Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. Bölüm

@yazarzeeyzey

Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma hepinizi bekliyorum.❤️‍🔥

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıııın 🌸🫶🏻

🚓🚓🚓

"Anne o sarma Pars'ın. Babam biraz az yesin."

Teyzem dibimde biterken sesli bir şekilde yutkundum. Ben bittim!

"Sen hani tripliydin ona? Ne bu yemekler falan? Ne ara unuttun acil işleri?"

"Asla unutmadım ama aç mı kalsın sevgilim?"

Teyzem gözlerini devirip kenara geçti.

Babam evdeki dosyayı acilen istediği için ve bu şekilde öğlen yemeğini yiyebileceği için beni karakola çağırmıştı. Bende azıcık triplendiğim sevgilime de sarma ayırmıştım o kadar.

Sırt çantamı ve kulaklığımı takıp önce evden daha sonra apartmandan çıktım. Kulaklığımdan gelen şarkıyı mırıldanırken karakola doğru adımlamaya başladım.

"Uzun zamandır her yanım yangın
Soğuklarında, denizlere dönemiyor zaten
Derdin karanlıkta"

Onu bunu bırakın da perşembe günü yayınlanan dizideki Kanat'ı gördünüz mü? Aşık oldum aşııık.

Bunu Pars duymazsa sevinirim. Kendisi birazcık kıskanç gördüğünüz üzere.

Yaklaşık yirmi kadar sonra karakolun sokağına girdiğimde kulaklığımı çıkarıp çantama attım.

"Günaydın Niyazi abi."

"Günaydın Laçin kızım. Nasılsın?"

Kollarımı güvenlik masasına yaslayıp gülümsedim.

"Aynı gidiyor. Pars buralarda mı?"

Başını iki yana salladı.

"Yok o bir olay yerine gittiydi. Gelir birazdan."

Tebessüm edip babamın odasına geçtim. Kapı hafif aralıktı ve içeriden sesler geliyordu.

"Kız üniversiteye gidecek bu sene, adam akıllı bir şey almak istiyorum İnci."

Aha bunlar benden bahsediyor.

"Benim de aklıma telefon geldi."

Ay ponçik kalplim benim be.

Hafifçe boğazımı temizleyip içeri girdiğimde babam hemen konuyu değiştirdi.

"Evet evet geldi şimdi. Eline sağlık şimdiden ömrümün çiçeği, kapatıyorum."

Gülerek telefonu kapattığında dibinde duran bana sıkıca sarıldı.

"Benim kızım beni kırmayıp babasına yardım mı etmiş?"

Gülerek başını salladım.

"Kızın on dokuz yaşında olduğu için acaba bunlar çok mu normal şeylermiş?"

Sesli kahkahası odada yankılandığında sırada çantamı çıkarıp saklama kaplarını masanın üzerine bıraktım.

"Şunu da Pars'a bırakıp okula geçeceğim tamam mı baba?"

Cebinden çıkardığı elliliği hırkamın cebine sıkıştırıp saçımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu.

"Allah'a emanet ol bir tanem."

"Sende babişko."

Hızla odadan çıkıp Pars gelmeden odasına geçtim. Saklama kabını masaya bırakıp atarlı notumu yazmak için kalemi alacakken gözüme takılan resim ile dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleşmişti.

Ama ben bu adamı yerim!

Ailesiyle çekildiği resmin yanına beraber çekildiğimiz, benim ona bir şeyler anlatırken ki fotoğrafı çerçeveletip koymuştu.

Ah maalesef sevgilim henüz içim soğumadı ve o resmimize ölüp bitsem de bunu çaktırmamaya çalışacağım.

Not kağıdını alıp 'acil işin çıkmazsa yersin' yazıp kabın üzerine yapıştırdım.

İntikam arkadaşlar. Soğuk da sıcak da. Her türlü!

