@yagmurgns_37
|
Merhaba dünyanın en güzel okurları🌸 Sizi bekletmeden hemen bölüme geçiyorum. Bölüm şarkısını açmayı unutmayalım.. Bölüm Şarkısı: Aspova & Hidra -İstemem 🌜İyi okumalar🌜 ~Yaşıyor musun, diye soracaklar ve sen, elbette, evet, diye cevap vereceksin, fakat vücudun itiraz edecek, hayır diyecek, ölü olduğunu söyleyecek. (José Saramago) 🍀 Alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Bu uyku iyi gelmişti. Bir şey unutmamı sağlamasa da bir süre zihnimi dinlendirmiştim. Keşke uzun bir süre uyusaydık, sonra da hafızamızda kazılı olan bazı şeyleri silebilseydik, hatta hepsini ama uyusak da geçmiyordu. Uyku hiçbir zaman çözüm olmuyordu ama kısa bir süreliğine de olsa düşünmemek insana iyi geliyordu. Uyku, parol gibiydi insanı rahatlatıyordu ama etkisi kısa sürüyordu. Yataktan kalkıp kollarımı gerdirdim. Üstümü bile değiştirmeden yatmıştım, bu yüzden rahat değildim ve en önemlisi de bu kadar 'saçma' bir konu için öğrencilerimi bırakmış olmamdı. Üzerime gri bir pijama takımı giydim ve bal renginde olan saçlarımı topuz yaptım. Gözlüklerimi de alıp ela renkli gözlerime taktım. Normalde çok sık gözlük takmazdım. Doktorum da evde olduğum zamanlarda takmamı ya da gözlerimi çok yorduğum zaman -aşırı bilgisayara veya televizyona baktığım zaman- takmamı söylemişti. Bu yüzden okula giderken, dışarıya çıkarken gözlük takmıyordum. Babam gelene kadar odamdan çıkmayacaktım. Pijamamın kollarını sıvadığımda gördüğüm morluklarla gözlerim istemsizce doldu. Yatağımın kenarındaki dolabımın kapağını açıp içinden morluklarım için krem aldım daha sonra yatağımın üstüne oturup kollarıma sürmeye başladım. Ben bunu yaşayacak ne yapmıştım, bilmiyordum. Ama şu zamana kadar ayakta kaldıysam bunu hep hayallerim sayesinde yaptım. Asi bir kadındım ben. Eğer bir şeyi yapacaksam bile bana emir verilerek konuşulduğunda yapasım gelmiyordu. Kim çıkarsa çıksın hayallerimden vazgeçmiyordum. Tek hayalimi gerçekleştirmek için de elimden gelen her şeyi yapmıştım ve başardım. Her ne kadar bunun sonuçları bir hafta yoğun bakımda kalmak olsa da. Krem sürme işlemim bittikten sonra pijamamın kollarını düzeltip elime telefonu aldım. Daha sonra sınıf grubuna girdim. Sınıf öğretmeniydim ve çocukları gerçekten çok seviyordum. Hem kendi kafam dağılsın diye hem de çocuklara eğlence olsun diye sınıfta yemek partisi yapacaktım. Çocuklar bana istediklerini söylemişlerdi ama benim bunu yapmaya pek fırsatım olmamıştı. 2-E Veli Grubu Siz: Herkese iyi günler öncelikle. Bugün acil bir işim çıktı diye okuldan ayrılmak zorunda kaldım. İdareye bildirmiştim zaten tek tek herkesin aranmış olması gerekiyordu. Sizden bir ricam var, yarın çocuklarla yemek partisi yapmak istiyorum. Herkes ne getirebilecekse sınıf annemize belirtsin. Hatta kendi grubunuzda konuşsanız daha iyi olur aynı çeşidi herkes yapmamış olur. İyi akşamlar diliyor ve çocuklara öpücüklerimi yolluyorum💗 Telefonumu kenara koyup elime masamdaki ders takvimimi aldım. 1 ay sonra çocukların sınavları başlıyordu ve beni yoğun bir tempo bekliyordu. Her ne kadar 2. sınıf olsalar da öğrendiklerini ölçmek için bunu yapmam gerekiyordu. Ellime bilgisayarımı alıp çocuklara sınav kağıdı hazırlamaya başladım. *** Aradan yarım saat geçtikten sonra kapı sesi duydum. Beklediğim an gelmişti. Odamdan çıkıp beyaz koridordan sol tarafa döndüm. Akşam yemeği görünüşe göre hazırdı, kahverengi sandalyelerden birisine oturup masada babamın gelmesini bekledim. Annemin suratına bile bakmıyordum. Şimdiye kadar susan kadın şimdi gelip yanımda konuşamazdı. Buna hakkı yoktu, olamazdı. Kapıdan içeriye giren babamın suratı gene sert ve ifadesizdi. Siyah gözleri ve siyah saçlarıyla filmlerdeki kötü insanlara benziyordu. Ama o filmlerdekinden bile daha kötüydü. O saf kötülüğü içinde bulunduruyordu. Annemin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Ama