Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.Bölüm 🥕

@yagmurgns_37

Helöö okurlarımm. Essah mısığızz?

Şu tatliş ellerinizle oy verip yorum yaparsanız bölümler daha hızlı gelir çünkü böyle devam ederse oy ve yorum sınırı koymak zorunda kalacağım.

🧡İyi okumalarr🧡

"Siz, boşanamazsınız." deyince ikisi de afallayarak bana bakmıştı.

Hep siz evlenemezsiniz demek istemişimdir ama kısmet boşanamazsınaymış. Ee hayat işte.

"N-nasıl yani?" demişti Alya Hanım.

"Bildiğin boşanamazsınız. İkiniz de birbirinizi afedersiniz ama köpek gibi seviyorsunuz." dediğimde Alin Hanım, utançtan kızarmış, Serdar Bey'de Alin Hanım'a bakıp pis pis sırıtmıştı.

"Hiç öyle sırıtmayın Serdar Bey. Boşanamazsınız demem sizi süründürmeyeceğimiz anlamına gelmiyor herhalde. Eşyalarınızı çabuk toplayın ve her nerede kalıyorsanız oraya gidin. Bugün Alya Hanım ile anne-kız gecesi yapacağız ve sizi istemiyoruz." Konuşmaya başlamamla Serdar Bey'in iki yana kıvrılan dudakları düz bir çizgi haline gelmiş, gözlerindeki mutluluk ifadesi solmuştu.

Valla hiç kusura bakmasın, hatta kusura bakarsa bile baksın. Kaç senelik karısına inanmayan da ne bileyim?

Senin ismin Alin.

Eee, bunu biliyorum zaten.

Ama Nebile'yim, dedin.

"Allah belanı versin içses ya. Milletin cillop gibi içsesi var, bizimkisi bizi sinir etmekte dünya markası." deyince sesli konuştuğumu bana şaşkınlıkla bakan Alya Hanım ve Serdar Bey'e döndüm.

"İçsesim ya sıkıntı yok. Şimdi Serdar Bey, kapının yerini biliyorsunuz herhalde." dediğimde üzgün bir şekilde başını sallamış ve kaplumbağadan bile yavaş bir şekilde ilerlemeye başlamıştı.

"Size acıyıp 'durun, gitmeyin' dememi bekliyorsanız eğer çok beklersiniz. Hadi hızlı bir şekilde." dememle adımlarını hızlandırmış ve yanımızdan ayrılmıştı. Alya Hanım'a döndüğümde tedirginlikle bana baktığını gördüm.

"Acaba çektirmeye gerek var mıydı? Boşayacaktım zaten kızım." dediğinde nefesimi dışarıya verdim. Bazen bu büyükler, çocuklardan bile beter olabiliyorlardı.

"Hala seviyorsunuz Alya Hanım, bu gözlerinizden bile belli oluyor. Ayrıca Batuhan ve Devrim ergenlik dönemindeler hala. Kaç yaşındalardı bu arada?"

"Batuhan 15, Devrim 13." dediğinde tahminlerimin doğru olduğunu anladım.

"Böyle bir şey onları da çok etkiler ve olayı öğrenirlerse eğer Serdar Bey'e düşman olurlar. Demem o ki, Serdar Bey'i öyle bir süründüreceğiz ki size tapacak kıvama gelecek." dediğimde dudakları iki yana kıvrılmıştı.

"Tapmasına kadar gerek yok da. Bir daha incitmesin yeter." dediğinde gözlerimi kırptım. "Bu işi bana ve sevgili ikizime bırakın. Ve evet Altay, orada saklandığını biliyorum." dediğimde kapının arkasına saklanmış olan Altay, şirin olduğunu düşündüğü -bence şirin değildi- sırıtmasıyla buraya bakıyordu.

"Nereden anladın ya."

"Sen benim aklımdakileri anlıyorsun da ben seninkileri anlamıyorum mu zannediyorsun?" dediğimde sırıtmış ve gülmüştü. "Önceden, yani buraya gelmeden önce hiçbir şey olmamasına rağmen bazen kendimi çok üzgün, sinirli ve agresif hissediyordum. Ama şimdi anlıyorum ki senden dolayıymış Altay."

"Bende, çok sinirli olduğum zaman, öfkeli ve ya üzgün kendimi bir anda gülerken buluyordum." dediğinde gülümsedim.

"Ay çocuklarım benim ya." diye bir anda bağıran Alya Hanım'dan dolayı kulağımı kapatmak zorunda kalmıştım.

Aşk doğdu kadına herhalde.

"Eee ikizlerin hası, söyle bakalım ne yapacağız babama?"

"Aklımdaki düşüncelere kadar okuyabiliyorsun da bunu mu bilmiyorsun lan?" diye sorunca kahkaha atmıştı.

