Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@yazarzeeyzey

17.Piyon'Demir'de 17. bölüme geldik. 💓

Bu arada oldu bizimkiler ne düşünüyorsunuz bunun hakkında? Fikirlerinizi yorumlara bekliyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? 💓

Sizlere kocaman kocaman öpüyor ve bölüme geçiyorum.

Bölüm Şarkısı: Kenan Doğulu- Yosun

Keyifli Okumalar💓

♟♟♟

"Günahın özü ise seni sevmek, cezam cehennem olsun."

Nefesi elbisemin açık bıraktığı boynuma vururken olduğum yere çakıldım. Neredeydim ? Kollarında beni ayakta tutan adam, Demir di değil mi ?

Beni kendinden bir adım uzaklaştırıp gözlerini gözlerime diktiğinde bakışlarımda gördüğü şaşkınlık ve heyecan ile sırıtıp başını önüne eğdi.

Kesinlikle bu adam yüzünden bir kaç kişi güzelliğinden men edilmişti.

"İyi misin ?"

Gözlerimi kırpıştırıp başımı önce sağa sola sonra aşağı yukarı salladım.

"B-benim hava almam lazım sanırım."

Kaşları hafifçe çatıldığında belimdeki eli ile avucumu hapsetmiş beni terasa doğru yönlendirmişti.

Boşta olan, onun eliyle hapsolmayan elimle saçımı kulağımın arkasına atıp onun adımlarına ayak uydurdum.

Led ışıklarla süslenmiş korkulukların önünde durup elimi bırakmadan karşıma geçti.

Yüzünde peydahlanan gülümsemesi ile hal değiştirmemek için zor dururken bir anda gözlerini kısıp elini yanağıma yaklaştırdığında gözlerimi kapatmamak için direnmeye başladım.

Klasik dokunduğu yerler yanıyor kısmına hiç girmiyorum zaten şu an domatesten farkım olmadığını hepiniz anlamışsınızdır.

Yanağıma dokunup baş ve işaret parmağı kapalı halde geri çekilince istemsizce kaşlarımı çattım.

"Üstte mi altta mı ?"

Bakışlarım parmaklarına takıldığında zoraki bir tebessüm ettim.

"Altta."

Başını sallayıp parmaklarını ayırdığında kirpik baş parmağındaydı. Gülerek başımı önüme eğdim.

"Uçar mı uçmaz mı ?"

"Uçmaz."

Hafifçe üflediği parmağında hala duran kirpik ile kıkırdadım.

"Dilek tut."

Bakışlarımı tekrardan gözlerine çevirdiğimde tebessüm etti. Gözlerimi kapatıp dileğimi dilediğimde yüzümdeki gülümsemeyi genişlettim.

İki eliyle ellerimi kavrayıp gözlerini gözlerime dikti. Boğazını temizleyip derin bir nefes aldı.

"Öncelikle şimdiden eksik, yanlış ya da gereksiz bir şey yaparsam özür dilerim. Bunu ilk defa yapacağım, umarım son olur. Tecrübesiz olduğumu belli etmemeye çalışacağım."

Başımı salladım. Kalbim konumunu ağzıma taşıdığında midemde var olduğuna yemin edeceğim kelebekler ile yutkundum.

Tahmin ettiğim şeyi yapacaktı değil mi ?

"Seni ilk başta o oyunda tanıdığımda daha birinci turda ne kadar zeki biri olduğunu anlamıştım. Ama kalbimde ve aklımda bu denli bir himaye kurabileceğini hiç hesaba katmamıştım."

İçimde yükselen alevleri söndürmek ister gibi yüzüme vuran soğuk rüzgar, beni kendime getirmek yerine aksine sarhoş ediyordu.

"Seni evinde ilk gördüğümde ise aklıma cadı olduğundan başka bir şey gelmemişti. Gözlerimi sadece onu göreceğim şekilde büyüleyen, baktığım her yerde onu aramamı sağlayacak bir cadı."

