Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@wassel

Haha. Giderken de çok istiyordun. Aferin. Sana kara eşya lazımdır. Benim arka depoda var mı bir bakayım. Verdiğim %50 indirim sözünü unutmadım.

Bana hatırlatma gereği bırakmadığın için sağ ol.

İki dakikaya gelirim dükkân sana emanet.

Tamam. Ucuza satmamaya çalışırım.

Hasan amca ile eşyalara bakıyorduk. Benim ilk girdiğimde beğendiğim altın işlemeli pelerin benim özelliklerime uymuyordu. Tabi gücüm arttıkça klonlarım çoğaldıkça bana uymasa bile klonlarıma uyacaklardı. Onlardan bana geçen özellikler şimdiden beni heyecanlandırıyor.

Geldim. Ucuza mal satıp beni batırmadın değil mi?

Bizden başka gelen olmadı ki.

Kara eşyalar pek satılmadığı için fazla bulunmuyor. Elimde bir tek bu kolye var.

Kolyenin ne özelliği var?

Gizlenme özelliğini %50 artır.

Başka bir özelliği yok mu?

Benim görebildiğim bu. Sen de bak bakalım ne görüyorsun?

Ver bakayım.

Bu eşyada da seviye özelliği vardı. Gizlenme %50 artırır. Seviye arttıkça yan özellikler açılacaktır.

İbaresi yazıyordu. Neyse bunları ben bilsem daha iyi.

Dediğin gibi. Başka bir özelliği yok. Ne kadara vereceksin?

Aslına bakarsan depoda duran bir malzeme zaten özelliği de sana göre değil. Belki tehlikeli bir durumda kurtulmanı sağlar. %50 sözüm gereği bunu sana hediye edeceğim. Ne dersin?

Hediye mi? Çok olmadı mı senin için? Sonuçta sende para kazanmalısın.

Şimdi daha çok sana hediye etmek istiyorum. Lütfen reddetme.

Neden kabul etmeyim, ben sadece düşüncemi söylemiştim.

Aferin. Güle güle kullan.

Teşekkür ederim. Biz 2-3 gün daha buradayız arada yanına uğrarım.

Beklerim.

Dükkândan çıktık. Kolyeyi taktım. Sonuçta seviye atlarken o da atlasın değil mi? Yüzük ve hançerim seviye atlamışlar bile. İkisi de 2. Seviye olmuş. Demek eşyaların seviye atlaması daha zor. Sonuçta seviye 7 oldum. Onların da seviye 7 olmasını bekliyordum. Neyse buda güzel. Kolyem seviye atladıkça daha fazla gizli olabilirim. İlerde birilerini takip ederken çok işime yarar. Ya da gölgelerimin işine yarar. Akşama doğru Hasan amca ile otele döndük. Kasaba başkanının yanına gitmemiştik. Büyük ihtimal yarın gidecektik. Ben odaya çıkarken, Hasan amca aşağıda korumalar ile sohbete katıldı. Tabi klon onunla beraber kaldı. Odaya çıktım yatağa oturdum. Hasan amcanın neler konuştuğunu bana takım ustası anlatıyordu. Zaman geçtikçe Hasan amcanın daha sinirli olduğunu söylüyordu. Olaylar kapatılmış gibi görünüyordu. Şu an bunu araştıracak güçte olmadığımız için elimizden bir şey gelmiyordu. Hasan amca odaya geldiğinde ben yatağımda yatıyordum. Benim üzerimi örttükten sonra o da yatağa geçip uzandı. Zaman hızla geçti. Sabah olmuştu. Beraber kahvaltı ettikten sonra başkanın yanına gideceğini söyledi. Gelmememi tembih etti. Bende odada kaldım. Klon Hasan amca ile gittiği için çokta bir şey kaçırmayacaktım. Hasan amca Başkan ile görüşmek için ofisinin önünde bekliyordu. Başkan daha gelmemiş anlaşılan. Beklerken korumalar ile görüşüyordu. Korumalar olayı araştırdıklarını ama hiçbir şeye ulaşamadıklarını söylüyorlardı. Anlattıklarına göre araba şoförü Murat abi ile iki koruma araştırma sırasında vahşice öldürülmüşler. Daha sonra araştırmaya ara vermişler. Şehir merkezinden istekte bulunmuşlar ama gelen olmamış. Bu arada Başkan Servet Bey geldi. Hasan amcayı görünce onunla beraber ofise geçti.

