Yeni Üyelik
39.
Bölüm

39. Bölüm

@yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR; HANIMELİ" YAYINDAAA, HEPİNİZİ BELLİYORUM 🫶🏻

Kitapta adı geçen Asya ve Pusat'ın hikayesi "Gastronot Frambuaz" yayında. Bekleniyorsunuz 🪷🤍

Ayrıca profilimdeki "Yanlış D'" kitabıma da hepinizi bekliyoruuum 🌷

🌷🌷🌷

 

"Aşkım, Ela'm olmaz ama böyle."

Kapının önünde adeta kedi gibi duran ve saatlerdir yalvaran Kortaç'ı görmezden gelip giyinme odasına girdim.

Tabi ki de onu odaya alacaktım ama dokunmasına asla müsaade etmeyecektim.

Yani inşallah.

Onun evet yani kocam olacak öküzün en çok beğendiğini söylediği takımlarımı giyip sanki az önce ben kilitlememişim gibi kapıyı sonuna kadar açıp yatağa uzandım.

"Aşkım girebilir miyim?"

Aynadan gördüğüm kadarıyla kapının önünde ilk okul çocukları gibi bekliyordu.

"Ela'm? Duyuyor musun be-"

"Uyuyorum, sessiz olur musun?"

Parmak ucunda yürüyüp yanına geldiği sırada gülmemek için kendimi sıkıyor bir yandan da ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Aç mısın hayatım, yoruldun zaten. Yemek hazırlayayım mı sana? Makarna ister misin? Hatta dur geçen gün arama geçmişinde pestolu makarnayı gördüm. Onu yapayım. Yersin seversin."

Cevap vermediğimde kapıya doğru adımladı ama hemen tekrardan yatağın önüne gelip baş ucuma yaklaştı.

"Yersin dimi? Valla ellerimle yapacağım sana pestoyu, hazır kullanmayacağım yemin ederim."

Yorganı kafama kadar çektim. İki gündür deli gibi canım pestolu makarna çekiyordu ama kocam beyin şef egosunu pofpoflamamak için ondan istemek yerine kendim yapmaya çalışmıştım.

Ve sonuç sadece yeşil bir sudan ibaretti.

Neyseki benim biricik görümcem Asya bana yapıp getirmiş sabah iki tabak dolusu yemiştim.

Yani şu an canım makarna değil aksine deli gibi tatlı çekiyordu.

Koşar adımlarla odadan çıkan Kortaç'ın ardından yataktan kalkıp geceliğim kadar kısa olan sabahlığımı giyerek makyaj masamın üzerinde duran telefonumu aldım.

En hızlı gelecek yerden en pahalı tatlıları sipariş edip saçlarımı da düzelterek odadan çıktım.

Mutfaktan bir sürü sesler geliyordu. Beni görmesine dikkat ederek önünden geçip salona adımladım.

"Aşkım istersen buraya gel salonun balkon kapısı açıktı üşürsün. Üzerin.... kısa birazcık."

"Üzerim kısa değil, normal bir gecelik."

Hızla mutfak kapısından başını uzatıp yukarı aşağıya salladı.

"Kesinlikle haklısın aşkım, çok normal harika olmuş. Mü-mühkemşetel. Aman muhteşem."

Hayır gülmicem, gülmek yok hayır!

Adına bile bakmadan rastgele bir dizi açıp koltuğa oturacakken zil çalmış ve benim sevincim Kortaç'ın şaşkınlığına karışmıştı.

"Kim ki bu saate?"

Elini torşonuna silerek önlüğünü çıkarmaya çalışsa da ondan önce davranıp kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Ben bakarım, sen işine bak."

Koşarak kapının önüne geçti ve beni arkasına alıp kollarını iki yana kaldırıp kapıyı açtı.

Aynen sevgilim kimse görmüyor beni şimdi.

"Ela Ertekin?"

"Benim."

Adam çatık kaşlarla bir daha telefonuna baktı.

"Abi, Ela diyorum. Ela mısın sen?"

