@yazarzeeyzey
|
Nasılsınız, nasıl geçiyor tatil? Uzatmadan bölüme geçmeden önce yorum yapmayı ve oy vermeyi, attığım bölümlerden anında haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayın. 💕 Bölüm şarkısı: Yalın-Benimki Keyifli Okumalar 💕 ♟♟♟ Deva'dan... Gönderen: Sevgilim "Bu sana bakıyor." (20.20) "Hala bakıyor."(20.21) "Gülme Deva. Çok güzel gülüyorsun, gülme!" (20.22) "Yok bu adam katil edecek beni!"(20.22) Evet arkadaşlar cenazeme hoş geldiniz. Ben, karşımda Orkun'u öldürecekmiş gibi bakan Demir ve yanımda gözünü kırmadan bana bakan Orkun en kötü üçgeni oluşturuyorduk. Çünkü bu üçgen Orkun'u öldürecekti! Gönderilen: Sevgilim "Sakin ol sevgilim evlenilebilecekler listemde Orkun bulunmuyor. Bulunmayacakta."(20.22) Mesajı okuduğunda 'ciddi misin' der gibi bakıp konuşan anneme döndü. "Deva kahve yapsana bize." Omuzlarımı silkip dibimde duran Orkun'dan uzaklaştım. Sülük gibi biraz uzaklaşsam hemen geri dibime giriyordu. "Bana ne , Deniz abim daha güzel yapıyor o yapsın." Annem gözlerini pörtlettiğinde oflayarak ayağa kalktım. Mutfağa doğru bezmiş adımlarla giderken annem bana seslendiğinde ona doğru döndüm. "Kızım ne içeceklerini, nasıl içeceklerini sormayacak mısın?" Sabırla başımı tavana çevirip derin bir nefes aldım. "Hayır sormayacağım anne, zıkkımı sıkıcam ne çıkarsa onu getireceğim." Yalandan öksürüp Orkun'a döndü ve tatlı tatlı gülümsedi. Annem maşallah öyle bir bıkmıştı ki benden Orkun'a yamamak için canla başla çabalıyordu. Sabır! Tezgaha kahveyi ve suyu çıkarıp cezveye gerekli malzemeleri koydum. Anasını satayım içine zehir koysam katil, biber koysam gönlü var damgası yiyecektim! Saçımı kulağımın arkasına atıp cezveyi ocağa koydum. Sinirle dudaklarımı dişlerken boynumda hissettiğim nefes ile olduğum yere çakıldığımda hemen arkamı döndüm. Demir gözlerime bakarken ellerini tezgahın iki yanına yaslayıp beni kendi ile tezgah arasına sıkıştırdı. "D-Demir ne yapıyorsun? İçeride bir sürü insan var, babam var!" Dudağı yana doğru kıvrıldığında başını önüne eğdi. "Basılmamızı bekliyorum." Şok olmuş şekilde ona bakarken kafasını kaldırıp sırıtmaya devam etti. "Ne basılması Demir, kıskançlıktan beynin kulaklarından mı aktı senin?" "En hızlı nikah sebebi olarak aklıma sadece bu geldi." Hemen yanımızdan gelen ses ile başımı hızlıca sağa döndürdüm. Esma ellerini birbirine kenetleyip 'ne ayak' der gibi bakıyor ve gülmemek için kendini sıkıyordu. "Basıldık işte. Nerede yüzüğüm?" Demir alayla güldüğünde ellerini iki yana kaldırıp bir adım geriledi. Ocaktan gelen çıtırtılar ile oraya döndüğümde kahvenin taştığını ve daha yeni temizlediğim ocağımın mahvolduğunu gördüm. Kriz geliyor. Allah'ını seven üzerime cif fırlatsın! "Amacınız ne sizin? Annen içeride kahve pişirmeni bekliyor Deva, işi pişirmeni değil." Omzumu silkip ağlanırcasına bezi aldım ve ocağın taşlarını kaldırdım. "Yapmıyorum, bana ne. Senin kahven yakın zaten hem Deniz abime de alıştırma olur, sen yap. Tuz koyma bence isot daha iyi oluyor. Derman'a daha önce denemiştim. Hastaneye kaldırmıştık ayıcığı." Esma anlamadığını belli eder gibi bana baktığında Demir bir kaç adım daha geriledi. "Oldu o zaman biz kalkalım. Esma sana da insan zehirleme operasyonunda başarılar dilerim. Görüşmek üzere." Mutfak kapısına doğru gittiğinde fırının kapağında duran havluyu kafasına attım. "İyi be gidersen git. Bende evlenilebilecekler listeme Orkun'u ekleyip ona