@yazarzeeyzey
|
YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️ Aynı zamanda Profilimdeki "YANLIŞ D'" kitabıma da bekleniyorsunuz. O BUGÜN YAYINLANDII 🌼 Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️
"Anne Pars'a kahvaltısını verip okula geçicem. Akşam kızlar gelecek. Dedikodu yaparız biraz." Başını salladığı sırada elimde tuttuğum tepsiye zeytin kasesini koydu. "Afiyet olsun kuzum. Geçmiş olsun dileklerimi ilet oğluma." Kime geçmiş oldu bilmiyorum anne ama neyse... Seri adımlarla evden çıktım. Ayakkabılıkta duran anahtarı aldığımdan kapıyı açıp içeri girdim. Evdeki sessizliğe bakılırsa Pars hala uyuyordu. Eve gidip annem anlamasın diye kan kaşınarak duş almış ve kahvaltıyı bahane edip kaçmıştım. Kasıklarımdaki ağrı hala geçmezken ayakta durmak işkence gibi geliyordu. Hemen masaya tepsidekileri dizip yatak odasına adımladım. Pars'ı uyandırıp derse gitmem gerekiyordu. Dağılmış saçları alnına dökülmüş öylece yatarken yanına yaklaşıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ne olduğunu anlamadan kendimi yatakta bulurken Pars pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. "Günaydın bir tanem." Hanımlar beyler durum güncellemesi yapıyorum. Artık sadece gözlerine baktığımda bile içimde kucağına çıkma dürtüleri oluşuyordu! "Günaydın sevgilim." Dudakları yine dudaklarıma kapanırken elleri belimi bulmuştu. Kafanı topla Laçin! Ders, sınav, dudakları- hayır! Boynuma inen ıslaklığı ile titrek bir nefes aldım. "Pars derse yetişmem gerekiyor." Beni duymuyor gibi yaparken belimdeki elleri beni onun bedeninin üzerine konumlandırmıştı. "Gitme..." Tamam o zaman ben soyunuyorum. "Gitmem lazım, hoca beni bekliyor." Yalanımı sikeyim! Başı hafifçe geriye gittiğinde bakışlarımızı birleştirdi. "Hangi hoca?" "Nasrettin." Sahte bir gülümsemeyle yatağa iniş yapıp hızla fırsattan istifade ayaklandım. "Aşağıda kahvaltı hazırladım. Yer çıkarsın tamam mı?" Ellerini başının altında birleştirdiği sırada dudağını ısırarak bedenimi süzdü. "Ben ne güzel kahvaltı ediyordum zaten." Eveeet. Geldi Pars'ın cinsiyeti ve adı olan yemeği rolüne büründüğüm zamanlar. "Neyse ben kaçtım. Afiyet olsun sana." Öpücük attığında gülerek önce odadan daha sonra evden çıktım. Evimizin alt sokağında bulunan taksi durağına inip boşta olan taksilerden birine atladım. Yaklaşık yirmi dakikanın ardından okuldaydım. Arabadan inip sınıfa doğru yürürken çantamdaki telefonum mesaj geldiğini belli ederek titremeye başladı. Mesaj Pars'tandı. Sevgilim: Kahvaltımı ettim bir tanem. Ama emin ol tadı senin kadar güzel değildi. Bugünde utanma kotamızı doldurduk çok şükür. 