Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@yazarzeeyzey

Göz Bebeğim olan 17.Piyon Demir'in ikinci bölümüne hoş geldiniz. Bende hala bitmeyen bir heyecan var. Umarım sizde de vardır.

Bu arada Deva'nın iç sesinin bir ismi var evet. Raife. Neyse çok uzatmadan bölüme geçelim.

Bölüm Şarkısı ; Gökhan Türkmen - Taş

Keyifli Okumalar:)

Profilimden instagram hesaplarımı takip etmeyi unutmayın. Oradan alıntıları paylaşıyorum. Yorum yapmayı da unutmayın, onlar benim tek motive kaynağım:)

♟♟♟

"Yani önüne bakacaktın alt tarafı. Bunda zor olan ne anlamıyorum ki ?"

Evet yeni açtığım sayfamın ilk satırlarını çok güzel bir olay ile dolduruyordum. Bir araba benim canıma, kızıma çarpmıştı. Yani arabama evet.

"Hanımefendi bakın şuan hiç vaktim yok. Size numaramı ve adresimi vereyim ücreti ne ise bana söylersiniz bende sizin hesabınıza atarım. Olur mu ?"

Hüzünlü bakışlarımı kızımdan alıp adama çevirdim. Tabi ki önce hüznün yerini öfke ile değiştirdim.

"Sizden para isteyen mi oldu ? Ben Allah'a şükür her eksiğimi giderecek maddiyata sahibim."

"O zaman sorun ne ?"

Alayla bana bakıyordu. Ehliyeti kasaptan aldığı gibi karakterini de çöpte mi bulmuştu ?

"Farkında değilsiniz sanırım. Az önce araba ile birine çarptınız. Eğer ben aracımda olmasaydım teklif ettiğiniz para bir halta yaramayacaktı çünkü siz bu dalgınlıkla beni öldürmüş olacaktınız !"

"Hızım ellideyken mi ? Bu fizik kurallarına aykırı. "

Sabır dileyerek yukarı baktım. Hala dalga mı geçiyordu bu adam?

"Yeter. Sizin aksinize benim haddinden fazla işim var. Özür dileyin ve mümkünse bir daha görüşmemek üzere gidin."

Kafasını eğip hay hay anlamında salladı. Ya da ben öyle anladım.

"Hatalıyım, kusura bakmayın. Fakat özrü bende sizin kadar hak ediyorum. Sonuçta otoparka girerken vermeniz gereken bir sinyal vardı ama siz vermediğiniz için çarpıştık."

"Öncelikle biz çarpışmadık siz bana çarptınız. Ayrıca sokağa ters yönden giren de sizsiniz. Eğer olması gereken yönde girseydiniz beni görüp beklemek zorunda kalacaktınız ve bana çarpmayacaktınız."

Kendi kendine bir şeyler mırıldanıp saatine baktı ve alayla gülümsedi.

"Tamam ikimizde hatalıyız. Ben sizden alacağım özrü size iade ediyorum ve gidiyorum. Daha fazla bu saçmalık ile uğraşamayacağım."

Arkasına dönüp aracına ilerledi ve hızla içine girdi. Adam tabiri caizse beni mal gibi orada bırakmıştı.

"İnsanlık müsveddesi karşında bir kadın var senin . Nerede kibarlık, nerede naziklik ?"

Arabasının içinden bana asker selamı verip geri geri gitti ve ardından sokaktan uzaklaştı. Bir de dalga geçiyordu, ukala!

Cebimden telefonu çıkarıp Derman'ı aradım. İstanbul'u adı gibi bilirken umarım bir kaç oto tamircisini de atlamamıştı. Telefon ilk çalışta açıldı.

"Efendim Deva?"

"Derman sana bir şey diyeceğim ama sakın büyük tepkiler verme. Annemin boş yere yüreğine inmesin."

"Tamam, söyle."