Hoş geldin Hasan amca. Nasıl gitti yolculuk?

Biraz sorun yaşasak ta üstesinden geldik. Siz de durumlar nasıl? Olayı araştırmaya ara vermişsiniz diye duydum.

Ara vermedik sadece merkezden araştırma ekibinin gelmesini bekliyoruz. Yaşadığımız sorunlardan ve ölümlerden sonra daha temkinli araştırma yapılması gerektiği kanısına vardım. İki korumamız ile Murat Bey bir şeylerin peşinde olduklarını söyledikleri geceden sonra, ara sokakta parçalanmış cesetlerini bulduk. Ondan sonra merkezden daha iyi araştırma yapabilecek ekip istedik.

Bu kadar önemli ne olabilir ki? İki küçük çocuk nasıl bir sorunun içine düşmüş olabilirler?

Bende bilmiyorum. İş bayağı derinlere gidiyor olsa gerek. Korumaların ölümlerinden sonra buradaki korumalar araştırma yapmak için pek isteksizleşti. Haliyle onlara da hak vermek gerek. Hepsinin ailesi var.

Anladım Serhat Bey. Ben izninizi isteyeyim.

Hasan amca ofisten çıktı. Birkaç dükkâna uğradıktan sonra otele geri döndü. Geldiğinde çoktan öğlen olmuştu.

Yavuz, sana neler aldım neler. Yerken parmaklarını da yiyeceksin. Şu masanın üzerini bir temizle geliyorum.

Tamam. O iş bende.

Masayı hazırladıktan sonra yemek yemeye başladık. Bana olanları anlattı. Murat abinin öldürülmesine çok üzülmüştüm. Tabi korumaları tanımadığım için hafızamda olan birisinin ölmesi daha üzücü gelmişti. Peki, Ali ile Osman nasıl büyük bir şeye tanık olmuşlardı. Bu kadar çetrefilli bir durum nasıl oluşmuştu. Hasan amca bildiğim şeyleri anlatıyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu. Mecbur bilmiyormuş gibi dinlemeye devam ettim. Öğleden sonra biraz daha kasabada gezdik. Sonra otele döndük. Hasan amca yarın köye döneceğimizi burada daha fazla kalmamıza gerek olmadığını söyledi. Umudunu yitirmişti anlaşılan. Akşam olmuştu Hasan amca aşağıya gitti. Biraz kafa dağıtmasına ihtiyacı varmış. Benim de odadan çıkmamamı tembihledi. Oda da yalnız kalınca Takım Ustasına klonu ile beraber deneyim kazanmak için ormana gitmelerini söyledim. Zaten ne zaman istersem gölgemden hemen çağırabiliyordum. Yatağa uzandım beleş deneyimlerimin gelmesini bekliyordum. Aradan 3 saat geçti. Seviyem 7’den 8’e yükselmişti. Son iki seviye kalmıştı 10 olmama. Takım Ustası yardımcısını çağırmayı dört gözle bekliyordum. O nasıl bir gölgeydi. Ben böyle düşüncelere dalmışken uyuyuvermişim. Sabah olmuştu. Seviyem 9 olmuş. Takım ustası 10. Seviye olmuş. Demek oluyor ki 2 klon yapabiliyor. Hasan amca halen uyuyordu. Akşam bayağı içmiş anlaşılan. Biraz zor kaldırdım onu. Kafam ağrıyor deyip duruyordu. Banyo yaptıktan sonra kendine geldi. Kahvaltımızı yaparken konuşmaya başladık.

Yavuz şu an seviyen 1 olduğu için 1 klon yapabiliyorsun değil mi?

O arada şaşkın şaşkın ona bakmıştım. Benim seviyemi göremiyordu. Takım Ustası bana “Sizden başka kimse seviyenizi göremez kralım. Sadece seviye taşı ile bakılması gerekiyor, seviye taşı da şehir merkezinde ruh bürosunda var.” Demesi biraz beni aydınlattı.

