Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@yazarzeeyzey

Bölüm Şarkısı: Gökhan Türkmen- Aşk Lazım

Keyifli Okumalar💗

♟♟♟

Demir'den...

"Aslı kalk artık on oldu, çıkmam gerekiyor. Gel kahvaltımızı edelim sonra kalkıp yine yatarsın."

Sanırım on dakikadır Aslı'yı güzellik uykusundan kaldırmaya çalışıyordum. On dakikadır! Tabi hanımefendi gecelere kadar telefonla uğraşırsa sabah elbet kalkamazdı.

"Evet bunu gece ikiden önce yatmayıp, beş saat uykuyla vampir gibi gezen Demir söylüyor."

"Ben zorunda olduğum için o saatte yatıyorum Necati. Aslı gibi telefon oynamak için uykumdan feragat etmiyorum."

Ocaktaki omletin altını kapatıp mutfaktan çıktım. Kırk yılın başı bana geliyordu ve ben onca işin içinde ona kahvaltı hazırlıyordum ama o hala uyuyordu !

Evi aldığımda büyük ısrarlar üzerine burada kendine ait bir oda istemişti. Güç bela kabul ettirtip üstüne birde bana dekore ettirmişti. Evet abisinin evinde kendine özgü bir odası vardı.

Koridora geçip sağdan üçüncü kapıya ,odasına ilerledim. Kapıyı tıklattım.

"Aslı tahminen ne zaman uyanacaksın? Çıkmam lazım."

Kalkıp belki de yirmi defadır tıkladığım kapıyı açmadı. Sabrımı falan denemiyordu inşallah.

"Aslı giriyorum bak."

Bir kaç saniye bekledikten sonra içeri girdim.

Oda boştu. Kalktığımdan beri yani tam üç saat dakikadır içerde uyuyor zannettim kardeşim odasında yoktu. Çatık kaşlarla odadan çıkacakken yatan üstünde duran kırmızı kağıt gözüme çarptı. Yanına ilerlediğimde bunun bir kağıt değil bir not olduğunu fark ettim. Üzerinde büyük harflerle ABİME yazıyordu. Notu alıp açtım.

"Merhaba abi. Eğer bir manyak gibi sabahın altısında kalktığın ilk an odama girmediysen bu notu okuduğunda ben çoktan Deva ile kaçmış olacağım. Kafa dinlemeye buralardan uzaklaşmaya gidiyoruz. Çok değil, pazar akşam geri döneceğiz. Yerimi söyleyemem adım gibi eminim buraya damlarsın. O yüzden pazar günü akşam görüşmek üzere. Odama iyi bak."

Bir dakika bir dakika Aslı, daha dün sabah ona öldürücü bakışlar atan Deva ile kafa dinlemeye tatile mi kaçmıştı? Hani benim Deva ile.

"Nerden senin Deva oluyor lan? Evlendiniz de haberim mi yok?"

"Lafın gelişi Necati, uzatma."

"Sen göreceksin lafın gelişi mi gidişi mi bir kaç hafta sonra."

Bezgin bakışlarla odadan çıkıp mutfağa geçtim. Deva'nın bu denli değişimi kafamı kurcalamıştı. İlk başta kardeşim oldu-. Tabi ya. Bizim civciv buna kardeşim olduğunu söylemişti kesin. İstemsizce oluşan sırıtmam ile telefonumu elime aldım. Rehbere tıklayıp Deva'yı aradım.

Aranıyor: Deva

Çaldı çaldı ama açan olmadı. Aslı'yı aramadığımda da aynı manzara karşılaştığımda terasa çıktım. Deva'nın tarafına geçecekken kapıdan çıkan Deniz ile durdum. Bu hala evinin yolunu bulamamıştı anlaşılan.

Beni fark etmemiş gibi yapıp koltuğa oturdu. Bu adam bu kadar donukken Deva bunu ne diye evinde tutuyordu?

"İki kelime bir cevabı var Demir. Sana ne?"

Emin adımlarla yanına gittim. Sonunda beni fark edip kafasını kaldırdı.

"Deva nerede?"

Sorum ile ayağa kalkıp çatık kaşlarını daha çok çatmıştı.

"Deva'nın nerede olduğu seni ne alakadar ediyor ?"

Ne ayak der gibi kaldırdığı eline sertçe notu bıraktım.

"Bu alakadar ediyor!"

Bakışlarını benden alıp notu açtı. Okudukça havalanan kaşları sonunda sabit kalmış bana notu bildiğin fırlatıp eve girmişti. Arkasından boş boş bakarken bir daha aradım Deva'yı. Yine açmadı.

