Nasılsın baba?

Hey, ayaklanmışsın. Bir hafta daha yatarsın diye düşünüyordum. Göründüğünden daha güçlüsün. Aferin.

Dalga geçme baba ya, zaten neredeyse bir hafta yatmışım. Nasıl güçlü olabilirim ki?

Senin yerine başkası girseydi en az bir ay gözünü açamazdı. İyisin işte. İltifat mı istiyorsun yoksa?

Gerçekten mi? O kadar sürer miydi?

Evet. Uyanmama ihtimali de vardı. Ama sen seviye 10 oldum deyince senin bunu kaldırabileceğini düşündüm. Hem bende ki parşömenler bitti. Annen de 3 tane daha olacaktı. Yarın onlardan bir tanesini yaparsın.

Süper be. İlerden bir karartı yaklaşıyordu. Fark ettin mi?

Evet, fark ettim. Bakalım gelenler kim? Ne istiyorlar?

Bende burada kalacağım. Gelenleri görmek istiyorum.

Kal tabi. Sen gölgelerin ile bayağı güçlü oldun. Bana yardımcı olabilirsin.

Teşekkür ederim baba.

O sırada 4 atlı yanımıza yaklaşmıştı. Alfa ve Beta gizlemiş gölgeleri ile hazırda bekliyorlardı. Nedense bende kendimi bayağı güçlü hissediyordum. Elime hançeri alarak beklemeye geçtim. Atlılardan birisi indi. Babama doğru yöneldi.

Merhabalar, Artan Kasabasından geliyoruz. Muhtar Hasan ile konuşmak için geldik. Üzücü olay ile ilgili ondan bilgi alacaktık.

Hoş geldiniz. Ben sizi muhtara götüreyim. Beni takip edin.

Teşekkür ederiz.

Babam ile beraber muhtarın evine gittik. Muhtar kapıyı açtı. Babam durumu anlattı. Hep beraber içeri girip bulduğumuz boş yerlere oturduk.

Merhabalar Muhtar Hasan. Biz Astan şehir merkezinden gelen araştırma ekibiyiz. Artan kasabasında araştırmalar yaptık fakat delillerin çoğu kaldırılmış gibi duruyordu. Başkan ile görüştüğümüzde sizin bize yardımcı olabileceğinizi söyledi.

Evet. O gece biz olayın olduğu odada kalacaktık.

Hasan amca olayda yaşadığı her şeyi anlattı. Gelenler güçlü gözüküyordu. Tabi seviyelerini göremiyorduk. Kılıçları çok güzel duruyordu. Tabi işlemeli asada çok iyiydi. Eşyalarından anladığım kadarı ile bir büyücü üç kılıç ustasıydı. Dördü de bu işe kendisini vermiş, en ince detaya kadar soruyordu. Sonra benimde orada olduğumu öğrendikleri için bana da sorular sorarak olayın gidiş hattını anlamaya çalışıyorlardı. Yaklaşık 1 saat kadar olmuştu. Gelen misafirlere masa hazırladık. Sonuçta yoldan geldikleri için acıkmış olmaları gerekiyordu. Masaya oturduk yemek yerken olay ile ilgili konuşmalarımıza devam ettik. Bu akşam Hasan amcaya misafir oldular. Biz evimize dönmek için kalkarken büyücü bayan bana dönerek;

Gölge adam olman ilginçmiş. Daha önce hiç rastlamamıştım. Bana gölgelerinden birini gösterebilir misin?

Tabi ki hanım efendi.

Gölgelerimden Alfa’nın gölgesini çağırmasını istedim. Sonuçta Alfa ya da Beta seviyesi yüksek olduğu için dikkat çekebilirdi.

Baya iyi bir yetenek. Kaç tane gölge oluşturabiliyorsun?

Her 10 seviyede 1 tane.

Hızlı seviye atlamalısın. Sonuçta köydeki işleri yapacak gölgelerine ihtiyaç var.

Evet efendim.

Bende başlangıç parşömeni var. İstersen sana uygun fiyata satabilirim.

Gerçekten mi?

Evet. Zindandan elde etmiştim. Benim seviyem yüksek olduğu için kullansam bile pek etkisi olmayacak. Sen yeni ruh bilekliğini almışsın. Sana yardımı olur.

