Yeni Üyelik
48.
Bölüm

48. Bölüm

@yazarzeeyzey

ARANIZDA DRAMI FAZLA AMA KALİTELİ BİR KURGU OKUMAK İSTEYEN VAR MI? ONA GÖRE ÜZERİNDE ÇOKÇA UĞRAŞTIĞIM BİR KURGUMU YAYINLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM. FİKİRLERİNİZİ ALABİLİR MİYİM? 🫶🏻

YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️

Aynı zamanda Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma da bekleniyorsunuuuz 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️

Ufacık bir +18 sahnesi ile başlıyor bölüm rahatsız olan geçebilir akışı bozmuyor 🤍🍀

🚓🚓🚓

Arkamdaydı. Nefesi boynuma vuruyor burnu saçlarımın arasında duruyordu.

Bedenimi ondan taraf çevirdiğim anda dudaklarıma kapanan dudakları ben buradayım derken kalbim deli gibi atıyordu.

Sırtım dolaba yaslandığında ne yapmam gerektiğini bilmeden kollarımı ensesinde birleştirdim.

Karnım resmen beni kıvrandırıyordu.

Öpüşü derinleşiyordu. Elleri belimden sırtıma uzanıyordu ve bu süreçte üzerindeki yetkimi sonuna kadar kaybettiğim bedenim ona karşılık veriyordu.

Belimi tutarak beni havaya kaldırdığında kalçasının üzerinde birleştirdiğim bacaklarım onu fazlasıyla cesaretlendirmiş olacak ki dudakları boynuma kaymıştı.

Nefes alamıyordum. İçimde başlayan o garip dürtü beni etkisi altına alıyor ve bu bizi bir çıkmaza sürüklüyordu.

Yüzünü tekrardan yüzümün hizasına getirdiğinde bu sefer burunlarımız sürtüşüyordu. O da benim gibi nefes nefese kalmıştı ve bakışlarını asla gözlerimden ayırmıyordu.

Elleri tişörtümün eteklerine ulaştığında fısıldar gibi konuştum.

"P-Pars."

Derin iç çekişi odadaki tek ses olurken gözlerimi kapattım.

"Sınırlar."

Belimdeki eli yok olurken gözlerimi araladım.

"T-tabi sınırlar."

Bacaklarımı kalçasından indirdiğimde bir kaç adım geriledi. Volta atar gibi önümde dolaşıyordu.

"Sınırlar, sinirler, sinir krizleri..."

Kendini ikna ediyor gibi sürekli kendini tekrarlıyordu. Benimse bacaklarım titriyor ve az önce yaşadığımız şeyin etkisinden çıkmayan kalbim bütün bedenimi esir altında tutuyordu.

Biz az kala sevişecektik!

Kollarımı birbirine dolayıp ne yapacağımı bilemez halde beklerken yavaşça mırıldandım.

"B-ben kendi sınırımda uyuyayım o zaman."

Bakışları bana döndüğünde onaylar gibi başını salladı.

"Uyuyalım tabi. Sınırlarımız içinde."

🚓🚓🚓

Başımın yaslı olduğu göğsüne kollarımı sarıp derin bir nefes aldım.

Bu yatak her ne markaysa eve almak şart olmuştu anacım!

Pars'ın parmakları saçımda dolanırken dün yaşanan her şey bir anda beynime üşüşmeye başladı.

"Günaydın güzelim."

"Günaydın."

Hafif bir tebessüm ile bakışlarımı yüzüne taşıdığımda yattığı yerden doğrulup kolunu yatağın üzerine bıraktı.

Evet arkadaşlar kısacası kolu ile yatak arasına sıkışmıştım.

"Dün gece çok güzeldi."

Bakışları gözlerimdeydi.

Ulan biz dün gece tam manasıyla bir şey yaşamamıştık ki!

Yüzümün aldığı şekle sesli bir kahkaha atarken kendini sırt üstü yatağa bıraktı.

"Çok fesatsın Laçin. Ben yediğimiz yemekten bahsediyordum."

