Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Bölüm

@yazarzeeyzey

BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN 🌸

✨✨✨
Kendimi şu an vampir dolu bir eve giden Bella gibi tedirgin, endişelendiği tek şeyin onu beğenmeleri olması gibi salak hissediyordum.

Ne diye Pars'a hayır demediysem sanki?

Masa her an kopacak bir kıyameti andırıyordu. Pars yemek boyunca bakışlarını Selçuk'tan çekmemiş, Selçuk ise bunu gördüğü halde beni izlemekten geri kalmamıştı.

Eceline başka çeşmede susasa daha iyi olur sanki.

"Eee oğlum sen kimsin?"

Gergin havayı Celal abi böldü.

"Arslan babamın çalıştığı karakolda komiserim."

Onaylarmış gibi başını salladığında bu sefer ortaya Selçuk atıldı.

"Dedikleri gibi herkesi tutuklama hakkın oluyor mu?"

Pars yemeğinden bir çatal daha alıp alayla kaşlarını kaldırdı.

"Sence öyle bir şansım olsa hala karşımda oturuyor olur muydun?"

Göz devirip babama döndü. Konuşacakken Celal abi izin isteyip lavaboya gitti.

"Arslan abi beni de karakolda bir işe alsan ya. Duyduğuma göre Laçin sık sık geliyormuş yanına, onu da görmüş olurum."

Babamın siniri yüzünden okunurken ciddiyetle boğazını temizledi.

"Karakol öyle ha deyince insan çalıştırılan bir yer değil Selçuk. Ayrıca kızımı görmeni gerektirecek bir samimiliğin olmadığını tekrardan hatırlatayım. Ne beni ne de Pars oğlumu karşına almak istemezsin değil mi?"

Bakışları Pars ile babam arasında giderken tekrardan konuştu.

"Seni anlarım Arslan abi ama Pars ne alaka?"

Yanımda oturan Pars boğazını temizlediğinde bakışlarımız ona döndü.

Masada duran elimi tutup yüzünü Selçuk'a 'aldın mı cevabını' der gibi çevirdi.

Yüzünün rengi hafiften atan Selçuk Celal abinin gelmesiyle ağzını açmadan yemeğini yemeğe devam etti.

Pars hala elini çekmezken babam gururla bizi izliyordu.

Hayır anlamıyorum, normalde babalar kıskanç olup dünyayı başımıza yıkmaz mıydı bu durumda?

"Arslan baba ben senden cumartesi günü için izin isteyecektim."

Pars atıldığında babam başını salladı.

"Ne için oğlum?"

"Cumartesi günü Laçin'in doğum günü olduğu için onu bir yere götürmek istiyorum iznin olursa."

Babam anneme bakıp onay aldığında aynı şekilde cevap verdi.

"Gidebilirsiniz oğlum ama akşam saat onu geçirmezsen sevinirim."

"Tabi ki."

Pars babamı onayladığında Selçuk sandalyesini geri iterek ayağa kalktı.

"Size afiyet olsun, ben eve geçiyorum."

Zafer kazanmış gibi bir sırıtışla yemeğine devam eden Pars bana göz kırpıp anneme döndü.

"Eline sağlık İnci tey-"

"Alınıyorum ama. Arslan'a gelince baba bana gelince teyze. Olmaz öyle."

Pars gülerek başını salladı.

"Eline sağlık İnci anne."

Annem gülerek önündeki sarma tabağını uzattı.

"Afiyet olsun oğlum."

Önündeki sarmadan bir tane ağzıma tıkıştırdığı sırada Pars sadece benim duyacağım şekilde fısıldadı.

"Benim de ağzım alışsın dimi?"

Sonrası mı?

Öksürük krizi...

🚓🚓🚓

Dün akşam Kiraz, Kerem, Zeytin ve Pars'ın arkadaşı Kağan ile yaptığımız basketbol iddiasını gerçekleştirmek için sahaya yürüyorduk.

Kiraz, Zeytin, Kağan ve Kerem bizi orada beklediklerinden Pars ile ikimiz baş başa gidiyorduk.

"Daha iki hafta sarma görmesem özlemem. O derece yedim."

Alayla Pars'a döndüm.

"Ve yedirildim."

Bir anda bedenim tekrardan havalandığında bu sefer Pars'ın omzundaydım.

"Hala hafifsin. Taşırken zorlanana kadar ben bir yerken sen üç yiyeceksin tarafımdan."

Omzunun üstünden ona doğru döndüm.

"Sonra çirkin olayım da bakılacak halim kalmasın sende beni sevme dimi? Tabi tabi."

Beni omzundan yavaşça indirip ellerini yanaklarıma taşıdı.

"Dünyadaki varlığın artacak diye mutlu olurken mi sevmeyeceğim seni? Hayır Laçin. Ben seni sevmeyi bıraktığımda nefes almayı da bırakmış olacağım. Unutma bunu."

Kısa bir nefes almayı unuttuğum andan sonra tebessüm ettim. Yüzü yüzüme iyice yaklaşırken kalbim içerisi dar geliyormuş gibi atmaya başlamıştı.

Allah'ım sana geliyorum yarabbim!

Gözlerimi kapandığında ne kadar süre geçti bilmiyorum ama hiçbir şey hissetmiyordum.

Tek gözümü açtığımda karşımda sırıtarak duran Pars anlıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Hayat bu güzelim, tek duam olmaması ama anlaşamayabiliriz, benden beklentilerini karşılayamayabilirim, çok korksam da bir gün kalbin başkası için atabilir. İşte o zaman keşke yaşamanı istemem. Dudaklarının mührünü geleceğin aralasın, tamam mı?"

İçimde bazı seyler çatırdarken sıkıca boynuna sarıldım.

"Seni çok seviyorum."

"Bunun için ne kadar şanslı hissettiğimi bilemezsin."

Ellerini belime dolandığında yüzümü boynuna gömdüm.

"Bence ben zaten mührü çözecek kişinin kollarındayım."

Bedeni kaskati kesilirken derin bir iç çekti.

"İnşallah güzelim, inşallah."

🚓🚓🚓

Oldu bunlar oldu. Altını kapatalım djdjdjdhd

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya yazabilir misiniz?

Kocaman kocaman öpücükler. Yarın görüşürüüüüz🤍🍀

 

Loading...
0%