Çok teşekkür ederim. Kaç altına vereceksin?

Pek fiyatlardan haberim yok. Sen en son kaçtan aldın?

Aslında Artan kasabasında ki dükkân sahibi Serhat abi beni sevdiğinden önce bana hediye edecekti ben kızınca 10 altından 2 parşömeni vermişti. Başka dükkânlara sorduğumda 1 başlangıç parşömeni için 50 altın istiyorlardı. Sende 50 altına verir misin?

Senin adın ne?

Yavuz.

Yavuz beni kandırabilirdin ama bana dürüstçe her şeyi anlattın. Ben de sana 10 altından 2 parşömen versem olur mu? Biri başlangıç 1-10 seviye için diğeri 10-20 seviye için. Ne dersin?

15 altın uyar mı?

Haha çok iyisin. Tamam anlaştık.

Çok teşekkür ederim. Benim çok işime yarayacak. Yarın kahvaltıyı ben hazırlarım tamam mı?

Olur. Yarın görüşürüz.

Babam ile evimize geçtik. Babam parşömenlere çok sevinmişti. Şehre gitmeye gerek kalmamıştı. Ailem ile güzel bir yemek yedikten sonra odama gittim. Yatağa uzandım. Sabah olmuştu. Alfa beni akşamki durumdan haberdar etti. Seviye atlamak için gece ormana çıkmamışlardı. Çünkü gelen ekip fark edebilirdi. İyi yaptıklarını düşünerek Hasan amcanın evine gittim. Misafirler halen odalarında dinleniyorlardı. Hasan amcaya masayı hazırlaması için yardım ettim. Kahvaltı hazırdı. Sözümü yerine getirdiğime göre parşömenleri alabilirdim. Korumalar odadan çıkınca masaya oturduk. Hem konuşup hem kahvaltımız yapıyorduk. Büyücü olana Erise Hanım diyorlardı. Kahvaltımızı tamamladıktan sonra ekip toparlandı. Erise Hanım bana parşömenlerin olduğu torbayı verdi. O kadar mutlu oldum ki farkına varmadan Erise Hanım’a sarılmış olarak buldum kendimi.

Önemli değil. Zaten benim işime yaramayacaklardı.

Benim için önemli ama. Birden sarıldığım için özür dilerim. Heyecanımdan olsa gerek.

Önemli değil dedim. Bende senin yaşında böyle heyecanlıydım.

Çok teşekkür ederim.

Gelen ekip bizden aldığı bilgiler için teşekkür etti. Hasan amcaya ayrıca evinde kalmalarına izin verdiği için teşekkür ettiler. Bu olayı derinlemesine araştırıp suçluları bulacaklarını söyledikten sonra yollarına devam ettiler. Elimdeki parşömen torbası ile direk eve babamın yanına gittim. Torbayı ona verdim. Babam torbayı açarak içinden bir not çıkardı.

Sana not bile yazmışlar.

Ne yazmış baba

Bakıyorum. Hım…

Ne oldu baba?

Çok sevineceksin. Diğer ekip üyeleri de sana birer parşömen bırakmışlar.

Ne diyorsun! Doğru mu?

Evet. Torbada 5 tane parşömen var. Çok şanslısın oğlum.

Bugün bir tanesini yaparız.

Evet. Günde 1 tane yeter. Sonra kendime gelemiyorum. Peki, hepsi başlangıç mı?

Hayır, üçü başlangıç. İkisinden birini biliyorsun. 10-20 seviye arası. Diğeri daha da iyi. 25-35 seviye arası.

Gerçekten mi?

Evet. Şanslı velet seni. Haha

Toplam 7 parşömenim vardı. 4 tane 1-10 seviye, 1 tane 10-20 seviye, 1 tane 25-35 seviye, son olarak ta 1 tane 30-40 seviye. Tabi iki tanesi karanlık. Karanlık parşömenleri en son kullanacağım. Kendi ruh bilekliği özelliğimde olduğu için ne kadar yüksek seviye girersen o kadar çok eşya düşme oranın artar. Diğerlerinde zaten eşya düşürme şansım yok. Aradan 1 saat geçti. Babamın yanına gittim. Ne zaman kullanacağım parşömeni diye sorduğumda, öğlene kadar beklememi söyledi. Öğlen olmuştu. Yemeklerimiz yedik. Babama bakıyordum.