Beni yalvartmadan dediğimi onaylamış mıydı o ? Başıma taşlar yağacaktı.

"Bana bir adam araba ile çarptı."

Büyük bir hışırtı sonrası cevap verdi.

"NE DEMEK BİR ERKEK SANA ARABA İLE ÇARPTI ?KİM LAN O ŞEREFSİZİN EVLADI?".

Bir dakika bir dakika. Takıldığı şey gerçekten bu durumda sadece bu muydu?

"Derman şu an tek sıkıntı bana bir erkeğin çarpması mı ? Ne biçim abisin sen ya ?"

Telefonun arkasından gelen annemin ve Deniz abimin bağırış seslerinden sonra gelen büyük bir hışırtı ile bu sefer Derman'ın sesi arkadan gelmeye başladı.

"Alo, Deva orada mısın ?"

Telefondaki Deniz abimdi.

"Evet abi buradayım."

Derin bir oh çekti .

"Ne oldu Deva? Ne çarpması ne adamı? Ne diyor bu Derman?"

"Abi önemli bir şey yok. Otoparka girerken bir öküz arkadan arabama çarptı. Arka kaporta düştü. Bende Derman'ı aradım bildiği bir tamirci var mı götüreyim arabayı diye."

"Sen iyisin değil mi? Bir şeyin yok ?"

İstemsizce üzerime kuş bakışı bakınıp cevap verdim.

"Yok yok ben iyiyim. "

"Evet anne iyiymiş bir şeyi yok. Neyse Deva sen arabayı otoparka çek ben gelince hallederim. İçindekileri boşalt sen yavaştan biz beş dakikaya oradayız."

"Tamam abi görüşürüz."

"Dikkat et kendine."

Telefonu kapatıp cebime yerleştim. Düşmüş olan kaportayı hüzünle eğilip kucağıma aldım.

"Öküzler seni parçaladı mı kızım ? Nasıl kıydılar sana? Elleri kırılsın onların emi ?"

♟♟♟

Yaklaşık on dakika sonra bütün eşyaları kapıcının yardımıyla kapımın önüne taşımış arabayı boşaltmıştım. Abim sanırım İstanbul'un trafiğini İzmir ile karıştırıp beş dakikaya oradayım demişti ama on beş dakika olmasına rağmen ne gelen vardı ne giden.

Valizleri ve çantaları teker teker evin içine taşıdım. Üzerindeki koruyucu örtüyü kaldırıp alabilmek için iki ay beklediğim koltuğuma yayıldım. O kadar rahat ve şıktı ki. Gri ve sadeydi.

Cebimden telefonu çıkarıp iki ay önce indirdiğim satranç uygulamasını açtım. Malum bu sefer kazanmam gereken bir turnuva vardı işin ucunda ve ne kadar pratik yaparsam yanıma kar kalırdı.

Rastgele bir oyuncu ile eşleyip tura başladık. Oldukça iyi bir şekilde ilerliyor ve bana sürekli düşündürücü hamleler yaptırıyordu.

Tur inanılmaz keyifli şekilde yaklaşık on beş dakikadır devam ediyordu. Karşımda oynayan her kimse oynamayı gerçekten iyi bilen ve başarılı olan biriydi ama benim karşımda şansının olmadığı yaptığım son hamle ile belli oldu. Kazanmıştım.

Gururla gerinirken telefondan gelen bildirim sesi ile bakışlarımı oraya çevirdim. Uygulamadan bir mesaj gelmişti. Az önce oynadığım kişi mesaj atmıştı. Açıkçası uygulamada mesaj atılabildiğini yeni fark etmiştim.

Gönderen; 17.Piyon

"Bu yaşıma kadar beni yenen ilk kişisin. Bunun rastlantı olmadığını kanıtlamak adına bir tura daha ne dersin ?"

Güldüm. Beni tanımadığı ne kadar da belliydi. Sonuçta oynadığımız oyun şans oyunundan çok bir zeka oyunuydu. Ve kazanan elbet baştan belli olurdu.