"Senden duymak daha zevkli oluyor." deyince birazcık popişim kalkmıştı.

"Gözüme girdin akıllı çocuk, şimdi şöyle yapacağız..."

🍊

Alya Hanım ve Altay'la planı konuşmuştuk. Onlara da plan uyunca yarın uygulamak için anlaşmıştık. Şimdi ise aşağıda Civan'ın yaptığı pastaya bakıyordum. Açıkçası onun bu kadar iyi pasta yapabileceğini düşünmemiştim ama beni şaşırtmıştı.

Karşımda ayakta bekliyordu.

"Hmm." dedim pastadan bir çatal alarak. "İdare eder işte, ellerine sağlık. Sana zahmet Barlas aşkıma, ikizime ve kardaşlarıma da servis yap. Sonra yemek yiyebilirsin." Öfkeli bir şekilde bana bakmış ve dediklerimi yapmak için yanımızdan ayrılmıştı. Bu sefer önümde duran portakal suyunu almıştım. Bir yudum içmemle bırakmam bir olmuştu.

"Bu ne be. Iyhk, çok eşki." dediğimde alttan alttan sırıtmıştı.

"Bilerek yaptın değil mi lan pis sakallı." dediğimde gülüşü daha da büyümüştü.

"Gör bak olum sana neler yapacağım." dedim ve bizi merakla izleyen Batuhan'a döndüm. "Batuş, telefonunu hazırla, Barbaros'la tiktok çekeceğiz."

"Ne videosu çekeceksin abla." diye soran Devrim'e döndüm. "Birazdan görürsünüz." dedim ve pis pis sırıtmaya başladım.

"Oha, Alin, oha!" Aklımdan geçenleri anlayan pek sevgisiz ikizim bağırmıştı.

"Gel sen bir bak şu portakal suyunun tadına. Sonra bana tekrar dersin abartmış mıyım abartmamış mıyım." diye sitem ettiğimde susmuş ve arkasına yaslanıp sırıtmıştı.

"Git şu portakal suyunu götür ve hızlıca yanıma gel. Senin hakkında çok güzel planlarım var Barbaroscuğum." dediğimde o da aynı Civan gibi öfkeli bir şekilde yanımdan ayrılmıştı.

Bir anda yanımı çevreleyen şahıslara döndüğümde merakla bana baktıklarını gördüm.

"Barbaros abime ne yaptıracaksın kız havuç kafa." diye soran Barlas abime 'ölümcül bakışlarımı' yolladım.

"Bana. Havuç. Kafa. Deme." deyince sadece gülmüştü.

"Gül Barlas abiciğim, gül. Sana da bir şeyler yaptırmasını bilirim." deyince eliyle ağzına fermuar çekmişti.

"Eee, abla anlatsana hadi." diyen sese doğru döndüm.

"Batuş, sen bana abla mı dedin yoksa ben mi sağarım."

"Yok, demedim abla falan." Büyük ihtimalle ağzından kaçırmıştı ve şimdi salağa yatıyordu.

"Sağarım o zaman ben. Neyse, artık Devrim'e bir kaç savunma hareketi gösteririm." deyince hemen kudurmuş atlamıştı. "Sağır değilsin, ben dedim 'abla' diye. Bana da öğretir misin?" Onun bu söylediklerine hfif bir tebessüm etmiş ve ardından kabul etmiştim.

"Öğretim ablası kubbanlar." demiş ve hem Devrim'in hem de Batuş'un yanaklarını sıkmıştım.

"Yı ıblı bırıksını yınıklırımı." diye bağırması açıkçası umurumda değildi.

Kardeşim vardı lan benim.

En sonunda her ikisi de ısrar edince bırakmak zorunda kalmıştım. Bir zevkimiz vardı onu da yaptırmadınız ya yazıklar olsun!

"Ya hadi ne yaptıracağını söylesene." Barlas abimin beni ittirmesiyle tam söyleyecektim ki o sırada Barbaros'ta gelmişti.

"Barbaros'ta geldiğine göre açıklayayım. Barbaroscuğum twerk atacaksın." dediğimde odadaki herkes kahkahalara boğulmuştu.

Pis sakallı hariç tabii ki.

"A-asla böyle bir şey yapmayacağım."

"Sen bilirsin, aile şirketinize bir ara uğramayı düşüneyim ben." dediğimde sinirle nefesini dışarıya verdi. "Tamam baş belası tamam. Ama yayınlamak yok."

"Yok, o kadar abartmam." dedim ve ayağa kalktım. Sevgili erkek kardeşlerime baktığımda alttan alttan sırıtıp Barbaros'a güldüklerini gördüm.

