@yazarzeeyzey
|
YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️ Aynı zamanda Profilimdeki "YANLIŞ D'" kitabıma da bekleniyorsunuz. O BUGÜN YAYINLANDII 🌼 Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️ 🚓🚓🚓
"Bilseydim korkutmazdım güzelim, benim." Tanıdık olmayan kokusunun aksine tanıdık sesi ile hızla gözlerimi aralayıp kollarımı boynuna sardım. Bedenimin ıslaklığını umursamadan o da kollarını belime sararak derin bir iç çekti. "Laçin iyi misin sen?" Başımı omzunun üzerinden iki yana sallayarak fısıldar gibi konuştum. "Odamıza gidelim mi?" "Tabi gidelim güzelim." Kapının girişine çantamı bıraktığında omzundan tutup yüzümü yüzünün hizasına getirdi. "Anlatacak mısın?" "Ben banyoya girdikten sonra sakin bir yere gitsek olur mu?" Konuyu değiştirdiğimi anlayarak başını sallayıp alnıma uzun bir öpücük kondurdu. "Dışarıda bekliyorum." 🚓🚓🚓 Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından dediğim gibi sakin bir cafeye gelmiştik. Yeşilliklerin arasında olan konumu ile bakışlarımı dışarıdan alamazken başımı omzuna yasladığım Pars hafifçe kıpırdandı. "Laçin beni korkutmaya başlıyorsun, ne oluyor? Çıktık gel-" "Seni havuzda beklerken biri yanıma geldi, soru sordu cevap vermedim. Yüzmeye başladığımda peşime takıldı bende havuzdan çıkıp yanına gelmek için salondan çıktım. Bu sefer asansöre geldi ve rahatsız ettiğini, gerekirse yardım çağıracağımı söylediğimde 'ben burada asansör bekliyorum' diyip de bir nevi üzerine örteceğini söyledi. Merdivenlerde de o yüzden korktum zaten, o zannettim." Kasılan çenesi ile bakışlarını gözlerimden ayırmazken tepkisizce durdu. "Ve biz kaçar gibi buraya geldik öyle mi?" Hızla başımı iki yana salladım. Yüzündeki tepkisizlik her saniye sinirle yer değiştiriyordu. "Ben sadece uzaklaşmak istedim Pars." Kendi kendini onaylar gibi başını sallayıp çayının son yudumunu içti. "Madem bu şerefsiz ibne bu kadar rahat, bu kadar kendinden emin, gelsin bir de yiyorsa benim yanımda rahatsız etsin seni. Baksın bakalım sonra dünya kaç bucak!" 🚓🚓🚓 Otele geri döndüğümüzde akşam saat dokuza geliyordu. Şansımıza sağanak yağış başlamış ve biz akşam için yaptığımız planları iptal etmek zorunda kalmıştık. İkimiz de kısa bir duşun ardından yatağa uzandığımızda rastgele bir film açıp izlemeye başladık. Yanındayken hissettiğim huzur beni o kadar mayıştırıyordu ki gözlerimi açmak için deli gibi enerji harcıyordum. "Uykum geldi." Sesli kahkahası ile sol yanağımı göğsüne yasladım. "Uyuyalım güzelim. Ama şu iki gece sonra ben nasıl uyuyacağım onu bilmiyorum." Yüzümü yüzünün hizasına kaldırdım. "Görüntülü konuşuruz." Burnu burnuma sürterken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Oradan kokunu duyabileceğimi hiç sanmıyorum." Minik bir tebessümle yanağına öpücük kondurup geri çekildim. "Sanırım uzun bir süre gittiğimiz yere o gittiğimiz yerin bakanı gelip bizi bir odaya mecbur bırakmayacak." Gülerek başını salladı. "Desene mecbur evleneceğiz artık." Alayla kaşlarımı kaldırdım. "Sanki zorla evlendiriyoruz. Evlenme Allah Allah! Bende gider sırada bekleyen diğer kişilerle evlenirim." Bir anda kendimi altında bulurken bakışlarımı kaymaması için gözlerine kilitledim. "Anlamadım, ne bekleyeni?" "Hani üst komşumuz var başını o çekiyor falan." Kaşları alayla kalkarken bakışlarını dudaklarıma indirdi. "Desene ölene dek bekleyecekler." Yüzü her kelimesinde imkanı varmış gibi daha çok yüzüme yaklaşırken gözlerimi dudaklarına indirmemek için zor duruyordum. "Ben varken o listeyi yakmaktan başka çaremiz yok." Dudakları dudaklarıma kavuştuğunda eli belime uzanmıştı. Bizim niye her konuşmamız bu pozisyonda bitiyordu bir anlasam! Geri çekildiğimde nefes nefese kalmıştı hali ile iş iyiye gitmezken gözlerini kapatıp yanıma devrildi. Kendi kendine fısıldar gibi konuşurken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Sınırlar var Pars. Sınırları hatırla, sınırları ve sinirleri..." 🚓🚓🚓 "Evet anne kahve içicez şimdi. Lobideyiz." Annem her zamanki gibi sarma sararken başını salladı. "Müsait olduğunda odanı çek at bana, merak ettim." Tam olarak nereyi anne? Pars ile yattığımız yatağı mı yoksa odanın içinde olan banyoyu mu? "Tamam anne tamam atarım." Annem kaşlarını çatarak ekrana bakmaya başladı sırada konuştu. "Kızım bankadan arıyorlar kapatıyorum öptüm." Çağrı sonlandığında bakışlarımı sırada bekleyen Pars'a çevirdim. Öpücük atarak göz kırptığında gülerek önüme döndüm. Bugün cuma! Dün Duy beni vardı! Hemen internetten yeni bölümü açtım. Fragmanı izleyerek gün sayan ben bölümü unutmuştum iyi mi? Diziye kitlenmiş izlerken yanıma bırakılan kahve ile sırıttım. Aşkıma bak be nasıl da dakikasında getirdi kahvemi! "Teşekkür ederiiiiim." Başımı kaldırmadan kahveden içtim. Ah Kanat'ım da Kanat'ım Elini omzuma koyduğu sırada konuştu. "Rica ederim küçük hanım." Başım hızla sesin sahibine döndüğünde elimdeki kahve masaya düşmüştü. Eteğimin açık bıraktığı bacağıma dökülen sıcak kahve ile inleyerek geri çekildigimde yabancı kişi hızla eğildi. "İyi misin?" Korkuyla geri çekildim. "Sana ne! Sapık mısın nesin!" "Sadec tan-" Cümlesini yarıda bırakan yumruk onu yere adeta sümük gibi yapıştırırken bacağımın acısıyla geri çekildim. "Ulan ibne, Ulan pezevenk! Hayır lafını anlamak bu kadar zor mu lan? Zor mu?!" İkinci ve üçüncü yumruğu ile başı yere düştüğünde güvenlik araya karıştı. "P-Pars!" Kıpkırmızı olmuş ve şimdiden soyulmaya başlamış olan bacağımı gördüğü gibi yerde yatan sapığa bir tekme daha geçirdi. "Gerekirse yedire yedire hepinize hayır ne demek öğretirim! Sizi istemeyen birini rahat bırakmayı öğrenene kadar!" 🚓🚓🚓 Hehehehee Pars helal oğluşum helal fjdjddj Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🤍🍀
|
0% |