Yeni Üyelik
47.
Bölüm

47. Bölüm

@yazarzeeyzey

ARANIZDA DRAMI FAZLA AMA KALİTELİ BİR KURGU OKUMAK İSTEYEN VAR MI? ONA GÖRE ÜZERİNDE ÇOKÇA UĞRAŞTIĞIM BİR KURGUMU YAYINLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM. FİKİRLERİNİZİ ALABİLİR MİYİM? 🫶🏻

YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️

Aynı zamanda Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma da bekleniyorsunuuuz 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️
🚓🚓🚓

 

"Uykum vaaaar!"

Belimde ve diz kapaklarımın altındaki kollarla havalanmış yürürken başımı Pars'ın sert göğsüne yasladım.

"Gelmek üzereyiz bir tanem."

Cevap vermezken deli gibi tatlı olan uykuyu kovalamaya başladım.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama sırtımın yumuşacık yatağa değmesi ve kafam kadar olan botlarımın ayaklarımdan çıkması gözlerimi aralamama yetmişti.

"Böyle uyumak rahatsız eder diye çıkartayım dedim."

Başımı sallayıp tekrardan yastıkla buluştuğumda odada Pars'ın derin bir iç çekişi duyuldu.

Bir kaç saniyenin ardından yatağın sol tarafı çöktüğünden nefesimi tuttum.

Geldik zurnanın zort dedigi yere!

Göz ucuyla baktığımda kollarını başının altında birleştirip tavanı izlediğini gördüğüm. Mübarek kol kası değil balon maşallah.

"Uyumadığını biliyorum."

"Nasıl biliyorsun?"

Başını bana doğru çevirdi.

"Nefes alışverişlerin düzensizleşti. Uyurken mırıldanırsın sen, susuyordun."

Ulan bunu sadece ben biliyorum sanıyordum !

İçimdeki deli cesareti bastıramazken yastığımdan bin kat daha rahat olduğuna emin olduğum göğsüne başımı yasladım.

Kasılan bedeni tıpkı benim gibi nefes almazken gözlerimi kapattım.

"Biraz daha nefes almazsak ölücez."

Elleri belimi sardığında burnunu saçlarıma gömdü.

"Daha güzel bir ölüm anım olacağını sanmıyorum. Yanımda olmazsan tabi."

Evet canım sağlamım alt tarafı biraz düştüm o kadar....

🚓🚓🚓

"Pars Pars Pars!"

Gülerek bana döndü.

"Efendim güzelim."

Elimle kocaman pankartı işaret ettim.

"Hadi gel birbirimize bileklik tasarlayayım. Ama takacaksın tamam mı?"

Hızla başını salladığında elimdeki elini daha sıkı tutarak ikimizi de dükkanın içine çektim.

İçerisi resmen minnoşluk yuvasıyken kocaman tezgahın önüne geçtim.

Pars her zamanki gibi görevliyle konuşurken ben Pars'ın göz rengine ve benim göz rengime en yakın taşları seçmeye çalışıyordum.

"Bunları takalım bilekliğe. Seninki halkasal zincirlerden oluşsun beni şu yolu zincirinden."

Dediklerimi görevliye çevirdikten sonra tekrardan bana döndü.

Tezgahta duran kırmızı ve siyah ip bileklikleri eline alıp kırmızı olanını benim bileğime, siyah olanına göre ayarladı.

Harf dolu tezgahın önüne geldiğimizde ip bilekler için birbirimizin baş harflerini alarak ilerledi.

Bu bilekliklerin hep hayalim olduğunu söylesem bana ergen demezsiniz değil mi?

İstediklerimizi yapmamız için verilen taşları alarak masaya geçtik. Önce ipleri halledip birbirimize taktıktan sonra gümüş zincirlere geçtik.

Ödeme yaptıktan sonra Kiraz, Zeytin, Pars'ın annesi, Lila ve kendi anneme de birer tane bileklik yapıp Pars dışarıdayken ödeyip hemen çıktım.

Kendisi yanımdayken bir şeyi ben ödediğimde sanki küfür etmişim gibi davraniyordu da!

Akşam meşhur Eyfel kulesine gidecektik. Ve biz uyandığımızdan bu yana yani yaklaşık altı saattir aralıksız gezdiğimiz için az sonra asfalta yapışacaktık.

"Otele döneceğiz değil mi? Ben çok yoruldum. Akşama halimiz kalsın azıcık."

