Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@yazarzeeyzey

CANLARIM BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN 🌸

🚓🚓🚓

Buyrun cenaze namazına...

Bu çocuk çiçek alıp gelmiş ya.

"Geçmiş olsun Laçin kızım. Çok korkuttun bizi."

Pars delici bakışlarıyla Selçuk'u izlerken boğazımı temizledim.

"Bir dahakine korkutmadan ölümden dönerim Celal amca."

Salonda sadece Selçuk gülerken bakışlarımı Pars'a kilitledim. Çünkü kalkıp bir çelme de şimdi atacağa benziyordu.

"Ne içersiniz?"

Annem ortamın havasını bozduğunda babam onlara döndü.

"Yok biz bir şey almayalım."

Selçuk hala bana bakarken Pars derin bir nefes alıp bana döndü.

"Pansuman saatin geldi."

Başımı sallayıp ayaklandım.

"Ben pansumandan sonra biraz dinleneceğim Celal amca. Geldiğin için teşekkür ederim."

"Sen istersen ben yani biz hep geliriz."

Pars sahte bir gülümseme ile elimi tutarak odama ilerlediğinde nefesimi tutmuş birbirine kenetlenmiş ellerimize bakıyordum.

ALLAH'IM ŞOKETTO

Odama girdiğimizde beni yatağıma oturtup kremlerimi aldı. Tişörtümü açıkta bıraktığı sargıyı açıp tekrardan kremleri sürmeye başladı.

Bakışları parmaklarından ayrılmazken sıkıntıyla derin bir nefes aldı.

"Başka bir şey yaptı mı?"

Anlamadığımı belli eder gibi başımı eğdim.

"Kim?"

"İçerideki Selçuk denilen dallama. Çelmeden başka bir şey yaptı mı?"

Pars ikinci kremi almak için masama gittiği sırada yere düşen bilekliğimi almak için eğildim.

"Her pazartesi niye bilmiyorum çiçek alıp kapıya bırakıyor, bir kaç kere sırf bize gelmek için çamaşırları bizim balkona attığını görmüştüm. Bir de ne zaman hava yağmurlu olsa kapının önünde bekliyor ki beni okula götürsün diye. Gibi gibi vukaatlar işte."

Sonunda düşen bilekliğimi aldığımda dogruldum.

Kıpkırmızı kesilen Pars hareketsiz bir şekilde elindeki kremi sıkarak bana bakıyordu.

Dilime ve hızına beddua etmek isteyen bir koca gönüllü var mı?

"Ben hemen geliyorum."

Hızla kapıya doğru yürüdüğünde yataktan kalkıp kendimi önüne siper ettim.

"Sen onu boşver o kendi kendine gelin güvey oluyor. Hiç elini kirletmeye değmez. Anlamıyor, yüzsüz biraz."

Sesli bir şekilde yutkundu.

"E konuşalım o zaman. Rahatsız olduğunu gerekli yöntemlerle anlatalım. Sonuçta zamanımız var değil mi?"

Ellerini yavaşça omzumun iki yanına koyup beni kapının önünden çektiğinde drama queen modumu devreye sokup ellerimi sargıma doğru tuttum.

"Of."

Başı hızla bana döndüğünde avı çekiyormuş gibi gözlerimi kapattım.

"Laçin, iyi misin?"

"Kolum, kolum çok acıyor."

Beni tekrardan yatağa oturtturup yarım kalan pansumanı tamamladı.

Kremleri tekrardan masama koyduğu sırada telefonu çalmaya başladı.

"Efendim Hamza."

Konuştuğu kişinin pek iyi şeyler söylemediği yüzünden belli olurken derin bir nefes aldı.

"Ben izinliyim bugün Hamza. Önemli bir işim olduğunu söyledim. Daha neyin tantanası bu?"

Bakışları beni bulduğunda göz kırpıp konuşmaya devam etti.

"Evet Kayra halledecek."

Bir kaç konuşmanın ardından telefonu kapatıp bana döndü.

"Dün annen geldiği için teklifime bir şey diyememiştin. No-"

"Evet. Evet yani seninle akşam yemeğine çıkarım."

Eli ensesine gittiğinde sırıtarak başını eğdi.

"Sekiz uygun mu?"

Başımı olumlu anlamda salladığımda tekrardan yanıma gelip yastığımı düzeletti.

"Şimdi sen dinlen, güzel güzel uyu. Arslan babadan azar işitmek istemeyiz değil mi güzelim?"

🚓🚓🚓

Buluşma var aheeeyyy.

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri kocaman kocaman öpüyorum.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşça kalın 🤍🍀

 

Loading...
0%