Deniz alnında beliren damarla elinde tıpkı benimki gibi bir kağıtla terasa geri çıktı. Sanırım not bırakmak kaçmak için yeterli bir haber verme şekli olmuştu. Aradığımızda açılmayan telefonun yerine !

Bana bakmadan telefonunda bir kaç tuşa basıp beklemeye başladı. Telefondan ses gelince kulağına götürüp tek nefeste konuştu.

"Anne sen Gülce'nin nereye gideceğini biliyor musun?"

Terasta volta atarak telefondan gelen yanıtı dinliyordu. Deva'nın yakın arkadaşının nerede olduğunu annesi nereden bilecekti?

"Hayır anne. Deva ,Gülce ile beraber yan komşumuzun kızını alıp kaçmışlar. Bana onların yeri lazım. Eğer bilmiyorsan Eslem teyzemin numarasını atar mısın bana?"

Telefonu içinden bana kadar gelen ses ile aniden telefonu kulağından çekip uzaklaştırdı. Ses bir erkeğin sesiydi ve bildiğin anırıyordu. En sonunda telefonu kulağına geri koyup bağırdı.

"Yeter Derman. Boşa barınma. Bana Eslem teyzemin telefonunu at."

Telefonu kulağından çekip gelen sese büyük bir küfür savurdu.

"En olmadık vakitleri bulmakta üstünüze yok!"

Telefonu tekrardan kulağına götürüp boğazını temizledi.

"Merhaba Alkın bey, evet İstanbul'dayım."

Az öncekinin aksine daha resmi ve daha düzgün konuşuyordu. Televizyon izler gibi daha fazla onu izlememek için telefondan yine bizim kaçakları aradım. Telefonları kapatmışlardı. Mecbur konuşan donuğa geri döndüm.

"Derman benim acil davam var erkene almışlar. Sen hemen uçağa atla gel. Kalanını burada konuşuruz."

Bana doğru gelirken telefonu kapattı. Yanıma gelip telefonumu işaret etti.

"Deva'nın abisi Derman buraya geliyor. İzmir'den geldiği için buraya gelmesi iki saati bulur. Senin oraya yalnız gitmen olmaz. Ben nereye gittiklerini öğrenip yazacağım sana. Derman gelince benim arabamı alır gidersiniz."

Ne güzelde fikrimi sormuştu bana öyle.

"Aynı yere gideceksek farklı arabalara gerek yok. Benim arabamla gideriz."

Başını salladı.

"Eyvallah."

Arkasını dönecekken seslendim.

"Duman ile haberleşemeyeceğimize göre numaramı al istersen, gittikleri yeri yazarsın."

Bana dönen yüzü mimik kıpırdamadan arkasına döndü.

"Gerekmez, Derman'a yazarım."

Mutfağa geri girip terastan ayrıldı. Bu adam bildiğiniz betondu. Gözlerimi devirip kendi terasıma geçtim. Komiteye geçmem gerekiyordu ama asla iki saate işim bitmezdi. En ifrit olduğum şeydi bu. Sehpanın üzerinde duran telefonu alıp Bora'yı aradım. İlk çalışta açtı.

"Efendim inek."

Bu çocuk cidden imalat hatasıydı.

"Bora kısa kesiyorum. Aslı Deva ile kaçmış toplantıya benim yerime sen giriyorsun. İhaleyi almadan çıkmıyorsun. Anlaşılmayan bir şey ?"

"Demir Allah çarpsın beynim durdu. Lan sana attığım mesajları görsen toplantının iptal olduğunu görürdün. Ayrıca Aslı hangi ara Deva ile tanıştı da onunla kaçtı? "

Bora'nın mesaj bildirimleri bende kapalıydı. Kendisi bir telefon sapığı olduğu için gecenin herhangi bir vaktinde gayet rahat mesaj atıyor ve cevap vermeden de susmuyordu.

" Tamam Bora o iptal eden şirketi ara onunla çalışmayacağımızı söyle."

Telefondan bir mühlet ses gelmedi.

"Demir sen manyak mısın abicim? Bu ihale için iki aydır uğraşıyoruz ne çalışmaması?"

"Bırak Bora. İlk fırsatta işi bozan hep bozar. Kapatalım konuyu."

"Ulan senin gibi idealist birini alan malın önde gidenidir ha."

Derin bir nefes aldım.

"Kapatıyorum Bora."

