@yazarus_1
|
"Hoşgeldiniz," dedim tiz bir sesle. Turgut keskin bakışlarını gözlerimle buluştururken Duru'nun şaşkınlıkla dolu nidası kulaklarımı doldurdu. "Berra? Senin ne işin var burada?" Bakışlarım Duru'ya çevrilirken babamın beni nasıl tanıtacağını merak ediyordum. "Siz tanıştınız mı?" diye sordu babam. "Evet, teknede tanıştık. Orada çalışıyordu Berra." Duru'nun alay dolu sesi üzerine sinirden yanağımın içini ısırdım. "Berra, yoksa sen bu evinde hizmetçisi falan mısın?" Kaşlarım çatıldı, bana üsten bakışlarının altında eziliyordum. Babama baktım, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kızım diyemiyordu, bu kadar zor muydu bir kelimeyi söylemek? "Kızımız Berra," diyerek imdadıma yetişti annem. "Gerçekten mi?" diye hayret kokan bir sesle tekrar konuştu Duru. "Kusura bakma Berra, kabalık ettim sanırım." Tamam babamı anlıyordum, bana kızgındı. Peki ya Turgut? Turgut neden bu kadar aşağılanmama ses çıkarmamıştı? "Sorun değil," diyerek Turgut'un karşısındaki üçlü koltuğa oturdum. Annemde yanıma oturmuştu. Başımı öne eğdim. "Biz artık müsadenizi isteyelim," diyerek konuştu Turgut. "Bir kahvemizi içmeden yollamayız," dedi otoriter bir sesle babam. "Berra, kahveleri yapar mısın?" Kimsenin yüzüne bakmadan mutfağa doğru yürürken Duru'nun bana seslenmesiyle duraksadım. "Tatlım nasıl içeceğimi sormadın." "Şekerli içiyorsunuz, söylemiştiniz," dedim ağlamaklı çıkmıştı sesim. Hızlı adımlarla mutfağa doğru yürürken son duyduğum ses yine Duru'nun sesiydi. "Turgut şekersiz kahve daha lezzetli diyor ama bir türlü şekersiz kahveye alışamadım." Gözlerimi devirerek mutfağa girdim. Akmaya yeltenen gözyaşlarımı güçlükle geri yolladım. İlk işim cezveyi çıkarıp dört fincan suyu ekledim. Herkese orta şekerli yapacaktım, tek tek uğraşamazdım hiç. Turgut'da işine gelirse içerdi. Umrumda bile değil. Cezveyi ocağa koyup kaynamasını beklemeye başladım. Tırnaklarımla mutfak tezgahında ritim tutarken mutfağın kapısı açıldı. "Anne kahveler birazdan hazır olur," dedim baygın bir sesle. "Kaşdoğan." Turgut'un adım seslerini işitiyordum, tam arkamda durduğunda kokusu burnuma buram buram çalınmıştı. Ne kokuyordu bu adam? Parfümü kesinlikle çok güzeldi. "Az önceki olanlar için özür dilerim. Duru kabalık etti." "Sorun değil," dedim. Sorundu! "Kaşdoğan, küs müyüz?" Arkamı döndüm, hareleri yanıtımı merak eder gibi parlıyordu. "Çocuk değiliz," dedim sadece. "Kaşdoğan, senin üzülmeni istemiyorum. Benden uzak dur." Naif çıkan sesi üzerine derin bir nefes aldım. "Senin etrafında dolanıp durmuyorum! Tekne haricinde senin karşına çıkmıyorum! Evime gelen sensin! Şimdi beni sürekli peşinde koşuyormuşum gibi bir konuma düşürdün!" dedim hiç nefes almadan. Ciğerlerim tekrardan havayla buluştuğunda rahatlamıştım. "Yapma..." dedi tek nefeste. "Öyle bakma." Nasıl bakıyordum yahu? "Buraya sadece Gökhan Bey'le iş konuşmak için geldim." dedi daha sonra. Kafamı saklamakla yetindim. "Kaşdoğan..." dediğinde sabrım tükenmişti artık. "Yeter!" dedim. "Artık yeter! Bana Kaşdoğan demeyi kes!" Bütün sinirimi ondan çıkardığımın farkındaydım. Ağzını açmış tam birşey söyleyecekken taşan kahve üzerine panikle cezveye dokundum. Elimin yanmasıyla hızla geri çektim. Acıyla yüzüm buruşurken, "Kahretsin!" diye feryatla konuştum. "Beceriksiz Berra!" dedim gözyaşlarım bu anı beklercesine akarken. "Hiçbir şeyi beceremediğin gibi bir kahveyi bile yapamıyorsun!" Musluğu açıp elimi suya tuttum. Acı biraz olsun hafiflerken Turgut ocağı kapattıktan sonra elimi tutmuştu. Suyu kapatıp elimi üfledi. "Ne yapıyorsun?!" diyerek elimi hışımla çektim. "Beceriksiz değilsin, beni görünce heyecanına yenik düşüyorsun sadece." Dudaklarım yok artık dercesine aralandı. "Ego! Sen kos koca bir ego yığınısın!" Kafasını arkaya atıp kahkaha attı. "Kahvenin yenisini yapma, biz kalkacağız zaten şimdi," dedi kendini toparlayarak. "İsabet olur," dediğimde tek kaşını kaldırarak baktı. "Misafirperverliğin gözlerimi yaşarttı Kaşdoğan!" Yok, bu adamın algılama sorunu vardı. Kaşdoğan demeye sonsuza kadar devam edecekti buna adım kadar emindim. "İyi geceler, yarın teknede malesef ki görüşürüz kaptan!" "Sabırsızlıkla yarını bekleyeceğim Kaşdoğan," dedi kapıdan çıkmadan önce.
|
0% |