Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Bölüm 7: Yeni Ev Kuralları

@yagmurgns_37

Merhaba güzel okurlarım 🫶🏻Umarım iyisinizdir. Çok bekletmeden bölüme geçiyorum. Bölüm şarkısını açmayı unutmayalım.

Yorum yapmayı unutmayalım, hayalet okuyucu olmayalım.

Bölüm Şarkısı: Gülben Ergen- Seni Kırmışlar

🌜İyi okumalar🌜

 

~ Unutmak imkansız ise alışmak zorundayız, çünkü başka çaremiz yok.

 

🍀

Duştan çıkmış, hava sıcak diye üstüme yarım kollu beyaz penye altımda da siyah bir eşofman giymiştim. Normalde olsa şuan crop giyerdim ama morluklarımdan dolayı giyemiyordum. Kollarımdaki morlukları bir şekilde kapatmıştım ama karnımda hala bir ay önceki morluk duruyordu.

Saçlarımı yukarıdan topuz yapıp masanın üzerindeki bilgisayarım ile gözlüğümü alıp aşağı indim. Erdem ise üstünü değiştirmiş aşağıda beni bekliyordu.

"Eee karıcım ne konuşacaksın kocanla." yüzümü buruşturdum.

"Iyy sensin be karıcım. Kuralları konuşacağız." elimdeki bilgisayarı sehpanın üstüne koyup gözlüğümü gözüme taktım.

"Gözlük mü kullanıyorsun?"

"Gözüm çok yorulduğu zamanlarda ya da fazla ekrana maruz kalırsam." anladım der gibi başını salladı.

"Şimdi kural bir, temas yasak. Herhangi bir şekilde dokunma olmayacak. Zaten sevgilin var yaşanmaz böyle bir şey." sevgilin var dedikten sonra bakışlarında bir değişiklik olmuştu ama ne olduğunu anlayamamıştım.

"Tamam."

"Kural iki, yemekler konusuna gelirsek eğer herkes kendi yemeğini kendi hazırlayıp kendi bulaşığını kendisi yıkayacak" kaşları çatıldı.

"İyi de ben işten yorgun geliyorum. Hazırlayamam yemek falan. Sen hazırla işte." dedi omuz silkerek.

"İyi de ben de işten yorgun geliyorum."

"O zaman şöyle yapalım. Bir hafta sen yemek hazırlarsın, bir hafta ben yemek hazırlarım." bu teklif benim için uygundu. Sonuçta ikimiz de çalışıyorduk.

"Tamam, kabul."

"Kural üç, sevgilinin yanına gittiğin gün haber vereceksin. Malum benim annem her an kapıma damlayabilir. Ben de ona göre bir bahane uydururum. Aynı şekilde ben de sana. Eğer arkadaşlarımla buluşursam sana haber veririm." dedim.

"Arkadaşların?"

"İş arkadaşlarım, çocukluk arkadaşlarım falan. Arada buluşuyoruz onlarla."

"Tamam."

"Son olarak eve misafir getireceksen bana haber ver. Aynı şey benim içinde geçerli zaten. Tamam mı?"

"Tamam." başımı sallayıp koltuğa yaslandım. Sonra elimdeki bilgisayarı alıp öğrencilerin sınav kağıdını hazırlamaya başladım. Ne çok zorlansınlar istiyor ne de çok kolaya kaçsın istiyordum. Bir de tüm derslerden sınav yapacaktım. Aklıma onun gelmesiyle başımı iki elimin arasını alıp masaj yapmaya başladım.

"Ne oldu?"

"Öğrencilerimin sınav yapacağım, müfredat zorunlu kıldı. Sınavlarını düğünden dolayı haftaya erteledim ama sınav tarihlerini bildirmem lazım. Ayrıca her ders için de sınav kağıdı hazırlamam lazım." dedim sıkıntıyla.

"Yardım etmemi ister misin?"

"Sen mi?" dedim şaşırdığımı gizlemeye çalışmayarak.

"Evet."

"Nasıl yardım etmeye çalışacaksın mesela?" dedim alay ederek.

"Bende öğretmenim Ceylan." şuan ağzım açık Erdem'e bakıyordum.

"S-sen öğretmen misin?"

Sakinlikle cevap verdi. "Evet." Nasıl öğretmen olabilirdi ya. Ben iş adama falan zannetmiştim.

