@yazarist
|
12 YIL SONRA İSTANBUL - 2024
EĞER BİR GÜL İSTİYORSAN HİÇ BİR ÇİÇEĞİ EZME. BELKİ SENİNKİ SANA SAĞLAM KALIR...
"Yaşadıklarımın ağırlığını bilmezler ama yaşattıklarımın ağırlığını çok iyi hissederler. çünkü bizzat kendileri taşırlar yaralıları.. " . Basın mensuplarınında olduğu koca salonda kahkaha seslerini duydum.bende gülmeden edemedim. işin gerçeği bir doktorun bu tarz espriler yapması normaldi. klasik espriler falanlar... gerçi artık bana alışmışlardı. doktor olmasaydımda bu esprileri yapsaydım yine bana gülerlerdi. çünkü size dedim ya , bana alışmışlardı. hemde tüm dünya...
"Beni bilirsiniz. Bazı laflar aklıma geldiğinde söylemezsem çok pişman olurum. hem de çok! bu da onlardan biriydi" durdum derin bir nefes verdim. ".. hadi. asıl mevzuya dönelim. bana layık görülen BAŞhekim unvanına yani.." . yine durdum ve yine derin bir nefes aldım. sanki yaşama inat yaşadığımın ispatlarıydı nefeslerim. -hadi aslı. yaparsın.- dedim kendi kendime. zaten hep diyordum. bugünde diyecektim. - ben yaparım!- . sarı saçlarımı kulağımın arkasına koydum. en önde oturan sineme baktım. bana gülümsüyordu ablam. o her zaman yanımdaydı. ve şimdide yanımda. ona gülümseyip sözlerime kaldığım yerden devam ettim.
"zamanında SAYGINHAN ailesinin iki çocuğundan en küçüğüydüm...annem ev hanımıydı. babam ise bir zamanlar olan, SAYGIN DOKTOR hastanesinin sahibiydi. ne zaman hastaneye gelse peşinden bende giderdim. yine bir gün aynı şeyi yaptığımda babam beni karşısına aldı ve neden sürekli hastaneye gittiğimi sordu. bende benimle gururlanmasını ve aynı onun gibi doktor olmak istediğimi söyledim. daha o zamanlardan doktor olmayı kafama koymuştum ya!. aynı babam gibi..." gözümde biriken yaşları elimin tersiyle sildim. " onunda burada olmasını, benimle gururlanmasını çok istedim. ama maalesef sizinde bildiğiniz gibi evimize giren hırsızların onu ve annemi öldürmesiyle buralara geldiğimi göremedi. şimdi belki diyorum. belki beni uzaklardan bir yerden izliyordur...eğer izliyorsa mutludur belki...gururlanmıştır belki, kim bilir? " "Bir zamanlar, çok değil canım 12 yıl önce falan-" . odada hissettiğim tek tük gülme sesleri yüzünden bende gülmeden edemedim. "evet doğru duydunuz 12 yıl önce falan kendi kendiime ne kazanmıştım kaybetmişken demiştim. şimdi geriye dönüp baktığımda aslında kazandığım bir şeyler olduğunu fark ediyorum. mesela kendimi kazanmışım... ve bu BAŞhekimliği. hem de tırnaklarımla! babamın tek bir kuruşunu dahi almadan. Evet tek kuruş dahi.. " "Biliyorsunuzki ailem öldüğünde yetimhaneye düştüm. ve bu sırada saygınhan serveti komple ortadan uçtu gitti. nereye gittiği hala bilinmesede ben hayatıma devam ettim. kendi kendime etmeliyim dedim. Paranın önemi yoktu. Mesele yaşayabilmekti. Bizde öyle yaptık. Biz diyorum çünkü, özellikle bana destek veren ve yetimhanede tanıştığım biricik manevi ablam sinem ile ben hayata beraber tutunup sıfırdan başladık. ve gerçektende sıfırdan bir hayat inşa ettik. işte ben bunu kazanmıştım. babamın da dediği gibi hakkımla bir yerlere gelmiştim... kendi hakkımla... yaşadıklarımın doğru olduğunu savunmuyorum tabiki. Rabbim kimsenin başına getirmesin. ama hayat bana güçlü olduğumu gösterdi... ve güçlü olduğumun ispatını bugün aldım. ben bugün BAŞHEKİM unvanını aldım.bana bu unvanı layık gören hastanemizin sahibi sayın emre güroğa teşekkür ederim. Aynı zamanda ben aslı saygınhan olarak her zaman yanımda duran ve beni güçlü kılıp koruyan ablam sinem kağan ' a da çok teşekkür ediyorum. " Durdum en önde oturmuş ablamın ela gözlerine baktım. "TEŞEKKÜR EDERİM!...". alkışlar eşliğinde merdivenlere yöneldim. yüzümde patlayan flaşları görmezden gelip sineme baktım. ayağa kalkmış kollarını iki yana doğru açmıştı. hemen bende kollarımı açıp ona sıkı sıkı sarıldım. "Tebrik ederim aslım." "Hepsi senin sayende sinemim. sen olmasaydın-" "sus. ben bir şey yapmadım aslı. sen kendi emeğinle buralara geldin..." . sarılmayı bıraktı. ellerini omuzlarıma koydu. sanırım neyin geleceğini biliyordum. of sinem ya! sakın aklımdakini söyleme... "o zaman bu akşam adillerle kutlama yapalım. emeklerinin şerefine.". GÜLDÜM. "bende diyordum adil ne zaman konuya dahil olacak?". yüzü düşmüştü. belli etmemeye çalışarak konuşmaya başladı ama geç kaldınız abla ben çoktan anlamıştım o ela gözlerinizdeki kırgınlığı... "istemezsen gelmez aslı. ben sadece başarılarını kutlamalıyız demek istemiştim." "haklısın. sen sadece sevgilinle görüşmek istemedin. belki bizi tanıştırmak falan da yok. başarı kutlaması işte. başka bişey olamaz dimi sinem?" "birincisi dimi değil öyle değil mi olacak. ikincisi, artık kaçamazsın. bana bak aslı tanışmalısın adille. daha fazla kaçmayacaksın! hem o çok iyi biri. çevreside aynı şekilde. Senin BAŞHEKİM olacağını duyduğunda sanki kardeşi almış gibi sevindi..".
