Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34. Bölüm

@yazarzeeyzey

Bugün yayınladığım "Yanlış D'" Kitabıma hepinizi bekliyoruuum 🪷🤍

Kitapta adı geçen Asya ve Pusat'ın hikayesi "Gastronot Frambuaz" yayında. Bekleniyorsunuz 🪷🤍

💐💐💐

"Çok iğrençsin Kortaç, sırf Pusat ile konuşup da planladığın o sürpriz açığa çıkmasın diye böyle adice yalanlar söyleyebiliyorsun. Ben hamileyim hatırlatırım, hem de zor bir hamilelik süreci geçiriyorum. Senin bu yaptığın hangi akla sığıyor?"

İnanmıyordum. Kortaç böyle bir şey olduğunu bilse ilk bana gelir ilk benimle konuşurdu. Şimdi de dediğim gibi yalan söylüyordu.

"Zaten bu yüzden gizledim, bu gerçeği bildiğinde bebeğimiz daha da riske girmesin diye sustum. Ama madem artık olmuyor anlatıyorum işte. Son zamanlarımdayım Ela, ve ben son zamanlarımı bir hastane yatağında acaba iyileşebilecek miyim diye düşünerek öldürmektense seninle hiç unutmayacağım anlar yaşayarak ölmeyi tercih ederim."

Elimi tutan ellerini çekip hızla geri çekildim.

"Sen saçmalıyorsun."

Omzunu silkti.

"Muhtemelen. Ama başka çarem yok. Ve bu saatten sonra başka bir seçenek de yok."

Ellerini iki yana açmış ve avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Onu çocukluğundan beri tanıyordum, hayatının hemen hemen her anında var olmuştum ama gözlerindeki ümitsizliği ilk defa görüyordum.

"Bizden bu kadar çabuk vazgeçiyorsun yani?"

Sanki bütün dünya üzerime yıkılmış bende bu enkazın altında can çekişiyordum. Ne demem gerektiğini tam kestiremiyor, diyeceğim en ufak şeyin düşüncelerimi yanlış aktarmasından korkuyordum.

Ama bu korku karşımdaki adamı kaybedecek olmanın korkusuyla eş değildi, asla da olamazdı.

"Ben vakit kaybetmek istemiyorum Ela, ne olur anla beni. Şu an bile bağırmak yerine sıkıca kollarımı sarmak istiyorum sana, belki de son anı-"

"Senin son anın olacak Kortaç! Ne benim ne de karnımdaki çocuğumuzun son anı olmayacak! Sen düşün, ben aynı şeyi yaşasam ve en ufak bir şansım olsa beni zorla o hastaneye sokmaz mıydın?"

Başını hızla iki yana salladı.

"Hayır bu bambaşka bir şey Ela, sen hamilesin. Çocuğumuz var."

Titreyen ellerimi karnıma yaslayıp olduğum yere çöktüm.

"Doğduğunda baba diyecek bir çocuğumuz var evet, beraber büyüteceğiz diye günler saydığım çocuğumuz var evet. O var ve senin sayende evet!"

Gözlerime, tıpkı onun gözlerine baktığım gibi hayal kırıklığıyla bakıyordu.

Yaklaşıp ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Ela'm ne olur gel bunu evimizde konuşalım. Biliyorum sende anlayacaksın beni, doktorun dediklerini duysan bana hak vereceksin zaten."

"O zaman doktora gidelim. Bana da anlatsın her şeyi, bende duyayım ondan."

Bakışları değişti, başını sallayarak oturduğu yerden kalktı.

"Tamam gidelim ama önce bebeğimizi göreceğiz. Belki babası için bir sürpriz yapar bize."

💐💐💐

Yola çıkmış hastaneye gidiyorduk. Bütün bu sürede ağzımı bıçak açmamış, Kortaç ise bir kere bile suratıma bakmamıştı.

İnanamıyordum, dedikleri, söylediği o onsuz gelecek cümlelerinin her biri çok korkunç geliyordu. Ben onsuz saniye geçiremezken nasıl yaşayıp bir de çocuğumuzu büyütecektim?

O her baba dediğinde ben nasıl sakin kalacaktım? Nasıl gözlerim her yerde onu ararken ben onu bir toprağın altına emanet edecektim?

Her biri imkansız gibi geliyordu.

"Ben yapamam, ben sensiz yapamam Kortaç. Sensiz ben kendimi yaşatamam, çocuğumuzu büyütemem. Senin yerini doldurup ona baba olamam. Yapamam, ben bir daha canımı kaybedemem Kortaç yapma ne olur, gitme."

Ellerim aniden yüzümü bulurken daha fazla içimde tutamadığım bu iğrenç duygular bir bir gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Arabayı durdurduğu gibi kollarını sıkıca bedenime sardı. O titriyor, o da ağlıyordu.

"Ela.... Yalvarırım yapma böyle, bak bu zaten çok zor, dayanabileceğimden kat kat fazla ama ne olur ağlama. Ben her şeyin altından bir şekilde kurtulurum ama senin yaşların boğar beni, çıkamam ben o denizden."

Yaşlarımı durmadan silmeye çalışsa da kollarımı daha sert boynuna doluyordum. Sanki şu an bıraksam bir daha tutamayacakmışım gibi geliyordu.

Kollarımı zorla çözüp arabadan indi. Etrafıma yeni yeni bakabiliyorum, hasteneye gelmiştik bile. Benden taraf kapıyı açıp kollarını uzattı ve bedenimi kucağına aldı.

"Her anı, hak ettiğin kadar olmasa da elimden geldiği kadar iyi yaşatacağım sana bir tanem."

Arabayı kilitleyip hastanenin içine doğru adımladı. Yolda arayıp randevu aldığımız için sıra beklemeden doktorun odasına girdik.