Başını sallayarak arabaya doğru adımladığında bende ön koltuğa geçtim.

Arabayı telefonunun sesi dolduruken tutamaçtaki telefonu bana uzattı.

"Sen baksana bir tanem kemer sıkışmış ben onu halledeyim."

Arayan annesiydi. Hafif bir tebessüm ile çağrıyı cevapladım.

"Merhaba Sinem teyze."

Beni görünce daha da gülen yüzü ile iyice mutlu olurken arkama yaslandım.

"Nasılsınız kızım? Nasıl gidiyor tatil?"

"İyi hatta çok güzel gidiyor Sinem teyze. Tekrardan teşekkür ederim."

Başını iki yana salladı.

"Teşekkür edip durun diye demiyorum kızım, merak ediyorum nasıl geçiyor gününüz."

Yanında gülerek beni dinleyen Lila'ya döndü.

"Ay valla insanin bir tane daha kızı olması çok güzel bir şeymiş. Heyecanlandım ben."

Tebessümüm büyürken kemeri halleden Pars yanağımı yanağına yapıştırarak kendini kadraja dahil etti.

"Abi yemin ederim evliymişsiniz de bayalından sizinle konuşuyorum gibi hissediyorum."

Bunlar abili kardeşli bana oynuyorlardı ha!

"Utandırma kızımı Lila."

"Ha ben dış kapının dış mandalıyım anne haklısın."

Döndüğümüzde mutlaka çağrıldığım yemek konusu ve aldığımız övgülerden sonra telefonu kapatıp otele doğru yol aldık.

Otele girip aldığımız eşyaları çekmeceye koyarken Pars ağzıma yemek sıkıştırmaya başladı.

"Şunları ye. Fark etmedim zannetme sabahtan beri aç aç geziyorsun."

Zorla bir kaç parça dahi olsa bir şeyler yediğimde saat düşündüğünüzden de gez olmuştu.

"Ben hazırlanmaya başlıyorum."

Hafif elbisemin tonlarında bir makyaj ve acik bıraktığım saçlarımla zor işi şip şak halledip lavaboya geçtim.

Aşık olarak aldığım elbisemi üzerime geçirip hafif topuklu sandaletlerimle kombinimi tamamladım.

Pars lacivert gömleğinin altına kumaş bir pantolonla işini halletmiş kapıya yaslanmış bir biçimde beni bekliyordu.

Havanın her an bozabileceğini hesaba katarak kabanımı da alıp önce odadan sonra da otelden çıktık.

Yaklaşık on dakikalık bir yolun ardından Eyfel kulesinin en üst katının hizasında bir binada olan restoranda ulaşmıştık.

Resmen bütün Paris ayaklarımın altındaydı.

Pars arkamdan ellerini belimde birleştirirken gözlerimi kapattım.

Sadece iki ayda öyle güzel karışmıştı ki hayatıma şu an yok olacabileceği düşüncesi bile beni mahvediyordu.

Elimi tuttuğunda beraber masaya oturup yemeğimizi yemeğe başladık.

Gözlerimin konuştuğu bir yemeğin ardından restorandan çıkıp kulenin altına doğru geçtik. Bir sürü fotoğraflar çektim.

Bazılarında boynuna sarılmıştım bazılarında ise alnım alnına yaslıydı ama hepsinin ortak noktası o olduğundan hepsi ayrı ayrı çok güzeldi.

Arabaya binip tekrardan otele geçtiğimizde yarın bir daha buraya gelmeye karar verip odamıza çıktık.

Pars duş alacağımdan kafeterya da takılırken bende rahatça banyoya geçtim.

Kısa bir duşun ardından kısa şortumu ve bustiyerimi giyerek dolabın önüne geçtim. Hazır Pars yokken hala dolaptan alamadığım o aşna fişne aletini cekmeceye bir yere sağlayacaktım.

Saçlarımı kurutup dolaptan askısıyla duran ve yok denecek kadar az bir tülle yapılan geceliği elime aldığımda saçlarımın arkasında hissettiğim nefes beni olduğum yere çivilemiş elimdeki askıyı yer ile buluşturmuştu.

"Çok güzelsin."

Hayır hayır hayır!

🚓🚓🚓

NELER GEÇİYOR AKLIMDAN TÖVBE TÖVBE! DJDJDJDH

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🤍🍀

 

Loading...
0%