🚓🚓🚓 "Kiraz valla çok yorgunum. Siz gelene kadar eve geçip uyumayı düşünüyorum." Onaylayan mırıltılar çıkardığı sırada karşıya geçtim. "Niye yoruldun ki sen bu kadar?" Alt tarafı seviş- "Bilmem. Kasık aman karnım ağrıyor." "Tamam canikom, sen eve geç dinlen. Ben akşam gelirken bir şeyler söylerim." Telefon kulağımdayken tekrardan titrediğinde hafifçe geri çekildim. Pars arıyordu. "Kiraz Pars arıyor, kapatıyorum." "Tamamdır kuzucum. Görüşürüz." Çağrıyı kapatıp Pars'ın çağrısını cevapladım. "Efendim sevgilim?" "Nerdesin hayatım?" Sesi boğuk ve uzak geliyordu. "Okuldan eve doğru yürüyorum, sen neredesin?" Arabada olduğu belli eden sinyal sesleriyle içimden sessizce dua etmeye başladım. "Annemle beraber dışarıdayız da, annem tutturdu ben gelinimle kahve içeceğim diye. Müsait misin?" Titrek bir nefes aldım. "Tabi ki. Neredesiniz siz şimdi?" Gülüşünün sesi kulaklarıma dolarken aynı anda arkamdan gürültülü bir korna sesi yankılandı. Arabaya doğru ilerledim. "Merhaba Sinem anne." Boş olan ön koltuğa geçip kemerimi taktım. "Nasılsın kızım?" Yavaşça arkama döndüm. "İyiyim Sinem anne, sen nasılsın?" Gülerek elini omzuma uzattı. "İyiyim kızım çok şükür. Gelinimi özledim sadece." Büyük bir tebessümle önüme dönüp hala deli gibi ağrıyan kasıklarımın acısını bir nebze geçirmek için ellerimi bastırdım. Derin bir nefesin ardından başımı cama çevirdiğimde elimin üzerine kapanan el bakışlarımı tekrardan elin sahibine taşımıştı. Fısıldayarak konuştu. "Ağrıyor mu?" Başımı sallayıp iyice arkama yaslandığımda kasıklarımda duran elini hafifçe hareketlendirdi. Yemin ederim aynı şeyi on saniye önce bende yaptım ama şimdi olduğu gibi acısını asla azaltmadı! Gelen rahatlama hissi ile gözlerim kapanırken Pars tekrardan fısıldadı. "Geldik bir tanem." Gelmeseydik sen bana ne güzel masaj yapıyordun! Hepimiz arabadan indiğimizde kafeye girdik. Üst katta ferah bir yere geçtiğimizde garson gelmiş siparişimi alıp bizi yalnız bırakmıştı. "Eee var mı heyecan?" Gülerek başımı salladım. "Var Sinem anne. Bir aksilik çıkacak diye ödüm kopuyor." Sinem anne gülerken Pars elini elimin üzerine kapamıştı. "Hala ben müstakbel karımın nişanda ne giyeceğini bilmiyorum ama." Bakışları bana döndüğünde başımı iki yana salladım. "Az kaldı müstakbel kocacım iki gün sonra görürsün." Gülerek başını önüne eğdiği sırada siparişlerimiz gelmişti. Soğuk kahvemden bir yudum alıp arkama yaslandım. "Kızım sen yüzüne bir şey mi yaptırdın? Dünden bugüne bir parlaklık gelmiş sanki." Sinem anne konuştuğunda kahve boğazımda kalırken deli gibi öksürmeye başladım. Pars pis pis sırıtırken masanın altından ayağına basıp derin bir nefes aldım. "Yok anne yediklerim cildimi düzenliyor herhalde ondan." Başını sallayıp kahvesinden bir yudum aldığı sırada Pars daha da büyümüş sırıtışı ile bana bakıyordu. Hatırlatın da şunu ben tenhada bir döveyim! "Demek yediklerin cildini düzenliyor?" Kulağıma doğru fısıldadı. Yüzüm alayla ona doğru dönerken tıpkı onun gibi sırıttım. "Biraz daha konuşursan küllerini canlı tutalım dediğin sınırları kutuplarda dondurucam. Bir daha asla yanmayacak şekilde." Ellerini iki yana kaldırırken yalandan bir korkuyla başını salladı. "Bir daha ağzımı açarsam şerefsizim." 