Yeni Üyelik
33.
Bölüm

33. Bölüm

@yazarzeeyzey

Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma hepinizi bekliyorum 🌸

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıııın ✨🫶🏻
🚓🚓🚓

"Biz aşağıya iniyoruz yoksa bunlar bütün mahalleyi ayağa kaldıracaklar."

Montlarımızı giyip hızla aşağıya indik. Tamam bende heyecan yapmadım değil yani.

"Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet seninki
Nasıl bir hakimiyet ben anlamadım"

Bizi farkettikleri anda susan üçlünün karşına geçip kollarımızı bağladık.

"Ne var? Ne istiyorsunuz?"

Ortada ben sağımda Kiraz, solumda Zeytin tam karşımızda sevdiceklerimiz vardı.

Kerem ellerini iki yana açtı.

"Valla ben sevgilimi özlediğim için kapıya dayandım."

Başımı hafifçe Kiraz'a çevirdim. İşte arkadaşlar biz buna kimyada erime diyoruz.

Kağan onay verir gibi başını salladı.

"Bende artık aklımdaki sevgilim olsun diye buraya geldim."

Bakışlarımı Pars'a taşıdım.

"Sen?"

Bana doğru bir adım attığında yine azalan mesafeye uzun uzadıya bir küfür savurdum.

"Sevgilimin beni affetmesi gereken konular olduğu için."

Başımı hafifçe sağa doğru yatırdım. Ama ben böyle trip havalarını sevmiştim.

"Sor bakalım sevgilin seni affedecek miymiş?"

Başını sallayıp yüzündeki pis sırıtışı bozmadan elini belime koydu. Bir anda bedenimi bedenime yapıştırdığında yutkundum.

Hocam hile var! Sarı kart, kırmızı kart, faul!

"Affedecek misin beni?"

Konuşmaya yetkim bana varlığını en nihayetinde hatırlattığında boğazımı temizledim.

"Bir daha sana takıntılı insanlar çağırdığında gidecek misin?"

Başını iki yana salladı.

"Eğer konu kardeşim ve onun sürekli belaya soktuğu başı değilse hayır. Ki zaten bu zamana kadar bu sebeb dışında telefonunu dahi açmadım."

Anlamamış gibi kaşlarım çatıldı.

"Nasıl yani? Çağırması Lila için miydi?"

Gülerek başını salladı.

"İlk gün, Tuğrul'u öğrendiğimde astım krizi tutmuştu, bu yüzden gitmek zorunda kaldım. Dünse Lila okuldan biriyle kavga etmiş, disiplin cezası alacağından veli olarak beni çağırmışlar."

Geldik zurnanın zart dedigi yere.

"B-ben bilmiyordum."

Başını iki yana salladı.

"Önemli değil, sen beni affet yeter."

Bakışlarım istemsizce yandakilere kaydı. Kiraz erimeden buharlaşmaya geçmişken Zeytin put gibi duruyordu. Tekrardan önüme döndüm.

"Ben sana küsmemiştim ki, trip atmak hoşuma gitmişti sadece."

Hayatınızda böyle R gördünüz mü? Ben görmedim.

Gülerek konuştuğumda Pars alayla kaşlarını kaldırdı.

"Desene bizim triple konuşacaklarımız var."

"Kızlar kenara çekilin azıcık."

Teyzem balkondan bağırdığında hepimiz yukarı bakmaya başladık.

"Kızım bakın demedim çekilin dedim duymuyor musunuz?"

Ne olduğunu anlamak ister gibi birbirimize bakarken apartmanın kenarına geçtik.

"Heh. Şimdi oğlum olacak öküz, namı diğer babası kılıklı ve..."

Bir süre ses kesildi.

"Seni tanımıyorum. Neyse. Ne dediniz ilk başta siz? Ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam dimi? E oğlum sizin elinizde çiçek var ama kupkurusunuz. Böyle olmaz."

Bir anda üçü de sırılsıklam olurken teyzemin kahkahası sokakta yankılanmaya başladı.

"İki günlük vileda suyu yerine temizini attım. Değerini bilin. Özellikle sen babası kılıklı."

🚓🚓🚓

"Neden biyoloji diye bir şey var? Ne yani banane bağırsağım hangi kanı alıyor, neremi kullanıyor. Bu kadar araştıran bulan, bunu ders haline getiren, insan üretmeye de başlar. Allah'ın işine karışıp şirke alet oluyoruz, günah gün-"

Zeytin elini Kiraz'ın ağzına kapattı.

"Lan sus. Kafam şişti kalktığından beri. Aşk çenene vurdu iyice."

Kiraz elini ittirip alayla bana döndü.

"Bu bizi kıskanıyor. O sap bizim sevdiceklerimiz var diye baksana."

Hızla Zeytin'e döndüm.

"Sen hala bize Kağan'ın akşam ne dediğini anlatmadın!"

Gözlerini devirip konuşmak için ağzını açtığında hızla başımı iki yana salladım.

"Burada değil, kafe de. Hadi."

Okulun tam karşısındaki kafeye geçip siparişlerimizi verdik.

