Yeni Üyelik
57.
Bölüm

57. Bölüm

@yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️

Aynı zamanda Profilimdeki "YANLIŞ D'" kitabıma da bekleniyorsunuz. O BUGÜN YAYINLANDII 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️
🫶🏻🫶🏻🫶🏻

"Hazırım."

İkisi de aynı anda fermuarı çektiğinde elbise sonunda kapanmıştı. Ben nasıl bu kadar kilo almıştım anlamıyorum ki!

Sözümde olduğu gibi bu elbisemi de görür görmez aşık olarak almıştım.

Kuaför saçımı ve makyajımı son kez kontrol edip odamdan çıktığında aynanın karşısına geçtim.

Vallahi çok güzel olmuştum kız!

"Girebilir miyim?"

Belma teyzem kapının arasından gözüktüğünden başımı sallayıp kollarımı açtım.

"Tabi ki teyze."

Gülümseyen yüzü beni baştan ayağa süzdükten sonra dolan gözlerine dönüştüğünde hızla başımı iki yana salladım.

"Teyze yapma valla patlayacak yer arıyorum, ağlarsam kimse durduramaz beni."

"Sen ne zaman bu kadar büyüdün de evleniyorsun? Daha geçen gün bebektin sen, ben uyuturdum seni, ben bakardım."

Arkadaşlar, kaçın!

"Geldiler!"

Kiraz biranda içeri girip kapıyı kapattı. Teyzemin dolu gözlerini fark ettiğinde aniden aramıza girip ellerini bana doğru siper etti.

"Belma teyze lütfen, eğer Laçin ağlarsa bu nişan olmaz ve bu aptal aşıklar kavuşamazlar. Gerçi..."

Çatık kaşlarla bana döndü.

"Siz kavuşmuş oluyorsunuz değil mi?"

"Ne?"

Gözlerim kocaman açılırken alayla güldüm.

"Saçmalıyor işte teyze. Hadi gidelim biz."

Bakışları benle Kiraz arasında gidip gelirken titrek bir nefes aldım. Nişandan sonra ilk işim Kiraz'ın çenesinin bağına tükürmek olacaktı!

🚓🚓🚓

"Kızım ayrı arabalarla geldiniz zaten, kapıda bekliyor çocuk seni."

Başımı sallayıp az sonra içine düşeceğim vantilatörün ayarını yükselttim.

"Ay aman iyi be, gelsin."

Kiraz kilitli kapıyı açtığında siyah takımının içinde resmen afeti devran sözlüm gözüktü. Bakışları anında beni bulduğunda olduğu yere çakılmış gibi kapının önünde dikilmeye başladı.

"Ulan kudurdun içeri giricem diye, ne diye bekliyorsun şimdi?"

Kiraz ağlanır gibi konuşurken Pars başını iki yana sallayıp içeri girdi. Yüzündeki o yarım yamalak gülümseme paha biçilmezdi.

İşte bu yüzden gösterdim elbisemi!

"Ç-çok güzel olmuşsun."

Gülerek başımı salladım.

"Biliyorum. Yüzümde üç artı bir evin badanası varken çirkin olmam pek mümkün olmazdı."

Eli belime uzanırken bakışları gözlerimden ayrılmıyordu.

"Ben en sade halini gördüm, en temizini... Emin ol o zamanda çok güzeldin."

Boğazıma büyük bir yumru oturduğunda Kiraz yalandan öksürmeye başladı.

"Damat bey gelini gördün, gidebilirsin. Gelinin yarım olan aklını da alma kurban olayım."

Pars gülerek başını eğdiğinde masanın üzerinde duran suyumdan büyük bir yudum aldım.

"Evet evet git sen, çıkacağız zaten birazdan herkes gelmiş."

Başını sallayıp kapıya doğru ilerledi. Arkamdaki masanın üzerinden bilekliğimi alacakken belimden döndürülüp Pars'ın dudaklarıma yapışması bir olurken el ayağım boşalmıştı.

Kurban olayım biri bana Pars'ın yanında doğru düzgün durmam için muska falan yazsın!

"Yaktığımız sınırları toplulukta sağlam tutmamız lazım."

Alnı alnıma yaslıyken başımı salladım.