Sanırım ölüyordum. Allah rızası için biriniz bana çimdik atsın.

" Şimdi karşımda duran sen ise bambaşka. Hayatımda ilk defa bana yaptıklarımı sorgulatan, her saniye acaba nasıl, iyi mi diye kafayı yememi sağlatacak sen."

Gözlerimde dolan yaşlar birer birer yanaklarımdan süzülürken aniden kaşları çatıldı.

"Deva, ne olur ağlama. Şu konuşmayı yapmak için günlerdir uğraşıyorum. Bitireyim, sonra gel sadece mutluluk için akacak yaşlarını biriktireceğimiz onlarca an gibi omzumda bana hatıra bırak."

Başımı sallayıp burnumu çektiğimde işaret parmağıyla yanağıma süzülen yaşımı silip hızlıca elimi tuttu.

"Ben bütün senlere talibim Deva. Karşımda varlığıyla beni dünyanın en şanslı insanı yapan sana, elinde biber gazı ile beni kör eden sana ve beni her fırsatta yenen sana, hepsine. Gel, ilk defa çıkacağım bu yolda beni yalnız bırakma, sımsıkı tut elimi. Ben yanımda sadece seni görmek istiyorum."

Bana doğru bir adım daha atıp aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Sana ömür boyu yenilememe, baktığım her yerde seni görmeme, yanına yaklaşan bütün insan taklidi yapan tek hücrelilere sevgilisiyim ulan dememe, izin verir misin ?"

Hızla yanaklarımdan süzülen yaşlar ve deli gülüşlerimin arasında başımı salladım.

"E-evet."

Salondan buraya yayılan şarkı ile gülümserken karşımda beni varlığıyla en dünyanın mutlu insanı yapan adama sarıldım. Saniyesinde kolları bedenime sarılmış, yüzünü saçlarıma gömmüştü.

"Yalnız değil, yenik değil, çaresiz hiç değilsin. Suç ortağım dizinin dibindeyim. Hayat sana insafsızca, ne kadar tuzak kursa da. Yosun gözlerine fedaiyim."

Saniyeler sonra elleri sırtımdan belime doğru kaymış beni bir anda kendi ekseni etrafında döndürmeye başlamıştı. Kahkahalarım etrafta yankılanırken başımı önüme eğdim.

Durduğunda bakışları gözlerimle dudaklarım arasında giderken gülümsedi.

" Hep yanımda, gülüşünü duyabileceğim kadar yakınımda ol olur mu ?"

Alnımı alnına yaslayıp gözlerinin içine baktım. Size daha önce gözlerinin çok güzel olduğunu söylemiştim değil mi ?

"Ellerini uzattığında tutacağım mesafede olacağım."

Gülümsedi.

"Valla mı ?"

Gülerek başımı salladım.

"Valla."

Bir mühlet gözlerimi gözleriyle mühürledi. Belimdeki ellerini çekip tek elini bana uzattı.

"Şu an burada bütün ömrümü geçirebilirim, zerre gıkım çıkmaz. Ama sevgilimi daha ilk günden hasta etmek istemiyorum. İçeri geçelim mi ?"

Dudaklarım iki yana kıvrıldığında uzattığı elini tıpkı dediği gibi sımsıkı tuttum.

Elimi dudaklarına götürüp küçük bir buse kondurdu.

Evet arkadaşlar şu an Bora'nın dediğinin aksine düştüm, yerlerdeyim.

İçeri adımladığımızda yüzüme vuran sıcak ile üşüdüğümü daha yeni fark etmiştim. Cidden biraz daha orada dursaydık sanırım fark etmeden ölecekmişim.

"Şimdi ölmedin mi yani ?"

"Ne ölmesi, ilk defa yaşadığımı hissediyorum Raife."

Az önce oturduğum masaya gelip sandalyemi oturmam için geriye doğru çekti. Oturduğumda karşıma geçip ellerimi tuttu.