"O yüzden mi katıldığı ilk senede seni yenen biri oldu? "

"Sen sus Raife. O istisnaydı. Sonuçta hiçbir istisnada kaideyi bozmaz."

Raife'nin sesini kısıp uygulamaya geri döndüm.

Gönderen; Şampiyonbelli_ikincikim?

"Benimle oynamadığın için daha önce yenilmemişsindir. Olsun, zamanla alışırsın elbet."

Hemen cevap geldi.

Gönderen; 17.piyon

"Yani oynuyoruz. Peki. İyi olan kazansın o zaman."

Cevap verecekken gelen oyun isteğini kabul ettim ve yeniden bir tura başladık. İlk oyundaki gibi stratejik hamleler yapıyordu ama ben bunları geçeli yıllar olmuştu.

Oyunun on yedinci dakikasında sonuç yine aynıydı. İyi olan kazanmıştı, yani ben.

Gönderen; Şampiyonbelli_ikincikim?

"İyi olan kazandı. Bende bunun alışkanlık olduğunu haftanın ödüllerinde hep birinci olduğumdan anlamışsındır zaten. Neyse, iyi günler dilerim."

Mesajım iletilmiş görülmüş ama cevapsız bırakılmıştı. Omuzlarımı silkip ayağa kalktım. Abimlerin gelmesi bir sonraki bahara kalmıştı sanırım. Yarım saat olacaktı ama beş dakikalık dediği yolu gelememişlerdi.

Valizlerimi odama götürüp yavaş yavaş bazı eşyalarımı yerleştirmeye başladım. İkinci valizimi de tamamen boşaltıp yerleştirirken abimlerin geldiğine dair kapı sesleri bütün binayı doldurmuştu. Kapı bildiğin yumruklanıyor eğer biraz daha açmazsam kırılacağının haberini veriyordu. Oflayarak ayağa kalktım ve kapıya ilerledim.

Kilidi çevirip kapıyı açtığımda karşımda iki tane valizi sırtına almış yüzü mora dönmek üzere olan Derman büyük bir kahkaha atmama neden oldu. Koskoca asansörü görmemiş olamazdı değil mi?

"Abi bu ne hal ? Asansörü kullansaydın ya."

Valizleri içeri bırakıp beni kenara itti. Ayakkabılarını çıkarıp içeri daldı ve koltuğuma yapıştı.

"Sence ben koskoca asansörü göremeyecek kadar kör müyüm Deva ? O sinir Deniz yüzünden merdivenleri çıkmak zorunda kaldım. Kendisi abim olduğu için ve ben sana araba çarptığı halde tek düşündüğüm bir erkeğin çarpması olduğu için ceza almışım. Bu yaşımda!"

Karşısındaki koltuğa oturup kahkaha atmaya devam ettim. Her ne kadar abimi takmadığını söylese de lafının üstüne laf söyleyemiyordu. Özellikle benimle ilgili konularda bu fazlaca işime geliyordu.

Açık olan kapıdan önce sırasıyla annem ve babam ardından üstü başı simsiyah olmuş Deniz abim girmişti. Daha önce buraya geldikleri için evimi görmüşlerdi fakat son halini kimse görmemişti.

Her ne kadar tatsız olayla başlasa da yeni sayfam yavaş yavaş normal ritmini bulmuş ve düzenini oturtmuştu. Evet şimdiden !

♟♟♟

Saat akşam dokuza gelmek üzereydi ve biz temizliği yeni bitirebilmiştik. Az önce kargo ile gelen teras için sipariş etiğim masa ve sandalye takımını kurup sofrayı hazırladık. Teras gerçekten hakkı yenmeyecek kadar büyük ve güzeldi. Burası için aldığım led ışıkları korkuluklara ve demir askıya asıp akustik bir hava yaratmıştım .Umarım bu yan komşum terasa çok fazla göz dikmezdi.

