Yeni Üyelik
27.
Bölüm

27. Bölüm

@yazarzeeyzey

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🌸

🪷🪷🪷

Son sınırdaymış, eğer iki bardak daha içseydi bebeği kaybederdik. Serumu bitsin test sonuçlarına bağlı olarak taburcu işlemlerine başlarız. Geçmiş olsun."

Başımda birileri konuşuyordu ve midem ölesiye bulanıyordu.

Gözlerimi yavaşça araladım.

Aman aman nereye geldik bir anda, daha demin bardaydık.

"Ne oluyor, neredeyiz?"

Alnımın üzerine bir el kapanırken yavaşça doğrulmaya çalıştım.

"Güzelim dur, serumun var."

Başımı hızla yana çevirdim. Kolumda bir serum bağlıydı ve üzerimde hasta kıyafetiyle hastane odasında uzanıyorum.

"Ne oldu bana?"

Kortaç başımda bekliyordu ve yüzü bembeyazdı. Odada başka kimse yoktu.

"Alkol yüzünden çok kusuyordun hastaneye geldik ama merak etme bebek de sende iyisiniz."

Kaşlarım çatıldı.

"Ne bebeği?"

Alnını alnıma yaslayıp elini karnıma koydu.

"Bunu bana neden söylemedin bilmiyorum Ela ama evet, bebeğimiz."

Yattığım yerden hızla doğruldum. Bakışları olabildiğince sertti ve gayet ciddi duruyordu.

"Kortaç ne bebeği saçmalama, hamile falan değilim ben, senden de bir şey saklamadım."

"Güzelim sen dedin ya bana hamileyim diye, doktora geldik bizde hemen. Alkol yüzünden az kalsın zehirleniyormuşsunuz ondan dolayı bulantın olmuş."

Elimi yüzüme kapattım. Dün gece silik silik aklıma geliyordu ve ne yaptığımı zerre hatırlamıyordum.

"İçkinin etkisiyle saçmalamışımdır hamile olsam içer miydim o kadar saçmalayın isterseniz. Bünyem alışkın değil ya çarpmıştır beni."

Başını iki yana sallayıp küçük bir fotoğrafı bana doğru uzattı. Ultrason kağıdıydı ve sağ üst köşede adım yazıyordu.

Resimde ise küçük bir ince kesenin içinde nokta gibi görünen ve yuvarlak içine alınan bir şey vardı.

Doğru söylüyordu!

"B-ben hamile miyim yani?"

Derin bir nefes alıp başını salladı.

"Öyleymiş güzelim, öyleymişsin. Burada..."

Elini tekrardan karnıma koyup baş parmağıyla yavaşça okşadı.

"Bizim bebeğimiz varmış, çok küçücükmüş ama varmış."

Gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Böyle bir şey asla beklemiyordum. Evet Kortaç'la yakınlaşmıştık ama bu tek sefer yaşanan bir şeydi.

Ve o an asla böyle bir sonucu düşünmemiştim.

Beynim durmuş gibi hissediyordum. Ne düşünmem, ne yapmam gerektiği hakkında zerre bir fikrim yoktu.

"P-peki içki? Zarar vermemiş mi ona?"

Alnıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Çok şükür vermemiş güzelim. Serumun bitsin son tahlillerine bakılacak ama çok şükür ki iyisiniz. Sende..."

Hafif bir tebessümle devam etti.

"Bebeğimiz de."

💐💐💐

Eve gelmiştik. Test sonuçları da temiz çıkmış ama bu süreçte ayağa bile kalkmam yasaklanmıştı. Çünkü onu kaybetme riskimiz hala devam ediyordu.

Çok garip bir histi. Alışamamıştım. Ama sanki Kortaç bunu hissediyormuş gibi sürekli onun hakkında konuşuyordu. Yan yana oturduğumuz her an eli karnımda duruyor sürekli onunla konuşuyordu. Tıpkı şu an olduğu gibi.