"Hoş geldiniz taze çiftimiz."

Koltuğa oturduğumda tişörtümü sıvazladım ve vakit kaydetmeden karnıma o soğuk jeli sürdüm.

"Bugün cinsiyetini öğrenme gibi bir şansımız var mı?"

Doktor kocaman gülümsedi.

"Eğer sizinki bu konuda bize inat etmezse tabi ki var, hatta..."

Ekrana dikkatlice bakıp bize döndü.

"Tahminlerinizi alalım."

Bakışlarım Kortaç'a dönerken aynı anda konuştuk.

"Kız."

Eli elimdeydi ve bir saniye olsun bırakmıyordu. Doktorun kahkahası odada yankılanırken karnımın üzerinde duran elime minik bir toka bıraktı.

"Bu minik süslünün ilk hediyesi olsun o zaman."

İşte o an doktor aynı anda kalp atışlarını da dinlememiz için tuşa basmış ve bizi tarifi çok zor bir an ile baş başa bırakmıştı.

"Ç-çok güzel."

Alnımın üzerine kocaman bir öpücük kondurdu.

"Şimdi benim annesi kadar güzel bir kızım mı olacak?"

Gözlerimi kapattım. O kadar hızlı bir ses vardı ki odada hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum.

O bizi böyle çok heyecanlı beklerken ben nasıl onu tek başıma karşılayacaktım?

Elini alıp karnımın doktorun jeli sildiği kısmına bıraktım.

"Söz ver babası, ne olursa olsun bizi bırakmamak için savaşacaksın, bizde sana söz veriyoruz ne olursa olsun yanında olacağız, gözümüzden akan tek yaş mutluluktan olacak."

💐💐💐

Odadan çıkıp Kortaç'ın doktorunun odasına girdik. Test sonuçlarında aksaklık olduğundan on dakikadır buradaydık ve benim stresten midem çok fena bulanıyordu.

"Kusura bakmayın bu ara sürekli dosya hatası alıyoruz en kısa sürede asistanım getirecek dosyayı."

Yavaşça başımı salladım. Kortaç elimi tutuyor bir yandan da etrafına bakınıyordu.

"Çiçek olur mu?"

Ona doğru döndüm.

"Ne?"

Omzunu silkti.

"Kızımızın ismi, acaba çok mu saçma olur?"

"Çiçek Ertekin."

Kocaman gülümserken içeri nefes nefes bir kız girdi.

"Hocam kusura bakmayın ama anca bulabildim. Buyrun, Kortaç Ertekin dosyayı. Ama bahsettiğiniz kategoride yoktu haberiniz olsun."

Doktor başını sallayıp dosyayı aldı. Kortaç'ın eli titriyordu.

"Biz aslında tedavi süreci hakkında bilgi almak için geldik, ne kadar yıpratıcı olur öğrenmek için."

Dosyanın sayfalarını çevirirken bir yandan da bizi dinliyordu.

İçimde garip bir his vardı. Hayır bu korku değildi, sanki her şey bitecek, geride kalacak ve biz bir rüyada gibi uyanacakmışız hissiyatı vardı.

Elini daha sıkı tuttum.

"Aslında ilaçla halledilir kolay bir şey sıkıntı olmaz yani. Bir ilaç ne kadar zarar verebilirse o kadar zarar alırsınız abartı bir şey olmaz."

Kaşlarım çatıldı.

"İlaç tedavisinde saç dökülmesi ya da halsizlik olacak mı?"

Doktor suratıma gerizekalıymışım gibi bakarken gözlüğünü taktı ve bir daha dosyaya bakındı.

"Soğuk algınlığına mı?"

Başım hızla Kortaç'a döndü. Yerinden doğruluğunda gözlerinden geçen ifadeleri yakalayamıyordum.

"Doktor bey ben geçen gün geldim ve kanser teşhisi konuldum. Bunun ilaç tedavisi için gelmiştim."

"Siz o hasta mısınız?"

Ne olduğunu asla anlamazken ayaklandım. Dalga falan mı geçiyorlardı bizimle?

"Ne hastası?"

"Bu dosya karışıklığında iki hastanın dosyayı karıştı, soğuk algınlığı ile kanser dosyayı, stajyer sağ ol mahvetti ortalığı. Bir daha da bulamadık hangi hasta karışmış. Yani kısacası siz kanser falan değilsiniz sadece üşütmüşsünüz o kadar."

Kortaç hızla oturduğu yerden kalkarken ellerini başının iki yanına sabitledi.

"Ben kızımı görebilecek miyim yani?"

Zaten dolu olan gözlerim bunu bekler gibi boşalırken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bu mucizeydi. Bu bizim imkansızımızın imkanıydı. Bu hiç şüphesiz kızımızın şansıydı.

"Ela'm."

Kollarını sıkıca bedenime sardı. En az benim kadar onun da bedeni titriyordu. İkimizde inanamıyorduk, ikimizde ağlıyorduk ve ikimizde birbirimize sarıldıkça can buluyorduk.

"Bak sözümü tutuyorum, gitmiyorum hiçbir yere, burnundan gelene kadar yanındayım, bir saniye ayrılmayacağım ne senin yanından ne de kızımızın yanından. Daha değerli bir şeye sahip değilim, o yüzden sana senin üzerine yemin ederim bir tanem, artık bu gözlerinden akan yaşlar sadece mutluluktan akacak, sadece mutluluktan."

💐💐💐

ÜZÜMLÜ BİR KEKİM ŞU AN, ALLAH' IM SEN BİZE KORTAÇ GİBİSİNİ NASİP ET AMİİİİN

Nasılsınız aşkolar, nasıl gidiyor hayat?

Beğendiniz mi bölümü?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

 

Loading...
0%