Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm: Sen Tanıdığım En Güçlü Kadınsın

@yazarus_1

Kapım açıldığında Keskin adım adım yanıma geliyordu, yüzündeki tedirginlikle bana baktı, söyleyeceklerinde zorlanıyormuş gibi yüzü buruştu.

"Zuhal," dedi. "Sana birşey söylemem lazım."

Aramızdaki düğüm bir anda çözülmüş gibi ferahlamıştım.

"Dinliyorum," dediğimde boğazını temizledi.

"Korkuyorum," dedi acıdan kıvranan hareleri sızlar gibi kirpiklerini kırpıştırdı. "Onu seveceksin diye aklım çıkıyor."

Kaşlarım havalanırken elimi tuttu.

"Beni neden görmemekte ısrarcısın? O kadar kötü biri miyim? Sevilmeyecek bir adam mıyım?"

Dişlerimi birbirine bastırırken kapana kısılmış hissettim. Kaçacak veyahut arkasına saklanacak cümlelerim yoktu.

"Sarhoş musun?" diye sordum. Ayık kafayla bunları söylemezdi.

Güldü, güldüğü saniye gözleri doldu.

"O kadar mı kaale almıyorsun beni?" dediğinde dumura uğramıştım.

"Biliyorum ona seni ben yolladım," dedi tek solukta. "Onun kollarına ben attım seni..."

Kafasını sağa çevirip gözyaşlarını sildi. Keskin Bolat karşımda ağlıyordu, Keskin Bolat benim için ağlıyordu.

"Onu seviyor musun?" diye sordu, alacağı cevaptan korkar gibi yutkundu.

"Kimi?" diye sordum anlamazcasına.

"Demir'i!" dedi tiksintiyle.

"Kimseyi sevemem ki ben," dediğimde kafasını hayır anlamında salladı.

"Seversin, neden sevmeyesin?"

Gülümsedim.

"Gücüm yok, birine güvenip sevecek kadar gücü kendimde bulamıyorum," dediğimde parmağıyla gözyaşımı sildi. Ağlıyor muydum? Ne zaman akmıştı o yaşlar?

"Sen tanıdığım en güçlü kadınsın," dedi samimi bir şekilde.

"Teşekkür ederim," dedim kafamı öne eğdiğimde.

"Tacın düşecek orman gözlü kız," dediğinde, kendi içimde ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Orman gözlü kız masalını bilir misin?"

Hayır anlamında sağa sola salladım kafamı.

"Anlatmamı ister misin?"

Kimse bana masal anlatmamıştı, okuma yazma öğrendiğimde bütün masalları kendi kendime okumuştum. Küçük bir çocuk misali hevesle baktım yüzüne.

Ağzını açıp masala başlayacağı esnada kapı gürültüyle açıldı. Korkudan yerimde sıçrarken Demir elindeki silahı bana doğrultmuştu.

"Keskin..." dedim medet umuyordum.

"Bir varmış bir yokmuş," dediğinde ona baktım. "Kötü kalpli kral, kızını ormanda terk etmiş."

"Keskin!" dedim cırlayarak. Masal anlatmanın sırası mıydı şimdi?

Demir bana doğru yaklaşıp silahı alnıma dayandığında namlunun soğukluğu içimi ürpertmişti.

"Keskin!" dedim bir kez daha.

"Kötü kalpli kralı bulamayan genç kızın ağlamaları ormanda yankı yaparken atıyla oradan geçen prens duymuş sesini..."

Bir hıçkırık koptu boğazımdan. Demir öfkeyle yüzüme bakarken Keskin'in mayıştırıcı sesiyle göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı.

​​​​​​Gözlerim kapanırken Keskin'in son cümlesi çınladı kulaklarımda.

"Orman gözlü kız avcı değil avdı..."

 

Silah patladığında çığlık çığlığa uyandım. Nerede olduğumu anlamaya çalışırken kapım açıldı, içeri koşarak giren Keskin'in elinde gördüğüm silahla tekrar çığlığı basmıştım.

"Sakin ol..." dedi silahını beline sıkıştırırken. "Ne oldu?"

Yanıma geldiğinde terden sırıl sıklam kalan alnımı kolumla sildim.

"Rüya gördüm," dediğimde komodinin üzerindeki sürahiden bardağa su doldurup bana uzattı.

"Kabustu sanırım," dediğinde başımı sallayıp suyu içtim.

