@yagmurgns_37
|
Herkesee uzun bir aradan sonra helöööö diyorummm. Nasılsınız beni, Ceylan'ı, Erdem'i ve Ceyda'yı özledinizz mii? Ender'i özleyenler var mıı? Ben sizi de Ceylay'ı da, Erdem'i de ve Küçük Ceyda'yı da özledimm. Ve hayır, Ender hariç. Sizi çok bekletmeden bölüme geçmel istiyorummm. Bölüm sınırı bu bölümde yok. Çünküü o kadar beklediniz ayol, ne olcak. 🌛İyi okumalarr🌛 ~Belki de bazı vedalar, daha da güzel buluşmak içindi. Hiç beklemediğin bir anda, hiç beklemediğin bir şekilde... "Ev çok sessiz değil mi?" dedim Erdem'in omzuna koyduğum başımı kaldırarak. "Çok sessiz." dedi o da benim gibi düşünceli bir şekilde. Polise verdiğim ifadeden sonra yaklaşık bir saat kadar emniyette kalmıştık. Daha sonra ise komiserin odasına girmiştik. Ceyda'nın bizde kalamayacağını söylemişlerdi ama ailesinden de almışlardı. Ceyda'nın çizdiği resimler ve söyledikleri de bunda bayağı yardımcı olmuştu açıkçası. Yaşadıklarının hepsini korkmadan, cesaretli bir şekilde açıklamıştı karşısındaki insanlara. Açıkladıktan sonra da götürmüşlerdi. Hem annesinden, hem de bizden... Annesi ile konuşma fırsatı bir türlü bulamamıştım. Açıkçası fırsatım vaddj ama karşımdaki kadın benimle karşı karşıya gelmemek için elinden geleni yapmıştı. "Çok tuhaf bir kadın değil miydi Erdem?" "Kim? Ceyda'nın annesi mi?..." dediğinde başımı salladım. "Biraz tuhaftı ama bence normaldi hayatım. Sonuçta kızını hiç tanımadağı yabancı birisinin elinde gördü." "Haklısın galiba." dedim omuzlarımu silkerek. "Eee, ne yapalım şimdi? Okula da gidemedik adam akıllı." dedim sıkıntılı bir şekilde. "Haklısın, bayağı aksattık ama Müdür Bey anlayışlı. Hem zaten tatile gireceğiz güzelim, sınfıın yarısı bile yoktur büyük ihtimalle." dedi Erdem yanağımı okşayarak. "Haklısın ama ben çok özledim." dedim ısrarla. "Bende özledim." deyince nefesimi dışarıya verdim. "Öğrencilerini değil mi?" "Yok, ben karımı özledim." dediğinde başımı hemen yan tarafa çevirdim ama başımı yan tarafa çevirmemle ve Erdem'in dudaklarına bakışmamla olduğum yerde kalakalmıştım. "Yanındayım ya ben Erdem." dedim yutkunarak. "Nasıl özlemiş oluyorsun beni?" dediğimde biraz da yaklaştı bana. "Ben seni her an özlüyorum güzelim, yanımda olsan da olmasan da." dediğinde gene hayranlıkla ona baktım. "Bu kadarı biraz abartı sanki? Anladık, en romantik sensin." dediğimde dudakları iki yana kıvrıldı. "Sadece sana Ceylan'ım, sadece sana." deyip burnuny burnuma sürttü ve saçlarıma öpücük bıraktı. "Ee o zaman madem bütün gün evdeyiz ve bütün gün bizim o zaman bir sinema keyfi yapmayalım mı?" dedi Erdem heyecanla. "Titanik sever misin?" dediğinde şaşkınlığa uğramıştım. "Sen romantik drama izler miydin ya?" "Sen seviyorsan eğer neden olmasın ki?" dediğinde gene ona aşık olmuştum. Bir kez daha. "Pekala, izleyelim ama ilk önce birlikte yemek yapmamız lazım, yemekten sonra akşam izleriz. Zaten akşam oldu, sabahtan beri duvara bakıp duruyoruz." dememle beni onayladı. "Tamam karıcım, ne yapalım birlikte?" dediğinde düşünmeye başladım. Aslında o kadar uğraştırıcı bir yemek yapmamıza gerek yoktu, eğlenebileceğimiz ama bir o kadar kolay olabilecek bir yemek yapsak harikalar yaratırdık. "Makarna yapsak nasıl olur canım?" dedim Erdem'd dönerek. "Canım mı? Canın sana kurban olsun, olmaz mı?" demesiyle kıkırdadım. "Tamam o zaman ben üstüme rahat bir şeyler giyeyim sende makarna suyunu koyarak malzemeleri çıkartırsın." "Tamam meleğim." deyip anlıma öpücük kondurduktan sonra birlikte ayaklanıp çıktık. Okulumu özlemiştim, öğrencilerimi, eski günlerimi... Ama şu an ki halimle daha da mutluydum. Geçmişi özlüyordum, ama geleceği seviyordum. Gelecekte, huzurluydum, huzurum solumdaydı, kalbimdeydi, her şeyimdeydi. Son iki üç aydır o