"Bize biraz önce haber vermen gerekiyordu sanki minik. Az kalsın ellerimizden kayıp gidiyordun."

Başımı dizime yaslayıp karnıma minik bir öpücük kondurdu.

"Ben korkuyorum."

Ellerim öylece iki yanımda dururken bakışları bana döndü.

"Ben bakamamaktan korkuyorum, iyi bir anne olamamaktan korkuyorum. Yaz'a bile yetemediğimi düşünürken onun sorumluluğunu kaldıramamaktan korkuyorum."

Tam karşımda duran bakışlarımı yüzüne çevirdim.

"Ben çok korkuyorum Kortaç."

Yavaşça yattığı yerden doğruldu ve yanımda oturmaya başladı. Bir eli karnımı bulurken bir eli avcumun içindeydi.

"Baksana benim yüzünden az kalsın ölüyordu, ben nasıl iyi bir anne olabilirim ki? Evden çıkarken onu unuturum ben biliyorum."

Yüzünü biraz daha yüzüme yaklaştırdı.

"Sen evden çıkarken seninle beraber bebeğimizi de alıp o evden çıkan ya da o evde çocuklarıyla seni bekleyen ben olacağım bir tanem, korktuğunda, köşeye sıkıştığında ya da sadece bir nefes almak istediğinde... Hayatının her anında ben olacağım. Korkmanı anlıyorum ama biz bunu başarırız tabi ki sende benim kadar bebeğimizi istiyorsan."

Elimi karnımın üzerine bıraktı.

"Hissediyormusun?"

Gözlerimi kapattım. Mucize gibiydi ama sanki dokunduğum yer karnım değil oydu.

"Evet."

"Ne diyor sana?"

Boğazıma taş oturmuştu.

"O da çok korkmuş."

Hafif bir tebessümün eşliğinde başını salladı. Gözlerim doluyordu ve sanki Kortaç'ın ellerinin üzerimde olduğu her an bütün korkularım, acabalarım geçiyor gibi hissediyordum.

"Bizi kaybetmekten çok korkmuş."

Elini bu sefer elimin üzerine kapatıp karnıma yaklaştı.

"Bizde çok korktuk babacım. Annende bende, hatta ablan Yaz bile."

"Peki annemler?"

Yavaşça yüzünü benden taraf çevirdi. Önce alnıma, sonra yanağıma ve en son da dudağıma küçük küçük öpücükler bıraktı. Gözlerim kapalıydı ve sanırım şu an asla açmak istemediğim bir andaydım.

"Evleniriz bizde. Zaten sözlüyüz güzelim ne olacak?"

"Cidden mi?"

Yüzük parmağındaki alyansını çıkarıp sol eline taktı.

"Ben artık evliyim. Yıldırım nikahı olmaz ama bir an önce halledebiliriz. Sen bana a dan z ye ne istiyorsan, evimizde görmek istediğin bütün eşyaları yaz ben hepsini bir haftada halletiririm. Çok yakın bir tanıdığım mimar, adı da Demir Aren belki de tanıyorsundur. Karısı Deva da mimar, istersen onlarla da direkt iletişime geçebilirsin."

Yavaşça başımı salladım.

Sanki şu an bütün sıkıntılarım son bulmuş gibiydi.

Bir kaç kelimesi bile beni bu denli iyileştiren adamı ben nasıl sevmeden, dediklerine evet demeden durabilirdim ki?

"İyi ki varsın biliyorsun değil mi?"

Gülerek başını salladı ve alnıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Sende iyi ki varsın güzelim, hep iyi kimsin."

Bakışları karnıma kaydı.

"Pardon babacım, sende öyle."

Telefonunu alıp mutfağa geçtiğinde bende Asya'yı aradım. İlk çalışta telefonu açıldı.

"Alo Asya?"

"Ela imdat! Yetiş! Bir şeyler oluyor burada."

