@yazarzeeyzey
|
BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIIN 🤍 💫💫💫 Kortaç'dan... "Teşekkür ederiz, iyi günler." Son müşteri de kapıdan çıktığında artık dükkanın kapanma saati gelmişti. Asya aşağıda mutfağı hallediyor, bense kahve makinasını kapatıyordum. Patron olmak, o köşede oturmak demek olmamıştı benim için hiçbir zaman. Gastronomi gibi bir bölümden mezun olup bölümünde çalışıyorsan, bu pek de imkan dahilinde olmazdı. Cebimden telefonu çıkarıp boş ekrana bakıp sıkıntıyla ofladım. Saçma sapan konuşmakta üzerime yoktu! "Kortaç abi bitti aşağısı çıkıyorum bende." Önlüğünü çıkarıp kenara astı. "Uraz bırakmayacak mıydı seni?" Başını iki yana sallarken kapıya doğru elini salladı. Bakışlarım o taraf döndüğünde ise gördüğüm kişi olduğum yerde huzursuzca kıpırdanmama sebep olmuştu. Göz göze asla gelmiyorduk çünkü suratıma bakmıyordu, haklıydı da. "Ela'da kalıyorum ben, o da geldi zaten. İyi geceler." Yavaş adımlarla kapının yanına gidip dışarıda onu bekleyen Ela'nın yanına ulaştı. Bakışları hala beni bulmuyordu. Kol kola girip yokuşu tırmanmaya başladıklarında derin bir iç çekip sandalyeye oturdum. Ben ne biçim bir bok yemiştim? Cebimdeki telefonu masaya bırakmak için çıkardığımda arka arkaya gelen mesajlar ile hızla doğruldum. Tabi ki o değil, en yakın arkadaşım Murat'tandı. M.Murat Keskin: Ulan ne biçim dostsun lan sen? M.Murat Keskin: İnsan der ki gel beraber içelim, kafamız birlikte güzelleşsin. M.Murat Keskin: Gelmiş almışsın iki şişeyi haber vermek bile yok. Kendisi Kadıköy'ün meşhur barlarından birinin sahibiydi ve ben oradan kafam estikçe içkileri alıp içiyordum. Siz: Senden çok daha kafa ütülemeyen biri ile içtim kardeşim, hem hesabına baksaydın attığım paradan ne aldığımı anlardın M.Murat Keskin: Gördüm koyduğumun salağı, para atmışsın bir de. M.Murat Keskin: Sana o parayı geri atacağım diye sekiz lira havale parası verdim be! M.Murat Keskin: Ben kafede bütün mutfağı yiyorum beş kuruş vermiyorum sen mi bana para vereceksin? Hadi kardeşim işine. Siz: Boş yapma Murat Siz: Zaten canım sıkkın, eve gidip yatacağım M.Murat Keskin: ÇABUK BURAYA GEL M.Murat Keskin: Yeni bir kokteyl geldi aklımı kaybedeceğim Siz: Var mıydı ki? M.Murat Keskin: Geliyorsun? Okey M.Murat Keskin: En az üç şişe ayırıyorum bize, on dakikan var. M.Murat Keskin: Adımı da değiştir lan artık M.Murat Keskin ne abi? Yirmi yıllık arkadaşın mıyım düşmanın mıyım belli değil. Siz: Değiştirsem susacak mısın? M.Murat Keskin: Hayır, gelmeden susmayacağım Siz: Hay lanet, geliyorum. 💐💐💐 "Nasıl, çok iyi dimi? Kapış kapış gidiyor." Bir yudum daha aldım. İyiydi de, fazla ekşi bir tadı vardı. "Likörü az bunun." Dudağını büzerken yalandan ofladı. "Konuştu gastronot. Sormadım say kardeşim, iç hadi." "Ya ben gelmek istemiyordum ki, sevmiyorum kızım içmeyi ben." Arkamdan gelen tanıdık ses ile o tarafa döndüğümde gördüğüm kişiler ile istemsizce durdum. Ela ve Asya ellerindeki bardaklar ile hemen yanımda oturuyorlardı ve yan dönmüş bir şekilde oturdukları için beni tamamen buraya dönmeden göremiyorlardı. Ela. Fazla güzel olmuştu. Asya bardağı ne kadar hızlı içiyorsa, Ela bir o kadar yudum yudum içip yüzünü ekşitiyordu. İçkiyi bu kadar sevmiyorsa o gece niye sarhoş olacak kadar çok içmişti? "Ne kadar mızmızlandın be Ela. Moralim bozuk dedin bende seni sıkıntını unut diye gezdirmeye çıkardım. Bak daha sana anlatmam gereken şeyler de var benim." Başımı önüme eğip Murat'a döndüm. Telefonla konuşuyordu. "Selam hanımlar." Arkamdan gelen erkek sesi ile dikkatim sonuna kadar orada toplanmıştı. "Ne var?" Ela'nın sesi ile dudaklarım iki yana kıvrılsa da karşısındaki kişinin varlığı canımı sıkmaya başlamıştı. "Ama ayıp oluyor, ben tanışmak için geldim buraya." Göz ucuyla onlara bakmaya çalışsam da tamamen dönük olduklarından beni fark etmemeleri için pek fazla hareket edemiyordum. Yumruğunu yüzüyle tanışması sanki daha hoş olur gibiydi. "Birader bizim sevgilimiz var, ve emin ol ikisi de senin buradaki varlığından fazlasıyla rahatsız olur. Ağzım bir tarafıma girmesin diyorsan yandan yandan