kadar çok mutluydum ki her an bir şey olacakta bu mutluluğum bozulacak gibi geliyordu. Kurduğum hayallerimin tek tek yıkılacağını, şu an ki mutluluğumun bozulacağını hissediyordum. Umarım öyle olmazdı. Bu düşüncelerimle birlikte çoktan üstüme rahat bir şeyler giymiş aşağı doğru adımlamıştı. Kulağıma dolan şarkı sözleri dudaklarımın iki yana kıvrılmasını sağlamıştı. "İster güneş ol yak beni, yağmurum ol ağlat beni." dedi Erdem yavaş adımlarla bana yaklaşarak. Şarkıyla birlikte o da aynı şekilde mırıldanıyordu. "Bu dansı bana lütfeder misiniz matmazel?" demesiyle kıkırdadım ve elimi uzattım. "Delisin sen." dedim gülümseyerek. "Sana deliyim, senin gülüşüne deliyim, senin bakışlarına deliyim." dedi kulağıma fısıldayarak. "Kendini bana bırak." demesiyle gülümsedim ve başımı omzuna koydum. Müziğin ritmiyle birlikte sallanıyor, kendimizi o ana kaptırıyorduk. Çok değişik hissediyordum. İlk defa biriyle böyle şeyler yaşıyordum ve bu beni heyecanlandırıyordu. Müzik bittiğinde biz Erdem'le hala ayrılmamıştık. Kafamı omuzundan kaldırdım ve gözlerine baktım. "Nasıl başarıyorsun?" dedim gözlerinin en derinine inerek. "Neyi nasıl başarıyorum?" "Beni bu kadar heyecanlandırmayı, güvende hissettirmeyi, beni etkin altına almayı nasıl başarıyorsun?" Hayran olduğum bir şeyi fısıldar gibiydim. Cümlemin bitmesiyle birlikte dudaklarına muzip bir gülümse yerleştirdi. "Severek." dedi sadece. "Severek başarıyorum çünkü insan sevdiği kişi kendinden bile korumak ister, sevdiği kişiyi kıskanır, sevdiği kişiye aklından geçenleri, hissettirdiklerini anlatmak ister. En çok onun yanında konuşmak ister, en çok istediği şeyi onunla yapmak ister. Hayallerine ortak etmeyi ister..." dedi nefesini içine çekerek. "Aslında bunları ben yapmıyorum, sen yapıyorsun. Çünkü ben seni seviyorum. Seni sevdiğim için bunlae oluyor." dedi gülümseyerek. Bende ona aynı şekilde gülümsedim ve yanağına bir öpücük bıraktım. "İyikimsin." "Her şeyimsin." demesiyle gülümsedim. "Eee, makarna yapmaya başlayalım mı?" "Durduğumuz kabahat güzelim, başlayalım." 🥀 "Ellerimize sağlık. Çok güzel olmuş." dedim gülümseyerek. "Sen güzelsin diye." "Erdem, yemeğin lezzetli olmasıyla benim güzel olmamım ne alakası var?" "Karşımda güzel olan birisi olduğu zaman, ona layık bir yemek yapmak için daha da çok çabalıyorum da o yüzden." demesiyle gülümseyerek başımı iki yana salladım. "Abartıyorsun." "Sen beni kendi gözümden göremediğin için böyle söylüyorsun." "Tamam tamam, ben şimdi sofrayı kaldırayım sende filmi aç. Ben mısır patlatıp geleceğim." "Beraber sofrayı kaldıralım, sen filmi aç ben de mısır patlatayım." dedi Erdem ciddi bir şekilde. "Erdem elime yapılmayacak ya aç sen geliyorum ben." desem de Erdem gene kendi bildiğini yapmış ve tabakları mutfağa götürmeye başlamıştı bile. "Off of." Hızlı bir şekilde makineye tabakları dizmiş, mısırımızı patlatmıştık. Şimdi ise battaniyenin altında birlikte film izliyorduk. "İşte şimdi kendimi tam anlamıyla huzurlu ve mutlu hissediyorum." dedim Erdem'e dönerek. "Benim yanımda senin olduğun her an huzur zaten güzelim." demesiyle gülümsedim. Filmde geçen sahnelere birlikte yorum yapıyor, daha sonra yaptığımız yorumlara gülüyorduk. Bir anda kapının çalmasıyla yerimden irkildim. "Birini mi bekliyordun Erdem?" "Yoo, sen birini bekliyor muydun?" demesiyle başımı iki yana salladım. Hızlı bir şekilde ayaklanıp kapıyı açmaya gittik. Kim olabilirdi ki acaba? Erdem'in kapıyı hızlı bir şekilde açmasıyla, karşımdaki kişiyi görmem bir olmuştu. "E-Ela?" Bölüm Sonu✨ Niahahah işte burada bitirirler bölümü. Aklımda çok güzel şeyler var *şeytanigülüş Bölüm hakkında düşünceleriniz nedir efenim? Erdeme düştük demi düştük düştükk. ⭐Oy vermeyi unutmayalım...⭐
|
0% |