@yazarzeeyzey
|
YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ"NE HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🫶🏻 Ben? Hamile? Bebek? Anne? Ben? "Benim hiç aklıma gelmemişti." Elimin tersiyle ağzımı kapatırken kalçamı lavaboya yasladım. "O-olabilir mi ki?" Zeytin derin bir nefes alıp başını salladı. "Kızım senin evlenmeden önce düzenli olmasa dahi bir cinsel hayatın vardı. Bundan doğalı mı var?" Titrek bir nefes alıp başımı önüme eğdiğimde bakışlarım az önce kilodan olduğunu düşündüğüm karnıma düştü. Her şey aklıma gelmişti ama bunu sanki biliyormuş gibi hiç düşünmemiştim. "Ben eczaneden test almaya gidiyorum. Gelene kadar Kiraz ne olur Laçin'i kendine getir." 🚓🚓🚓 "Hoplayıver çekirge Kiraz kollarımı tutmuş beni dans ettirmek için resmen şaklabanlık yapıyordu. "Ulan azıcık yaşam belirtisi ver anasını satayım. Kansersin demedik hamilesin dedik." Yavaşça başımı sallayıp oturduğum yerden doğruldum. "Kaç dakika kaldı?" Zeytin kolundaki saate bakarken bakışlarım ona doğru döndü. "Daha üç dakika geçmiş Laçin." Normalde su gibi akan zaman şimdi gıdım gıdım artıyordu anasını satayım! "Gel benim nişanda giyinecek elbise bakalım sana." Kiraz elindeki telefonla yanıma geldi. İyi fikirdi, kafam biraz olsun dağılırdı. Tekrardan kolumu tutup beni yanına oturttu. "Bak bu çok güzelmiş, sana da çok yakışır!" Pembe fiyonk deyatlı elbiseyi gösterdi. Hızla başımı iki yana salladım. Hediye paketi olmak gibi bir düşüncem yoktu. Yaklaşık kırka yakın elbise elediğimizde sıkıntıyla arkasına yaslandı. "Ulan o kadar çok model var, bari birini beğen." Telefonu elime almış kısa olan elbiseleri inceliyordum. En sonunda aklıma yatan bir modeli bulduğumda hemen Kiraz'a döndüm. "Bu güzel. Bedeni varsa sipariş edelim, bana olur herhalde bu." Başını uzatıp elbiseye baktı. "Şimdi olsa da iki aya olmaz gibi duruyor." Konuşması ile başım hızla Zeytin'e dönerken dolu gözlerle teste bakıyordu. Kiraz'la aynı anda ayaklanıp teste baktık. Pozitifti. İki tane çizgi yan yana duruyordu. "Laçin?" Soran bakışları üzerimdeyken hala nasıl bir tepki vermem gerektiğini kestiremiyordum. "B-ben anne mi ol-olacağım yani?" İkisi de ağlayarak başını sallarken daha fazla dayanamayıp bende hıçkırarak ağlamaya başladım. Üzüntü ya da pişmanlıktan değil, mutluluk ve bekleyişin verdiği o tatlı heyecanın etkisindendi. Kollarını bedenime sararlarken derin derin nefesler aldım. Gözlerimi karnımdan alamıyordum. Orada biri vardı. Pars ile ikimizden bir parça benim karnımdaydı. Ve bu rüya kadar güzel bir şey olmasına rağmen ben bunu yaşıyordum. Gerçekten buradaydım,buradaydı. 