🚓🚓🚓 "Yok be Zeytin, baksana ölü gibi uyuyor." Başımda susmayan vızıltılar ile yastığı alıp kulağıma kapattım. "Ulan Laçin uyansana! Biz geldik!" "Ya zaten bütün gece adam akıllı uyumadım. Bir gidin başımdan." Yastık başımdan çekilirken Kiraz konuştu. "Hani Pars yalancıktan hastaydı? Ne diye uyumadın?" Gözlerimi araladığım sırada tekrardan kasığıma giren ağrı ile yüzümü buruşturduğumda bacaklarımı kendime çektim. "Kalk Laçin! Bak deli gibi indirim beklediğimiz mağazalarda resmen fiyatlar yarı fiyatına inmiş. Çeyiz için bir tane gecelik bile almadık hala! Hadi!" Ağlayarak yataktan doğruldum. Sadece yarım saat uyuyabilmiştim. Çok güzel! Ne olduğunu bilmeden Kiraz'ın uzattığı elbiseye alarak lavaboya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim. Saçımı düzeltip çantamı aldığımda evden çıkıp kapıda bizi bekleyen taksiye bindik. İstikametimiz hepimizin bildiği bir iç çamaşır mağazası ve diğer bütün mağazalar. "Önce kahve içelim, benim açılmam lazım." Alışveriş merkezine geldiğimizde taksiye gerekli ücreti verip içeriye girdik. Kahvelerimizin olmasını beklerken Kiraz'ın okul maceralarını dinledik. Bu kız sanki okula değil de film setine gidiyordu mübarek. "Sen hala niye gece uyumadığını anlatmadın Laçin?" Yavaşça omzumu silktim. "Bilmem." Gözlerini kısarak yüzüme yaklaşırken işaret parmağını yanağıma sürttü. "Lan sen yüzüne ne sürdün? Çok güzel duruyor." "Ay alt tarafı beraber olduk bunun yüzümle ne gibi bir alakası var ben anlamıyorum ki!" İkisi de şok olmuş şekilde bana bakarken gözlerimi kapatıp başımı eğdim. Dilimin bağını- "Siz birlikte mi oldunuz?" Aydınlanma gelmiş gibi elini çırptı. "Tabi ya! Ondan sen uyuyamadın gece şimdi de o yüzden çarpılmış gibi yürüyorsun!" "O kadar belli oluyor mu?" Yüzü aniden ciddileşirken başını iki yana salladı. "Hayır biraz abarttım sadece." Derin bir iç çekip arkama yaslandığımda ikisi de donuk bakışlarla bana bakıyordu. "Ulan uzaylıymışım gibi bakmayın ya, utanıyorum zaten." Kiraz başını sallayıp telefonunu eline aldı. "Ben şu sevişmenin cilt güzelliği üzerindeki etkisini araştırayım. Kız yirmi yıldır sahip olmak istediğim cilde bir gecede ulaştı anasını satayım." 🚓🚓🚓 "Bak bunu kesinlikle al Laçin, çok havalı." Gösterdiği saten geceliğe alıcı gözüyle bakıp başımı salladım. "Evet güzelmiş." Hemen elindeki diğer şeyleri gösterdi. "Bunları da al. Belli mi olur adam havaya girer geceliğine yırtar... Yedek bulunsun." "Saçmalama Kiraz." Yapmazdı dimi yani? Başımı iki yana sallayıp uzattığı iç çamaşırı takımlarından iki tanesini sepete atıp kalanını reyona geri bıraktım. "Ben şunlara bakıyorum." Geceliklere doğru geçip kocaman reyonun arasına karıştım. Resmen aynı renkten yirmi model çıkarmışlardı. Haki yeşili kısa bir modeli elime aldığım sırada belime sarılan iri kollar burnuma tanıdık kokuyu çalarken yutkundum. "Bunu üzerinde göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum." İmdat! 🚓🚓🚓 Heheheheh bunlar iyice cozuttu ayol kddjjdjd Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🤍🍀
|
0% |