Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bölüm 15: Ani Gelişen Akşam Yemeği

@yagmurgns_37

Helöö çokca sevdiğim okurlarım✨

Bölüme hemen geçiyorum hazırsanız. Oy vermeyi, yorum yapmayı ve bölüm şarkısını açmayı unutmayalım plis 🩷

Bölüm Şarkısı: Sufle- Pus

🌜İyi okumalar🌜

 

~Acısı çok olanın gülüşü güzel olur derler ama keşke güldüğümü görebilseydim. Belki o zaman anlardım güzel mi gülerim yoksa acı bir şekilde mi?

 

🍀

-Önceki bölümden hatırlatma.

"İlk sorumla başlıyorum o zaman." Başımla onayladım.

"Tabii."

"Öğren-"

"Ceylan!" Tanıdığım bu sesi duymak hiç ama hiç beklediğim bir şey değildi.

Evet, karşımda Erdem'i görmek hiç ama hiç beklediğim bir şey değildi. Kaşlarımı çatmış, şok olmuş bir şekilde Erdem'e bakarken onun da benden bir yanı olduğunu söyleyemezdim. Bir yanımdaki Ayvaz hocaya bir de bana bakıp duruyordu.

"Erdem." dedim donuk bir şekilde.

"Ceylan." dedi o da benim gözlerime bakarak. Bir kaç saniye daha birbirimize bakmaya devam ederken kendimi toparladım. "Senin burada ne işin var?" Umarım, takip etmeyeceğim diye beni takip ettirmemiştir.

Suratına gıcık gözükebilecek bir sırıtış sunup yanım yaklaştı ve kendine sandalye çekti. "Seni almaya geldim karıcığım." Ben gözlerimi açmış ona bakarken o gözlerini Ayvaz hocaya dikmişti.

"Karıcığım? Ceylan sen evli misin?" Boğazımı temizledim. "Evet, evliyim hocam. Ayrıca mesafemizi korursak sevinirim. Lütfen ya 'Ceylan hocam' ya da 'Ceylan Hanım' diye seslenin." Dediğim gibi bu benim hassas noktamdı. Mesafe seven bir insandım. Bakışlarımı Erdem'e çevirdiğimde bu cevabıma karşı pis pis sırıtıp Ayvaz hocaya baktığını fark ettim.

"Hocam öyle demiyordunuz?" Kaşlarımı çatmış konuşmasının devamını getirmesini bekliyordum. "Sizli, bizli konuşmayacaktık hani?" Kaşlarım havalanmıştı. Nasıl bu kadar kolay yalan söyleyebiliyordu ki? Gözlerimi Erdem'e çevirdiğimde sinirlendiğini sıktığı çenesinden rahat bir şekilde anlıyordum.

"Hoca-" Tam lafa atlayacaktım ki Erdem lafımı kesmişti. "Ceylan, ailelerimiz bekliyor hayatım. Seni almaya geldim." Sandalyeden kalkmış ve benim kalmamı bekliyordu. Kendimi açıklamama bile izin vermemiş, soğuk ve sert bir şekilde lafımı kesmişti. Sessiz bir şekilde başımla onayladım ve ben de ayaklandım. Hızlı bir şekilde kafeyi terk edip Erdem'in arabasına binmiştim.

"Erdem, bak gerçekten öyle bir şey demedim ben." dedim hemen arabaya oturur oturmaz. Neden açıklama yaptığımı bilmiyordum ama açıklama yapma gereği duymuştum.

"Ceylan, sonra konuşalım. Annemler bekliyor. Akşam yemeğine çağırdılar ben de seni almaya geldim." Soğukluğu hala devam ediyordu ve bu durum beni üzüyordu. Neden onun bana soğuk davranması beni üzüyordu ki?

"Beni nereden buldun peki?" dedim kaşlarımı hafif çatarak.

"Evde yoktun, ben de seni okulun çevresinde aradım." dedi sakinlikle. Aslında yalan söyleme ihtimali yoktu çünkü kendisi sevgilisiyle özlem giderecekti.