uza." Adamın gitmesi gereken anlara geldiğimiz halde bir kahkaha sesi duyuldu. Yanındaki bir diğeri konuşuyordu. "Allah Allah kimmiş bu sevgilileriniz, ben niye göremiyorum. Neymiş adları sanları söyleyin bakalım." Sinir kat sayım hızla artarken karışmamak için kendimi zor tutuyordum. "Uraz Kaya eniştem, Kortaç Ertekin'de sevgilim olur. Tanıdın mı, gidecek misin şimdi?" Ela'nın cümlesi fazlasıyla hoşuma gitmesi kollarımı sıvamama sebep olmuştu. "Tamam aklına gelen ilk bilindik isimleri saydıysan artık numaranı aldığım kısma geçebiliriz, hangi otele geçelim?" O anda ses yükselirken Asya'nın ve Ela'nın içeceklerini karşısındakilerin suratlarına çarpmaları bir oldu. Görüp görmeyeceklerini umursamadan tamamen onlara döndüğümde iki şerefsiz de suratlarını kollarına siliyordu. "Seni şırfıntı!" "Ağzını topla!" Sesim fazlasıyla yüksek çıktığından dolayı hepsi bana dönerken Ela'ya yaklaşan adımlarının önüne geçtim. "Sen kimsin lan? Çekil şuradan." Tekrardan arkamdan kızlara uzandığında iki yakasını tutup yüzüne sert bir kafa attım. Bedeni yere serildiğinde diğer gerzek onun başına eğildi. "Kortaç Ertekin ben, dokunmaya çalıştığın kızın sevgilisi oluyorum." Ela'nın hemen arkamda duran bedeninin gerildiğini hissederken yüzünün girdiği hali fazlasıyla merak ediyordum. "Şimdi buradan siktirin gidin yoksa sizi ben yollarım ve emin olun kırılan tek yeriniz burnunuz olmaz!" İkisi de apar topar kalkarken arkama döndüm. Asya sinirle telefonuyla uğraşıyor, Ela ise gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Kaşları fazlasıyla çatıktı. "Gerek yoktu ama sağ ol, bir sarhoştan daha kurtardın bizi." Asya'ya dönen bakışlarıyla ikisi de yerinden kalkıp montlarını üzerlerine geçirdiler. Yanımdan geçerken bir şey unutmuş gibi yüzünü çevirip ellerini iki kaldırdı. "Tam da o şerefsizin dediği gibi aklıma gelen iki ismi söyledim, yanlış anlama. Onun içinde abinim ben senin adı altında yazacağın bir saçmalık okumak istemiyorum." Omzunu omzuma vurarak mekanın çıkışa doğru ilerledi. "Oğlum inanılmaz bir reklam planı buldum. Aynısını senin dükkan için de yapacağız. İşler iki katına çıkmazsa ben hiçbir şey bilmiyorum!" Elindeki dosyaları bana uzattı. "Bir içerik üreticisi ile anlaşıp mekan danışmanlığı yaptıracağız, önce bakıp mekanı öğrenecek ve aslında sanki biz onu mobil kısmı yönetsin diye işe almışız gibi olacak. Ama sadece reklam yaptırıyor olacağız. Ben bir kaç isim buldum bile. Yavuz Parlak, Ela Özer, Yasemin Çolak gibi." Ela'nın adı ile bakışlarım yüzüne çıkarken başımı salladım. "Ben tamamım ama Ela ile çalışacağım, kabul ederse eğer varım." Hızla başını salladı. "Yarın yüz yüze bir toplantı ayarlamaya çalışırım ben bir şekilde hal-" "Bizim mahalleden Ela, yarın çağırırım gelir. Hatta bekle bir dakika." Telefonumu çıkarıp kayıtlı olan numarasına bastım. Dördüncü çalışta telefon açıldı. "Efendim Kortaç?" "Ela müsait misin?" Arkadan yankılanan sesler geliyordu. "Evet dinliyorum." "Yarın iş yerine gelebilir misin? Seninle konuşmam gereken bazı şeyler var." Sesi kesilirken yutkunuşu duyuldu. "T-tamam konu ne?" Müziklerden dolayı sesi çok gelmezken diğer kulağımı da elimle kapattım. "Gelince anlatırım ses pek gelmiyor, iyi geceler." Telefonu kulağımdan çekeceğim sırada tekrardan sesi duyuldu. "Şimdi sıçtım Asya. Kesin öğrendi!" Bir yankı sesi daha duyulurken ne dediklerini anlamak için mekanın çıkışına ilerledim. Sesi fazlasıyla korku dolu geliyordu ve bu beni ondan çok germişti. "Saçmalama Ela, seninle mesajlaştı adam yüz yüze görüşmediniz yani kimse görmedi. Kim nereden bilecek o mesajları yazarken sarhoş değil gayet ayık olduğunu? Saçmalama da aç şu kapıyı." Telefon bir anda kapanırken bakışlarım ekrana düşmüştü. Şarjım bitmiş ve çağrı kapanmıştı. Ne yapacağımı bilemez halde öylece kaldım. Aklıma yazdığı şeyler gelirken ayık olduğu düşüncesi bir tek sonuca çıkıyordu. Ela'nın duygularını fazlasıyla yanlış anladığımı. 💐💐💐 Zort canım kocaman zort fjfjfjf Nasılsınız canlarım, nasıl gidiyor hayat? Bölüm nasıldı, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💐💕
|
0% |