Kolunu önünde bağlayıp kuryeye garip garip bakmaya başladı. Ulan kuryeyi dövmezdi dimi şimdi bu?

Hani erkekler kaba tabirle kudurduklarında ve istediklerini yapamayınca sinirli oluyorlarmış ya. Ne yapayım? Benim bilgi seviyem anca bu kadar.

Neyim ben? Jinekolog mu?

"Benim diyorum kardeşim sıkıntın mı var senin?"

Elindeki paketi kapının koluna astığında ben gülmemek için adeta kıvranıyordum.

"Kadın mısın erkek misin belli değil kardeşim. Böyle Ela mı olur? Al paketini afiyet olsun."

"Ulan benim lan benim! Ela Ertekin benim, karım hayatım her şeyim. Adımsa Kortaç, erkekten çok da adamız eyvallah."

Kapıyı adamın suratına kapattığında kıpkırmızı olmuş yüzü burnumun dibindeydi ve anında somurtmaya başlayan yüzümle öylece bakışıyordu.

"Sen ne sipariş verdin?"

Profiterol? Hayır puding... Hayır yaş paşta.

"Seni ilgilendirse bilirdin değil mi?"

Kapıyı açıp poşetimi alarak tekrardan salona adımladım. Poşette gerçekten birden fazla şey vardı ve ben bunların hepsini bitirmekte fazlasıyla iddialıydım.

Anayım ben ana! Yediğim her şey süt oluyor.

Süt demişken, kızlarımı özledim ama ben.

"Makarnan olmak üzere, istersen önce onu ye iştahını kapatmasın güzel-"

"Ben yedim zaten iki tabak o makarnadan. Yarın sabah kızlarımı almaya gidince kalanını da yiyeceğim. Sen kendinle beraber yiyebilirsin, umarım afiyet olur."

Hayır abartmıyorum. Benim bebeğimin daha yeni kırkı çıkmıştı. Ne demek benden habersiz onları Asya'ya bırakmak?

Bak yine sinir tepeme tepeme vurdu.

Koltuğa geçip bakışlarımı filme sabitlemişken kısa bir süre sonra mutfaktaki bütün sesler kesilmiş bu da benim bütün odağımı oraya kilitlememe neden olmuştu. Gözümün kenarıyla asla hiçbir şeyi göremezken pes edip arkamı döndüm.

Kortaç ellerini başına yaslamış masanın başında öylece bekliyordu. İlk başta pek fazla takmasam da bu duruşunu on beş dakika koruması beni istemsizce onun yanına gitmeye zorlamıştı.

"İyi misin sen?"

Sessizce başını kaldırdığında kızaran gözleriyle karşısına oturdum.

"Kortaç?"

"Ben çok kötü bir babayım değil mi?"

Afallatan sorusunun eşliğinde yüzünü eliyle sıvayıp gözlerini bana diktiğinde hamileliğimden kalan her türlü hormonumun bana verdiği yetkiyle duygulanmaya başlamıştım.

"Çok değil ama evet."

Ciddi olup olmadığımı çözmeye çalıştığı sırada gülerek ensesinden tutup dudağına ufak bir öpücük kondurdum. Tekrardan yüzüne bakacağım sırada ellerini belime sarıp başını geceliğimin açık bıraktığı boynuma gömdü.

"Kızlarımızı almaya gidelim mi?"

"İzin verirsen sana biraz sinirli kalmam gerekiyor ama! Bu kadar kolay pamuk olamazsın."

Ensesinde gezdirdiğim parmaklarım aynı hareketleri belimde hissettiren parmaklarıyla bir ahenk oluştururken yavaşça geri çekildi.

"Sana sormam hatta böyle bir şeyi düşünmemem gerekiyordu bir tanem. Özür dilerim." Oturduğu koltuktan kalkıp elimi tutarak beni de ayaklandırdı. "Hadi gidi kızlarımızı alalım."

Duyuyor musunuz? Benim irade arkasına bakmadan kaçıyor şu an.

"Bence biz odamıza gidelim."