"Tüh, bak sevgilinle özlem de gideremedin." dedim sahte bir üzgünlükle. Bu söylediğime gülecek gibi olsa da gülmemiş ciddi ifadesiyle yola bakmaya devam etmişti.

"Yemekten sonra gideririm ben sevgilimle özlem. Üzülme sen." Söylediği şeye bir şey dememiş sadece başımı sallamıştım. Yolculuğumuz sessiz bir şekilde sürmüş, ağzımızdan tek bir kelime bile çıkmamıştı.

Erdemlerin evinin önüne geldiğimizde Erdem, arabayı korumaya vermiş daha sonrasında da beni belimden tutup ilerletmişti. Bu duruma ilk başta garipsesem de ailelerimizin yanında numara yapacağımızı hatıraladığım için bir şey dememiştim.

"Hoş geldiniz kızım." Gül annenin sıcak gülümsemesine karşı ben de ona sıcak bir gülümseme sundum. Daha sonra Haldun baba da gelince kısa bir hoş geldin faslı yaşamıştık. Kendi annemle babam da gelmişti bu yemeğe. Her ne kadar istemesem de.

Şimdi ise sofrada, hem yemek yiyor hem de sohbet ediyorduk.

"Kızım, evliliğiniz nasıl gidiyor?Bizim kerata üzmüyor değil mi seni?" dedi Haldun baba. Onun bu dediğine gülümsemiş "Yok, üzmüyor beni merak etme baba." demiştim. Şu an her ne kadar normal konuşuyor olsam da eve gidince gözlerim şişene kadar ağlayacağıma emindim.

Kendi benliğimi her geçen gün yok ediyordum.

Kendime olan saygımı yok ediyordum.

Gelecek için olan ışığım sönmeye durdu.

Ben, bitik bir hale geldim ama hala gülümseyebiliyorum. Sonuna kadar ağlamak istiyorum ama gülümsemem gerekiyor. Çünkü insanlar böyle istiyor, insanlar gülmemi istiyor ve ben gene benliğimi çiğniyorum.

Kısır bir döngü oluşuyor ve bunun sonucunda biten tek şey ben oluyorum.

"Erdem, bizim kız bakıyor mu sana?" dedi babam. Bu soru karşısında Erdem'in kaşları çatılmış hemen sonrasında da düzelmişti. "Anlamadım, ben Ceylan ile bana baksın diye mi evlendim? Ben kendime bakamıyor muyum?" Böyle bir cevabı hem ben hem de sofradikiler beklemiyordu ama benim hoşuma gitmişti. Bal renginde olan gözlerimi Erdem'e çevirdim ve ağzımı oynatarak teşekkür ettim. O da bunun sonunda bana göz kırpmıştı.

"Kızım, bir akşam da sizde toplanalım diyoruz." dedi annem. Başımı salladım. "Tabii, yalnız hafta içi olamaz. Malumunuz hem Erdem hem de ben çalışıyoruz." dedim sakin bir şekilde.

"Olur kızım, o zaman önümüzdeki pazar sizin evdeyiz." dedi Haldun baba. Ben de başımla onayladım.

"Annecim, benim buradan sonra bir işim var. Biz artık kalkalım." dedi Erdem.

"Bu saatte ne işi oğlum?" dedi Gül anne.

"Bir müşteriyle anlaşmazlık oluştu. Konuşmak için de bu saati ayarladı..." Ellerini şakaklarına koyup ovaladı. "Hayır bu saatte de ne anlaşması olursa." dedi sahte bir üzgünlükle. Sevgilisinin yanına gidecekti, başka ne olabilirdi ki? Ama bu kadar kolay yalan söylemesine hayran kalmıştım. Çok güzel kandırıyordu.

 

-🥀

Bölüm Sonu✨

Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

Olabildiğince hızlı yazmaya çalıştım ama bu kadar oldu.

⭐OY VERMEYİ UNUTMAYALIM...⭐

 

 

Loading...
0%