"Ben şu pisti sallayan kardeşimi buraya getirip geliyorum. Sakın bir yere ayrılma tamam mı ?"

Ellerini sıkıp başımı salladım. Dört bir yanım o olmuşken nereye gidebilirdim ki artık ?

Demir dans eden kalabalığın arasında yavaşça gözden kaybolurken masaya dönüp çantamdan telefonumu çıkardım. Bankalardan, mağazalardan gelen mesajları es geçip abimin mesajına tıkladım.

Gönderen: Big Boss

"Evde burun bandı yoktu eczaneden aldım haberin olsun."

"Yanık kremi ve yedeğin yedeği diş fırçası yokmuş onları da aldım."

Kısaca Esma'yı görmeye gidiyorum sürekli dese olmaz çünkü.

Gönderilen: Big Boss

"Abi evde kalp ve tansiyon hapları da yok ondan da alsana."

Hemen aktif oldu.

Gönderen: Big Boss

"Tamam gidip alıyorum hemen."

Duyduk duymadık demeyin arkadaşlar abimi kaybettik. Ben Müge Anlı'ya gidiyorum.

Gönderilen: Big Boss

"Şu an konuşamıyorum ama eve geldiğimde seninle içinde kızılcık şerbetimin konu alındığı güzel bir konuşmaya yapacağım abi haberin olsun."

Gülerek telefonu kapattım ve çantama koydum. Başımı kaldırdığımda beni aynı benim gülerek izleyen Bora'yı görmemle korkuyla arkama yaslandım.

"Bora ödümü koparttın, insan bir ses verir ya!"

Elimle damağımı çekip masadaki sudan bir yudum aldım. Sandalyeden kalkıp diz çöktü.

"Artık tescilli yengemsin dimi ? Bir daha sana yenge dediğim için Demir'den dayak yemek yerine aferin alacağım dimi ? Gözünün yağını yiyeyim evet de!"

Gülerek başımı salladığında ayaklandı ve bir adım ötede çığlık atarak dans eden insanların yanında göbek atmaya başladı.

"Oldu da bitti maşallah. Sıra bana gelsin inşallah."

Kahkahalarla haline gülerken sahibini çok iyi tanıdığım tiz bir çığlık kulağımı sağır etmişti.

"Bensiz göbek atılır mı ? Çekil şuradan."

Aslı Bora'yı kalçasıyla itip karşımda göbek atarken gülmekten ağrıyan karnımı tuttum. Resmen içki ikisini de maskot haline getirmişti.

Yanıma çektiği sandalyeye oturup eliyle beni kendine doğru çeken Demir'in omzuna başımı yasladım.

"O gece ablamın yanına gittim."

Yüzümü ona döndüm.

"Hangi gece?"

Eliyle saçımı düzeltti. Yüzündeki mahcup bakış elle tutulur cinstendi.

"O öküzlük yapıp acil bir işim yok dediğim gece."

Gülüp kendimi geri çektim.

"Aa evet o vardı dimi? İyi hatırlattın, gidiyorum ben."

Ayaklandığımda kaşlarını alayla kaldırıp kolumu tuttu.

"Acaba sevgilimin nereye gittiğini öğrenebilir miyim?"

Ulan ben bu adam her sevgilim dediğinde çarpılmışa dönüyorum. Ne halt edeceğim ben?

Bir anlık yüklenme hatasından sonra tatlı tatlı gülümsedim.

"Tabi ki öğrenebilirsiniz. Kendisi Kenan'ım Doğulu'm gecesinin tadını çıkarmaya gidiyor."

Çantamı masaya bırakıp hala göbek atan Aslı'yı kolundan tutup piste sürükledim.

"Deliyim gözü kara deliyim. Yakarım Romayı'da yakarım ben. Bulurum seni yine bulurum. Olurum yine senin olurum."

Kurtlarımızı dökmeye kaldığımız yerden devam ederken bulunduğumuzun ortamın havası bir anda değişmiş, şarkı akustik bir şarkı ile değiştirilmişti.