Durdum . Yüzümdeki gülüşü soldurmamaya çalıştım. Neymiş! Kardeşi gibi sevinmiş. Bir erkek benim mutluluğum için kardeşi gibi sevinmiş? tamam adil o gözle bakmıyordur ama bende hemen erkeklerle kaynaşmam. Ben yapamam. Olmaz. Onlar düşmanım dostum değil! "sinem kutlamayı başka bir zaman yapsak? " "ya ben-" . etrafta kopan alkış tufanını duyunca ikimizde daldığımız alemden irkildik. bana kaşıyla oturmamı işaret ederken çok sevimli gözüküyordu.onu kırmaya dayanamadım ve normalde kaçmam gerekirken dediğini yapıp koltuğa oturdum. Oda fark etmiş olacak ki hemen atıldı sinirle. "hayret bu sefer bir şeyden kaçmadın." "bende şoktayım sinoş." "fark ettim...ee ne diyordum?" "kaçmamamdan bahsediyordun. beni bilirsin normalde çoktan evde olur kendimi çalışma odama kapatırdım da senin hatrına-" "ya ben ondan mı bahsediyorum aslı! adil diyorum. arkadaşları diyorum. tanışacaksın bu akşam diyorum. kaçışın yok diyorum. sen gelmiş kaçış planını anlatıyorsun...of aslı yoruyorsun bazen beni." "özür dilerim. ama -" "özür dileme. kesinlikle bu akşam o tanışma gerçekleşecek. ya bir yıldır kaçıyorsun adamdan. ayıp oluyor artık." "o kadar oldu mu ya?" "aslı!". Sinirle gözlerini devirdi. Tatlı bir sincap gibi olmuştu. Yanaklarının şiskinliğini kıskandım bir an. "tamam, tamam. söz veremem ama-" "ASLI dedim!". Kahretsin. Kabul etmekt n başka bir seçeneğim yoktu . Bunu çok iyi fark etmiştim. "of ya. gelicem oldu mu?" "oldu." "ama şimdi artık evimize gidelim. bu tören her ne kadarda benim için olsa, baydı." "kendi töreninden kaçanıda ilk defa görüyorum doğrusu. peki madem. biz gidelim akşama hazırlık yapalım." "ne hazırlığı?" Sadece ayak üstü konuşurduk diye tahmin ediyordum ama! "şey adilin kardeşi ve arkadaşlarıda gelecekler diyorum... yani öyle haber aldım da. onlara kötümü görünelim?.." dediğinde gözlerimi kıstım. Kahretsin! "haber aldın mı yoksa haber ettin mi sinem? ". sineme baktım. gözlerini kaçırıyordu. kesinlikle akşamki eğlenceyi sinem organize etmişti! sanki sosyal olmaktan nefret ettiğimi bilmiyormuş gibi. "seni bekliyorum sinem." Dedim sitemli bir sesle. Belki diyordum. Anlarda vazgeçerdi artık arkadaş edinmemi sağlamaktan. Ben arkadaş isteseydim zaten kendim etmiştim şuana kadar. "bişeyler ayarlamış olabilirim belki." " BİŞİYLİR AYERLAMİS OLABİLRİM BİLKİ! " Dedim onu taklit ederek. Ne zaman onu taklit etsem kızdığımı anlardı. Ve üstüme daha fazla gelmezdi . İnsAllah şuanda öyle yapar... "Harika! bi senin çılgın olup, benim arkamdan iş çevirmediğin kalmıştı. onuda adil için yaptın ya ne mutlu bana. benden mutlusu yok doğrusu şuan." kızgın kızgın yerimden kalktım. "ya aslı artık sosyalleşmenin vakti geldi. genç bir kadınsın ama sıfır arkadaş. hem sana söz veriyorum kendini iyi hissedeceksin. ayrıca bi değil bir!.. dur nereye?" . çıkışa yönelmiştim. "sizi arabada bekliyorum çılgın hanım. sonuçta akşama benim için düzenlenmiş bir, partimi desem? neyse işte bir eğlence var. hadi kalkın zira vazgeçicem hemen buradan çıkmazsak." "yaşasın aslı. hadi o zaman gidelim." "Adilin aşkına bak sen... ben gittim bile." "beni bekle! Hem adilin aşkına derken neyi kastettin sen!" Aceleci sesine flaş sesleri karışmıştı. gülümsemeden edemedim. doğrusu sesi tiz bir plak gibi çıkmıştı. aynı tanıdığım gibi. ne zaman strese girse afallamadan edemezdi. ve sonuç olarakta bu belli olurdu. örneğin şuan gibi. Adilin adını anmam yetmişti... |
0% |