"Lan bir dakika. Bu terasın bir girişi daha var. Burası nereye çıkıyor ?"

Derman bütün evi talan ederken terası da atlamamış, karşı komşum ile ortak kullanacağımız bilgisine ulaşıp bunu bütün aileye yaymıştı.

"Ben şu karşı komşuya bakmaya gidiyorum. Umarım erkek değildir Deva yoksa senin artık bir terasın olmaz!"

Umut dilenir gibi anneme ve Deniz abime baktım.

"Ama anne, abi komşum zaten eve adam akıllı uğramıyormuş bile. Zaten görüyorsunuz demir kapısı var bende bir sürü kilit aldım. Bir şey deyin şu Derman'a."

Deniz abim Derman'ı tişörtünden yakalayıp sandalyesine oturtturdu. Yavaşça kulağına yaklaşıp bir şeyler fısıldadı ve kendi yerine geçti.

Keyifle yemeğimizi yedikten sonra annemin yaptığı tatlıları aileme servis ettim. İnsanın içinde anne rolüne girdiği bir evinin olması gerçekten çok garip ama bir o kadar da güzel bir duyguydu.

Erkek tayfa salonda maç izlerken bizde annemle terasta çay içiyorduk. Size söylemiştim, bu terası çok beğendim ve her türlü faaliyetimi burada gerçekleştireceğim.

"Seni burada tek başına bırakmak hiç içime sinmiyor Deva."

Elimdeki bardağı masaya bırakıp koltukta yan döndüm. Annemin ellerini ellerimin arasına alıp gülümsedim.

"Anne bak geleceğim ve eğitimim için benim için en iyisi bu biliyorsun. Baktın ki çok özledin atlarsın uçağa bir saatte yanıma gelirsin. Oğullarını peşine takmamak kaydıyla ama."

Tebessüm ederek bana baktı .Haklıydı. Bende bazen bu koca şehirden korkup annemin kanatlarında yaşamak istiyordum ama hayat böyle geçmezdi. Benim olması için didindiğim hayallerimi gerçekleştirmem için bu büyük adımı atmam gerekiyordu. Ve bende bunun için elimden geleni yapıyordum.

Annem bana yaklaşıp kocaman sarıldı. Kollarımı bedenine dolayıp karşılık verdim.

"Seni çok seviyorum canım kızım. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın ben hep senin arkandayım. Bunu sakın unutma tamam mı ?"

Cevap vereceğim anda ikimize birden sarılan kollar ile kafamı kaldırdım.

"Konunun içinde erkek geçmediği takdirde bende senin arkandayım küçük cadı. "

Terası kahkahalarımız doldururken gözlerimi kapatıp kendime söz verdim. Bu terasta kalacak olan tek duygu neşemiz, tek göz yaşımızın döküldüğü anda kahkahalarımız olacaktı.

♟♟♟

"Derman bak yapma kalktığında çok kızar sana."

"Bir şey olmaz anne alt tarafı su."

Konuşmaların kesilmesiyle yüzümde hissettiğim buz hissi ile doğruldum. Duyduklarım rüya değildi. Kardeş olacağına kalleş olan Derman buz dolu sürahimi başımdan aşağıya boşaltmış ve karşımda kahkahalar atıyordu.

"Derman üçe kadar sayıyorum eğer son nefesin bu odada olsun istemiyorsan defol git."

Kahkaha atmaya devam ederken aniden yerimden doğruldum ve hazırlıksız yakalanmamak adına yatağımın altına sakladığım nerf silahımı alıp ona doğrulttum.

Ne yapayım Derman gibi bir abiye sahip olsaydınız sizde her yere kendinizi koruyacağınız eşyalar yerleştirirdiniz.

"Üç"

Silahın plastik mermilerini hunharca ona boşaltırken bu sefer kahkaha atan o değil de bendim.

