37. Bölüm

36. Bölüm

Zeynep
yazarzeeyzey

Selam selam selam. Nasılsınız?

Yeni bölüme hoş geldiniiiiz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıııın.

Keyifli Okumalaaar❤️

♟♟♟

Deva'dan...

Oylama yaparak, aramızda kalsın olur da sahneye çıkarılırsak ne anlatalım diye konuşmak için kızlar ve erkekler olarak ayrılıp arabalara binmiştik.

Arabayı Gülce kullanıyor, bence yanında oturuyordum. Arkaya döndüm.

"Esma'cım canım kızılcık şerbetim senle bir sıkıntı yok, Çünkü ne senin abimi sinirlendirecek bir anın olduğunu düşünüyorum ne de abimin senin yaptıklarına sinirleneceğini düşünüyorum o yüzden senden yana her şey okey."

Aslı'ya doğru döndüm.

"Sana sevgilinin ne kadar kıskanç olduğu hakkında bir nutuk çekmeyeceğim canım görümcem. Ama aklın varsa hiçbir eski sevgili konusunu ya da ona cinnet geçirtecek olan erkek konusunu açmamaya çalış, yoksa gerçekten olay çıkarır ve bizi oradan atarlar."

Aslı gülerek başını salladı ve arabaya binmeden önce çekildiğimiz fotoğrafı gösterdi.

"Bunu kesinlikle atmalıyız hepimiz çok güzel çıkmışız."

Trafik olduğundan resmen durmuş arabada şoför koltuğuna dönüp fotoğrafı Gülce'ye gösterdim. O da onay verdiğinde Aslı sevinçle telefonu alıp hepimizi etiketleyerek fotoğrafı paylaştı.

"Altına konuşanlarda konuşmamaya gidiyoruz yazdım."

Cevap vereceğim sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan Demir'di. Çağrıyı cevapladım.

"Efendim sevgilim?"

Bir kaç öksürük sesinden sonra Derman'ın sesi duyuldu.

"Sevgilin hoparlörde Deva. Sende hoparlöre al."

"Tamam."

Telefonu kulağımdan çekip hoparlöre aldım.

"Şimdi birincisi herhangi bir yorum geldiğinde gelen yorumlara her türlü maydonoz olacağımızı göze alarak o resmî hala hesabınızda tutmaya devam ediyor musunuz?"

Bir hışırtı geldiğinde bu sefer Deniz abimin sesi duyulmaya başladı.

"Siz Derman'ın dediklerini duymamazlıktan gelin, hepiniz çok güzel çıkmışsınız."

Hep bir ağızdan teşekkür ettiğimizde telefonu kapatmıştı. Ya da hayır kapattığını sanmıştı.

"Ya abi ben çirkin mi çıkmışlar dedim? Güzel olan bir insan fotoğrafla nasıl kötü çıkar Allah aşkına? Yorumları bir oku gör bakayım, neler neler diyorlar. Dayanamıyorum."

Sesleri hala gelmeye devam edince kızlara sessiz olmalarını işaret edip konuşmalarını dinlemeye başladım.

"Hadi gir Esma'nın herhangi bir fotoğrafının yorumlarına bak. İltifat edecek diye yavşayan en az on tane yorum görmezsen ne dilersen dile benden."

Abimden ses çıkmayıp telefon tuşlama sesi gelmeye başladı.

"Al işte böyle morarmaya başlarsın Deniz Ilgaz. Ne oldu nişanlına güzel güzel iltifat mı etmişler?"

Ses tonu alaylı çıkıyordu.

"Ben Esma'yı gidip kafese kapatamam Derman. Evet çok güzel, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadın ama böyle saçma sapan insanlar için onun hayatını kısıtlamam, kısıtlayamam. Benimle evleniyor ya da sevgili oluyor diye hayatını neden değiştirmek zorunda kalsın? Sosyal medyada fotoğraf paylaşıyorsa bunu seviyor demektir ve kimse kusura bakmasın benim sevdiğim kadın bir kaç ucube yüzünden hiçbir şeyden geri kalmayacak. Onlar davranışlarını düzeltecekler burada. Çok mu rahatsız ettiler, layık oldukları şeyleri tabi ki yapacağım. Ama bu Esma'nın kafasında soru işareti bırakmayacak ve onu rahatsız etmeyecek şekilde olacak."