Evet, Hasan amca. Her 10 seviyede 1 klon yapabiliyorum.

Köye gidince seviyeni artırmamız gerekecek. Buradan gitmeden dükkânlara uğrayalım da karanlık başlangıç seviyesi zindan parşömeni bulabilirsek alalım. Zindanlarda hızlı seviye atlarsın. Aslında ormanda hayvan avlayarak ta seviye atlarsın ama yarısı kadar deneyim verir. Hem eşyada kazanamazsın.

Öyle bir parşömen mi var?

Tabi. Hem karanlık zindanlardan kara eşya bulma ihtimalinde var.

Çok iyi. Bu parşömenler çok pahalı mı?

Kara eşyalar pek satılmadığı için bu parşömenleri kullanan pek yok. Ucuz olması gerekiyor. 3’te 1 fiyatına alırız.

Mükemmel. Sanki her şey benim için yapılıyor. Haha

Çok sevinme, bazı dükkânlar karanlık parşömenler satılmadığı için ellerinde bulundurmuyor.

Umarım buluruz 1 tane.

Hadi hazırlan dükkânlara bakmaya gidelim.

Tamam.

Etrafı toparladıktan sonra parşömen bulmak için dükkânları gezmeye çıktık. İlk dükkânımız belliydi. Serhat abinin dükkânına uğradık.

Merhaba Serhat abi.

Hoş geldin Yavuz. Üzgünüm ama bu zamana kadar kara eşya bulamadım.

Onun için gelmedik. Başlangıç seviye karanlık parşömen lazım, sende var mı?

İyi dedin, oradan eşya da elde edebilirsin. Bekle bir arka depoya bakayım. Dükkân yine sana emanet.

Tamam. Ucuza satarım mallarını.

Aradan 10 dakika kadar geçti. Elinde 2 tane parşömen vardı. Bana doğru uzattı.

Bunlar var. Birisi başlangıç 1-10 seviye arası. Diğeri 15-25 seviye arası. Sen ikisini de al. Seviyen artınca diğerine de girersin.

Vay, teşekkürler. Ne kadar vereceğiz. Geçen ki gibi hediye mi edeceksin yoksa?

Yok, canım daha neler. İkisine 10 altın ver yeter.

10 altın mı? Bu çok ucuz olmuyor mu?

Yeter de artar bile. Senden isteyeceğim tek şey işine yaramayan bir şeyler bulursan bana getirmen.

Anladım şimdi. Karşılıklı kar edeceğiz diyorsun.

Yani.

Tamam, o zaman. Oldu bil. Peki, bu zindanlarda ne ile savaşıyorlar?

Artık ne denk gelirse sana. Elfler, cüceler, goblinler, hayvan adamlar, ejderhalar gibi.

Vay bayağı çok varmış. İyi de bunlardan savaşmak istemeyen olanı yok mu?

Zindan onların yaşam alanı. Zindana giren her şeyi öldürmeye çalışıyorlar. Yani şöyle düşün, evinde gezen bir örümcek ister misin? Görür görmez öldürmek istersin. Bunlarda da böyle. Biz onların gözünde evlerine girmiş zararlı örümcekler gibiyiz.

Şimdi daha iyi anladım. Benim için parşömen biriktirmeyi unutma.

Tabi tabi. Elime geçerse senin için depoda tutarım. Bu sefer depo parası da alırım.

Esnaf olduğunu hemen belli ediyorsun. Görüşürüz.

Dükkândan çıktık. Hiç beklemediğimiz 2 tane parşömene sahip olmuştuk. Diğer dükkânlara da girdik. Onlardan 1 tane parşömen elde edebildik. Bunun seviyesi 30-40 arasında idi. 300 altına zor almıştık. Serhat abim benim. Bana ne kadar uyguna verdiğini şimdi daha iyi anlıyorum. 2 parşömene 10 altın nere 1 parşömene 300 altın nere. Bunun seviyesi yüksek umarım iyi bir eşya çıkar. 3 parşömenimizi alarak otele döndük. Hasan amca eşyaları arabaya yerleştirmeye başlamıştı. Aslında zaman öğlene gelmişti. Şimdi çıksak gece köyde olurduk ama köy yolu kasaba arası yolu gibi güvenli değildi. Hasan amcaya dönerek:

Hasan amca yarın sabah çıksak daha iyi olmaz mı?