isotlu kahve içiririm. Sende kurdelemizi yutarsın artık." Adımları aniden durduğunda arkasına döndü. "Ben o kurdeleyi yemem ama o içerideki meymenetsize yediririm! Sende evlenilebilecekler listene önüne geleni eklememen gerektiğini anlarsın . Bence süper fikir. Değil mi Esma?" "Evet evet bence de çok mantıklı. Aynen öyle yapalım." Demir zafer kazanmış gibi güldüğünde elimdeki kahveyi sildiğim bezi sertçe tezgaha bıraktım. "İyi yedir o meymenetsize kurdeleyi daha çabuk açılır kısmetimiz, sonra bir bakmışsın nikahı kıymış, evlenmişiz. Alayla çenesini kaşıyıp yeniden dibime girdi. "Ha sen diyorsun ki git o şerefsizi döv, annemin babamın karşısında tut elimi sevgilisiyim de. " Dediklerini tartar gibi bakıp başını salladı. "Bana uyar." 'Yapma ya' der gibi baktım. "Sen kendini öldürmeye niyetli olabilirsin ama ben içeride seni abim olarak gören Derman'ın önüne seni kurban olarak atmaya hiç niyetli değilim. Olmayacağım." Mutfağa giren annem ile hemen Demir'den uzaklaşıp geri ocağa döndüm. "Deva sakın kahveye isot falan koyma çocuğun alerjisi var, gece gece bela açma başımıza. Sonra ailesiyle gelince koyarsın tuzu." Ne diyeceğimi umursamadan hızla arkasını dönüp geri salona gitti. Demir vahşice gülüp baharatlığa doğru yürüdüğünde yapacağı şeyi anlamış ve şok içinde ona bakıyordum. Eline aldığı isotu hırkasının cebine koyup bana döndü. "Bundan sonrası sevgilinde Deva'm. Karışma seyret." ♟♟♟ Demir'den... (2 saat kadar önce) "Benim de bir tane oldu ama beni aldattı. Hem de kendi kardeşiyle. Birde bana gelip hala enişte diyordu rezil maydanoz." Bora elindeki sümüklü peçeteyle burnunu bir daha silip yanındaki torbaya attı. Bir daha Bora'yı bir yere çağırırsam Allah beni kahretsin ! Deva'ya dediğim gibi kızlı erkekli gruplar oluşturmuş sohbet ediyorken konu eski sevgililere gelmiş ve Bora bu konu nedeniyle yaklaşık yirmi dakikadır hıçkırarak ağlıyordu. "Ben sayısını hatırlamıyorum açıkçası. Sevgili olarak takıldığım maksimum süre bir aydı. Ciddiyete gelemiyorum. Boğuyo beni." Derman konuşup arkasına yaslandığında sabır çekerek kahvemden bir yudum aldım. Beyefendi resmen iç çamaşırı değiştirir gibi sevgili değiştirsin ama biz ona 'ben senin kız kardeşinle ciddi düşünüyorum' bile diyemeyelim. Oh ne ala memleket! Deniz yüzü bembeyaz halde yanımıza gelip oturduğunda ortadaki sürahiden kendine bir bardak su doldurup tek dikişte içti. Arkama dönüp baktığımda Deniz'den farkı olmayan Esma ile sırıtıp önüme döndüm. Bunlar da olacaktı belli ki. Kahvem bittiğinde oturduğum koltuktan ayaklanıp mutfağa geçtim. Makinadan filtre kahveyi bardağa doldururken telefonun melodik sesi mutfağı doldurduğunda Deva olmasını umarak kahveyi bıraktım ve cebimden telefonu çıkardım. Kayıtsız ama tanıdık bir numara ile karşılaştığımda kaşlarımı çatarak çağrıyı cevapladım. Bıkmamışlar mıydı artık? "Alo." "Alo Demir selam, ben bilgisayar mühendisliği 3. sınıftan Simge. Daha önce de aramıştım hatı-" Bezgin bir nefes verip kahveyi doldurmaya devam ettim. "Neden aramıştınız?" Boğazını temizleyip devam etti. "Ş-şey Ahu hoca beraber çalışmamız için bir proje daha verdi bana. Ne zaman müsaitsin, yanına uğrasam da konuşsak?" Şu hocalar benden izinsiz benim adıma karar vermekten ne zaman vazgeçecekti? "Ahu hocaya selamlarımı ve hiç boş vaktimin olmadığını ilet. Ayrıca bana sormadan başlattığı hiçbir kampanyada veya projede olmayacağımı." derin bir nefes alıp