@yagmurgns_37
|
Herkeseee merhaaba :)) Wattpad açılamadığı için kurguma buradan devam ediyorumm. Başlama tarihlerinizi buraya alayımm. Bölüm şarkısı: Eskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer Mi? İyi okumalarr :') ~Ama bazen, bazı şeyler geçmezdi 🍀 Salonda oturmuş annemle kavga ediyordum. Sakinleşmem lazımdı ama pek mümkün olmuyordu maalesef. Bugün okulda öğrencilerime ders anlatırken, annem aramıştı. Dersten sonra ona geri döndüğümde, acil eve gelmem gerektiğini, konunun çok önemli (!) olduğunu söylemişti. Bende okuldaki öğrencilerimi eve gönderip hemen eve gelmiştim ama şu an görünen şuydu ki çok önemli (!) olan konu aslında benim için hiçte önemli değilmiş. "Kızım, bak bu evlilik o- la-cak! O kadar! Baban sakın istemediğini duymasın, öldürür seni!" dedi annem sinir ve gerginlikle. Yaklaşık bir buçuk saattir annemle bu konuyu konuşuyorduk. Dilimde tüy bitmişti, ben bıkmıştım ama o bıkmamıştı. Daha tanımadığım, 'uzaktan akrabamız' olan bir şahısla beni evlendireceklermiş. Sebep? Her ne kadar inanmasam da bir sebebinin olmadığını sadece evlenme yaşımın geldiğini söylemişlerdi.ama benim adım Ceylan ise ben bunu da öğrenecektim. "Ya anne, ben mesleğimi elime yeni aldım. Daha yeni yeni kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum. Evlenmek gibi bir düşünce yok ki benim kafamda. Ben sana bu kadar netken, sen bana gelmiş 'yok bu evlilik olacak, evlenme yaşın geldi, ben senin yaşındayken hamileydim' diyorsun ama atladığın bir şey var zaman eski zaman değil. Değişiyor ve ben EVLENMEK İS- TE- Mİ- YOR-UM! Yaklaşık bir buçuk saattir bu konuyu konuşuyoruz ve istemediğim bir şeyi yapmak zorunda değilim. Ben reşit bir bireyim anne ve evlenmeyeceğim diyorsam evlenmeyeceğim." Derin bir nefes alıp kendime fısıldadım. Sakinim, sakininim... Yok olamıyorum! "Ya babanın huyunu bilmiyor musun? Öğretmen olmak istiyorum diye kaç posta dayak yedin sen! Her tarafın mosmor kızım. Sıcacık yaz ayındayız ama sen uzun kolla geziyorsun. Bak, bu durumdan ben de memnun değilim ama bu babandan kurtulmak için bir şans olmaz mı senin için? Bir de bu yönden mi düşünsen." Kaşlarım kendiliğinden havalanmış, göz bebeklerim büyümüştü. Annem, beni düşünüyormuş (!) Ha ha ha! Çok güldüm. Suratıma alaylı bir gülümseme yerleştirdim. "Madem senin için kolumdaki izler bu kadar önemliydi neden onlar oluşurken ağzını bile açmadın?! Kusura bakma ama babamın beni vurduğu kadar sen de suçlusun..." dedim işaret parmağımı kendisine doğrultarak. "Çünkü şiddete karşı sessiz kalanlar, şiddeti uygulayanlar kadar suçludur! Babam gelsin, onunla da konuşacağım ve bence bu sefer göz yummak yerine, bana yardımcı ol. En azından beni düşündüğünü azıcık da olsa hissederim. Anne!" Öfkeli ve kırgın gözlerimi annemin üzerinden çekmeden bir hışımla kanepeden kalktım. Aynı öfke gözlerime sirayet ettiği gibi adımlarıma da sirayet ediyordu. Yürürken yere sert çarpan adımlarım topuklarımı uyuştursa da aldırış etmeden salondan çıktım ve sağımda kalan beyaz kapılı odamın kapısını açtım. Arkamdan kapıyı kilitlemeyi unutmadan kendimi sırt üstü kahverenginin tonlarına sahip yatağıma bırakmıştım hemen. Gözlerimi tavana dikmiş düşünüyordum. Aslında ben çocukluğumdan beri düşünüyordum. Düşünüyordum, neden bunları yaşadığımı... Mesela babamın istediği bir şey olmayınca sinirini neden benden çıkardığını. Neden kolumda izler oluştuğunu, oluşan izlerden dolayı neden istediğim gibi giyinemediğimi. Kendimdeki izlerden utanışımı... Hiçbir zaman pes etmemiştim. Her zaman karşı durmuştum ona karşı. Babam, okumamı istemedi mesela. Ben gizli gizli çalışarak girdim sınava. Öğretmen oldum, hayatımda en çok istediğim mesleği elime aldım ve sonucu ağır oldu ama amacıma ulaşmış mıydım evet, ulaşmıştım. Gerisi önemli değildi benim için. Çok inatçı birisiydim, bu yüzden ona karşı gelmek benim için artık bir oyuna dönüşmüştü ve bu oyunu eninde sonunda ben kazanacaktım. Şu ana kadar kimse hayatıma girmemişti. Girmesini istemiş miydim? Tabii ki hayır! Şimdi de beni evlendireceklerini söylüyorlardı. Tanımadığım birisiyle hem de. Bunda büyük ihtimalle bir bit yeniği vardı. Annem ve ya babam kendi çıkarları olmadan hiç bir şey yapmazlardı. Buna adım kadar emindim. Annemin de beni düşündüğü falan yoktu, baktı ki o inat ettikçe ben daha da çok inat ediyorum, daha ılımlı yaklaşmaya çalışmıştı. Onlar beni belki tanımıyorlardı, ama ben onları adım kadar tanıyordum. Kirpik sayılarına kadar, hangi olaya nasıl tepki vereceklerine kadar tanıyordum. Telefonu elime alıp bir saat sonraya alarm kurdum. Uyuyacaktım. Uyuyacak ve her zaman olduğu gibi çareyi yine uykuda bulacaktım ama biliyordum, uyku hiçbir derdime deva değildi. Hiçbir zaman bir çözüm olmamış ve olmayacaktı. Benimkisi hap niyetine şeker kullanmak, sadece kendini kandırmaktı. Çözüm gene bendim. Gene ben çözecektim, tabii başarabilirsem eğer. ------- Bölüm hakkında düşünceleriniz? Oy vermeryi unutmayalımm |
0% |