"Tamam tamam dur bende geleceğim dersim yok bugün. Şayet olsa da okula almazlar beni hala kartım kayıp."

Bir karta sahip çıkamadığı için bir haftadır derslerine giremiyordu umursamaz!

"Tamam gel bekliyorum."

♟♟♟

Saat bire çeyrek var olmuştu. Bora gelmiş her zamanki gibi karşımda bir şeyler yiyor bir yandan da konuşup duruyordu. Derman denilen adamdan hala ses soluk yoktu.

"Bonco poşlorondon gotmok yorono borokon tatol yopsonlor."

Bu çocuk neden iki dakika yemeden duramıyordu?

"Bora izin isteyebilirdi benden, kaçmak ne ? Sakladığı bir şey olmasa biliyor izin vereceğimi kaçmazdı. "

Elindeki az önce börek ile dolu ama şu an kırıntı olmayan tabağı sehpaya bıraktı.

"Aman sanki ne saklayacak Demir Aslı'dan bahsediyoruz."

Tam cevap verecekken dış kapının alacaklı gibi çalınmasıyla ayaklandım. Delikten bakıp kapıyı açtım.

"Sen Demir'in galiba. Hadi çıkalım."

Nefes nefes kalmış konuşuyordu. Başımı sallayıp Bora'ya seslendim ve montumu portmantodan aldım. Hep beraber kapıyı kilitleyip çıktık ve otoparka doğru ilerledik. Derman telefondan sürekli Deva'yı arıyor cevap alamadıkça daha da sinirleniyordu.

Otoparka gelince sürücü koltuğuna geçtim. Derman öne geçmiş Bora'da arka koltuğa oturmuştu. Sinirle elindeki telefonla ritim tutan Derman'a döndüm.

"Nereye gittiklerini öğrendin mi?"

Başını sallayıp elindeki telefondan bir adresi açtı.

"Şiledeki tıp konferansına gitmişler. Büyük ihtimalle konferansın başında orada olacağız biz."

Başımı sallayıp bana uzattığı telefondan konumu navigasyona girdim. Yol ortalama bir saat gözüküyordu. Kafamı dağıtmam için radyoyu açıp arkama yaslandım.

"Karayolları bozuk. Kanadım yine kırık. Bana mektubu yazıp. Vazgeçmişsin benden."

Emir Can İğrek çalıyordu. Sevdiğim bir şarkıcıydı.

"Doldur bardak dolsun. Yanmış gönlüm yansın. Sana da aşk olsun. Vazgeçmişsin benden."

♟♟♟

Yolun son yirmi dakikasında giriş yapmıştık. Hatta trafik olmazsa eğer on dakikaya konferansa ulaşırdık.

"Demir arabada yiyecek bir şey var mı ? Benim midem kazındı."

Sinirle bir nefes aldım. Dikiz aynasından ona bakıp kaşlarımı çattım.

"Bir saat önce yediğin beş tane böreğe say Bora, delirtme beni."

Gözlerini devirip telefona geri döndü.

Benim anlayamadığım şey tatil diye neden konferansa kaçıyorlardı?

Ana yol bitince arabadan inmek zorunda kaldık. Buradan sonrasında sadece yayalar için yol vardı. Konumu açıp ilerlemeye başladık. Şirin kasaba gibi bir yerdi. Hava İstanbul'a göre daha yumuşaktı burada. Az önce giydiğim montumu çıkarıp elime aldım.

Derman tahminimce Deniz'i arayıp geldiğimizi haber vermiş onunda işinin bitmek üzere olduğunu birazdan yola çıkacağını öğrenmişti. Biz buradaydık ne gerek vardı gelmesine?

Alt sokağa indiğimizde önünde dolu kalabalığın olduğu konferans bize merhaba demişti. Biz bu kalabalıkta onları nasıl bulacaktık?

Umutsuz bakışlarla bana dönen Derman ve Bora'ya mecburen kalabalığı işaret edip yürümeye başladım. Bundan sonrası Allah'a emanetti.

♟♟♟

Deva'dan...

Konferansa gelmiş ve içeri girmiştik. Gülce en ön sıraya otururken Aslı ile ben en arka sıraya oturmuştuk. Sonuçta gerçekten tıp konferansına gelen Gülce'ydi.

Uyandığımdan beri rüya ve Demir'in bana sevgilim deyişi gözümün önünden gitmiyordu. Allah'tan kızlar sayıklamamı ve Demir diye bağırarak uyanmamı duymamıştı da beni sorgu suale çekmemişlerdi.

"Kıçın açıkta kalmış Deva."