"Anlatmak ister misin?"

"Kötü rüyalar anlatılmaz," dediğimde ayak ucuma oturdu.

"Hurafelere mi inanıyorsun gerçekten?" dedi tek kaşı kalkarken.

"Sana göre hurafe olabilir!" dedim, ensemi ovarken rüyanın etkisinden bir türlü kurtulamıyordum. O kadar gerçekçiydi ki, Keskin'in ılık nefesini hissetmiştim.

"Tekrar uyumayı dene," diyerek ayaklanacağı esnada elini tuttum.

"Ben uyuyana kadar yanımda kalır mısın?" diye sorduğumda itiraz etmedi.

Elini bırakıp gerisin geriye kafamı yastığa koydum. Gözlerimi kapatmadan önce ayak ucumda oturan Keskin'e baktım.

"Orman gözlü kızın bir hikayesi var mı?" diye sorduğumda elini yumruk yaptı.

"O nereden çıktı?!" Hoşnutsuzca homurdandı.

"Hiç," diyerek gözlerimi kapattım. "Bana sürekli öyle hitap ediyorsun, merak ettim."

Burnundan güldü, yumuşamıştı.

"Bir hikayesi yok, seni ilk gördüğümde aklıma geldi işte. Öylede kaldı," dediğinde eksik anlattığını biliyordum. Bu kadar basit birşey değildi.

Komik, sırf rüyamda gördüm diye illa bir hikayesi mi olacaktı?

Uyumak için kendimi zorlarken bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Keskin sessizce benim uyumamı bekliyordu ve bu ondan kesinlikle beklemediğim bir performanstı.

"Uyuyamıyorum," dedim en sonunda. Yatakta oturur pozisyon alıp Keskin'e baktım.

"Ne yapmak istersin peki?" diye sorduğunda kafamı kaşıdım.

"Konuşmak istiyorum."

'Hm' diye bir ses çıkardı.

"Pek konuşmayı seven biri değilim."

"Pek uyumayı seven biri de değilsin heralde," dediğimde gözlerimle saati gösterdim. Güneşin doğmasına birkaç saat kalmıştı.

Kahkaha atarken saçını karıştırdı.

"Asosyal biriyim diyen kıza bak sen," dedi baş parmağını sallarken. "İki günde kabak çiçeği gibi açıldın."

Gözlerimi devirirken sırtımı yatak başlığına yasladım.

"Keskin Bolat'ın sınırları içine dahil olunca insan değişiyormuş," dediğimde göğsünü kabarttı.

"Bu isim hafızana kazınacak demiş miydim?" dediğinde bu sefer kahkaha atan ben olmuştum.

"Kısmen, bu ismi hafızana kazı diye emir vermiş olabilirsin."

"Ben mi?" dedi yalandan şaşırmış gibi ağzını kapatıp. "Emir vermek hiç huyum değil."

Kahkahalarımız birbirine karışırken arkamdaki yastığı alıp ona doğru fırlattım.

Yastığı havada kaptığı gibi bana geri fırlatması bir olmuştu.

"Yastık savaşı oynayacak yaşı çoktan geçtik," dediğinde omuz silktim.

"Benim içimdeki çocuk hâla yaşıyor seni bilmem ama," dediğimde gözleri buğulanmıştı birden bire.

"Yanlış birşey mi söyledim?" dedim ciddi bir şekilde.

"Yok," dedi boğuk bir sesle. "Ben artık gitsem iyi olur. Sabah oluyor zaten."

Ayağa kalktığında bende peşinden kalkmıştım.

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun?" diye sorduğumda odadan çıkmak üzereydi.

"Ne?" dedi ve omzunun üstünden bana baktı.

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun?"

"Hiçbir şey," diye cevap verdiğinde yüzüne nasıl baktım bilmiyorum ama birden arkasını dönüp yanıma geldi.

"Sen hayatımda tanıdığım en güçlü kadınsın, düşündüğüm tek şey bu."

Bu sadece tesadüften mi ibaretti?

Bu sadece sıradan bir rüya mıydı?

Keskin rüyamdaki gibi tıpa tıp aynı cümleyi kurmuştu.

Odadan çıktığında boşluğa düşmüş gibi irkilmiştim.

Bu hikayenin sonu rüyamdaki gibi mi olacaktı?

Ölecek miydim? Kim tarafından? Demir mi? Yoksa Keskin mi?

 

 

 

​​​​​​

Loading...
0%