"Deva dur. Kızım dursana canım acıyor. Deva!"

Silahın son mermisini de alnının ortasına attıktan sonra silahı yatağıma doğru fırlattım ve gidip ona sıkıca sarıldım. Yanlış anlamayın maksadım asla sevgi dolu bir kucaklaşma değil. Tamamen onun da ıslanması için yaptığım bir hamleydi bu. Tabi bunu anlayan Derman beni iterek odamdan çıkıp Deniz abimin arkasına saklanmıştı.

"Ulan abiyim abiyim diyorsun al sana abi olduğunu kanıtlama fırsatı. Şu cadıyı uzak tut benden."

Derman harici hepimiz büyük kahkahalar atarken abim Derman'ın önünden çekilmiş ve annemin hazırladığı sofraya oturmuştu.

"Annee bari sen koru beni şu cadı kızından bir şarjör mermi boşaltı yüzüme hala saldırmaya çalışıyor."

"Benim kızıma bulaşma Derman. O sana bir şey yapıyorsa bil ki hak etmişsindir."

"Allah razı olsun anne. Ben zaten asla senin oğlun değilim. Ne diye beni koruyacaksın değil mi?"

Daha fazla dayanamayarak sofraya oturdum ve bana göz kırpan patates kızartmasını önüme çektim. Derman benden en uzak köşeye annem ise yanımdaki sandalyeye oturmuştu. İşte böyle korkuturlardı adamı.

♟♟♟

Yemekler yenmiş çaylar içilmiş dışarı çıkmak için hazırlanma aşamasına geçmiştik. Derman sağ olsun aldığım kilitleri beğenmemiş daha kuvvetli olmaları gerektiğini ileri sürmüş ve hepimizi bu fikre inandırıp alışverişe ikna etmişti. Şimdi ise abim ve ben ev ahalisinin hazırlanmasını bekliyorduk. Bir de kadınlar bekletir demezler miydi?

Sıkıntıdan telefonda boş boş gezerken satranç uygulamasından bildirim geldi.

17.Piyon seni oyuna bekliyor. Neredesin şampiyonbelli_ikincikim? ?

Bildirime tıklayıp davetini kabul ettim. Doyamamıştı sanırım benden taraf yenilmeye.

Tura başlamıştık ve üzerinden yirmi beş dakika geçmişti. Tur hala devam ediyordu. Sanırım biraz hırs yapmıştı çünkü ciddi anlamda çok sert ve iyi oynuyordu.

Çalışmış mıydı?

Annem ve babam hazırlanıp koltuğa oturdular ve bizimle beraber Derman'ı beklemeye başladırlar. Çünkü hala o gıcık hazırlanamamıştı. Makyaj falan yapmıyordur umarım.

Tur otuz beşinci dakikasına geldiğinde son hamleyi yaptım ve derin bir o çektim. Yine kazanmıştım. Derman bu süre zarfında çok şükür hazırlanmış ve arabayı otoparktan çıkarmıştı. Bende turda olduğum için onun kızımı sürmesine bir kerecik olsun izin vermiştim.

Telefonu kapatacakken az önce yendiğim kişiden tekrar mesaj geldi.

Gönderen; 17.Piyon

"Uygulamanın hilesini falan mı biliyorsun ?"

Kaşlarım çatılmaktan birbirlerine değecekti. Aniden damarlarımda dolanmaya başlayan sinir parmak uçlarıma yansımış ve cevabını vermiştim.

Gönderen;Şampiyonbelli_İkincikim?

"Hayır. Ben senin aksine altı yaşımdan beri satranç oynuyorum. "

Gönderen; 17.Piyon

"Benim aksime? Hayırdır tanışıyor muyuz da kaç yaşımdan beri satranç oynadığımı biliyorsun ?"

Konuyu mu değiştiriyordu o ?

Gönderen; Şampiyonbelli_İkincikim?