"Siz neden gülüyorsunuz?" diye çıkış yapmamı beklemiyor olacaklardı ki şaşırmışlardı. "Barbaros burada twerk atarken siz mal mal izlemeyeceksiniz herhalde. Siz de atacaksınız. Yayınlamak yok, söz veriyorum." deyince ilk başta karşı çıkmışlardı ama daha sonra mecburen kabul etmiş ve ayağa kalkmışlardı.

"Bak şimdi Barbaros, müzik çaldığı andan itibaren elini yüzüne koyacaksın ve vücudunu döndüreceksin." dediğimde ciddi bir ifadeyle beni dinlediğini fark ettim.

"Şimdi ben size örnek olarak göstereceğim." dedim ve gösterdiğim hareketi yaptım. Telefon şu an aslında videodaydı ama bu şahısların bundan haberi yoktu. Tiktok çekmek aslında bahaneydi, kendimi Melis gibi olmadığımı göstermek için böyle bir şey yapmıştım.

Barbaros'un yaptıklarını izlediğimde gülmemek için zor duruyordum. Kendini öyle bir kasıyordu ki yaptığı şey anlaşılmıyordu.

"Barbaros, kendini çok kasıyorsun." dedim gülmemeye çalışarak. "Roman havası bilmez misin sen?"

"Roman havası biliyorum ama bu çok değişik bir şey." dedi yüzünü buruşturarak. Sonra diğerlerine baktığında ağzı açık kalmıştım.

"Oğlum siz nasıl beceriyorsunuz bunu ya?" diye sitem ettiğinde diğerleri gülmüştü.

"Abicim o senin beceriksizliğin." Barlas'ın söylediği şeyden sonra Barbaros, koltuktan bir yastık almış ve Barlas abime fırlatmıştı.

"Ah, öldüm galiba." Barlas abimin drama queenliğine karşı kimse bir şey yapmayınca somurtarak ayağa kalkmıştı.

"Hadi ya, bak Barbaros, benim yaptığımı yapacaksın." dedim ve kendi etrafımda kıvırtmaya başladım. O da benim gibi yapmaya çalışıyordu ama tek sorun çalışıyor olmasıydı. Hepimiz yan yana dizilmiş twerk atıyorduk.

O an bir şey oldu. Salak ikizim twerk atıyorken bana çarptı, ben de dengemi kaybedip yanımdaki Barbaros'a çarptım ve domino taşları gibi yere düştük.

İlk başta düşerken "AĞAĞAĞAĞAĞ!" diye çığlık atsak da yere düştüğümüzde kahkaha atmaya başlamıştık. Öyle ki bozulmuş plak gibi sadece kahkaha atıyorduk.

Bulunduğum konuma baktığımda Barbaros'un üstüne düştüğümü fark ettim.

Öf, başka kimse kalmadı da bu pis sakallının kucağına mı düştüm.

Hepimiz yavaş yavaş ayağa kalkarken tekrardan gülmemi- pardon anırmamızı sağlayan şeyi söyledim.

"Umarım seni ben yormamışım Brandon." dememle Barbaros dahil hepsi kahkaha atmıştı.

"Kızım sen kafanın içinde ne yaşıyorsun." diyen Barlas abime döndüm.

"Ne sen sor, ne ben söyleyeyim abi."

"Valla ben birazcığına hakimim ve o bile beni şaşırtıyor."

"Sen sus pis ikiz." deyip dil çıkartmıştım.

"Hadi korku filmi izleyelim beraber." dedim yerimde zıplayarak. Yıllar sonra bir ailenin sıcaklığına kavuşmuştum. Gerçi, Mete ve Kadir abim elinden geldiklerince hissettirmemeye çalışıyorlardı ama gene de insanın içinde kalıyordu.

"Ben gidiyorum." diyen Barbaros'a döndüm.

"Neden?"

"Çünkü ben kardeşlerimle film izlemeyi severim, yabancılarla değil." Sözlerinin canımı acıtacağını sanıyordu belki ama hiçbir şey hissetmiyordum.

"Seni abi olarak kabul ettiğimi zannediyorsan yanılıyorsun Barbaros. Yemekte söylediklerimin hepsinin arkasındayım. Seni asla ama asla abi olarak kabul etmeyeceğim zaten. Sadece bir şeyler yapmak istemiştim. Ama sen istemiyorsan, canıma minnet. Kapı orada." Surat ifademi ciddi bir hale sokmuş ve işaret parmağımla kapıyı göstermiştim. O da öfkeli bakışları ve sert adımlarla salondan çıkmıştı zaten.

"Tamam o zaman sinema odasına gideriz. Korku filminde hem fikiriz değil mi?" Barlas abimin konuşmasıyla hepimiz başımızı sallamıştık.

Bir dakika bir dakika sinema odası mı demişti o?