annem melek görünümlü bir şeytandı. Sarı saçları ve kahve gözleriyle melek gibiydi. Ama içinde taşıdığı korkaklık ve suskunluk onu kötü biri olmaya itiyordu. Annemde masaya oturduktan sonra yerimde dikleşip masaya döndüm. "Anne, ben uzaktan akrabayla evlenmeyi bırak direkt evlenmek bile istemiyorum!" dedim sert bir ifademle. Gözyaşlarımın arasından çıkan haykırışlarım karşımda oturan iki çift gözün sahibi için bir anlam ifade etmiyordu. Öyle ki babam daha annemin konuşmasına fırsat vermeden "Gerekirse zorla evleneceksin!" diyerek kestirip atmıştı. "Evlenmek istemiyorum." dedim tekrar. Elindeki çorba kaşığını ağzına koyarken "Olabilir." diye tısladı. "Evlenmek istemiyorum." dedim aynı sakinlikle ama gözyaşlarımı durduramıyordum. "Ne yapabilirim." dedi. Bu adamdaki rahatlık kimsede yok anasını satayım! Neyse kızım sakin kalacağım. Sakin! "Bir şey yap diyen olmadı zaten BABACIĞIM. Size bu evliliğin olmayacağını söyledim. Hem anneme hem sana." deyip önümdeki çorbaya odaklandım. Fena halde acıkmışım yalnız. "O evlilik olacak Ceylan!" dedi yüksek sesiyle. "Neden bu kadar çok evlenmemi istiyorsun?" dedim şüpheyle. Gözlerimi kısıp hareketlerini izliyordum. Derin bir şekilde yutkunup gözlerini kaçırmıştı. Varan 1: Bir şeyler saklıyordu. "Evlenme yaşın geldi o yüzden. Ayrıca Gül teyzen ve Haldun Amcan da seni çok sevmişler. Bu yüzden evleneceksin!" "Ben onları hiç sevmiyorum neden? Çünkü daha yüzlerini bile görmedim! Onu geçtim biz akrabayız ya. Akraba evliliği mi olurmuş?" dedim sitemle. Bana ne beni sevdilerse. "Ben ev-len-me-ye-ceğ-im!" dedim bağırarak. Hayır yani şu an bulunduğu rahatlık o kadar tiksindiriciydi ki kelimeler yetmezdi. Ona karşı bağırmamla elindeki kaşığı hızlıca masaya bıraktı ve bir hışımla kalkıp saçımı tuttu. "Ne dedin sen? Ne dedin?! EVLENECEKSİN DEDİM SANA!" Gözleri gecenin en koyu tonları gibiydi. Kararmıştı, gözünün önünü göremeyecek hale gelmişti adeta. "Bırak saçımı ACIYOR!" diye inledim. Bağırmama karşın daha da çok çekti saçımı. Gene inleyince saçımdan tutup sürükleyerek beni odaya götürdü. Salondan ilerleyip adanın ortasına fırlattıktan sonra üzerime doğru yürümeye başladı. Belindeki kayışı bir hışımla çıkarttı ve gözlerime sırıtarak, tiksinç bir ifadeyle baktı. Ardından kayışı sert bir şekilde belime vurdu. "SENDE BANA KARŞI ÇIKMAKTAN VAZGEÇ! O EVLİLİK OLACAK." "İSTEMİYORUM DEDİM SANA. 24 YAŞINDAYIM BEN KENDİ KARARLA-" Bu sefer yüzüme yediğim tokatla kafam yan tarafa çevrilmişti. "YEMİŞİM 24 YAŞINDA OLMANI!" Bu sefer diğer yanağıma tokat atmıştı. Kıyafetimden tutup duvara fırlattıktan sonra bu ani darbeye karşı başım döndü ama o hala vurmayı kesmedi. Bu sefer karnıma tekme atıyordu. Doğru dürüst bir şey yemediğim için kan kusacaktım birazdan. Biraz daha karnıma ve bacaklarıma yumruk attıktan sonra rahatlamış gibi beni bıraktı. Duvarın dibindeyken başımı anneme çevirmiştim. Annem odanın köşesinde durmuş ağzını kapatarak dayak yememi izliyordu, her zamanki gibi... Duvarın dibine çöküp odanın kapısından ilerleyen adama seslendim. "EVLENMEYECEĞİM!" dedim gene suratım kanla dolu olduğu halde. "O zaman öğretmen olduğun belgeyi alır, yırtar telefonuna da el koyarım. Evlenecek olman gerçeğini kabullen ve sesini kes!" diyerek tısladı ve gitti. Annem de onun arkasından gitti. Bugün üzüldüğünü söyleyen kadın, arkasına bile bakmadan gidiyordu. Şu ana kadar anneme hiç el kaldırmamıştı çünkü annem, babam ne derse 'tamam' diyordu. Robottu sanki. Ama ben annem gibi olamıyordum, bu benim doğama aykırıydı. Türlü engelleri aşarak eline mesleğini almış 24 yaşında bir kadındım. Artık düzlüğe çıktığımı düşünürken kaderin acımasız pençesi beni tekrar kıskacı altına almıştı. Duydunuz işte. Uzaktan olan bir akraba ile evlendirilecektim. Zorla. 🥀 Bölüm Sonu✨ Evet, bölümü nasıl buldunuz? Düşüncelerini alalım 💕 ⭐OY VERMEYİ UNUTMAYALIM...⭐ |
0% |