Düşürdüğüm omuzlarımla masaya geri döndüğümüzde Aslı hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu kıza cidden değil içki içirtmek kolonya bile koklatmamak gerekiyordu.

Yerime oturduğum anda bana uzatılan el ile bakışlarımı kaldırdım.

"Bana bu dansı lütfeder misin sevgilim?"

Tebessüm edip elini tuttum. Bir kaç çiftin bulunduğu piste geçtiğimizde iki elini belimde hissettiğimde bende ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Gözlerimin içine bakarak şarkıya eşlik etmeye başladığında sanırım gerçekten sıvı formata geçiş yapmaya başlamıştım.

"Gidince anlıyorum her şeyini özlüyorum. Tenin benim gibi kokunu içime istiyorum."

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudağımın kenarına ufak buse kondurdu.

"Namus gitti Devaaa."

"Öpünce anlıyorum ben seninle yaşıyorum. Gün bir'den beri kaç kere vuruluyorum."

Başımı göğsüne yaslayıp hasadı gelmiş domatesten bir farkı kalmayan yüzümü gizledim. Bu gece bir an önce sona ermeliydi ve ben içimde tutmakta zorlandığım bu heyecanı bir an önce Aslı, Gülce ve Esma ile paylaşmalıydım.

"Hayatının tümü oldun. Gecelerine gün gibi doğdun. Gidersen bir gün biri kırılır çok.. Adı lazım değil baş harfi ben."

Şarkı artık sonlarına geldiğinde çenesini başımın üstüne yasladı.

Mezarıma sevgilisi olduğu için heyecandan öldü yazarsınız değil mi?

♟♟♟

"Gülce hazır mısın?"

Telefonun ucundan gelen kıkırtıların ardından üzerimde hala duran elbisemin fermuarını açtım. Demir hepimizi kuzu gibi sıraya dizip odalarımıza bırakmış daha sonra yerini yeni öğrendiğim odasına gitmişti.

Evet, yan odama!

"Allah aşkına bana o kız sevgilisi değildi de."

Telefonu hoparlöre alıp masanın üzerine bıraktım. Elbiseyi bedenimden ayırdığımda valizimden biraz önce çıkarıp yatağın üzerine bıraktığım üzerinde avokado desenleri bulunan pijamalarımı giymeye başladım.

"Şu an Demir'in ablasını sevgilisi sanan Deva Ilgaz ile görüşüyorsunuz. Birde Demir Aren'in sevgilisiyle."

Telefondan gelen ani çığlık ile irkilip arkama döndüm.

"Oha siz şimdi sevgili misiniz?"

Çığırarak konuşmasıyla yan odadan gelen gür kahkaha beni olduğum yere sabitlemişti. Duvar duvar değil kağıttı anasını satayım.

"Gülce biraz daha bağır tüm dünya duymadı. Hoparlördesin ve yan odada Demir kalıyor!"

Çoraplarımın ardından panduflarımı ayağıma geçirip kalın, bornoza benzeyen sabahlığımı giydim.

"Deva ben şimdi kapatıyorum. Bu bilgiyi sindirip seni sabah ararım tamam mı?"

Gülerek başımı salladım.

"Tamam canikom tamam. Yarınki sınavında başarılar, iyi geceler."

Yatağıma girip yorganı ağzıma kadar çektim. Ne yapayım canım, ısınamıyorum bir türlü.

Telefonumdan yarın için alarm kuracağım sırada ekranda beliren çağrı ile yeni yeni normalleşen kalp ritmim tekrardan horona kalktı.

Telefon bir kaç kere çaldığında hızla başımı sağa sola sallayıp çağrıyı cevapladım.

"Alo."

"Acaba uyumadıysanız bir dakika balkona çıkabilir misiniz Deva hanım?"

Bakışlarım yorganın altında duran vücudumda dolaştığında gözlerimi kıstım. Avokadolu demiştim değil mi?

"Uyumadım Demir bey, geliyorum."