devam ettim. "Mümkünse bir daha da beni bu saatlerde aramayın hatta şöyle yapalım, siz beni hiç aramayın!" Çağrıyı sonlandırıp telefonu cebime koydum. Emrivakilerden ve bundan rahatsız olduğumu bildikleri halde sürekli tekrar edenlerden nefret ediyordum. Bana sormadan adımı kullanarak proje başlatmak da neyin nesiydi? Başımı iki yana sallayıp mutfaktan çıktım. "Size bir şey soracağım. Survivorda kadınların nasıl hiç bıyıkları çıkmıyor? Erkekler maşallah noel babaya dönüyor ama kadınlar bebek poposu." Bu soruyu soran kişinin kim olduğunu tahmin ettiniz herhalde? Derman ciddi ciddi Bora ile bu konuyu tartışırken Deniz bana döndü. Ben bu adama bakınca niye bu kadar geriliyordum? "Sevdiğin kadının abisi olduğu için olabilir mi?" "Bir bakar mısın Demir?" Başımı sallayıp ayaklandığımda terasın köşesine geçip trabzanlara yaslandı. karşısına geçtiğimde ise konuşmaya başladı: "Nasılsın?" Bana sormuştu değil mi? "Burada senden başka kim var? Tabi ki sana sordu." "İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın ?" Bakışlarını terasın manzarasından alıp bana çevirdi. "Bende iyiyim." Derin bir nefes aldı. "Seni buraya neden çağırdığımı az çok tahmin ediyorsundur." Başımı olumlu anlamda salladım. Konumuz kesinlikle Deva'ydı. "Ben Derman değilim, insanı boğup çizgimi bozmam. Yanlış bir şey yapmadığınız takdirde de sizi kendimden soğutmam. Sadece Deva'nın değil senin de abin olarak söylüyorum, Deva'yı Derman 'ciddi ilişki bana göre değil' dediğinde içinden ona sövecek kadar seviyorsan onu acabaya düşürme." Deniz ciddi ciddi bizim ilişkimiz için nasihat mı veriyordu? Bir nevi onay mı veriyordu? Ben yanlış falan duymuyorum değil mi? "Onun seçimine karışmamam seçtiği insanın düzgünlüğündendir. Beni ilişkinize onay veren taraf olduğum için pişman etmeyin. Sanma ki bu sadece senin için geçerli, aynı şeyler ona da söylenecek. Bir şeye başladıysanız birbirinize olan sorumluklarınız ikiniz için de geçerli olur. Kardeşim diye kötü bir şey yaptığında sineye çekecek değilim." Başımı salladım. Ne demem gerektiğini şaşırmıştım. Sarılsam abartı olur muydu? Gülsem yanlış anlaşılır mıydı? Daha önce hiç sevgilim olmadığı gibi sevgilimin abisinden de böyle bir anlayış görmemiştim. Umarım ilk ve son olmasını istediğim sevgilimin, abisi bana karşı anlayışını hiç değiştirmezdi. "Yağcılık yapma be." "Aslında o gün de sana teşekkür edecektim bu konu için, bana yaptığın bu tavrı herkes yapmazdı. İlişkimize onay vererek bize güvendiğin, tanımadığın halde bana abilik yaptığın için de tekrardan teşekkür ederim." Kısık bir tebessüm edip başını salladı. "Eyvallah." Derin bir nefes alıp baktığı yere baktığımda kızların arasından ona bakan Esma'ya baktığını fark ettim. Bakışlara bana değdiğinde hemen başını kahkahalarla gülen Deva'ya çevirmişti. Benim de bakışlarım istemsizce Deva'ya çevrildiğinde tebessüm ettim. Elindeki telefondan kızlara bir şey gösterip gülüyordu. Üşümemesi için üzerine aldığı örtü, ben burada Deniz ile onu dinlerken uyuya kaldığım sırada üstüme örttüğü örttüydü. Her şey olduğu gibi bu bile ona çok yakışmıştı. Çok güzeldi. Bir saniye bile gözlerimi ondan ayırmak istemeyecek kadar güzel ve duru. Bakışlarından tutunda sesinin tonu, kokusu, her şeyi diğerlerinden çok farklıydı. Kimsede olmayan o eşsizliğe sahipti içinde sahiplik ettiği için bedeni ve bütün düşünceleri. Deniz Esma'ya ben Deva'ya dalmış giderken omzumdan