Yüzüne yerleşen umutla kollarımı ensesinde birleştirdim.

"Odamıza gidelim kocacım."

Sonrası mı? Doğru söylediğime emin olmak için Allah'ın hakkı üçtür diyerek bana üç kere yemin ettirip sonrasında beni kucağına aldığı gibi koşarak odamıza gitmemiz olmuştu.

Ama ben demiştim. Yani inşallah.

***

"Aradığınız bakıcıya şu an ulaşılamıyor. Kendisi bebeleriniz ve kocasının yastığı ile çok mutlu. Sizi daha sonra arasa olur m-"

"Asya hamileyim."

Tahmin ettiğim gibi kendi sesi kesilirken uzun bir süre tepkisizce bekledim.

Hayır arkadaşlar tabi ki de hamile değildim. Neyim ben? Çil ordusu mu?

"Ela oha."

Çayımdan büyük bir yudum alıp kocaman bir sırıtmanın eşliğinde arkama yaslandım. Saat ikiyi geçiyordu ama sanki dün sayamadığım kadar çok kişiyi ben ağırlamamışım gibi biricik kocacım fosur fosur uyuyordu.

"Şakaydı. Ben kızlarımı almaya geliyorum, hazırlar mısın teyzesi?"

"Allah seni kahretmesin tamam mı? Bu hayatta benim sevdiğim üç şey-"

"Aynen kardeşim o üç şeyin biri şaka, diğeri erken uyanmak bir diğeri aç kalmak ve bir diğeri pastanın yazısını yamuk yazman falan. Aaa ne tesadüf bak yine üç olmadı. Neyse kızlarımı hazırla ben on dakikaya oradayım."

Çığırmalarını duymamak adına olabildiğince hızlı şekilde telefonu kapatıp anahtarı ve montumu alarak evden çıktım.

Muhtelemen Yaz hala uyuyordu ama Rüya sütünü içmiş bir şekilde beni bekliyordu. Şarkımı açıp arabayı çalıştırdım ve tahmin ettiğim süre zarfında biricik eltimin evine varmış oldum.

Zile basmadan saksının altındaki anahtarı aldım ve kapıyı araladım.

Evet, bu kız çok Son Yaz izliyordu....

"Teyzesinin bir tanesi, miniğim benim. Aman miniğim olmaz onu bazı kocalar karılarına da söylüyor. Pamuk prensesim benim."

"Ben geldiiiim."

Arkasını dönüp Rüya'yı kendine daha çok çekerken gözlerimde tahmin ettiğim o ısrarcı ifade vardı.

"Hayır Asya, kızımı almam lazım."

Kortaç abi Pusat'tan haber almıştı ve bir aksilik çıkmazsa bu akşam zaten gelmiş olacaktı.

"Sen hazırlık yap bence, hatta beraber alışverişe çıkarız duruma göre."

İstemeye istemeye pusetine koyduğu kızımı bana uzatıp Yaz'ı kucağına almak için yukarıya çıktı.

"Annesinin güzeller güzeli."

Boynunu derince kokladım. Evlat kokusu paha biçilemez bir şeydi.

Kucağımdaki puseti ile yavaşça arabaya adımlayıp onu yan koltuğa sağlam olduğunu ve beni on dakika idare edebileceğine emin olduğum şekilde bağladım. Asya'da Yaz'ı kendi koltuğuna oturtup benimle kısaca selamlaşıp evine geri döndü.

Aklımdaki bütün fikirleri okeylerken telefonuma çağrısı düşen kocamı cevapladım.

"Evet Ertekin ailesi, babanızla beraber güzel bir tatile hazır mısınız?"

🫶🏻💕🫶🏻

AMA BEN SİZİ ÇOK ÖZLEMİŞİİİM.

NASILSINIZ AŞKOLAR NASIL GİDİYOR HAYAT?

BEĞENDİNİZ Mİ BÖLÜMÜ?

YENİ KİTABIM OLAN "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" NE HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM🤍🤍


BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. HOŞÇA KALIIIN🫶🏻💕

 

Loading...
0%