Yataktan hızla kalkıp aynanın önüne geçtim. Saçımı yana doğru düzeltip üzerimdeki bornozumun kuşağını sıktım.

"Oldu olacak bir daha makyaj yap Deva, dünden kaldı dersin."

"Saçmalama Raife. Vaktim mi var ?"

"He olsa yapacaksın yani."

Kıkırdadım. Yani neden olmasında değil mi ?

Yanaklarımı ufak ufak tokatlayıp yüzüme tatlı olduğuna inandığım bir tebessüm yerleştirdim.

Perdeyi ardından kapıyı açıp küçük balkonuma giriş yaptım. Yan tarafta, aramızda belimize kadar gelen bir duvarın ayırdığı balkonda ormana doğru bakan adama döndüm.

Özenle çizilmiş bir tabloyu andıran görüntüyü izleyen gözlerim halinden gayet memnunken Demir bana dönmüş, sıcak bir tebessüm etmişti.

"Biri şu mala Demir'i gördüğü an yerden selam moduna girmemesini söylesin Allah aşkına ben bezdim artık."

Duvarın üstünden geçip benim balkonuma geldi. Kollarını belime doladığında sarılışına karşılık verip kokusunu içime çektim.

"İşte şimdi rahatça uyuyabilirim."

Başımı kaldırmadan sordum:

"Nasıl yani ?"

Beni kendinden uzaklaştırıp gözlerimi gözleriyle mühürledi.

"Uyumadan önce gördüğüm ve hissettiğim son kişinin sen olmasını istedim de. Ondan bahsediyorum."

Dudaklarım benden habersiz iki yana kıvrılırken ani bir hareketle öne doğru bir adım atıp dudağına ufak bir buse kondurup geri çekildim.

"İyi geceler."

Acil yardım. SOS. Bedenim konu Demir olunca iradesini kaybediyor. Allah'ını seven üzerime sakinleştirici atsın!

Hızlıca içeri girip kapıyı kapattım. Hala orada bıraktığım gibi durması beni öldürecek kadar heyecanlandırırken yatağıma gidip yorganın altında kayboldum.

Oda anlık bir bildirimle aydınlandığında telefonumu derin bir nefes ile elime aldım.

Gönderen:17.Piyon

"Yarın aklımın bir kısmını geri alsam senin için sıkıntı olmaz değil mi ?"

Sakinim sakinim.

Yok olamıyorum !

♟♟♟

"Ay Aslı çekiştirip durma kahvaltı ederken anlatacağım işte."

Kolumu tutup beni daha yeni kalktığım yatağıma oturtturdu.

"Bütün detayları tek tek tek tek anlatıyorsun Deva. Hemen!"

Montumun önüne ilikleyip kalktım.

"Aslı'cım canım benim açım. Anlıyor musun ? Konu yemek. Konu hayatımın anlamı. Gel, ben karnımı doyurup fabrika ayarlarıma geri dönerken sana tek tek tek tek anlatayım."

Kısa süreli bir bakışın ardından başını olumlu anlamda sallayıp yatağımdan kalktı. Yorganın ucunu düzeltip Aslı'nın arkasından odadan çıktım.

İnsan azıcık dağıttığı yeri toparlamayı düşünürdü yani!

Asansöre doğru yürürken arkamızdan gelen o tanıdık ses ile gülerek döndüm.

"Aslıcım beni de bekler misiniz ?"

Ceylin-yani Demir'in ve Aslı'nın yeğeni, Ceyhun hocamın biricik kızı- ayağındaki topuklu botlarıyla podyumdaymış gibi bir havayla yanımıza yürürken bir yandan da saçındaki tokasını düzeltiyordu.

"Senin de yeğenin oluyor artık. Bir de yenge desin sana sen o zaman asıl yengeliği gör."

Yanımıza geldiğinde çantasını omzuna asıp bana döndü.

"Aa Deva yengem de buradaymış. Hadi hep beraber kahvaltıya gidelim. Ben çok acıktım."