Hadi baba ya, daha neyi bekliyoruz?

Ekibin uzaklaşmasını bekledim oğlum. Fazla göze batmaya gerek yok. Yeni parşömen alanlar en az 2 saat parşömeni incelerler. Seni hemen zindana alsaydım bir farklı durum olduğunu düşünürlerdi.

Anladım. Şimdi durum nasıl?

İyi. Gerektiğinden fazla bekledik. Sonuçta biz köylüyüz değil mi? Onlar gibi hemen anlamamalıyız.

O zaman hadi başlayalım.

Neyse arka odaya geçtik. Depoya indik. Karanlık parşömenleri ayırdık. Yanlışlıkla karıştırıp kullanmayalım diye. Seviye 1-10 olanlardan birini sütuna koyduk. Babamın söylediği şeyleri tekrar ettim. Zindana girdik. Alfa ile Beta hemen yanımda belirdiler. Kendi gölgeleri de etrafımızda idi. Ortam çok soğuktu. Kar yağmaya devam ediyordu. Bu dağ başında yapılacak iş mi ya? Neyse haritada okun gösterdiği yolu takip ettik. Bizi bir mağaraya yönlendirdi. Büyükçe bir girişi vardı. Acaba içinde yine goblinler mi vardı? Devam ettik ve mağaraya girdik. İlerden bir ışık görünüyordu. Gölgelerden biri geldi. Mağaranın içinde 5 tane kar adamı varmış. Kar adamlarının yanına kadar gittik. Beni görünce direk saldırmaya başladılar. Alfa ile Beta çoktan ikisini indirmişti. Diğer gölgeler birini yaralamışlar sonunu getirmeye çalışıyorlardı. Hançerimi tuttum bende atağa geçtim. İki kar adamın arasına girdiğim gibi karınlarını deşivermiştim. Etrafta başka kar adam gözükmüyordu. Zindan temizlendi mesajını duyunca evimize geri gönderildik. Bu zindandan da iyi deneyim kazandık. Seviyem 19 olmuştu. Alfa 20. Seviye Beta 12. Seviye oldu. Anladığım kadarı ile artık hızlı seviye atlayamıyorduk. Demek ki parşömenlerde seviye olması bundan. Daha yüksek seviye parşömenlerdeki zindanlara girersek daha çok deneyim kazanırız. Neyse önce elimizdeki başlangıç seviyesindekiler bitirelim. Bugünlük bu kadar yeter. Yarına bırakmak durumunayız. Bir hafta daha uyuyamam. Aradan 15-20 dakika geçince uyku çökmeye başladı. Babamın dediği gibi oluyordu. Odama gidip yatağa uzandım. Gözlerimi açığımda sabah olmuştu. Önceki gibi ağrılar ve yorgunluk yoktu. Annem yine yanımda durmuş uyanmamı bekliyordu.

Aferin. Bu sefer bir zindan yapman akıllılık olmuş.

Evet anne. Kendimi daha iyi hissediyorum.

Masaya geç. Çorbanı soğutmadan iç. Sana enerji verecektir.

Çorban harika olmuş.

Yani, zindan sonrası çorbam. Yorgunluğun yarısını alıyor.

Mükemmelmiş o zaman

Sen yokken gölgelerin ormana gitti.

İyi olmuş. Bakayım seviyem yükselmiş mi?

Nasıl, yükselmiş mi?

Hayır. Halen 19.

19 mu?

Evet.

2 hafta öncesine 10. Seviyeydin. Bu kadar çabuk seviye atlaman çok iyi.

Daha da hızlı olmalıyım anne. Oluşturamadığım muhteşem gölgelerim var.

Haha. Hadi bakalım. Öğlen yine zindana girersin.

Sabırsızlık ile bekliyorum anne.