Aslında bende yarın sabah çıkmak istiyorum ama içimde bir his var. Burada bir gece daha kalırsak bir şeyler olacakmış gibi geldi.

Peki. Sana güveniyorum Hasan amca.

Arabaya yerleştik ve yola koyulduk. Takım Ustası bana dükkânlarda gezerken ara ara birinin Hasan amcayı takip ettiğini söyledi.

Şu an takip eden var mı?

Hayır, kralım.

Hasan amcanın zamanlaması iyi. Takip edilmediğini anlayınca hemen uzaklaşmak istedi değil mi?

Evet, kralım.

O zaman biz yakalanmadan gitsek iyi olacak. Sen takip edeni gördün mü?

Yüzünü görmedim kralım.

Seviye 10 olduğuna göre kılıç kullanabiliyorsun değil mi?

Evet kralım.

Klonların da kullanabiliyor mu?

Onlarda kullanabiliyorlar kralım.

Yani 3 tane kılıçlı savaşçımız var değil mi?

Evet kralım.

Tamam. Bende hançeri kullanabiliyor muyum?

Kralım seviye 10 olunca kullanabileceksiniz. Karakter güç özellikleri açılmadan savaş eşyalarını kullanamıyoruz.

İyi az kaldı o zaman. Gizlilik kolyem ile hançeri kullanabilirsem gizlice arkadan öldürebilirim.

Çok daha iyisini yapabileceksiniz kralım.

Nasıl yani?

Sizde zamanı gelince gölgelerde gezebileceksiniz.

Yani sizin gibi gölgelerde gezebilecek miyim?

Evet kralım.

Ne zaman oluyor?

Yanlış hatırlamıyorsam seviye 100 olduğunuz zaman.

Ne? Seviye 100 mü? Ben o zaman kadar ölürüm be.

Hayır kralım. Siz klon kazandıkça daha hızlı seviye atlayacaksınız. Her birimiz ayrı zindanlara girerek sizi hızlı bir şekilde seviye 100 yapabiliriz.

Haklısın unutmuştum. Neyse seviye 100 olunca bakarım.

Bu arada bayağı yol almıştık. Akşam olmuş ve yorulmuştuk. Hasan amca ile bildiğimiz bir yere kamp kurduk. Kamp ateşini büyükçe yaktık ki vahşi hayvanlar uzaklaşsın diye. Gölge klonlarda etrafı gözlüyordu. Tabi diğerlerinden Hasan amcanın haberi yoktu. 1 saat kadar mola verdikten sonra yola koyulduk. Ay ışığı önümüzü aydınlatıyordu. Gittikçe köyümüze daha çok yaklaşıyorduk. Etrafımızda sağımız ve solumuz olmak üzere takım ustasının klonları bizi koruyarak takip ediyordu. Ara sıra vahşi hayvanlara denk geldikleri için deneyimde kazanıyorduk. Köye vardığımızda seviyem 10 olmuştu. Takım Ustasının seviyesi 12 idi. Artık takım ustası yardımcısını da çağırabiliyorum. Hasan amcanın evine geldik. Geç olduğu için eve gitmedim, sabah giderim. Eşyalarımızı eve yerleştirdikten sonra kendime bir kanepe bulup hemen uzandım. Çok yorulmuş olduğumdan uyumuş kalmışım. Sabah uyandığımda Ailem yanımda duruyordu. Mart saçlarımı çekiyor, Eylül de beni sarsıyordu. Annem bana sarılmış öpüyordu. Babam sarılarak;

Anlat bakalım gölge efendisi. Nasıl geçti yolculuk?

Olanları özet şeklinde geçtim. Ara ara annem gözleri dolu dolu bana bakıyordu. Babamda endişeli gözüküyordu. Her şeyi anlattıktan sonra onlara;

Gölge klonumu görmek ister misiniz?

Loading...
0%