Bir anda büyük bir alkış koltuğunda Bora çığlık atarcasına konuştu.

"Parti kur oy verelim Deniz Başkan."

Esma'ya döndüğümde elimdeki telefonu yavaşça alıp dolu gözlerle tebessüm etti.

"Deniz."

Arabadaki kahkaha sesleri kesildiğinde tek bir ses duyuldu.

"Siz bizi duyuyor muydunuz?"

Esma göreceklermiş gibi başını sallayıp derin bir iç çekti.

"Seni çok seviyorum."

♟♟♟

 

Konumda işaretlenen yere ulaştığımızda hepimiz arabadan inip üzerimizi düzelttik. Ben kahverengi kalın askılı bir atlet, onun altına kırık beyaz bir kot pantolon, Esma siyah bir büstiyer ve bej rengi kumaş bir pantolon, Gülce aynı büstiyerin beyazını ve siyah yırtmaçlı bir etek, Aslı ise süslü kokona namını es geçmemek için saten siyah bir gömlek, altına da zincir detaylı yeşil bir etek giymişti.

"Biletler Bora'da değil mi?"

Başımı salladığımda bizden önce mekana varan ve bizi girişte bekleyen beylerin yanına adımladık.

Şu günü de rezil olmadan atlatırsak sırtım yere gelmezdi evel Allah.

Kapıda adeta o piti piti yapılacak şekilde dizilmiş dört yakışıklının dibinde bittiğimizde hepimiz sevgilimizin koluna girerken Gülce mümin kardeşi Bora'nın koluna girmişti.

Ölselerdi de benim dilime düşmeselerdi !

Hepimiz yan yana ikinci sıranın hepsini kaplarken montlarımızı çıkarıp oturduk. Yavaş yavaş mekan dolarken en sonunda fix kombini ile dolaşan Hasan Can sahneye çıktı.

"Hoş geldineeeeez"

Herkes alkışlamaya başlayınca kameralar salona doğru döndü.

"Bugün ileriki saatlerde sürpriz bir konuğumuz var ama o gelene kadar biz kurbanlarımızı seçelim."

Elinde mikrofon ile sahneye atlayıp ilk sırada hemen önümde duran kıza yaklaştı. Anında eline, yerde adeta sürünen biri mikrofon verdiğinde konuşmaya başladı.

"Adın ne bebiş?"

"Belma."

"Ne iş yapıyorsun Belma?"

"Gece kulübünde çalışıyorum."

Herkes bir anda ooo diye bağırmaya başladığında Hasan Can kahkaha attı.

"Aferin lan böyle çalıştığımız gibi."

Tekrardan kıza döndü.

"Ne tarz erkeklere yükselirsin bebiş?"

"Zengin erkeklere."

Herkes tekrardan bağırdığında arkadan farklı bir ses yükseldi.

"Demir Aren burada dişine göre birini buldun!"

Cinlerim: E biz tepeye çıkalım artık.

Aniden arkama döndüğümde ayaklanarak bağıran kişi yerine oturdu.

"Demir sahipli, o kız başka birini bulsun!"

Demir gülerek elimi tuttuğunda Hasan Can yanımıza geldi.

"Bebiş Demir senin köpeği herhalde. Ne zaman sahiplendin?"

Konuşacağım sırada Demir gülerek kaşlarını kaldırdı.

"Aman Hasan Can aman. Ben böyle çok iyiyim."

Hasan Can cebinden tebeşiri çıkarıp bana döndü.

"Adın ne hayatım?"

"Deva."

Hızlı adımlarla sahneye çıktığında tam tahmin ettiğim gibi adımı tahtaya yazdı.

Cafer bez getir kardeşim.

"Evet gel gelelim sana."

Arkalara doğru gittiğinde kollarını birbirine bağlayıp konuştu.

