Bugün yayınladığım "Yanlış D'" Kitabıma hepinizi bekliyoruuum 🪷🤍

Kitapta adı geçen Asya ve Pusat'ın hikayesi "Gastronot Frambuaz" yayında. Bekleniyorsunuz 🪷🤍
🫶🏻🫶🏻🫶🏻

"Düğün istemeyen en başından beri bendim Kortaç, zaten hamilelik beni yoruyor bir de insanlar oynasın diye bütün gün eziyet mi çekeceğim? Mis gibi oldu bitti işte."

Pijamamı giyinip yanına yattım. Her ne kadar düğün yapmadık desek de minik çaplı bir kutlama ile kurtlarımızı fazlasıyla dökmüş, ayaklarımı su toplatacak kadar çok oynamıştım.

"Sence kız mı erkek mi?"

Karnımın üzerinde duran elini elimin içine hapsettim.

"Bana kız gibi geliyor, sence?"

"Bana bak, eğer kızsan daha annenin karnındayken anlaşalım otuz beşten önce evlenmek falan yok, sevgili hele hele hiç yok. Tamam mı babacım?"

Gülerek omzuna vurdum.

"Yalnız ben yirmi altı yaşındayım ve hamileyim haberin var dimi babası?"

"Ne demişler oku baban gibi, eşek olma. Ne anlatmışlar burada virgülün önemini. Bir hareketimizi de örnek almayıversin ne olacak?"

Karnıma minik bir öpücük kondururken yukarı yükseldi ve başımı göğsüne doğru yasladı.

"Yarın seninle baş başa bir yemeğe mi gitsek acaba? Seninle tek kalmayı özledim."

"Çok iyi olur, evliyiz artık biz kim karışacak?"

Kocamam gülümserken bir yandan da iç çekiyordu.

"Dimi? Karımsın artık sen benim. Kimse karışamaz. Oh be!"

Cümlesinin sonu bilerek daha yüksek çıkmıştı.

Evet abicim bu isyan sanaydı. Umarım duymamışsındır.

"Abim sana az bile çektirdi hiç söylenme. Hem bizim çok uykumuz geldi babası artık uyuyacağız. Alalım iyi geceler öpücüğümüzü."

Yanağımı uzattığım gibi yattığı yerden doğrulup üzerime çıktı.

"O ne öyle bebek avutur gibi."

Elini belime uzatıp dudağıma olabilecek belki de en uzun öpücüğü kondurdu.

"Birazdan benim senin üzerine atlamamı istemiyorsan destur çek ve geri git."

Cümlemin sonuyla resmen üzerime yatarken odada kahkahalarım yankılanmaya başlamıştı.

Zar zor altından çıkıp ellerimi karnıma doladığımda Kortaç kollarını açmış bekliyordu.

"Sen gözlerini kapat annecim, bu sefer anne babayı sevecek."

💐💐💐

"Günaydın karıcım."

Ben dahil hepimiz -pardon abim hariç- haline kahkaha atarken suyumdan bir yudum daha aldım.

Kocacım sağ olsun abimi gördüğü her an yanında olmasam bile karıcım diye resmen anırarak beni çağırıyordu.

"Sen sabır ver Allah'ım."

Ayağımla ayağını dürttüm.

"Sabırdan önce bir eş versin bence, Asya bile evleniyor sen hala yok ben istemem yok ben çekemem. Tamam anladım bütün paranı yeğenine harcamak istiyorsun benden yana hiç sıkıntı yok ama bende yeğen istiyorum. Anlıyor musun beni abiiiii."

Ellerini yanaklarımın iki yanına koydu.

"Yok abicim dışarıda evlenilecek kız falan."

Asya gülerek omzunu silkti.

"Niye öyle diyorsun Kürşat abi? Ben askerim de bak bakalım kaç tane kız geliyor peşinden. Şahsen Pusat komando olmasaydı..."

Ona bakıp başını iki yana salladı.

"Evet demezdim."

Pis pis sırıtırken Pusat abi kaşları havalanmış şekilde bakıyordu. Ah evet, dün Asya anlata anlata bitiremediği bir evlenme teklifi almıştı ve o andan beri resmen Pusat abiden çok yüzüğüyle aşk yaşıyordu.

"Bende şef ile evliyim kudurun, komanda olsa kaç yazar olmasa kaç yazar ne yemek derdim ve ne temizlik."

"Ben istersem temizlik de yemek de yaparsın dimi Pusat?"

Asya Pusat abiye dönerken başını sallayıp onay almak ister gibi bakmaya başladı.

"Senin dediğin her şey emir benim için güzelim, senin değil söylemen düşünmen yeter. Ben anlar hemen hallederim."

Abim kolunu omzuma attığı sırada gülerek Kortaç'ı işaret ediyordu.

"Bunlar abi kardeş hanımcı, oh maşallah."

Ah abicim sen bir aşık ol da bakalım hanımcılığın kaçıncı leveline atlayacaksın gör.

"Bir tanem bittiyse kahvaltın çıkalım mı?"

Gözlerimi kırpıştırdım.

"Nereye gideceğiz ki?"

"Önümüz kurban bayramı, bir kaç tane adağım vardı onlara bakmaya gidelim dedim. Uyar mı sana?"

Çayımın son yudumunu da içip hızla kalktım.

"Sen burada bekle biz hemen hazırlanıp geliyoruz babası."

