@yazarzeeyzey
|
Bir anda bedeni yerle bir olurken yüzü gözükmeye başlamıştı. Hızla kapının arkasından çıktım. "Kortaç?!" Vazoyu hızla kenara bıraktım. İçindeki pis su da boylu boyunca kıyafetlerine gelmişti. Bu cidden oydu! "Kortaç uyan! Kortaç iyi misin?" Ses vermezken dizilerde aklıma gelen ilk şeyi yapıp başımı göğsüne yasladım. Kalbi atıyordu. Şimdi aranızda 'adam bayıldı ölmedi ki nasıl kalbi dursun' diyecekler vardır ama demeyin, çünkü şu an düşünebilme kabiliyetimi adeta kaybetmiştim. "Kortaç uyansana ya!" Yakasını sarsarken bir anda kollarımı tutup dudaklarımızı birleştirdi. Gülüyordu ve gülüşü öpüşüne karışıyordu. Dirseklerimde duran elleri belime uzanırken adeta onu üzerine uzanmış şekilde duruyordum. Nefes nefese kalmış bir şekilde alnını alnıma yaslarken sanırım ben ölüyordum. Belli belirsiz karşılık vermelerimle iyice hiddetlenen öpüşmemiz beni yer ile kendi arasına sıkıştırması ile son bulmuştu. Nefesini dudağıma üflüyordu. Neredeydik? Eğer şu an yaşıyorsam, daha önce ne yapıyordum ben? "İşte hayat öpücüğümü aldığıma göre kendime gelebilirim." Aklımı toparlarlayamıyordum. Bakışları yüzümde gezindikten sonra başını eğip gülmeye başladı. "Desene susturmak için öpmem lazım artık seni." Yanaklarım yanma evresini geçeli sanırım bir kaç saat oluyordu. Bedenim alev almıştı artık. "Ç-Çok korktum aptal!" Omzuna vurduğumda pijamamın açıkta bıraktığı omzuma uzun bir öpücük bıraktı. "Bende bir Daha sana dokunamayacağım diye çok korktum." Sadece gözlerinin içine bakıyordum. Ne demem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Hani iki gün sonra gelecektin sen? Yalan mı söyledin bana?" Belimdeki elini sertleştirerek beni tekrardan kendi üzerine taşıdı. "Öncelikle madem sohbetimize bu şekilde devam ediyoruz, yer soğuktur şimdi üşümeni istemem. Cevabıma gelirsek eğer sürpriz yapacaktım ama pek becerebilmiş değilim." Kıkırdadım. Üstü vazonun içindeki kalan o kokuşmuş su içindeydi, ve o üstündekilerin üstünde bende vardım ama bu şu an dert edebileceğim son şey bile değildi. "Kalk bari de şu üstündekileri değiştir, hasta olacaksın." Ellerimi yere dayayıp kalkacakken tekrardan beni kolumdan tutup üzerine bıraktı. "Aslında ömrümün sonuna kadar bu şekilde kalabilirim biliyor musun?" Bakışları tekrardan dudaklarıma düştüğü gibi ayaklandım. Ne öyle her dakika öpmek aaa, ayıp yani. Çok da güzel bir günah.... Neyse neyse boş verin siz beni. Odama girip sessizce dolaba ilerledim. Yaz iki yastığın altına ayaklarını sokmuş, yüz üstü yatıyordu. Sanırım onu ben doğursam bu kadar benzerdik. O kadar dağınık yatardım ki, uyandığımda ne yastığım ne de yorganım asla yatağımda olmazdı. Benim gibi tatlıyı çok seviyordu ve sol yanağında iki tane minik gamzesi vardı. Dolaptan zamanında temizlik yaparken rahat etmek için aldığım erkek tişörtlerinden ve eşofmanlarından kullanılmamış olanlarını aldım. Kortaç sessiz adımlarla yanıma gelip elimdekileri aldığında yavaşça odadan çıktım. Benim de üzerim ıslanmıştı ama kıyafetlerim odada kaldığından beklemek zorundaydım. Hızla aynanın karşısına geçtim. İyi bari, görünen bir şey yoktu. Asya'nın kaldığı odayı toparlayıp kahvaltı için mutfağa geçeceğim sırada odanın kapısının açık, Kortaç'ın aynı bıraktığım gibi durduğunu gördüm. Ne oluyordu be? "İyi misin?" Bakışları elindeki eşyalarımdan bana çıktı. "Bunlar kimin?" Ne olduğunu anlamazken yanına ilerledim. "Niye ki, kokuyor mu?" Elinden alacakken havaya kaldırdı. "Bunlar erkek kıyafeti Ela." Her şey bir bir dank ederken gülerek omzunu silktim. Bu onun için on dakikadır kıpırdamadan duruyordu. "Kendime almıştım Kortaç, sen ne sandın?" "Hiçbir şey. Neyse sende kıyafetlerini al giyin, kahvaltı yapalım." Tamamdır aşkım sen hiç bozma, biz seni anladık. Şortumu ve askılı badimi alıp misafir odasına geçtim. Islak eşyalarımı çıkarıp diğerlerini giydiğim gibi mutfağa geçtim. Odamın kapısı açıktı ama bu sefer Kortaç yoktu. "Acaba annen ne yemeği daha çok seviyor? Baksan yarın evlenmek istiyorum ama en sevdigi yemeği bile bilmiyorum." Kucağında Yaz ile konuşarak dolabı karıştıran -dip not olarak üzeri çıplak- Kortaç sırtı dönük bir şekilde duruyordu. Allah neler yaratıyordu be! Gelde sonra bu adamdan yirmi tane çocuk yapma. Oluyor mu işte? Omzumu kapıya yaslamışken Kortaç gülerek bana döndü. "Biliyorum sevgilim en az yirmi tane ama önce evlenmemiz lazım. Ama bence rakamı tartışabiliriz ben yapmak konusunda biraz daha abartma taraftarıyım." 💐💐💐 Nasılsınız canlarım, nasıl gidiyor hayat? Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💕💐
|
0% |