"İyi de ben seni iş adamı falan zannetmiştim."

"Zaten iş adamıyım." kafam şu an çok karışmıştı. Nasıl öğretmen ve iş adamı olabiliyordu ki?

"Erdem düzgün bir şekilde açıklar mısın?" dedim bıkkınlıkla.

"Ben eğitim fakültesini bitirdim ama babam yüzünden şirketin başına geçmek zorunda kaldım bu yüzden öğretmenim ama değilim." sesi üzgün çıkıyordu. Aynı şekilde ben de üzülmüştüm.

"Yaa senin adına üzüldüm." dedim bende. O ise sadece başını sallamakla yetindi.

"Eee şimdi ne yapıyoruz?" dedi gülümseyerek. Ortamdaki kasvetli havayı dağıtmak istiyordu belli ki.

"Sen sınav tarihlerini ayarla. Zaten çok fazla dersleri yok. Bana kalsa sınav bile hazırlamam orası ayrı bir konuda... Ben de sınav kağıtlarını hazırlamaya başlayayım." suratımı Erdem'in yüzüne çevirdim. "Bu arada gerçekten çok teşekkür ederim Erdem." ona en içten gülümsememi sunup önümdeki bilgisayara döndüm.

Çocuklarımı çok zorlamak istemiyordum ama o kadar kolay da soramazdım. Okula bir müfettişin gelmesi ile öğretmenliğim yanabilirdi. Müfredata uygun sorular hazırlamam lazımdı. İlk sınav kağıdını Türkçe dersinden hazırlamaya karar verdim. Benim de öğrenciyken en çok sevdiğim dersti.

Soru 1: Şiirle alakalı soruları cevaplama.(6 puan)

→ Her soru 1 puan, toplam 6 soru.

Soru 2: Verilen kelimeleri oluş sırasına göre sıralayınız. (5 puan)

→ Her cevap 1 puan.

Soru 3: Verilen kelimelerin zıt anlamlarıyla cümle oluşturma. (4 puan)

→ Her soru 2 puan, toplam 2 soru.

Soru 4: Verilen kelimelerin eş anlamlarıyla cümle oluşturma. (4 puan)

→ Her soru 2 puan, toplam 2 soru.

Soru 5: Verilen cümlelere uygun bağlaç yazma. (10 puan)

→ Her soru 2 puan, toplam 5 soru.

Soru 6: Verilen cümlelere uygun noktalama işaretini koyma. (24 puan)

→ Her cevap için 2 puan.

Soru 7: Verilen kelimeleri sözlük sırasına göre sıralama ( 7 puan)

Soru 8: Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplama. (40 puan)

→ Her soru 5 puan, toplam 8 soru.

Türkçe sorularını hazırlamam bittiğinde derin bir nefes aldım.

"Erdem." elinde kağıtlarla uğraşan Erdem bana döndüğünde ne olduğunu sorguluyordu.

"Ben Türkçe sınav kağıdını hazırladım. Bir bakar mısın?" elindeki kağıtları kenara bırakıp yanıma geldi. Bilgisayara eğilip sorulara tek tek bakıp göz gezdirdi.

"Güzel ama fazla kolaylaştırmamış mısın?" dedi gözlerime bakarak. Şuan çok fazla yakın duruyorduk ve ben bu mesafeden hiç hoşlanmamıştım. Kendimi koltuğa biraz daha verdiğimde Erdem, bu yakınlıktan hoşlanmadığımı anlamış olacak ki kaşlarını kaldırdı. Ben geriye çekilecek diye beklerken o bu durumumu kullanarak daha da yaklaştı.

"Ne yapıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.

O ise salağa yatarak "Hiç, sadece sorulara bakıyorum." dedi. Gözlerimi devirdim. Bilerek yaptığını anlamayacak kadar salak değildim. Madem bana meydan okuyordu, ben de ona meydan okurdum.

"Bence sorular çocuklar için ideal. Bana kalsa sınav bile yapmazdım orası ayrı bir konu. Çok zorlamam onları strese sokmaktan başka hiçbir şeye yaramaz." meydan okuduğumu anlayınca muzip bir ifade ile sırıttı. Hoşuna gitmiş olmalıydı.

"Ama kimin iyi, kimin kötü olduğunu nasıl anlayacağız karıcığım?" 'karıcığım ' kelimesine bilerek baskı yapmıştı. Nefesini ensemde hissediyordum. Yutkunmamak için de kendimi epey zorluyordum.