"Hadi dökül."

Yavaşça başını sallayıp bileğindeki bilekliği gösterdi.

"Çıkma teklifi etti. Bana inme inince de hemen cevap vermene gerek yok, yanına geldiğimde bilekliği takmış olursan ben kabul ettiğini anlarım dedi."

"Alaaaah. Sende taktın. Kabul ettin. Eniştem oldu yani."

Kiraz oturduğu yerde oynamaya başladığında tekrardan Zeytin'e döndüm.

"Buraya mı gelecek?"

Başını salladı.

"Kerem'de gelecek."

Kiraz atıldığında sorarcasına onlara döndüm.

"Bende karakoldan gidip Pars'ı alayım. Hemde babama yemeğini götürmüş olurum. Hepberaber takılırız sonra."

İkisi de başını salladığında çantamı alıp hızla kafeden çıktım.

On dakikanın sonunda gelen taksiye binip karakola geçtim. Yakın olduğundan yirmi dakikada karakolun önüne varmıştım.

Babam toplantıda olduğundan elimdeki poşeti güvenliğe bırakıp Pars'ın odasına doğru yürümeye başladım.

Cam duvardan gözüktüğü üzere içeride iki kişi daha vardı. Biraz daha yaklaştım.

Hayır içeride iki tane kız vardı.

Rahatsız etmemek için arkamı dönüp babamın odasına doğru gidecekken arkamdan gelen ses ile durdum.

"Sevgilim?"

Arkama döndüm.

"Efendim."

Yanıma yaklaşıp ellerini yanaklarımın iki yanına sabitledi.

"Neden gelmedin içeri?"

Başımla kızları gösterdim.

"Rahatsız etmek istemedim."

Ona küfür etmişim gibi bakıp yüzünü yüzüme doğru eğdi.

"Senden mi? Saçmalama. Lila ile seni tanıştırmak istiyordum zaten."

Yavaşça başımı salladığımda kolunu omzuma atıp odasına doğru yürümeye başladık.

Bir dakika lan.

Lila'nın yanındaki yelloz Leyla olamazdı değil mi?

İçeriye geçtiğimizde ikisi de tebessüm ederek ayaklandı.

Lila'yı daha önce de gördüğümden onun gibi tebessüm ederek uzattığı elini tuttum.

"Merhaba."

"Sonunda tanıştım seninle. Abim başımın etini yiyordu artık."

Gülerek Pars'a döndüğümde elini başının arkasına atıp başını eğdi.

"Bende Leyla."

Yanımıza gelen kız elini uzattığında yavaşca ona döndüm.

Biliyorum canım, namın senden önce geliyor.

Yalandan bir gülüşle elimi uzattım.

"Bende Laçin."

Benim aksime yalan olduğunu saklamadan tebessüm ederken alayla konuştu.

"Ben Lila'nın aksine adını hiç duymadım."

Kaşlarım havalanırken Pars'ın yanına oturdum.

"Ne tesadüf, bende."

"Abi bana lavaboyu gösterir misin?"

Lila ve Pars odadan çıktıklarında Leyla arkasına yaslandı.

"Sevgiliymişsiniz."

Gülerek başımı salladım.

"Evet, sevgiliyiz."

Hafifçe bana doğru eğildi.

"Bence değilsiniz."

İçimde zaten tutmaya çalıştığım siniri zor zaptederken derin bir nefes alıp ona döndüm.

"Nasıl yani?"

Omzunu silkti.

"Bilmem. Hissediyorum diyelim. Fazla basit yaşıyorsunuz."

Ellerimi birbirine sürtüp tıpkı onun gibi eğildim.

"İlişki tavsiyesi alacağım son insan bile değilsin Leyla. Bence durman gereken yeri iyi bil ki, sana bunu zorla bildirmesinler."

Sesli ve iğrenç kahkahası odada yankılanırken konuşmaya devam etti.

"Sen mi bildireceksin? Güldürme beni."

Kapı açılıp içeriye Pars girdiğinde yüzünde şeytansı ifade anında silindi.

" Ne içersiniz?"

Yanıma oturduğunda gülerek ona doğru döndüm.

"Aslında biz çift çift takılırız diye seni kafeye götürmeye geldim. Kiraz, Kerem, Zeytin ve Kağan'da orada."

Başını salladı.

"Olur bir tanem gidelim."

Yavaşça dogruldum.

"Bir babamın yanına uğrarayım, çıkalım o zaman."

Oturduğundan ondan uzun olan boyumla başını hafifçe kaldırıp içtenlikle gülümsedi. Başımı ona doğru eğdiğim sırada Leyla'nın dedikleri beynimde çınlamaya başlayınca dudaklarımın istikametini hızla değiştirdim.

Benim gibi bedeni kaskatı kesilen Pars hareketsizce gözlerime bakarken ben sanırım nefes almayı unutmuştum.

🚓🚓🚓

7K olmak üzereyiizzzz. Öncelikle bunun için hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız🤍

Heheehhehe gitti ilk öpücük djdjdj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalıııın 🍀🤍

 

Loading...
0%