"Adın ne ?"

"Berk."

"Bir sıçış hikayen var mı Berk?"

Etrafı bakışlarıyla tarayınca yanımda duran Aslı'da donup kalmış, Hasan Can mikrofona doğru boğazını temizleyince kendine gelmişti.

"Abi valla sıçış mı şans mı bilmem ama bir bok yiyip de ayrıldığım sevgilim şu an burada."

Aslı anında önüne döndüğünde korkuyla gözlerimi kapattım.

Derman'a cinnet geliyoring.

Herkes bir anda ooo diye bağırınca Hasan Can kahkaha attı.

"Kim o?"

"Adını tahtaya yazdığının kadının solundaki."

Derman aniden arkasına döndüğünde Aslı hızla kolunu tuttu.

"Derman, aşkım, hayatım, her şeyim. Kurban olayım sakin ol. O geçmişte kaldı. Şimdi ve sonsuza kadar sen olacaksın ama lütfen sakin ol."

Derman kitlenmiş gibi çocuğa bakarken Hasan Can konuştu.

"E siz barışacaksınız o zaman?"

"Hayır."

Aslı konuştuğunda Derman'ın bakışları ona dönmüştü.

"Aslı yalvarırım affet beni. Bir halt yedim köpek gibi pişmanım."

"Cümlende doğru olan tek şey köpek olman ki sana köpek demek emin ol köpeklere en büyük hakarettir. Ben sensiz hayatımda çok mutluyum."

"Bu ikiliyi de sahneye alıyoruz!"

Hasan Can yaptığı şeyin farkında olmadan hem Aslı'yı hemde Berk'i tahtaya yazarken Derman'ın gözü seğirmeye başlamıştı.

Daha sonra korsan taksi yapan bir adamı, gemi kaptanı olan adamı ve oyuncak bebeğe benzeyen haliyle cinayet araştıran genç bir kızı sahneye aldı.

Aslı ve ben öne diğer dörtlü arkaya oturunca Hasan Can tekrardan sahneye çıktı.

"Hazırsanız sürpriz konuğu çağırıyorum. Ayaklı libido, kas yığını, süper karizmatik Emir Özyıldız geliyooor."

Yüksek alkışlar eşliğinde Emir Özyıldız içeri girerken bazı seyirciler ayağa kalkmıştı. Tamam adam yakışıklıydı da onun için ayağa da kalkılmazdı yani.

"Hoş geldin."

Hasan Can ile selamlaştıktan sonra benim solumda kalan koltuğa oturup hepimize başıyla selam verdi.

Bir kaç küçük sohbetten sonra Hasan Can yanındaki fanustan sorular seçmeye başladı. İlk kağıdı açıp bize döndü.

"Hayatında rezil olduğun ve unutmak istediğin bir an."

Oyuncak bebeğe benzeyen kız mikrofonu aldığında gülerek cevap verdi.

"Gittiğim bir barda erkekler ve kadınlar tuvaleti karşılıklı ve kapıları açık vaziyetteydi. Gece yarısı gibi sarhoş olmaya başlamıştım. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. Lavabonun önünde ayna vardı başımı kaldırdığım zaman pisuvarda işini halleden bir amca beni görüp tövbe çekerek önüne dönmüştü. Oradan nasıl kaçtığımı hatırlamıyorum bile."

Herkes katıla katıla gülerken Aslı'ya döndüm. O da benim gibi 'bunda gülünecek ne var be' der gibi bakınıyordu.

Korsan taksicilik yapan adam mikrofonu alıp konuşmaya başladı.

"İşe yeni alınmışım. Departman müdürü ile sohbetimizde "Giresunlu insanlara hep mesafeli davranırım. Şans mı bilmiyorum ama pek iyi anlaşamıyoruz Giresunlu arkadaşlarla."demiştim. Müdürde ben de Giresunluyum demişti."

Dayanamayıp güldüğümde sıra kaptan abiye gelmişti.

"Bundan yaklaşık on beş sene kadar önceydi."