"Alo, azıcık görgü ve ahlaksızlık hattı mı? Acil buraya gelmezseniz olacaklardan ben sorumlu değilim. Şayet kudurmuş arkadaşım ve biricik eniştem bana her an bir yeğen verecek gibi davranıyor. Korkuyorum."

🚓🚓🚓

Mutluluktan dolan gözlerimin beraberinde yüksek alkışlarla salona girerken elimi eline hapsetmiş Pars kocaman gülümsüyordu.

Giriş şarkımızı o seçmişti ve ben şu an oturup buna ağlayabilirdim.

"Sevdan kuşlar misali
Gelip kalbime kondu"

Salonun ortasına geldiğimizde elini belime yerleştirirken bende omzuna tutundum. Kalbimdeki bir anda başlayan heyecan karnımı kıvrandırıyordu.

Ben sanırım bazı şeylerin farkına çok geç varıyordum.

"Benden çaldıkları unut dedikleri
Kaybettiğim kaderi buldum"

Pars bakışlarını gözlerimden ayırmazken yüzümdeki buruk tebessümle derin bir çekti.

"Hayatımda ilk defa mutluluktan ağlayacağım."

Alnıma uzanıp uzun bir öpücük kondurduğunda salonda tekrardan kocaman bir alkış yükselmişti.

"Dünyanın yükünü yazsalar payıma
Dost düşman bir olup çıksa da yoluma"

Şarkıya eşlik ediyorduk. Etrafımızda diğer çiftler dans ediyordu ama ben sadece biz varız gibi hissediyordum.

Evet sanırım gerçekten benim periyot dönemim yaklaşmıştı. Yoksa bu kadar duygusallık bana çok fazlaydı.

"Ben aşkla yürürüm ateşe
Yeter ki sen ellerimden tut"

"Yeter ki yanımda ol, elimi uzattığımda tutacağım, başımı çevirdiğimde göreceğim, gözlerimi kapattığımda varlığını hissedebileceğim kadar yakınımda ol. Artık bu adam sensiz nefes almak ne demek bilmiyor."

Derin bir nefes aldı.

"Bilmekte asla istemiyor."

🚓🚓🚓

Damat halayı nasıl mı oynanmaz? Kerem'e soracaksın...

Başına kravatı bağlamış oynamayı bilmediği için sadece oradan oraya koşuyor ve el çırpılması gereken yerde elini beline koyup kıvırmaya başlıyordu.

Çocukları pistten alabilir miyiz? Teşekkürler.

Şarkı bir anda değiştiğinde benim yaptığım sıraya göre horon çalmalıydı. Peki ne mi çalıyordu?

Çekirge.

Hızla Kerem'e döndüğümde ellerini yana kaldırdı.

"Ben yaptım, aman yapmadım!"

Bütün salon coşmuştu. Kiraz karşıma geçip deli gibi oynayan sevgilisi gibi kıvırmaya başladığında kollarımı kaldırıp olabildiğince ayak uydurmaya çalıştım.

Tekrardan şarkı değiştiğince en azından bu sefer bildiğim yerden geldiği için rahat bir şekilde oynamaya başladım. Pars bir anda karşımda belirirken çalan şakıya bağırarak eşlik ediyordu.

"Dur bakma bana öyle
İçime akıyor o kara gözlerin"

Sırıtışım gitgide büyürken kendimizden geçmiş gibi oynamaya başladık. Pars el çırparken ben eteğimi tutarak olabildiğince etrafımda dönüyordum.

"Yanarım yanarım aşk ile yanarım
Kurbanım yoluna"

Pars'a doğru eğilerek şarkıyı söylüyor bir yandan da oynamaya devam ediyordum.

"Anlıma yazdı kader, silemedum
Ağladum ağladım hiç gülemedum"

Ellerimle ensesinde birleştirdiğimde burunlarımız birbirine değmeye başladı.

"Kimseye söylemedim, diyemedum
Aşk diye çektuğumi"

Şarkılar peşi sıra değişirken bizim gibi tepinen misafirler yorulduğundan yemek servisi başlamıştı. Peki servis yapılırken gelin ve damat olduğumuz için biz ne mi yapmak zorunda kalmıştık?

