@yazarzeeyzey
|
YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️ Aynı zamanda Profilimdeki "YANLIŞ D'" kitabıma da bekleniyorsunuz. O BUGÜN YAYINLANDII 🌼 Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️ "Çorba yapıyorum anne, evet evet çok hasta!" İçeriden gelen kahkaha seslerine gülmemek için kendimi kasarken bir yandan da çorbayı karıştırıyordum. "Gelmem ben bu akşam, iyi olacak gibi değil. Çok ateşli." Allah'ım sen affet! Hasta olmasa da ateşli olduğu gerçekti sonuçta. "Tamam kızım acil bir şey olursa bize seslen." Asla! "Tabi ki." Telefonu kapattığımızda derin bir nefes alıp tezgaha yaslandım. Görev tamamlanmıştı! Çorbayı geniş bir kaseye alarak tepsiye dizdim. Pars rol yapmaya dünden razı olduğundan asla yerinden kalkmıyor, uyuyormuş gibi yapıyordu. "Çorban geldi müstakbel kocacım." Yavaşça gözlerini araladığında tepsiyi dizlerine doğru bıraktım. "Ama ben içemem ki sevgilim. Bana yedirmen lazım." Yüzüme yerleşen mallık ile elimi anlına koyup geri çekildim. "Aşkım sen kendini fazla mı role kaptırdın? Ateşin yok biliyorsun değil mi?" Bana doğru uzanırken başını iki yana salladı. "Sen yanlış yerde arıyorsun ateşi, o yüzden sana yok gibi geliyor." Olur olur, yeriz yeriz. "Ya ya hava da aramam lazım çok doğru. Maşallah kavruluyoruz. Neyse sen iç çorbanı bende dolabından kendime bir kaç şey aşırayım." Alayla başını salladığında ezberimde olan odasına daha doğrusu iki ay sonra odamız olacak yere adımladım. Dolabının sürgülü kapağını aralayıp bakışlarımı eşyalarda gezdirmeye başladım. Maşallah dolabın yüzde doksanını siyah tişörtler oluşturuyordu. Gömlekleri kenara çektiğim sırada karşıma çıkan kadın pijamaları ile gözlerim seyirirken durmak zorunda kaldım. Bildiğiniz saten kadın pijaması bu. Kadın! Pars inşallah cinsiyet değiştirmişsindir de aklıma geleni yapmamışsındır yoksa yaktım çıranı! Pijamayı kaptığım gibi seri adımlarla aşağıya indim. "Pars!" Ani çığırmam ile elindeki çorba kasesine karnına bırakan Pars benden de büyük bir inlemeyle ayaklandı. "Pars bu ne?" Bahsettiğim şeye bakıp hızla tişörtünü çıkarmaya başladı. "Ah- pijama hayatım. Neye benziyor?" Karnının yandığı gerçeğini göz ardı etmeye çalışırken pijamayı suratına fırlattım. "Kimin bu!?" Pijamanın gözlerini kapatmasından dolayı sehpaya takılıp bir seksen yere uzandığında kollarımı bağlayarak başına geçtim. "Bir tanem valla sana aldım ben onu." Çatılan kaşlarım gevşerken Pars yattaığı yerden doğrulup yere oturdu. "Dolapta diş fırçamın yanında bir tane daha var mesela, ya da terlikten. Gömleklerin arasında bir kaç tane bedenine uygun kıyafet asılı, mutfakta en sevdiğin mısır gevrekli sıralı. Bende kalman gerektiğinde sıkıntı çıkmasın diye almıştım." Yüzümdeki sert ifade adeta eriyip kendini aptal aşığa bırakırken yanına çömelip kollarımı boynuna doladım. "Yiaaa teşekkür ederim aşkım." Başını sallayıp sarılmama karşılık verdiği sırada acıyla inledi. "Önce senin şu yanığa bakalım bence." Mutfaktaki ilk yardım çantasını kapıp içinden yanık kremini çıkardım. Taş gibi mübarek kaslarına bakmamaya çalışarak karnına kremi sürerken sanırım stresten bayılacaktım. Pars iki saniyede bir yutkunurken ben olası bir tehlikeye karşı tedbirli durmak için içimden dua ediyordum. Çünkü Pars ne zaman benim koluma dahi dokunsa ben kendimi onun kucağında buluyordum! Yavaşça doğrulurken yerde duran pijamayı aldım. "Ben bunu giyeyim o zaman." Başını salladı. Seri adımlarla tekrardan odaya çıktım. İç çamaşırlarımın üzerine saten askılı üstü ve aynı model kısa şortu geçirip aynanın karşısına adımladım. Fazla güzel olmuştu. Hatta biraz... Cüretkar? Yatağın köşesinde duran komodinin üzerindeki bardağa suyu doldurup kocaman bir yudum aldım. Kapının önünden gelen kırılma sesi ile bedenim hızla o tarafa dönmüştü. Pars ağzı açık bir şekilde bana bakarken bakışlarım gözlerindeydi. "Çok yakışmış." Bardağı sehpanın üzerine bıraktığım sırada elim ayağım birbirine girdiğinden bardaktaki su boylu boyunca şortuma