hayvanca sarsılmam ile başımı o tarafa çevirdim. "Demir ben tam bir saattir bir şey yemiyorum. Bir saat! " Eliyle karnını sıvazladı. "Midem annesi ölmüş gibi feryat ediyor ne olur bana sırf yemeyeyim diye kilitlediğin buzdolabının şifresini söyle." ♟♟♟ "Dolmalık biber." "Hay senin biberine tüküreyim tamam mı?" Deva ile Derman'ın haline gülerken evden terasa zor zar duyulan zil ile bakışlarım tekrardan Deva'yı buldu. O da bana döndüğünde içeriyi işaret etti. Onun arkasından eve girdiğimde kapının sesi iyice artmıştı. Deva kapıyı açtığında yüzündeki tebessüm saniyesinde solarken yanına gittim. "Hoş geldin yok mu kızım?" Deva şoku atlatamamış gibi annesine döndüğünde bakışlarım Deva'ya bakıp sırıtan smokinli adama takılmıştı. Kimdi bu sevgilime bakan hıyar? "Malum yaşın geldi diye artık baktı sen gelmedin beşik kertmen ayağına geldi. Hayırlısıyla kendine istetecek seni." Deva'ya. Beşik kertmesi ? Kendisine istemek? Benim sevgilime? Höst lan! Derya hanım ve Doruk bey içeri girdiklerinde Orkun denilen meymenetsiz elindeki çelenkten hallice çiçeği Deva'nın kolları arasına tutuşturdu. "Al Deva bunlar senin. Evlendiğimize çocuklarımıza hatıra olarak gösteririz." Alayla gülerek çenemi kaşıdım. Sinir ayak parmaklarımdan beynime kadar yükselirken meymenetsiz içeri girip koltuğa oturmuştu. Hayır sakinim. Hayır oturduğu koltuğun bütün tahtalarını ona montelemek istemiyorum ve hayır, asla Deva'ya dokunarak verdiği çiçeği onun mezarına dikmeyi düşünmüyorum! "Sevgilim Allah aşkına sakin ol, bak ben hoştlayacağım gidecek o. En olmadı üzerine Derman'ı salarım ama yine de gider." Bakışlarımı hala Deva'ya bakan meymenetsizden ayırmadan konuştum. "O benim sevgilime çiçek verdi. Gülerek izledi ve hala izliyor, bir de ilerideki çocuklarımız diyip de seni kendi ile bir ortak çerçeveye alıyor." Kaşları çatılmaktan birbirine değecek olan sevgilime döndüm. "Şansına küs sevgilim. Daha yeni temizlediğin koltukların ve halın biraz kirlenecek. Umarım güçlü bir leke çıkarıcın vardır. Malum kanın lekesi çıkmaz derler." Meymenetsizin çaprazına oturduğumda Derya hanım Deva'ya gelmesi için eliyle işaret etti. Deva oflayarak yanımıza geldiğinde annesinin yanına oturacakken Derya hanım onu yavaşça itmiş ve meymenetsizin yanına oturmasına sebep olmuştu. Bugün herkes bana mı oynuyordu? Ortada kim Demir'i delirtecek diye ben bilmeden bir iddia mı dönüyordu? Deva'nın bakışları beni bulduğunda başını iki yana salladı. Gözlerimi tekrardan meymenetsize diktiğimde alayla dudağımı büzdüm. Kimse kusura bakmasındı ama bu çocuk bir anyayı Konya'yı görmeliydi. Benim tarafımdan! Terastan içeri elindeki bitmiş tabak ile giren Bora hepimizi süzüp yanıma oturdu. "Demir bu yengemin yanındaki, ona öküz gibi bakan angut kim abi ?" "Deva'nın beşik kertmesiymiş. Ben bir kerticem o olucak!" Başımı ondan taraf çevirdiğimde gözüyle önünde duran porselen tabağı işaret etti. "Yanına gidip kafasına bununla vursam, ne yaptığımı sorduğunda içerisi boş mu diye kontrol ediyorum ve evet boşmuş desem. Olur mu ?" "Yanında Deva'nın annesi var Bora. Benim en azından şu anlık meymenetsize karşı yapabileceğim tek şey Deva'nın sevgilisi olduğumu söylemek." Yüzü aniden bana döndü. "Oha, söyleyecek misin ? E Derman var en önemlisi kızın babası burada abi. Seni tanıyacaklar bilecekler. Ya hemen evlenmek zorunda kalırsanız?" "Bora sen salak mısın ? Deva benim sevgilim, zaten ben ailesiyle