Tabi ki de masa masa gezip hoş geldiniz demek.

Önce Pars'ın ailesinin oturduğu kısımdan başlayıp bizim tarafa doğru geçtik.

"Hoş geldiniz."

Celal amcanın masasına geldiğimizde arkası bize dönük kişi de kalktığında kaşlarım şaşkınlıkla havalanmıştı.

Ulan Selçuk harbi harbi yakışıklı çocuk olmuştu ha.

"Hoş bulduk kızım. Mutluluklar."

Celal amca başını sallarken Selçuk elini uzattı. Pars'ın belimde duran eli sayesinde uzattığı elini ben tutup selamlaşırken Selçuk kocaman gülümsedi.

"Yıllar geçtikte daha da güzelleşmişsin maşallah."

Bakışlarını benden ayırıp yanımda duran Pars'a çevirdiğinde ciddileşip başıyla selam verdi.

"Allah bir yastıkta kocatsın."

Pars boğazını temizleyip başını salladı.

"Amin."

Diğer misafirlere de selam verdikten sonra nihayet kendi masamıza geçebilmiştik.

"Ben hala bu adama kıl oluyorum."

Pars göz ucuyla Selçuk'u işaret ettiğinde gülerek ellerini ellerimin arasına aldım.

"Bir kızı bin kişi ister de bir kişi alır müstakbel nişanlım."

Alayla başını salladığında önümde duran sarmadan ağzıma sıkıştırdı.

"Damada ve gelinimize biricik harika, mükemmel, asil, cesur, düşünceli ve sayamadığım kadar çok olan güzel sıfatların sahibi kuzeninden bir adet alkolsüz şampanya!"

Bir anda bize doğru salladığı şampanyanın tıpası fırladığında şişeden büyük bir basınçla fırlayan içecek Pars'ın ceketi ve gömleğine boşalmıştı.

"Kerem!"

İkimizde bir anda ayaklandığımızda Pars'ın üzerindeki içeçek benim eteğime de bulaştığında sinirle Kerem'e döndüm.

"Valla billa bozuk bu! Ben yapmadım."

Kiraz ve Zeytin hızla yanımıza geldiğinde sırada eteğimi kaldırıp masanın arkasından çıktım.

"Ne yapacağız şimdi? Üstümüz mahvoldu."

Pars ceketini çıkarmaya çalışırken telefonla konuşan Kağan bize döndü.

"Siz gelin odasına geçin yedek gömleği beş dakikaya getirecekler."

Pars elimi tuttuğunda seri adımlarla odaya ilerledik. Sinirli olmasa da gerildiği çok açıktı. Kolundan tuttuğumda ceketini çıkarabilmiştik. Gömleğini çıkardığı sırada kapı çalındığından getirilen gömleği alıp askısından çıkardım.

"Al sevgilim."

Göğsünde hatta köprücük kemiğindeki yazı ile gözlerimi kısıp yanına yaklaştım.

İtalik bir şekilde minik ama çok hoş duran dövme ile olduğum yere çakılırken bakışlarım gözlerine çıkmıştı.

"Bunu ne zaman yaptırdın?"

Eli her zaman olduğu gibi belime ulaştığında titrek bir nefes aldı.

"Benim olduğun günün sabahında."

Gözümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına bırakırken derin bir nefes aldı.

"Bedenimde sana dair bir şey olsun istedim."

Yüzümde hala ne olduğunu anlamayan ifade gitmezken başımı salladım.

"Bende istiyorum."

Yüzü yüzüme yaklaşırken sırıttı.

"Yaptırırız sevgilim."

Aramızda duran gömleği omzuna doğru bıraktığımda sırıtışını bozmadan giyinmeye başladı. Arkamı dönüp eteğimi temizlemek için mendil ararken Pars'ın kahkahasına karışık sesi duyuldu.

"Arkanı dönmeni gerektirecek bir şey yok sevgilim, görmediğin şey değil."

"Pars!"

Bu yeni nesil gençlerinde edep de kalmamış anacım! Biri de beni örnek alsaydı bari...

🚓🚓🚓

Hehehehee artık nişanlıyız djdjdjd

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

En komik bulduğunuz sahne hangisiydi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀🤍

 

 

 

Loading...
0%