"Daha dün bana ilişki deyince aklıma Demir'in geleceğini söyleyen Raife mi söylüyor bunu?"

"Evet canım gelecek ben sadece rüyandan bahsediyorum. Sonuçta karşısında Derman varken sana yapışması biraz sıkar."

Rüyamın bir diğer garip tarafı da oydu. Derman gözünün önünde bana sarılan hatta öpen Demir'i önemsememiş Aslı'ya sarılmıştı. Cidden benim bir tarafım açıkta kalmıştı. Başka bir açıklaması olamazdı.

Simsiyah kocaman perdenin üzerine yansıtılan yazılar sanki gözlerime batıyor olmasından en çok korktuğum ihtimali tetikliyordu. Gelmiş olduğumuz bu yılda bile tek ilacı dinlenmek olan belam, migren. Ah birde benimki eğer kısa bir süre geçmezse mideme vuruyordu üç aylık hamileler gibi kusup duruyordum.

Tabi dinlenmeden önce doktorun ısrarlarımla bana reçeteli olarak yazdığı ilacım olmazsa dinlenmek de bir halta yaramıyor günüm çöp oluyordu. Ve benim yanımda ağrı kesicim yoktu !

"Deva ne zaman bitecek bu konferans? Çok sıkıldım ben."

Geldiğimiz yarım saat olmuştu ve sanırım daha iki saatten fazla sürecekti. Başıma giren o iğrenç ağrı derin bir nefes aldım.

"Migren sana edilen belalar tutsa yemin ederim mezarında rakı sofrası kurulurdu sen nasıl hala bu kadar canlısın ya?"

Bana dönen Aslı'ya zoraki bir tebessüm edip cebimden telefonumu çıkardım. Umarım yakınlarda bir eczane bulabilirdim yoksa işim işti !

Açılan telefona gelen sayısız bildirim ile sırıttım. Deva firarda üç yüz elli cevapsız çağrıyı gururla sunar. Deniz abim yüz yirmi beş , Derman yüz elli sekiz, annem elli, babam on beş, Demir üç. Bir dakika bir dakika Demir beni mi aramıştı?

"Deva salak mısın? Kız kardeşini bildiğin kaçırdın neden aramasın seni?"

"Raife umutlarımı yıkmak üzerine doğduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam."

"Niye? Demir'in seni aramasını mı isterdin?"

Omzumdan beni dürtüp gerçek dünyaya döndüren Aslı telefonumu işaret etti. Demir arıyordu. Euzu billahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim.

Çağrıyı reddedip ayaklandım. Bu baş ağrısıyla biraz daha bu gürültülü ortamda durursam eğer başımı duvara vura vura kendimi öldürecektim. Dünden razı Aslı benimle beraber kalkıp çıkışa geçti.

"Aslı benim acil bir eczaneye gitmem lazım?"

Soran gözlerle bana baktı.

"Periyot dönemindeysen eğer ben hazırlıklıyım eczaneye gitmene gerek yok."

Başımı olumsuz anlamda sallayıp binanın önündeki banka oturdum.

"Migrenim var ve almam gereken ilacım yanımda yok. Biraz daha içmezsem istifra edeceğim."

Telefonum bir daha çalınca arayana bakmadan telefonu kapattım.

"Mal mısınız anlamıyorum. Kaçan kişiler neden telefonu açsın? Arayınca bir şey değişiyor sanki! Açmayacağım işte."

Elimle başımı tutup masaj yaparken arkamdan gelen ses ile olduğum yere mıhlandım.

"Evet malız Deva. Firardaki arkadaşları bir kaç saat içinde bulup evlerine götürecek kadar hem de."

Yüzü bembeyaz olmaz Aslı'ya döndüm.

"Aslı bana Allah aşkına uyanıkken rüya gördüğümü söyle."

Arkamdan dolanıp önüme gelen Demir alayla sırıttı.

"Yalan dinlemek seni bozmazsa eğer ben söyleyebilirim Deva, uyanıkken rüya görüyorsun."

Midemde oluşan büyük bir firar ile elimi ağzıma kapatıp Demir'i ittim. Yanımızda duran lavaboya koşar adım gidip boş olduğuna dua ettiğim kabine girip midemdeki her şeyi boşalttım. Acı safra boğazımı yakarken midemdeki her şeyi boşalmıştım. Titrek adımlarla lavabonun karşısına geçtim. Ağzımı çalkalayıp yüzüme su çarptım. Dışarıdan gelen Demir ve Derman'ın sesine tepki verecek zırnık gücüm yoktu. Ağrı başımı esir almış oradan oraya sallıyordu.