Hasan Can arkasına yaslandı.

"Uzun konuşacak galiba."

Gözlerini kapatıp başını da arkasına yasladığında kaptan abi hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye başladı.

" Alt katımızda oturan bir kız vardı. Adı Sümeyye'ydi. İşte gençliğin verdiği saçma sapan tavırlar, yeni yeni bitmiş ergenliğin fazla testesteronu derken kıza sürekli yürüme halindeyim ama kız ne istediğini bilmeyen tiplerden biri. Bir gün okuldan eve doğru yürüyorum Sümeyye'nin annesi elinde pazar arabasıyla sokağa giriyordu. Beni görünce yanına çağırıp "evladım şu karpuzu eve çıkarsana?" Dedi. Ama karpuz öyle bir şey ki önünde taparsın o kadar büyük. Bunu bir kere alsan yedi sülalene yeter hatta o kadar büyük ki ailenin mirasına ortak olur o derece bir şey. Sümeyye'de kapının önüne inmişti annesinin uzattığı poşetleri alıp yanımdan yürümeye başladı ama ben yanında her an altına sıçacakmış gibi yürüyordum. Ikına ıkına katları çıkardım tam onların katına geldiğimde üst komşumuzun oğlu geçen hafta kavga ettiğimiz için bana omuz atarak aşağı inince benim elimdeki otuz kilo karpuz sen git onların evin içine doğru yuvarlan sonra patla. Bir daha kadının yüzüne bakamamıştım."

Bu sefer hepimiz gülünce Hasan Can tahtaya iki çarpı eklemişti. Sıra Aslı'ya gelmişti.

" Lise son zamanlarımdaydım. Tatile gitmiştik bunla alakalı konuşuyorduk, havalı olayım diye altı yıldızlı otelde kalıyorduk dedim. Bu arada hoca bizi dinliyormuş herkesin içinde bağırarak altı yıldızlı otel yok demişti."

Hasan Can gülerek dizlerine vurmaya başladığında yanında duran Emir bey bunlar ne diyor der gibi bakıyordu.

"E kanka seni göt etmiş kadın orada."

Aslı gülerek başını salladığında sıra bana gelmişti.

" İlkokulda, İzmir'in en köklü kolejinde, andımızı okutmak için kürsüdeydim. Heyecandan nefes alamadan "yattım sağıma döndüm soluma" ile başlayan yatma duasını okumaya başladım. Mikrofon elimden alınmaya çalışılırken "nur deryaya daldır beni" diyordum âmin diyene kadar bırakmamıştım."

Elimle yüzümü kapatırken solanda herkes gülmeye başlamıştı. Mikrofonu bıraktığım sırada Emir beyin de güldüğünü fark ettim.

Ne yani yatma duası okumak da mı yasaktı sanki?

İkinci soruyu çekip bize döndü.

"Buradan biri ile çıkma hakkın olsa kiminle çıkardın?"

Eliyle Berk'i işaret ettiğinde heyecanla Aslı'ya döndü.

"Tabi ki kalbimin tek sahibi Aslı ile."

"Lan ben senin!"

Derman'ı omzundan tutup zor zapt eden Demir ve Deniz abim bir yandan da konuşuyorlardı.

"Deva sen bebiş?"

Sıra bir anda bana geldiğinde afallayarak döndüm.

"Ben yine Demir ile çıkmak isterdim."

Seyircilerden tekrardan bir oooo yükseldiğinde alayla gülümsedim.

Bunlar da ilk okulu çocuğu gibi sürekli bir ooo derdindeydi canım. Allah Allah!

"Bende biricik sevgilim Derman ile çıkmak isterdim."

Aslı cevap verdiğinde Berk ağlanır gibi eliyle yüzünü kapattı.

Bu çocuk ciddili şekilde dayak istiyordu fakat bilmediği bir şey vardı ki Derman onu dövmek için o sandalyeden kalkarsa eğer kimse onu tutamazdı.

Evet bu kimseye Deniz abim de dahil. Adam salak mı ki gözü dönmüş kardeşinin önüne geçsin?