Hızla uzandığım yerden doğruldum.

"Ne oldu Asya?!"

"Ya bu Pusat başımdan gitmiyor. Evime gelmiş, içeride kahvaltı hazırlıyor bize. Ben anlamadım ne oluyor ya?"

Derin bir nefesin eşliğinde tekrardan arkama yaslandım.

"Buraya gelebilir misin Asya? Sana anlatmam gereken şeyler var."

Bir anda arka arkaya hışırtılar gelirken en sonunda derin bir nefes ve Asya'nın sesi duyuldu.

"Az önce yorgan ile savaştım neyse aman, sıkıntılı bir durum mu? Ne oldu?"

"Hamileyim Asya."

"Ne! Kapat geliyorum."

Telefonu suratıma kapattığında bende sosyal medyada gezinmeye başladım. Hangi uygulamaya girersem gireyim karşıma çıkan her gönderi ya annelik ya da bebekle alakalıydı.

Telefonlarımız dinleniyordu işte anacım! En büyük kanıtı da bu!

"Yemeğin geldi bir tanem."

Kocaman bir tepside kızarmış ekmek ve bir sürü kahvaltılık şeyler vardı.

"Çok acıkmıştım valla teşekkür ederim hayatım."

Önümden alıyorlarmış gibi yerken bir yandan da telefondan açtığım videoyu izliyordum. Kortaç kilitlenmiş gibi beni izlerken ben görmemezlikten gelip keyfime devam ettim.

"Acaba bizimki senin biraz iştahını mı açtı?"

"Ne?"

Eliyle boş tabağı işaret etti. Resmen bir ekmek yemiştim!

"Şaka yapıyorsun dimi? Yarısını falan saklamışsındır sen kesin."

Başını iki yana salladı. Bir yandan da kıkır kıkır gülüyordu.

"Daha yemeyeceğim ben, daha bismillah şimdiden böyleyse dokuz ay sonraya kadar duba gibi olurum ben."

Ağzını açacağı gibi dış kapı açılırken içeriye nefes nefese Aysa ve arkasından çatık kaşlarla Pusat girdi.

"Bıraksana be sen benim peşimi artık!"

"Ben kardeşimi görmeye geldim."

Kortaç ile sessizce ikisini izliyorduk. Asya yeni hatırlamış gibi bir anda bana döndü.

"Lan seni ayrı geberteceğim. Sen hangi ara mercimek fırın, bezelye barbunya, pilavla cacık?"

"Ne?"

Yanıma gelip elini karnıma koydu.

"Sen duyma teyzecim ama anana azıcık kızacağım. Nasıl bana haber vermezsin?"

"Neyi?"

"Yeğenimi salak yeğenimi."

Ultrason kağıdını ona uzattım.

"Bende daha dün öğrendim Asya."

Elini yüzüne kapattı.

"Ne dünmüş anasını satayım, o diyor dünü hatırlamıyor musun, bu diyor dün öğrendim. Öldük de bir daha mı doğduk la bu sabah biz?"

"Bir şey söylemem lazım size."

Pusat ne ara gittiğini bilmediğim koridordan elindeki telefonu sallayarak geri döndü.

Hepimiz ondan taraf döndük.

"Ne oldu abi?"

"Öğrenmişler Kortaç, babam olacak o adamı."

Kortaç bir anda ayaklandı.

"Ne demek öğrenmişler?"

"Geliyorlar Kortaç, en fazla on dakika sonra buradalar."

Karşısına geçip kollarını sırtına sardı.

"Beni affet olur mu? İyi bir abi olmadığım gibi iyi bir amca da olmayacağım için."

💐💐💐

HEHEHEHE BİŞİYOKBİŞİYOKBİŞİYOK

Nasılsınız canlarım, nasıl gidiyor hayat?

Beğendiniz mi bölümü?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💐🤍

 

Loading...
0%