Raifecim, müneccim ağzını ne zamandan beridir lavabo olarak kullanıyor canımcım?

Kendi tükürüğümle resmen Allah'ıma kavuşur gibi öksürürken Aslı'ya döndüm.

"Tamam herkesi anlarım ama Ceylin ne zaman öğrendi ?"

Gülerek koluma girdi. Ceylin benim diğer elimi tutarken kahvaltı alanına doğru yürümeye başladık.

"Bana Bora dayım söyledi Deva yenge. Whatsap grubumuz var, orada açıklama yaptı. Hatta seni de gruba aldı, görmedin mi ?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. Aslı'nın kolundan çıkıp kot pantolonumun cebinden telefonumu çıkardım.

539 Yeni Bildiriminiz Var

Korkuyla ekran kilidini açıp Whatsaba girdim.

Ceylin ve Biricik Yengesi Deva Biz Kocaman Bir Aileyiz grubuna eklendiniz

Dedikodusuz Yaşanmayan Hava Sahası grubuna eklendiniz

Gönderen: Bora

"Deva bana acilinden Gülce'nin numarası lazım."

"Alooooo kime diyorum Yengeeee."

Gönderen:17.Piyon

"Günaydın Deva hanım."

Saat sabahın altısında günaydın yazan tek sevgiliye ben sahiptim herhalde.

Gönderen:17.Piyon

"Grupları gördün mü ? Sanırım bizi öğrenmemesi gereken tek kişi ilk öğrenen kişi oldu..."

"Biz... Hala çok güzel bir rüyadaymışım gibi geliyor. Benim kendime gelebilmem için seni görmem lazım, beş dakikaya kapındayım."

Başımı arkaya çevirip kapımın önünde bekleyen Demir'e seslenecekken Aslı ağzımı kapattı.

"Bana daha anlatmadın hiçbir şeyi, nereye ? Şimdi bırak abimi kahvaltı ederken tatlı tatlı anlat bana her şeyi."

Ağzımdaki elini çektiğinde yüzümü buruşturdum.

"Eyvah eyvah. Bu kız daha sana ilk günden görümcelik yapıyor Deva. Bittin sen."

Ağzımı açıp taze görümceme ağzının payını verecekken Ceylin Aslı'nın önüne geçip ellerini beline koydu.

"Teyzecim, sen neden yengemin sevgilisini görmesine engel oluyorsun, ayıp değil mi? Ben bile annemle babamın arasına girip böyle kıskançlık yapmıyorum."

Aslı'nın kaşları şaşkınlıkla kalkarken Ceylin'e elimi uzattım.

"Çak."

Gülerek elime vurduğunda eğilip yanağını öptüm.

"Tek en yakın arkadaşımın yengem olması çok güzel bir şeymiş."

Kollarını bedenime doladığında konuşmaya devam etti.

"Ben bu tatil sonrasında yani yarın akşam sana kalmaya gelebilir miyim? Hem dayımla yan yana oturuyormuşsunuz annem de bir şey demez. Sabah da dün yiyemediğimiz tatlılarımızı yeriz. Sizin evin orada çok yakışıklı garsonları olan bir kafe biliyorum, oraya gideriz."

Bakışlarım Aslı'ya yöneldiğinde o da benim gibi ne olduğunu anlamak ister gibi gülerek bana bakıyordu.

"Tabi ki kalmaya gelebilirsin ama bu kafe işini sonra konuşuruz olur mu? Dayınla aramı bozmak istemem."

Tek kaşını kaldırıp elini havada sallamaya başladı.

"Sen dayımın nereye gittiğine karışıyor musun ki o seninkine karışsın? Feminist damarlarım kabardı yenge, o kafeye gidiyoruz."

Yemin ederim gözlerimin beni oyuna getirdiğini Ceylin'in aslında benim kadar olduğunu düşünmüyorsam ne olayım. Bacağım kadar çocuk benden güzel konuşuyordu yahu!

