruyordu. Kalenin önüne geldik. Direk kaleye gireceğiz. Sen geriden gel Yavuz? Bekle General Ester. Önce içerdeki durumdan haberdar olalım. Girmeden nasıl öğreneceğiz? Benim gölge yeteneğim olduğunu unuttunuz galiba. Gölgelerim kaleye girsinler, içerdeki durumu öğreniriz. İyi madem. O sırada gölgelerimi kaleye gönderdim. Bu sırada etrafı inceliyorduk. Yaklaşık 10 dakika sonra Alfa yanımda belirdi. Kralım, kalenin içerisinde kara elfler var. Kara elflerin seviyesi 110. Kale üç kattan oluşuyor. Katlar arası kapılar açık. Zaman geçtikçe hepsi seviye atlayacak. İlk katta 50 tane kara elf var. Hepsi her eşyayı kullanabilen türdenler. İkinci katta iki bölüm var. İlk bölmede 50 kara elf var. İkinci bölmede 100 kara elf var. Üçüncü katta 200 tane kara elf var. Üçüncü kattın arka kısmında sütun üzerinde yarım bir kolye var. Yanında altın kafes içinde bir elf var. Anladım. Durumu General Ester’e anlattım. Yarım kolye ve altın kafes içindeki elfi anlatmadım. Ateş’i oluşturdum. General Ester biraz tedirgin oldu. Bu ne Yavuz? Benim hizmetkârım. |
0% |