"Tahmin ediyorum. Başarıyı sadece hileden ibaret gören birinin çömez olmadığını hiç sanmıyorum :)"

Gülerek telefonu kapatıp cebime koydum. Alışveriş merkezine gelmiştik bile. Arabadan indik ve içeriye girdik. Derman'ın isteği üzerine kilitleri aldıktan sonra benim almam gereken bir kaç şey olduğu için kozmetik mağazasına girdim. Bir de peşimde beni erkeklerden koruma görevini kendine nihai amaç gören Derman tabi ki.

Mağazaya girince onun erkek reyonuna gireceğini sansam da aksine benimle beraber makyaj kısmına geliyordu.

Eyvah eyvah Derman niyeti bozmuştu!

Bir kaç dakika sonra benim arkamdaki rafları kurcaladığını fark edip alacaklarımı sepete atarken bir anda bana seslendi. Arkama dönüp elinde bana göstermeye çalıştığı şeyi görüp yerime mıhlandım.

Hayır Derman o olmaz. O cız, o kaka.

"Deva baksana. Boşuna kapıda bekleyin ayağı yapıyorlarmış bize. Kendime şeker bile buldum ben."

Hayır elindeki şeker değildi. Tatlı hiç değildi. O BONCUK AĞDAYDI.

Hızlıca elinden alıp rafa geri koydum.

"Okuma yazmayı ne ara unuttun sen ? Üstünde şeker mi yazıyor onun? Bir de modernim diye geziyorsun ayıp ayıp."

Halime çatık kaşlarla bakıp ellerini beline koydu.

"Ne diyorsun sen Deva? Ben şeker diyorum sen anlamayacağımı bile bile felsefe yapıyorsun. Neydi o ?"

"Ağda canım ağda."

Dediklerimden sonra hemen arkasını döndü ve kasaya doğru ilerlemeye başladı. Tabi ben kolunu yakalayana kadar.

"Nereye gidiyorsun ?

"O görüntülerimi sildirmeye. Ya bir kız izlerse? Hayatım biter, hayatım."

Tekrar arkasına dönünde kolunu tutup onu dışarıya sürükledim. Daha fazla onunla burada durursam asıl ben rezil olacaktım.

"Derman annemlerin yanına git. İskendercidelermiş. Ben şunları alıp geliyorum. Eğer içeri girmeye çalışırsan ben gider herkese anlatırım bak."

Üzerindeki ceketi düzeltip fısıldadı ve ardından arkasını dönüp alt kata indi.

"Sen cidden cadısın. Abisini sevmeyen ve onun yaşam kaynağını elinden almak ile tehdit eden bir cadı."

♟♟♟

Günümüz Derman'ın yemek katına deyip bütün İstanbul'u gezmesi ve annemin yüreğine inmesi harici gayet keyifliydi. Ama her güzel şey gibi bunun da sonu çabuk gelmişti. Derman içini evime boşalttığı valizini bagaja koyunca tam kadro hazır olmuşlardı.

Arkalarından döktüğüm bir damacana su ve bu suyun bir kadına gelip kavga çıkarması kısmını geçiyorum. Çünkü beni biricik mahallemden soğutacak cinste bir kadındı karşımdaki. Bana denk geliyordu böyleleri. Arabama çarpanlar, su yüzünden çaçaron kesilenler...

Duş alıp terasa geçtim. Telefonuma gelen bildirimleri kontrol ederken gelen mesaj ile nefesimi tuttum. Bu da neyin nesiydi şimdi?

17.Piyonun size bir mesajı var.

Bildirime tıklayıp mesajı açtım.

Gönderen; 17.Piyon

"Yarın buluşuyor muyuz?"

♟♟♟

Sizce gelen mesaj ne ayak ?

Ve 17.Piyon kim ?

Nasıl buldunuz bölümü?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. 🖤♟

 

Loading...
0%