Çantamı sırtıma takıp bakışlarımı son kez resimde gezdirirken arkamdan gelen yalandan öksürük sesi ile durdum.

Rezillik, rezillik!

"Güzelim? Ne işin var senin burada?"

Yavaşça arkama döndüm.

"An-annem sana sarma getirmem için başımın etini yedi. Onu getirdim."

Gülerek başını eğdiğinde titrek bir nefes aldım. Şu yalandan ağzım bir tarafıma girmezse iyiydi.

"Teşekkür ederim."

Başını sallayıp devam etti.

"İnci anneye."

Bir haltı anlama be adam!

"Önemli değil. Gideyim ben artık."

Yanından hızla geçecekken kolumu tutup bedenimi bedeninin önünde sabitledi.

Bu adam iki gündür niye dudaklarımla arasındaki mesafeyi bu kadar az tutuyordu anasını satayım!

"Ben bırakayım."

Başımı iki yana salladığım sırada çalan telefonumu cebimden çıkardım. Kiraz arıyordu.

"Efendim?"

"Neredesin lan? Okulda bekliyoruz seni. "

Aklıma gelen fikirle sinsice gülümseyip boğazımı temizledim.

"Tamam tamam hemen geliyorum."

Hafifçe kaşları çatıldığında bakışlarını telefondan yüzüne taşıdı.

"Kimmiş?"

"Selçuk. Acil bir işi varmış da. Bende yardıma gidiyorum. Görüşürüz."

Hızla arkama dönüp odanın çıkışına ilerlediğim sırada içeri giren eli dosya ile dolu görevli başıyla selam verdiğinde ona karşılık verip koridora çıktım.

"Laçin!"

Hala sesi gelen Pars ile deli gibi kahkaha atarken karakoldan çıkıp kapıda bekleyen taksiye atladım.

"Bahçeşehir kolejine lütfen."

🚓🚓🚓

"Ay evet Kiraz. Seni Selçuk gibi gösterdim. O da morardı."

Zibilyon kere anlattığım şeye zibilyonuncu kere gülerken su içmek için odadan çıktı. Zeytin'e döndüm.

"Ne dedin dün Kağan'a?"

Kiraz'a söylese de o da ismi geçince eli ayağı kesildiğinden elindeki tarağı hızla yere düşürdü.

"T-teşekkür ettim."

Gülerek başımı salladım.

"Aferin, en azından küfür etmemişsin çocuğa."

Gözlerini devirdiğinde bir dejavu anı yaşarmışız gibi Kiraz yine soluk soluğa içeri girdi.

"Pars, Kerem ve Kağan kapıdalar."

Zeytin ile ikimizde inanmadığımızı belli eder gibi başımızı sallayıp arkamıza yaslandık.

"Kızlar."

Bir anda odaya dalan teyzem ile hepimizin odağı ona kaydı.

"Bu üç deli aşağıda bağırmaya başladı. Bak valla eniştem duyarsa hepsini kurşuna dizer."

"Ne?"

"Ne?"

"Ben dedim ama!"

Hepimiz koşarak balkona çıktığımızda üçü de coşmaya başladı. Arabadan çiçekleri çıkartıp bağırmaya başladılar.

"Ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam
Görürsen bir gün şaşırma
Beni böyle çaresiz
Beni böyle derbeder
Beni böyle ortalarda bırakma"

"Çok romantiiiik!"

Karnımdaki kelebekler Kiraz'a katıldığında gülerek başımı salladım. Bir dizide ya da kitapta olmadığımıza eminiz değil mi?

"Aşağıya inmezseniz, bütün gece burada bekleriz!"

Kara göründü. İstikamet sokak!

🚓🚓🚓

Hihihihhhiih. Maalesef Laçin, kitaptasınız annecim djdjdjdj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Ayrıca bölüm ve bir diğer kitaplarımın bildirimleri için beni takip etmeyi unutmayıııın.

Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀🤍

 

Loading...
0%