Neyse, artık böyle şeylere şaşırmayacağım.

Eşofmanımın titremesiyle telefonumun çaldığını anladım. Cebimden telefonu çıkardığımda Kadir'imin aradığını gördüm.

"Siz gidip filmi seçin. Ben Kadir aşkologamla konuşup geleceğim." demiş ve bir şey demelerine fırsat vermeden bahçeye doğru ilerlemiştim. Telefonu açıp kulağıma koydum ve bahçedeki banklardan birine oturdum.

"Kadir aşkologam."

"Cimcimem" dedi o da benim gibi. Sesinde özlem vardı.

"Müsait misin değil misin diye bilmediğim için görüntülü arayamadım. Eğer müsaitsen-"

"Arasaydın ya abiciğim. Sana her zaman müsaitim biliyorsun. Zaman olmazsa zaman yaratırım."

"Biliyorum da güzelim şimdi yeni ailen falan ya. Alış-"

"Kadir'im ben seni biliyorum. Hadi arıyorum, hemen açıyorsun."

"Emredersiniz geleceğin komiseri." demesiyle gülümsedim ve telefonu kapatıp görüntülü aramaya bastım. Telefonu açtığında uykusuz, kahve gözleriyle bana baktığını gördüm. Arkasını incelediğimde karakolda olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Sen gene karakolda mısın?" dedim sitem dolu cümlelerimle.

"Evet." dedi sadece.

"Kendini çok yoruyorsun Kadir abi. Birazcık dinlensen olmaz mı?" dediğimde iç çekti.

"Cimcimem, bunlar tatlı yorgunluklar. Hem seni de göreceğiz ileride." dedi gülerek.

"Olabilir ama biraz dinlen olur mu?"

"Tamam başımın belası." Gülümseyerek söylediği şeye kıkırdadım. "Tatlı olandan değil mi abi?"

"Yok acı olandan." dediğinde yüzümü somurttum.

"Tamam, tamam hemen somurtma. Tatlıdan başka bir şey olamazsın zaten."

"Ee, herhalde." dedim gülümseyerek.

"Ee, ilk günün nasıl geçti? Krizinden sonra iyisin değil mi?"

"İyiyim, biraz rahatladım en azından. Kadir abi, 3 tane abim, bir ikizim, iki tane de erkek kardeşim var biliyor musun?" dedim heyecanlanla.

"Tek kız sensin galiba." dedi kaşlarını kaldırarak.

"Maalesef ya. Baba tarafımda kuzenlerim dahil hepsi erkekmiş. Anne tarafında 2 tane kuzenim varmış sadece o kadar. Onlar da İtalya'da. Bu arada Alya Hanım, yani annem Romalıymış." Bütün bunları hevesle anlatırken başımdan geçen her şeyi, her detayına kadar anlattım. Civan ve Barbaros'un tavırlarına sinirlense de sakinleştirmiştim. Yaklaşık bir saat konuştuktan sonra içeriye geçmek için banktan kalkmıştım. Arkamı döndüğümde Barbaros ve Civan'ın beni başından beri dinlediğini anladım.

"Laf dinlemeye utanmıyor musunuz?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Sen neden yaşadığın her şeyi elin adamına anlatıyorsun." diye çıkışan Civan'a döndüm.

"Ağzını topla! Elin adamı dediğin bana hem abilik hem babalık yapmış insan. Her şeyimi bilen, her şeyim." dedim ve bir adım atarak önlerine geldim. "Buraya gelmek istemiyordum, asla istemedim. Ve 18 yaşıma gelince siktir olup gideceğim. Mahkeme denen o lanet şey var diye buraya geldim. Kadir abim, mahkemelerde uğraşmasın diye geldim. Beni sevmek zorunda değilsiniz ama bana saygı duymak zorundasınız. Bana ve değer verdiklerime saygı. Duymak. Zorundasınız." dedim son kısmı tane tane anlatarak.

"Geldiğimden beri o kız yüzünden bana önyargılı davrandınız. Alttan alma gibi bir huyum yoktur. Bana nasılsanız, size öyleyim. O kız size ne bok yaptı bilmiyorum ama bunun hıncını benden çıkartamazsınız." Son sözlerimi de söylemiş ve yanlarından ayrılmıştım.

Yetti amına koyayım.

Evin içerisine girdiğimde salonda Altay'ın beni beklediğini fark ettim. Onun da gözleri benim gibi doluydu.

"Birlikte uyuyalım mı bugün?" dedim kısık sesimle. Sadece başını sallamış ve benimle beraber yukarıya doğru ilerlemişti.

Bölüm Sonu✨

Hem eğlenceli hem de duygusal bir bölüm oldu sanki.

Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım 💞

⭐OY VERMEYİ UNUTMAYALIM...⭐

Loading...
0%