tanışacağım. Mafyaymışım gibi konuşup durma. Ayrıca evlenmemizi isteseler ben dünden razıyım. Benim tek derdim Deva'nın bunu erken bulup, onun düşüncesini önemsemediği zannedip de üzülmesi." Bora Deva'ya döndüğünde onaylamaz mırıltılar çıkardı. "Şu an çok mu mutlu ? Git söyle bari kurtar kızı şu sülükten. Derman azıtırsa en kötü sakinleştirici yapar biraz kafamızı dinleriz. Bu odada iki tıpçı bir eczacı var heheyt." ♟♟♟ Deva'dan... "Oğlum sen zaten Deva'yı tanıyorsun. Okuldan önce evlenmek yok, evlendiğinizde dizimin dibi harici bir yerde oturmak da yok. Sonradan başımı ağrıtma benim." Yardım edin! Annem tarafından Orkun'a resmen veriliyorum. Mal mıyım ben be ?! "Eh sanki birazcık andırıyor gibisin. Bir arkanı dön bakayım." "Raife sus. Yeminle bütün sinirimi senden çıkarırım annene gidip de beni neden doğurdun diye küfür edecek hale gelirsin!" Demir elindeki baharatlığı Orkun'un ağzında dökmek için zaman kolluyordu. Derman desen annemin korkusuna dokunamadığı Orkun'a sinirinden kırmızdan mora dönmüş yüzü ile sabır çekiyordu. Bora... evet o yine yiyordu. "Anne benim fikrimi sormak aklına geliyor mu acaba? Şakanın da bir yeri var. Yeter artık!" Belime yediğim çimdik ile yüzümü buruşturduğumda annem güldü. Ben yokken bu kadına ilaç falan mı vermişlerdi? "Kız evi naz evi işte. Senden iyisini mi bulacak değil mi oğlum ? " Demir boğazını temizlediğinde korkuyla gözlerim kapattım. Hayır hayır hayır. Bu gün olmaz, böyle olmaz! "Bulmadığını nerden biliyorsunuz Derya hanım?" Annem fişek gibi bana döndüğünde gözlerimi kapattım. Kıyamet is loanding... "Bulsaydı kızım bana söylerdi. Damadımın ismi cismi bir şekilde kulağıma gelirdi." Demir gülerek başını önüne eğdiğinde bütün salon soluksuz onu izliyordu. "Henüz sanırım ismim de cismim de kulağınıza gelmedi. Sıkıntı değil ben kendimi taktim ederim." Kıyamet uploaded ! Ayağa kalkıp tam karşıma dikildi. Eliyle elimi kavrayıp beni de ayağa kaldırdığında titrek bir nefes aldım. "Ben Demir Aren. Kızınızın şu meymenetsizden çok daha iyisini bulduğu kişi, sizin deyiminizle damadınızım. Tanıştığıma çok memnun oldum." Derman aniden ayaklandığında gözlerinden ateşler çıkarak Demir'in eline hapsolmuş eline bakıyordu. "Ne!?" Annem hala ne olduğunu anlamak ister gibi etrafa bakınırken Orkun ayaklandı. "Deva'nın sevgilisi de, Derya annemin damadı da benim. Haddini bil, defol git fazlalık yapma burada." Demir ona doğru döndüğünde gülerek başını çevirip boynunu kıtırdattı. "Bir de sen vardın değil mi ?" Baştan aşağıya onu süzdüğünde kaşları alayla havalanmıştı. "Biliyor musun ben haddimi bilmem ama çok güzel had bildiririm!" Bana dönüp elimi dudaklarına götürüp öptü ve arkamızdaki Orkun'a dönüp sert bir kafa attı. Çığlık atarak geri çekildiğimde Orkun bir seksen yere serilmişti. Demir eğilip elindeki baharatlığı Orkun'un ağzına boca etmeden önce güldü. "İsota alerjin varmış galiba. Tüh, bilerek oldu." Baharatlıktaki bütün isotu ağzına soktuğunda Orkun'un şimdiden rengi atmaya başlamıştı. "Zehir zıkkım olsun meymenetsiz. Boğazında kalır inşallah." ♟♟♟ Bölüm Sonu. Sanırım en beğendiğim bölüm sonu bu bölüm oldu. Sizce nasıldı ? Artık herkes biliyor ilişkilerini, sizce Derman'ın tepkisi nasıl olacak ? Simge hakkında düşünceleriniz neler? Yorumlara bekliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Onlar benim tek moral kaynağım.💕 Sizleri seviyor ve kaçıyorum. Hoşça kalın💕
|
0% |