Derin derin nefesler alıp lavabodan çıktım. İki kolumu birden yakalayan Derman yüzümü kaldırıp bana baktı.

"Abicim iyi misin sen?"

Başımı olumsuz anlamda sallayıp dolu gözlerle ona sarıldım. Kıvranarak konuştum.

"Abi ne olur bana ilacımı bul, ben ağrıdan duramıyorum."

♟♟♟

Deniz'den...

Yola çıktığım kırk beş dakikayı geçmişti. Yaklaşık iki dakikaya Şile'nin girişine varmış olacaktım. Radyodan gelen şarkı ile parmaklarımla direksiyonda ritim tutuyordum.

"Olsun! Sever gönül bir şey de denmez! Olsun! Yanar alev alev sönerken. Solsun! Bu kalp senin uğruna her gün ölsün... Sensiz yaşamak ne ki zaten! "

Kısık sesle şarkıya eşlik ederken aparatta asılı olan telefon çalmaya başladı. Derman arıyordu çağrıyı cevapladım.

"Abi Allah rızası için Şile'ye daha gelmediğini söyle."

Korku dolu sesi ile konuşunca hızımı azalttım.

"Şimdi giriyorum Derman ne oldu?"

"Abi Deva'nın migreni tuttu çok fena. Buradaki eczanede o ilaçtan yokmuş bir tek Şile'nin girişindeki Levan eczanesinde varmış. Oradan alır mısın ? Ve ne olur acele et."

"Tamam hemen alıp geliyorum."

Hızımı arttırıp konumu eczaneye ayarladım. Deva çocukluğundan beri bu ara sıra onu yoklayan migren ile cebelleşiyordu. Bir de midesine vurunca bütün gün o ağrıyla uğraşıyordu.

Kocaman eczane tabelasını görünce sokağa girdim. Köşedeki boş yere arabayı park edip koşar adımlarla eczaneye girdim. Klasik eczane kokusu yerine burnuma gelen çiçek aromalı parfüm ile derin bir nefes aldım.

Sıra olmasa da önümde bir kadın vardı. Telefonu çıkarıp görevliye göstermek için reçeteyi açtım.

"Sizin istediklerinizi getiriyorlar hanımefendi siz şöyle geçin."

Sıra bana gelince telefonu uzattım.

"Migren için verildi bu ilaç merkezde yokmuş. Buraya yönlendirdiler beni."

Başını sallayıp gözünü ayırmadığı reçeteden bakarak önündeki bilgisayara bir şeyler tuşladı.

"Maalesef beyefendi bu ilaçtan bizde kalmamış."

Afallayan suratım ile uzattığı telefonu aldım. Ne demek yoktu. Koca şehirde iki tane eczane vardı, ikisinde de bu ilaç yok muydu?

"Benzer bir ilaç veremez misiniz hanımefendi? Ağrıdan kıvranıyor kardeşim orada!"

Başını yine olumsuz anlamda salladı. Hay ben senin o salladığın başını !

"Maalesef beyefendi bu tarz ilaçları reçetesiz veremeyiz."

"Size telefonda gösterdiğim neydi tam olarak? Resim mi?"

Omzuma dokunan bir el başımı o tarafa çevirdim.

"Beyefendi işinize karışmak gibi olmasın ama reçetesiz vermezler ilacı. Kanunen yasak onların yapabileceği bir şey değil bu. Onun yerine migren için Advil ilacını alın, işe yaracaktır."

Kaşlarımı çattım.

"Kusura bakmayın ama bu işi yapan görevliden daha iyi bilemeyeceğinize göre bence karışmayın."

Çantasını sandalyeye bırakarak ayaklandı. Saçları gibi kızıl olan kaşları alay eder gibi kalkmıştı. Attığı adımla burnuma dolan o çiçeksi parfüm ciğerime kadar işlemişti.

"Bu işin okulunu birincilikle bitirip, migren üzerine tez yazdığımdan sanırım görevliden çok daha iyi bilirim."

♟♟♟

Bölüm Sonuu. 💗

Nasıl buldunuz bölümü? Beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum.💗

Esma geldiii. Hadi bakalım tahminleri alalım sizce Esma kim ?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn. 💗

Bu arada normalde bu kadar ağız değişmiyor zorunda olduğum için oldu. Diğer bölümde bu kadar olamayacak.

Kocaman kocaman öpücükler. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalın💗

 

Loading...
0%