"Bana karıcığım deme bu bir, ikincisi konuya gelirsek eğer..." kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım ama Erdem'in dudaklarıma baktığını görünce bu hareketin çok yanlış olduğunu anladım. Aslında yanlış olan hareketim değildi, bulunduğumuz konumla alakalıydı. "Kimin iyi veya kötü olduğu sınavla belirlenmez. Bir balıktan uçmasını isteyemezsin ya da bir kuşun denizde yüzmesini. O yüzden sınava karşıyım." hemen toparlanmama şaşırmış olmalıydı. Bende şaşırmıştım normalde birisi bu kadar yakınıma gelse ve dudaklarını enseme yaklaştırsa donup kalırdım ama şu an bunu düşünmeyecektim. Boğazını temizledi. "Değişik bir bakış açın var." öyle der gibi başımı salladım.

"Sen, sınav tarihlerini ayarladın mı peki?"

"Evet, ayarladım." yanımdan uzaklaşıp küçük sehpanın üzerinde duran kağıdı getirdi.

"Sınav tarihlerini böyle ayarladım. Bir sözel, bir sayısal olarak. Çocuklar daha rahat edeceklerdir."

"Güzel ayarlamışsın. Ben bunu Excel'e döküp sınıf grubunda paylaşayım da çocuklarım çalışsın hemen." dedim heyecanla. Heyecanlıydım çünkü yetiştirebilmiştim.

"Çocuklarım?" dedi anlamayan gözlerle.

"Öğrencilerim, benim çocuklarım. Hepsini çok seviyorum." dedim açıklayarak. Şaşırmışa benziyordu ama şaşırmamalıydı. Şaşırılacak bir şey yoktu çünkü.

"Bu arada Erdem, çok teşekkür ederim. Yardımın için." başını salladı.

"Biliyorum, ben olmasaydım hiçbir şey yapamazdın." bu egoist tavrı ile sinirlerimi bozmayı hemen başarmıştı.

"Bir daha yardım isteyenin Allah belasını versin ya."

"Ne oldu ki şimdi?"

"Tipi tarla başı, sanırsın egosu nişantaşı." dedim sinir bozukluğuyla. O ise bu söylediğime kısık bir kahkaha atmıştı.

"Benim tipim mi tarla başı? Şu yakışıklılığa bakar mısın?" eliyle suratını gösterdiğinde yüzümü buruşturdum.

"Günlük ego çekme kotamı doldurdum. Gerisini odamda halledeceğim." deyip hemen eşyalarımı topladım. Beni sinir etmekten garip bir şekilde hoşlanıyordu ve bunu belli de ediyordu.

Merdivenlerden yukarıya çıkıp odama girdim. Kendimi beyaz çarşaflı yatağıma attım ve bilgisayarımdan Excel programını açıp sınav tarihlerini yerleştirdim. Sınav tarihleri ile işim bitince telefonumdan sınıf grubunu açıp mesaj yazmaya başladım.

2-E Veli Grubu

Ben: Merhaba sevgili velilerim ve değerli öğrencilerim. Sınav haftası bildiğiniz üzere başladı. Malumunuz bu hafta evlendim ve bu yüzden sınavları bir hafta erteledik. Bu konuda anlayışınız için teşekkür ederim. Yarın Türkçe sınavınız var çocuklar. Sınav tarihlerini atacağım dosyadan ulaşabilirsiniz. Defterinizde ki yazıları okuyun ve örnekleri inceleyin. Sorular oradan gelecek ve merak etmeyin çok zor sormadım :) Sadece konu tekrarı yapın. Velilerim siz de çocukları zorlamayın lütfen. Hepinize iyi günler diliyorum🌸🫶🏻

Ben: *Sınavtarihleri.xlsx*

Telefonumu kenara koydum ve diğer sınav kağıtlarını hazırlamaya başladım. Bir yerden başlamak lazımdı sonuçta. Madem unutmak imkansız, o zaman alışmak zorundayız çünkü başka çaremiz yok.

 

🥀

Bölüm Sonu✨

Sizce bölüm nasıldı? İleride ne gibi şeyler gerçekleşecek?

⭐OY VERMEYİ UNUTMAYALIM...⭐

 

 

Loading...
0%