Babam küçüklükten beri hep psikolojimiz bozulur diye bizi hayvan seçmeye asla götürmediğinden saçma bir heyecana kapılıyordum.

En son yedi yaşında bir kuzuyu evin bahçesine getirip yarın dahası yediğimi öğrendiğimde sanırım üç gün boyunca kusmuştum.

Ne biçim dehşetti o öyle...

Kot kısa bir slopet ve içine beyaz bir slopet ile giyinme işlemini tamamlayıp buraya çıktığım aynı hızla aşağıya indim.

"Anlaştığımız gibi yapıyoruz Kortaç, sonra bana laga luga yapma valla alırım sözlümü kaçar giderim."

Kortaç etrafa bakıp merdivenin kenarında duran beni fark etmeden konuşmaya devam etti.

"Ulan abi ilk defa senden bir şey istedim burnumdan getirme."

"İlk defa mı? Senin ilk kelimen bile abi senden bir şey isteyebilir miyim oldu sen ne anlatıyorsun bana?"

Kaşlarım çatıldı. Bunlar baya gizli gizli plan yapıyorlardı.

"Ela duymasın abi, ne olursa olsun gerekirse yalan söyle ama Ela bilmeyecek bunu. Bu sefer bir şeyi tam yapmak istiyorum."

Höst be! Ben duyunca neyi tam yapamıyordu bu adam? Kafasına dinozor falan mı fırlattılar bunun iki dakikada!?

"Tamam lan tamam, sen git seç keseceğin öküzü. Ben hallederim kalanını, sakın çaktırma zaten Ela'yı gördüğün gibi götün başın ayrı oynuyor bari şimdi düzgün dur."

Daha fazla dinlemeden son basamağı da indim.,

"Kortaç ben hazırım gidelim şu hayvanı seçmeye."

Sesimle ikisi de geri çekilirken Pusat abi hiç çaktırmadan içeri gitti.

"Siz ne konuşuyordunuz gizli gizli?"

Omzunu silkip elini belime sardı.

"Abi kardeş atışmaları, rezil olmayalım diye kenara geçmiştik sadece."

Bir de bana ayak üstü yalan söylüyordu.

"Sadece bu yani?"

Başını salladı.

"Evet bir tanem sadece bu, hadi geç kalmadan gidelim artık."

Evden çıktığımız gibi arabaya binip hayvanların olduğu kocaman bir ahıra geçtik. Kimisi yiyor kimi uyuyordu ama hepsi kocamandı.

"Moda oldu herhalde, herkes karısı kızıyla geliyor artık hayvan seçmeye."

Yanımızda duran adam kısık olduğunu zannederek resmen bağırarak konuşuyordu ama kimse onu takmıyor gibi duruyordu.

"Bu üçü güzel Kortaç bey."

Ortanca olanı işaret ettim.

"Bu olsun, baksana kocaman üç yüz on kilo vardır bu en az."

Hayvan boynundaki ipten tutularak tartının üzerine çıktı.

"Üç yüz dokuz kilo. Kıl payı kızım maşallah."

Aklımda hala onların gizli planı varken gözlerimi devirerek Kortaç'a döndüm.

"Hayvan seçmekte pek bir tecrübem ve başarım var abicim, ondandır."

Kortaç kısık gözlerle bana bakarken adama doğru konuştu.

"Abi üçü de olsun. Hepsi Ela Erteçin adına kesilecek, diğer iki tane dediklerim de bayrama kadar isim belirlemiş şekilde yanına geldiğimde seçerim. Henüz cinsiyet bilmeden isim söyleyemiyoruz."

Hayır Ela bu garip romantizm karşısında sağlam kal çünkü hala gizli planlarını öğrenemedin ve hala sana yalan söylüyor olduğu gerçeğini unutmadın.

"Peki ben hazırlıyorum bunları."

Kortaç tekrardan bana dönmüşken gözlerimi devirip bakışlarımı etrafa çevirdim.

"Başını dik tut da tacın düşmesin kraliçem."

"Ne?"

Cevap vermeden cebinden çalan telefonunu çıkardı. Pusat abi arıyordu.

"Efendim?"

Artık ne dediyse yüzü şekilden şekile giren Kortaç belimde duran eliyle beni çıkışa yönlendirdi.

"Telefonunu alabilir miyim?"

Başımı iki yana salladım.

"Nedenini söylersen eğer..."

"Asya ile görüşmeni şu birkaç gün istemiyorum o yüzden."

Belimde duran elini ittirip geri çekildim.

"Kortaç ne saçmalıyorsun sen?"

Kulağındaki telefona döndü.

"Tamam abi hallediyorum ben görüşürüz."

Elimdeki telefonu alıp cebine koydu.

Bu adam harbi dayak istiyordu!

"Kortaç saçmalama! Ne yapıyorsun? Adam akıllı ya anlat derdini ya da ben eve geri dönüyorum!"

"Ölüyorum Ela! Ölüyorum ve ben son günlerimizi bunu bilerek geçirmeni istemiyordum anladın mı? Asya bunu öğrendi diye onunla görüşme dedim oldu mu, duydun tamam mı?!"

💐💐💐

HEHEHEH BİŞİYOKBİŞİYOKBİŞİYOK BEN DERİM Kİ DİĞER BÖLÜMÜ OKUMADAN BANA KIZMAYIN KJDFSK

Nasıldı bölüm? Beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşça kalııın :)