Biz yokken o vardı oğlum valla harcardı bizi.

"Ben cevap vermeyeyim sonra sıkıntı oluyor."

Emir bey konuştuğunda Hasan ağzıyla garip hareketler yapmaya başladı.

"Hadi ama yayınlamıcaz burayı söyle."

Sorar gibi tek kaşını kaldırdığında Hasan Can başını sallayınca gülerek biz altılıya doğru döndü. Bakışları bütün hepimizi dolaştıktan bende sabit kalınca istemsizce durdum.

Hayır Emir abi ben evliyim hatta Galatasaray'ın ilk on birini oluşturacak kadar çocuğum var kurban olayım beni deme.

"Sanırım Deva ile çıkmak isterdim. Hem enerjisi hem de duruşu çok ilgi çekici."

Bakışlarım anında Demir'e döndüğünde Derman ile ilişkisini kesmiş bön bön Emir beye baktığını gördüm.

Tekrardan bir oooo yükseldiğinde boğazımı temizleyip bana uzatılan mikrofonu aldım.

"Ben sevgilim ile çok mutluyum Emir bey. Bunu bir iltifat sayıp uzatmıyorum."

Baş parmağıyla dudağının kenarını kaşıyıp vücudunu tamamen benden taraf çevirdi.

"Ama Emir Demir'i keser derler Deva. Biliyorsun değil mi?"

Büyük bir gürültü koptuğunda hepimizin odağı seyircilere dönmüştü. Gördüğüm şey ile anında ayaklandım.

Demir sandalyesini devirmiş kızgın bir boğayı andıran bakışları ile hızla bize doğru yürüyordu.

"Daha yeni ünlü oldum programımda kavga edemezsiniz!"

Hasan Can panikle ayağa kalktığında fırsattan istifade Derman'da sahnede bitmişti.

"Konuşanlarda mıyız izdivaç programında mıyız belli değil. Ne biçim şey bu?"

Derman konuştuğunda Hasan Can mikrofonu koltuğa bıraktı ve tekrardan yanımıza geldi.

"Beyler uzatmayın, hadi yerlerinize."

Destek çıkar gibi Emir bey araya girdi.

"Bence de, hadi."

Demir başını iki yana sallayıp vahşice gülerek Emir beyin yakasına yapıştı.

"Kimsin lan sen? Benim sevgilime yavşıyor hem de bana atar yapıyorsun hadsiz!"

Sert bir kafanın ardından yumruk atmaya başladığında Deniz abim hızla sahneye gelmişti. Derman ile ikisi zorla Demir'i geri çektiklerinde yerde yatan Emir beyi korumaları çevrelemişti.

"Seni dava edeceğim!"

Acıyla bağırdığında Deniz abim konuştu.

"Bir savcı olarak size kışkırtma ve tahrik konusunda güzel bir ceza ayarlayabilirim. Tam hak ettiğiniz gibi. Ne dersiniz?"

Yanımda duran Aslı bir anda yüksek sesle bağırdığında bu sefer bütün ilgi ona kaymıştı.

"İstemiyorum diyorum anlama kıtlığın mı var senin?"

Berk Aslı'nın kolunu tekrardan tuttuğu an yüzüne alasından tam hak ettiği şekilde yumruğu yiyerek bir seksen yere yapışmıştı.

"Sizi bize sırayla mı veriyorlar lan? Hayır diyor hayır. Sağır kulağını sikeyim, hayır!"

♟♟♟

Size ne demiştim daha programa girmeden önce? Derman'ın damarı tutarsa bizi atarlar demiştim. Peki ne oldu?

ATILDIK!

"Hayatımda bir programdan kovulmadığım kalmıştı o da oldu. Süper!"

Geldiğimiz gibi aynı kadro arabaya binip eve doğru gidiyorduk. Yarım saat kadar süren yolun ardından eve vardığımızda hepimiz kendi evine dağılmış bende odama girip direk üzerimi değiştirmiştim.

Olaysız bir günümüz yoktu çok şükür.

