Aşk infaz edilmeyi mi beklerdi? Yoksa etmeyi mi? Bir insanın kaderinde olmasaydı yinede yaşamına mutluluk koyabilir miydi?..
Aslıydı adı. Asıl adı farklıydı. Aslı olduğunu sanıyordu. En nefret ettiği kelime `melek` ti. Sevgiden kaçardı. Sevmekten tiksinirdi. Elinin tutulmasını istemezdi. Kendi kalkmak isterdi düştüğünde. Başarıcam derdi hep. Başarıncada durmak yok...
Abisinin ve babasının mesleğine vurgundu. Arkadaşları ona Efes desede asıl ismi yiğit efeydi. Maviş gözleri vardı. Ailesindede vardı ya mavilik ondan. Talimlere bayılırdı. Çocukluk arkadaşı sefa ve yeni arkadaşlarıyla hep giderdi talime. Hadi onunda hayatına inelim. Aşık olmazdı. Sevdalanırdı. Tercihi buydu...
Aslı hem yurt arkadaşı olan hem de en iyi arkadaşı olan sinemin , Efenin abisi adille tanışmasıyla başlar hayatındaki gerçekleri öğrenmeye. Geçmişine gömdüklerinin peşinden bile gitmek istemiyordur. Ama geçmişi için görevlendirilmiş efe sayesinde istemeye istemeye her şeyin farkına varır. İlk baştada sevginin....
Peki bu sevgi ona ne katacak ve ondan ne alacak?
"Gıcıklık" demişti bana Ben ona ufaklık derken. Hoştu bu . Hem tuhaftı da...içimde bişeyler kıpırdanmıştı. Babam ve annemin yaşadığı aşkın bir benzerini bulamazdım . Zira her aşk farklıydı. Ama onu sevebilirdim. Ama ona sevdalanabilirdim!..