Öğlen zamanı gelmişti. Zindana girmeden hep beraber yemek yedik. Depoya indim. Artık babam olmadan kelimeleri ezbere söyleyebiliyordum. Başlangıç parşömenlerinden birini sütuna koydum. Kelimeleri söyledim. Zindana girmiştik. Ortam güzeldi. Hava berrak ve göz yüzü masmaviydi. Haritadaki okun gösterdiği yere gitmeye başladık. Ormanlık bir alanı gösteriyordu. Ormanın derinliklerine girdiğimizde toprak üzerinde örümcek ağları ile örülmüş delik gördük. Yuvanın girişi buraydı galiba. Gölgelerden biri geldi. İçerde 25 tane yavru örümcek 1 tane de seviye 10 anne örümcek varmış. Yapacak bir şey yok mecbur girip temizleyeceğiz. Alfa ve Beta gölgeler ile beraber içeri girdiler. Ben dışarda bekledim. Örümceklerden nefret ederim. Aradan 1 saat kadar geçtikten sonra halen gelen olmadı. Yanımdaki gölgeden durumun nasıl olduğunu öğrendim. Anne örümcek kalmış diğer örümcekler ölmüş. Bende yuvaya girdim. Gölge klonumu takip ettim. Anne örümcek bayağı büyüktü. Bizimkiler etrafını sarmış saldırılarına devam ediyordu. Dayanamadım. Bende katıldım. Gölgeler önden saldırırken ben fark edilmeden arkasındaki kayalıktan yukarı doğru çıktım. Örümceği ve bizimkileri yukardan görebiliyordum. Yukardan hançerim ile baş kısmına doğru atladım. Tam kafasının üzerine hançerimi geçirdim. Hançeri geçirmem ile vücudu sağ tarafa doğru yattı. O arada Alfa ve Beta son vuruşları yapmışlardı. Seviyem 20 olmuştu. Artık diğer gölgemi çağırabilirdim. Örümcek yuvasından çıktık. İçeriyi ateşe verdik. Alfa ve Beta gölge çağırmamı bekliyorlardı. Büyü Ustasını çağırdım. Diğer gölgelerden farklıydı. Aurası rengârenkti. Alev kırmızısı, buz mavisi, yıldırım sarısı tonları kara auranın içerisinde ahenkle değişiyordu. Artık bir büyü ustam olmuştu. Zindan temizlendi mesajı sonrası eve gönderildik. Ben odama geçtim. Dinlenmeye koyuldum. Uyanınca büyü ustası ile konuşurdum.

Sabah uyandığımda Alfa, Beta ve büyü ustası yanımda duruyordu. Alfa 21. Seviye, Beta 14. Seviye ve büyü ustası da 3. Seviye olmuştu. Büyü ustasına çocukların hikâyelerinde geçen iyi bir büyücünün adını vermeyi düşündüm.

Seviye 3 olmuşsun büyücü ustası.

Evet kralım.

Sana bir isim düşündüm ama sen ne dersin?

Siz nasıl uygun görürseniz kralım.

Adın Şaman olsun. Bundan sonra seni Şaman diye çağıracağım.

Teşekkür ederim kralım.

Şaman adını verince Alfa ve Beta da olduğu gibi Şaman da seviye atladı. Seviyesi 5 olmuştu.

Sen hangi büyüleri kullanabiliyorsun?

Kralım, seviye 10 olunca su büyülerini kullanacağım. Seviyem 20 olunca hava büyülerini kullanacağım. Seviyem 30 olunca ateş büyülerini kullanacağım. Seviyem 40 olunca toprak büyülerini kullanacağım. Seviyem 50 olunca karışık büyüler kullanabileceğim. Yıldırım, buz, balçığımsı gibi. Birbiri ile etkileşimli büyüleri kullanmış olacağım.

Çok iyi. Hemen seni 50. Seviye yapmak istiyorum.

İltifatınıza laik olmaya çalışacağım kralım.

Peki, asa kullanmıyor musun?

Asamı seviyem 65 olunca elde edeceğim kralım.

Neden o kadar yüksek seviyede elde ediyorsun?

Asa mı elde ettiğim zaman alansal büyüler yapabileceğim. Asa mı alana kadar kişiye odaklı büyüler yapabileceğim.

Mükemmel. Çok heyecanlandım. Umarım bende sizin kadar güçlü olurum.

Dememle beraber hepsi önümde diz çöktü. Alfa bana bakarak;