İkinci evim olan yerin dibine her zaman olduğu gibi tekrardan girerken yalandan gülümsedim.

"Evet evet öyleydi. Hadi kalk kahvaltı etmeye gidelim."

Gülerek başını salladı.

"Çok da yorulmadık gece halbuki, niye acıktın sen bu kadar?"

Artık yüzüm morarma evresine gelecekken ayaklandım.

"Arabayla gidip geldik ya ondan dolayı söylüyorum."

Yatağın ucundaki minik yastığa kafasına doğru attım.

"Kalkıp gidicem bak!"

Kollarını açarak yanıma adımladı. Başımı göğsüne yaslarken derin bir nefes aldı.

"Bu gün bizim usul bir kahvaltı yerine gidicez. Eğer seni yememi istemiyorsan hızlı hazırlan."

🚓🚓🚓

Kahvaltı edeceğimiz yere gitmek için arabaya bildiğimizde telefonumu elime alıp kızlarla olan grubumuza girdim.

Dün yazmış oldukları şeyleri sonra okumak için atlayıp mesaj yazmaya geçtim.

Siz: Bir şey diyeceğim ama

Siz: Büyük tepkiler vermek yok

Siz: Tamam mı?

Kiraz Mevsimi: söylediğin şeyin ne kadar tepki verilmelik bir şey olduğuna göre değişir o kanka

Ekmeğimin Zeytini: Gönder gelsin

Siz: Biz dün Pars ile az kalsın sevişecektik

Siz: Hatta bir ön sevişme kısmı yaşadık sanırım

Siz: hiçbir fikrim yok

Kiraz Mevsimi: NE?

Kiraz Mevsimi: NE SEVİŞMESİ

Kiraz Mevsimi: HANİ BENİ BU YAŞTA TEYZE YAPMAK YOKTU LAÇİN?

Ekmeğimin Zeytini: Laçin ciddi misin sen?

Siz: Böyle bir şeyin şakası mı yapılır demicem çünkü yapmışlığım var.

Siz: Ama hayır değil. Ciddiyim.

Kiraz Mevsimi: Ne zaman evleniyorsunuz?

Kiraz Mevsimi: Ayrıca niye yarıda kestiniz?

Siz: Ben durdurdum.

Ekmeğimin Zeytini: Sana olan tepkileri nasılsın şu an?

Siz: Normalde olduğundan daha alaycı.

Kiraz Mevsimi: Nasıl bir histi?

Bakışlarım arabayı kullanan Pars'a kayarken titrek bir nefes aldım. Aklımda uyandığımdan beri acaba dün onu durdurmasaydım bugünümüz nasıl olurdu sorusu ve bulamadığım cevabı geliyordu.

İçimdeki dünkü garip dürtü yoktu ama sanki o raddeye geldiğimiz için artık her konunun sonu ona bağlanacakmış gibiydi.

Siz: Bilmiyorum. Adlandırabileceğim bir şey değil.

Kiraz Mevsimi: Nasıl o raddeye geldiniz?

Kiraz Mevsimi: Bizim acilen konuşmamız lazım!

Ekmeğimin Zeytini: Bence de

Siz: Şu an yemek yemeğe gidiyoruz konuşamam.

Siz: Akşama doğru yalnızken ararım sizi.

Hain Düdük Kerem: Benim burada ne işim var lan?

Hain Düdük Kerem: Sen ne diyorsun Laçin?

Hain Düdük Kerem: Ben şimdi o Pars denen düdüğün ağzına sıçmaz mıyım?

Hain Düdük Kerem: Hem de ne sıçarım!

Bunun burada ne işi vardı?

Pars'ın cebindeki telefonu çalarken hızla ona döndüm.

"Pars telefonu bana ver!"

Bakışları bana döndüğü sırada çağrıyı cevapladı.

Ben yandım bittim kül oldum!

🚓🚓🚓

Dırırırırırım fjfjfjfj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀🤍

 

Loading...
0%