ve üstüme dökülmüştü. "Sanırım benim bunları da çıkarmam gerekecek." Buradan sonrası +18 içeriyor canlar. Okumak istemeyenler bir sonraki bölüme geçebilir çıkışlar soldan😅🍀 Bedeni bedenimin yanındayken bir anda dudağıma yapışan dudakları bedenimi bir anda derin bir uyarıya geçirdi. En son bu raddeye geldiğimiz gibi bacaklarım beline sarılırken bu sefer istikametimiz direk yataktı. Elleri bedenimin her bir bölgesinde dolaşırken benim tek yapabildiğim kapalı gözlerimle başımı geriye yaslamaktı. Size iradem şip şak ortadan yok oluyor demiştim! Kasıklarımı uyaran bedeni beni ne kadar geriyorsa elleri bir o kadar rahatlatıyordu. Tişörtünü hırsla üzerinden çıkarırken bana döndü. Tıpkı onun gibi üzerimdeki ıslak üst yeri boyarken sütyenim göz önüne çıkmıştı. Aklım başımdan adeta giderken daha fazla öylece bakmasına müsade etmeye dayanamayan bedenim bedenini kendime doğru çekmemi sağlarken tekrardan dudaklarımız birleşmeşti. O kadar aceleci bir tavır içindeydik ki savaşıyor gibi göründüğümüzden adım gibi emindim. Alt bedeni hareketlendiğinde nefes alışlarım hızlanmıştı. Elleri sütyenimin kopçasını bulurken dudakları dudaklarımdan ayrılmış bakışlarını gözlerime taşımıştı. "Du-durmamız lazım. Sınır, sınırlar v-" Sesli bir yutkunuşun ardından üzerimde oluşunun bana verdiği cesaretle elimi ensesine taşıdım. "Biz o sınırı yak-yaķtık Pars. Senin ateşin bedenini aştı. Önce bana bulaştı sonra da sınıra..." Derin bir nefes aldım. "Yaktı..." Dudaklarımı dudaklarına mühürlediğim saniye sütyenim açılmış, bedenim bedeninin üzerine konumlanmıştı. Ne kadar zaman geçti bilinmez, üzerimizdeki her türlü fazlalık kıyafet yerle buluştuğunda Pars bedeninin ağırlığını üzerime bırakmadan bizi birleşti. Hızla kapanan gözlerim avuçlarımın içine soğuk çarşafı davet etmişti. Hareketsiz bir şekilde bekliyordu. Benden bir hareket beklediği çok açıktı. Kasıklarımın garip uyuşukluğu ve ağrısı ile aralanmış dudaklarını örtmem fazlasıyla yeterli olmuş olacak ki hareketlenmeleri başlamıştı. "Durmamı istediğinde söyle..." Derin bir iç çekip dudaklarını köprücük kemiğime indirdi. "Gücümün yettiğince isteğin anda duracağım." Yatağın içinde adeta kayıyorduk. Her girişinde ağzıma tırmanan kalbim hissettiğim hazla kriz geçirir gibi oluyordu. Dediklerinin aksine asla durmasını istemezken bedenimi bedenine daha çok bütünleştiriyordum. Dudakları boynumda, göğsümde ve omuzlarımda dolanırken benim ellerim sadece sırtındaydı. Hala kalçasına sarılı olan bacaklarım titremeye başladığında içimde çakan şimşekler bütün enerjimi alıp götürürken ter içinde kalmış bedenim yatağa mıhlanmıştı. Pars hızlanıp bir kaç saniyenin ardından yanıma çöktüğünde yavaşça gözlerimi kapattım. Kolumu tutup başımı göğsüne yaslattırırken tıpkı onun gibi ellerimi beline sardım. "Çok güzeldi, güzeldin, güzelsin." Başımın üzerine uzun bir öpücük kondurduğu sırada başımı göğsünden kaldırmazken titrek bir nefes aldım. Sınırları yıkmış, hayır yakmıştık. Sadece kendi kuyuma değil, sınırların yakıldığı bu dipsiz güzelliğe düşmüştüm ve bedenimde bulutların üzerinde gezindiğimi düşündüren mutluluktan hariç hiçbir şey yoktu. Kasıklarımı hissetmiyordum. Deli dehşet bedenimde dolanan heyecanın aksine. Baş parmağım bedeninin yanını okşarken derin bir nefes aldı. "Bana hayatımda yaşayabileceğim en özel geceyi yaşattığın için teşekkür ederim." Fısıldar gibi konuştuğu sırada başımı kaldırıp yüzümü yüzünün hizasına getirdim. Yeniden dudaklarımız birleşirken gözlerim kapanmıştı. "Seni çok seviyorum." Sırıttı. "Bende seni seviyorum bir tanem." Başım tekrardan göğsünü bulurken sesli kahkahası duvarlarda dolanıyordu. "Demek yaktık sınırları... Ömür boyu külünü canlı tutmaya ne dersin?" 🚓🚓🚓 Şimdi derin bir nefes alıyoruz. Bir yudum suyun eşliğinde kendimize geliyoruz djdjdhdhd Çabuk çabuk çabuk dökülün. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Özellikle bu bölüm hakkındaki. Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
|
0% |