Lavaboda rutin işlerimi halledip tekrardan odama döndüm. Kalın yorganın altına girip mesaj geldiği için titreyip duran telefonumu açtım.

Gruptan iki yüz tane mesaj gelmişti. Okumadan direk en sona geçtim.

Bora: "Ben yemek yicem ve bu kutsal görevi yaparken telefonla konuşup günaha giremem. O yüzden sizin için zor olacak biliyorum ama beni biraz daha özleyin."(12.30)

Aslı Astarı: "Bora senin yemek yemediğin bir saat dilimi var mı Allah aşkına?"(12.31)

Bora; "Uyurken ve lavabodayken yemiyorum sadece. Onlar bile kayıp gibi geliyor da neyse."(12.32)

Aslı Astarı: "Allah gelecekteki karına sabır ve bileklerine kuvvet versin."(12.33)

Bora: "Gülce yeterince sabırlı ve bilekleri kuvvetli biri Aslı'cım sen hiç merak etme."(12.33)

Bunların altı çok açık kaldı yandılar yandı!

Aslı Astarı: " İşte romantizm diye buna denir."(12.34)

Gülerek sohbetten çıkıp Demir'in mesajına girdim.

Gönderen:Sevgilim

"İyi geceler bir tanem."(12.30)

Gönderilen: Sevgilim

"İyi geceler Emir'i kesen Demir sevgilim. İyi geceler."(12.37)

♟♟♟

2 Hafta sonra

Kriz geliyorum demez direk gelir arkadaşlar. Aynı şekilde sinir de öyle uyarmadı demeyin!

"Deva tamam sevgilim abartma, hayatta insan yenilebilir. Bu çok normal bir şey."

Başımı iki yana sallayıp telefonu gözüne gözüne soktum.

"Bak bak puanına bak. Uygulamadaki puanı benim puanımın çeyreği etmiyor ama ben turnuva şampiyonunu dahi her defasında yenerken bu çömezi yenemiyorum!"

Gülerek kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Tamam bana da bir defa yenil olsun bitsin o zaman."

Alayla kaşlarımı kaldırıp telefonu sehpaya bıraktım.

"Yok ya niye yenilecekmişim? Mal mıyım ben? Her defasında yeniyorum işte seni."

Gülerek başını salladı ve bana döndü.

"Sence benim sana bilerek yenilme ihtimalim yüzde kaç?"

Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi büyürken hızla dizine vurdum.

"Ne pislik üç kâğıtçının sen ya!"

Koltuktan kalkıp satranç tablasını işaret ettim.

"Kalk adam akıllı oynayacaksın ve ben seni yenicem. Hadi."

Omuzlarını silkip bana döndü.

"Bence heyecanı kaçmasın direk turnuva da oynayalım."

Sinirle başımı salladım.

"Peki peki. Seni o turnuvada tekrardan yenmezsem bana da Deva demesinler!"

Benim gibi ayağa kalkıp serçe parmağını uzattı.

"Var mısın iddiasına."

Hemen parmağımı uzatıp onunkine doladım.

"Varım tabi ki. Nesine?"

Başını önüne eğip dudaklarını birbirine bastırdı.

"Sen kazanırsan açık çek ne istersen yapacağım."

Başıma anladığımı belli eder gibi salladım.

"Sen kazanırsan?"

"Aslında zor bir şey değil. Tek kelime edeceksin."

"Ha?"

Gülerek başını eğdiğinde iki adım aramızdaki mesafeyi sıfırladı.

"Ben kazanırsam, edeceğim evlenme teklifimi kabul edersin."

♟♟♟

Bölüm Sonu.

Nasıldı bölüm,beğendiniz mi?

Benim yazarken eğlendiğim bir bölüm oldu. Açıkçası hafta içi yayınladığım bölümler kadar hoşuma kaçmadı ama umarım beğenirsiniz.

Sizleri kocaman öpüyor ve bir sonraki bölüme geçiyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı, bölüm bildirimlerinden anında haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayııın.

Görüşmek üzere, hoşça kalın ❤️

Bölüm : 13.02.2025 18:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...