Başımı salladım.

"Kesinlikle gidiyoruz."

Size çok çabuk gaza geldiğimi söylemiştim değil mi?

Asansör giriş katına geldiğinde Ceylin elimi tutmuş Aslı bizden önce inmişti. Kocaman alanda sağımızda dizilen yemeklerin önünde kalan masaların yarısından çoğu boştu. E tabi millet bizim gibi kahvaltı için on ikileri beklemiyordu...

Tabaklarımıza sırayla bir kaç şey doldurup cam kenarında bir masaya oturduk. Omletimden ilk parçamı aldığım sırada Aslı kollarını bağlamış beni bekliyordu.

"Ay tamam ya. Anlatıyorum."

Elimdeki çatalla ona dün geceyi uç noktalara değinmeden anlatırken bir yandan da yemeğimi yiyordum.

En az Aslı gibi pür dikkat beni dinleyen Ceylin arada kendi yorumlarını ekleyip beni zekamdan bir daha şüphe etmeme sebep oluyordu.

"Ben Demirciğimden böyle bir romantizm beklemezdim doğrusu. Bize karşı hiç böyle değil."

Aslı tek eliyle dayandığı masadan aniden kalkıp bana döndü.

"Ben hiç böyle bir aşk yaşamayacağım gerçeğini sindirmek için soda almaya gidiyorum. Ayrılmayın buradan, bu konu üzerinde konuşacağız."

Başımı gülerek sağa sola salladım. Çevremde ben dahil bir tane normal yoktu ki, bu normal olsundu.

"Yenge."

Ceylin'e döndüm.

"Efendim Ceylincim."

Ellerini birbirine dolayıp arkasına yaslandı.

"Bana aileni anlatsana. Kaç kardeşsiniz mesela ? Var mı yakışıklı abin?"

Elimle ağzımı kapatıp gülmeye başladım. Bu kız cidden beni deli edecekti.

"Evet var. Hem de iki tane. Biri Deniz, biri Derman."

Sandalyesinden kalkıp yanımdaki boş sandalyeye geçti.

"Fotoğraflarını göstersene."

Telefonumu çıkarıp beraber çekildiğimiz fotoğrafı gösterdim. Kaşları şaşkınlıkla kalkarken telefonu elimden aldı.

"Ama bunlar çok çok çok yakışıklı. Özellikle de şu gözleri denize benzeyen çocuk."

"O kısmen sahipli diyebiliriz."

Omuzları düştüğünde kıkırdadım.

"Yapma ya. Sevgili kim ?"

"Alt komşum. Adı Esma. Ama daha sevgili değiller. Hislerimi güveniyorum abim o kızdan hoşlanıyor ve bırakmayacak. "

Bakışları ışıldarken bir anda elini şıklattı.

"Benim sende kalacağım gece Esma bize kahve içmeye gelebilir mi? "

Başımı aşağı yukarı salladım ve tabağımdaki son salatalığımı ağzıma attım. Çayıma uzanacağım sırada gözüme kapanan eller ile kıkırdadım. Benim espritüel sevgilim gelmişti.

"Demir."

Eller bir kaç saniye sonra çekildiğinde karşımda gördüğüm yüzü bembeyaz kızılcık şerbetim ile resmen dondum.

"Esma."

"Demir mi ?"

"Aaa sen Deniz'in hoşlandığı Esma mısın ? Hoş geldin, gel beraber kahve içelim."

Esma'dan ve hala arkamda olup da fark etmediğim diğer kişiden öksürük sesleri yükselmeye başladı.

"Demir demek Deva? Bence benim sende önce seninle konuşacağım şeyler birikmiş."

Hassss-

"Abi?"

"Diyorum ki Zincirlikuyu güzel, helvan da fıstıklı. Oldu bitti."

♟♟♟

Bölüm Sonuuuu.💓

Nasıldı bölüm? Beğendiniz mi?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 💓

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere. Hoşça kalın💓

 

Loading...
0%