@yazarzeeyzey
|
Profilimdeki "Gastronot Frambuaz" kitabıma da bekleriiim 🌸 BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN 🌸🫶🏻 Ne zaman taksiye bindik, ne zaman hastaneye ulaştık inanın ki bilmiyordum. O kısımlar aklımda yok gibiydi. Annemin beni aramasının üzerinden yaklaşık üç saat geçmişti. Kocaman ameliyathane yazısının önünde ellerimi başımın etrafına sarmış yere çökmüştüm. Kalkacak gücü de bulamıyordum. "Laçin ne olur gel şuraya otur." Pars yanıma çömelmiş öylece bekliyordu. Başımı yasladığım dizimden ayırmadan konuştum. "Pars lütfen, yalnız kalmak istiyorum." Bir mühlet sesi gelmese de gözlerimi kapatıp içimde kopmasını engellemeye çalıştığım fırtınayı dinlemeye başladım. Korkuyordum. Hayatımın her döneminde var olan babamın yok olabileceği gerçek olabilecek bir şey gibi gelmiyordu. Boşlukta gibi hissediyordum kendimi. Bir deliğe düşmüş ve o delikten beni sadece babam alabilecek gibi geliyordu. Çok çabuk üşüyen biriydi babam, orası soğuk muydu? İçeriden bana 'kızım örtü getirsene' diye bağırıyor muydu ben duyamıyorken? Biri omzuma dokunduğunda derin bir nefes alıp tepki vermedim. "Laçin şunu iç." Kerem başıma geldiğinde yüzümü bakışlarının hizasına getirdim. "İstemiyorum Kerem. Rahat bırak beni." "Olmaz Laçin, seni bana emanet etti Arslan am-" Elinde duran suyu alıp tek dikişte içtim ve bardağını sertçe elinin içine bıraktım. "Al içtim, şimdi git." Tekrardan yere çöküp ellerimi dizlerime yasladığımda Kerem bu sefer yanıma oturdu. İçimdeki üzüntü hızla sinire evrilirken yerimden doğruldum. "Anlamıyor musunuz ya? Tek başıma kalmak istiyorum. Tek." Kerem'e doğru konuşurken bakışlarımı Pars'a çevirdim. "Sadece ben. Tek başıma." O da benim gibi yerinden doğrulup aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapattı. "Benden her şey iste ama seni bu durumda böyle yalnız bırakmamı isteme Laçin." Yaşlarım yanaklarımdan süzülürken titrek bir nefes aldım. "Bak seni kırmak istemiyorum Pars. Ama ne olur daha fazla zorlama beni." "Beraber gülerken tek başına ağlaman hiç adil değil." İçimde kalmasını artık sağlayamadığım fırtına kendini gösterirken avazım çıktığı kadar bağırdım. "Benim babamın da içeride can çekişmesi hiç adil değil." "Tek başına bu kadar büyük bir yükü kaldırması hiç adil değil." "Laçin." Dediklerini sanki bedenim işitmiyor gibi kontrol yetkimi kaybediyordum. "Benim ona yardım edemeyip burada oturmam hiç adil değil!" Başım sert bir göğse çarpması son damla olmuş olacak ki hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. "Geçti bir tanem, ben buradayım." "Geç-geçmiyor Pars. Çok canım acıyor." Kolları bedenimin iki yanına sarılıyken yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Öpsem geçer mi?" Ona yaptığım haksızlık ile ağlamam durmak yerine artarken yanda duran sandalyeye oturduk. Hıçkırıklarım zamanla dinerken sol tarafımdaki boşluğa Kerem oturdu. Başımı Pars'ın omzundan çekip hiçbir şey demeden hızla Kerem'e sarıldım. Omzum ıslanmaya başladığında titrek bir nefes alıp yüzümü yüzünün hizasına getirdim. "Ö-özür dilerim." "Kapa çeneni salak." Ne kadar gülmeye çalışsa da gözlerinden akan yaşlar onunda tıpkı benim kadar acı çektiğini gösteriyordu. "İnsan abisine bağırmaz ufaklık, val-valla Arslan amcama söylerim seni." Hafif bir tebessüm ile başımı salladım. "Bir uyansın, sapasağlam çıksın şu kapıdan istediğin her şeyi söyle. Ben razıyım." 🚓🚓🚓 Ameliyat yedinci saatini doldurmak üzereydi ama biz hala kapıda bir haber bekliyorduk. Midem bulanıyor ve başım ağrıyordu. Oturduğum yerden hava almak için doğrulduğum sırada kapı açılınca hızla oraya döndüm. Doktor ağzındaki maskesini çıkarıyordu. "Arslan Karahan'ın yakınları?" Annem sakinleştirici verildiği için bir odada yatıyordu. Doktorun karşısına geçtim. "Kızıyım ben." Başını sallayıp eldivenlerini çıkardı. "Baban çok güçlü çıktı. Pıhtıyı aldık, hayati bir tehlikesi kalmadı. Geçmiş olsun." 🚓🚓🚓 4K olmusuzzzzzz. Çok çok aşk annecim 🌸 Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum 🫶🏻
|
0% |