Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@yazarzeeyzey

Beni takip etmeyi, oy ve yorum yapmayı unutmayın🌸

🚓🚓🚓

"A-adam nerede?"

Elimi alayla gülerek belime yerleştirdim.

"Adam falan yok Pars. Sadece seni buraya getirmek için ortaya attığım bir bahaneydi o. Bazı şeyleri bildiğimi bilmen gerektiğini düşündüğüm için yaptığım bir plan."

Yüzündeki çözemediğim ifade her geçen saniye artarken ellerimi iki yana açtım.

"Neden böyle bir yola başvurdun? Karşıma geçip benimle konuşabilirdin."

Başını çevirip derin bir nefes aldı.

"Seni hayatımda konumlandırdığım nokta, senin beni hayatına konumlandırdığın noktadan çok uzaktı Laçin. Karşına geldiğimde alacağım tepkiyi kestirmek çok da zor olmadı."

"Keşke kendi kendine düşünüp bir karara varmadan önce bana da fikrimi sorsaydın. Belki de o zaman düşündüğünün aksine bir fikrimin olabileceğini anlardın. Tıpkı şu an kestirdiğin gibi bir tepki almadığın gibi."

Yüzündeki garip duygu yerini heyecana bıraktığı sırada telefonunun sesi konuşmak için araladığı dudaklarını kapattı.

"Efendim Pelin."

Ayıp olup olmayacağını düşünmeden ona doğru iki adım atıp konuşmasını dinlemeye başladım.

"Sen iyi misin?"

E ben hayatım boyunca Pars'ın ağzından Pelin diye birini duymadım ki!

"Tamam telaş yapma geliyorum."

Anladığım kadarıyla karşı taraftan aldığı onay ile başını sallayıp ardından telefonu kapattı ve bana döndü.

"Gitmem gerekiyor. Acil bir şey olmasaydı asla benim için bu kadar önemli olan bir konuyu yarıda bırakmazdım. Lütfen işim bittiğinde konuşmamızı düzgün bir şekilde tamamlayabilir miyiz?"

Ne diyeceğimi kestiremezken başımı belli belirsiz salladım.

Cevabını almış gibi arkasını dönüp gideceği sırada tekrardan bana döndü.

"Gerçekten kimse takip etmiyordu değil mi?"

Başımı iki yana salladığımda derin bir nefes alıp bana doğru iki adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattı.

Kolları sırtımı iki yandan sıkı sıkı sararken iç çekişi ile kısık bir sesle fısıldadı.

"Eğer kalp sağlığımı biraz olsun önemsiyorsan bana kendinle alakalı endişe duyacağım şeyleri yanında olamadığım anlarda söyleme. Buraya bile nasıl geldiğimi hatırlamıyorum."

Ellerim hala şaşkınlığımdan iki yanımda dururken geri çekilip hızlı adımlarla ters istikamete doğru yürümeye başladı.

Bedeni görüş açımdan çıktığında kendime gelmiş gibi başımı iki yana sallayıp cebimdeki telefondan mesaj uygulamasına girdim.

Siz: Kerem sana bir şey soracağım ama kıvırmadan cevap vereceksin.

Mesajım bir kaç saniye içinde görüldüğünde yazmaya başladı.

Hain Düdük Kerem: Ulan ben ne zaman kıvırarak cevap verdim?

Siz: Bir düşüneyim.

Siz: HER ZAMAN.

Hain Düdük Kerem: Çok doğru.

Hain Düdük Kerem: Kıvıracağım konuyu alabilir miyim?

Siz: Pelin kim?

Hain Düdük Kerem: Hangi Pelin?

Siz: Kaç tane Pelin tanıyorsun Kerem?

Hain Düdük Kerem: Ohooo. Asıldığım var, bana asılan var, asıldığımın arkadaşı var. Ama ona da asılıyorum. Neyse çok var yani.

Siz: Neden Kiraz'ın sana aşık olduğu halde sustuğunu ve onunla konuşacağıma dilsiz kalmayı tercih ederim dediğini çok iyi anladım Kerem.

Siz: Maşallah kalbin otomatik kapı gibi. Kız çok haklı.

Siz: Neyse.

Siz: Pars'ın tanıdığı ve konuşabileceği Pelin kim?

Hain Düdük Kerem: Kiraz önce kendi platoniklerinin bir kısmını halletsin sonra bana gelir sıra elbet.

Hain Düdük Kerem: Ayrıca hayır. Pars'ın konuşacağı bir Pelin tanımıyorum.

Bozulmuş muydu bu şimdi?

Siz: Tamam.

Siz: Sağ ol. En azından bir kere kıvırmadığın için.

Hain Düdük Kerem: Ne demek kuzen.

Hain Düdük Kerem: Kıvırtacak moral bırakmayan sana gelsin alkışlar.

Toplaşın arkadaşlar, nur topu gibi bir imkansız aşkımız daha oldu. Var mı çeyrek altın takacak zengin birileri aramızda?

***

Kerem için yakalım bugün de dksjfldskjfsdl.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalın canikolarım :)

 

Loading...
0%