🚓🚓🚓 Uykumu bölen sert kapı sesi ile olduğum yerde sıçrarken gözlerim aralandı. "Bir ben varım anasını satayım sanki orada! Yeni evliyim lan ben! Karımla hasret gidermem gereken yerde..." Gözlerimi ovuştururken odadan çıktım. Yavaş adımlarla merdivenleri indiğimde Pars görüş alanıma girmişti. "Sevgilim?" Sesimi duyduğu gibi oturduğu yerden doğruldu. Hızlı adımlarla yanıma gelip bedenimi kolları arasına aldığında bedeninin gerginliği bir sorun olduğunu fazlasıyla kanıtlıyordu. "Pars ne oldu?" Derin bir iç çekti. "Bana işi bırakmamam için tek bir sebep söyle." Yüzünü görmek için geri çekilecekken buna izin vermeyip kollarını daha sıkı sardı. "Hayalin çünkü. Çocuklarımıza anlatmak istediğin en büyük hatıran, o on beş yaşındaki Pars'ın yıllarca uğraştığı ve her engele rağmen başardığı umudu çünkü." Burnunu boynuma gömerken belimde olan elleriyle ikimizi de koltuğa taşıdı. Kendi koltuğa oturup beni de yan şekilde dizlerine oturttuğunda kollarımı boynuna doladım. "Ben senden ayrılmak istemiyorum." Hızla yüzüm yüzünün hizasına geldiğinde bedenim kaskatı kesilmişti. "N-ne ayrılması?" Titrek bir nefes aldı. Parmakları yanaklarıma uzandığında korkudan ne tepki vereceğimi bilmediğimden öylece bakıyorum. "Ankara şubesinden cinayet büro için çağrıldım." Yavaşça başımı salladım. "Oraya mı taşıyacağız yani?" "Sadece bir görev için. Seri katil hala yakalanmadığından ve her gün ikiden fazla insan aynı şekilde ölü bulunduğundan ana şubeden beni önermişler baş komiser olarak." İyice ona doğru döndüm. "Tamam o zaman, bende geleyim seninle." Gözleri kapandığında başını iki yana salladı. "Bu riski göze alamam Laçin." Kaşlarım çatıldı. Gözlerim zaten şimdiden dolmuşken hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Bi-birer gün arayla iki komiserin de eşini rehin almış. Olay çok büyük. Seni riske atamam." Kollarımı hızla boynuna doladım. Bana risk olduğu kadar ona da risk vardı ve bunu düşünmek nefesimi adeta alıp götürüyordu. Yaşlarım birer birer yanaklarımdan süzülüp boynuna doğru akarken mümkünmüş gibi kollarını daha da sıkı doluyordu belime. "N-ne zaman gideceksin?" "Sabah." Kısık bir hıçkırık dudaklarımdan koptuğunda kollarını omzumun ve dizlerimin altına taşıyıp ayaklandı. Yatak odamıza çıktığımızda beni yatağa bırakıp gömleğini çıkardı. Pantolonunu değiştirip eşofman altını giydikten sonra yanıma geldi. Yatağa uzanıp kolunu bana doğru uzattı. Başım hemen göğsünü bulurken kolları sıkıca belime sarıldı. Konuşmuyorduk. O derin derin nefesler alarak kokumu ciğerine unutturmamak ister gibi davranıyor bense başımın yaslı olduğu göğsünde onu izliyordum. "Her ne olursa olsun, bir şey olursa, tehlike hissettiğin anda babanlara geç." Tekrardan gelen bir atak ile dudaklarım titremeye başlarken ona döndüm. "Se-sen bana değ-değil kendine göz kulak ol. Orada o ka-katille burun buruna geleceksin." Nefes almak saniyeler geçtikçe zorlaşırken bakışlarım karnıma kaymıştı. Elim örtünün altından hafif çıkmış karnıma uzandığında gözlerimi kapattım. Şu an onu babasıyla tanıştırmayı her şeyden çok istesem de yapamazdım. Burada onu bekleyen kişi canının parçasıyla artarsa aklı daha fazla burada kalırdı. Daha çok korkar, daha çok telaş yapar, bu sefer kendini düşünmek aklına bile gelmezdi. Elimi yanağına götürüp ıslak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Gözlerimiz açıktı. Sanki kalan kısa vaktimizde öpüşürken bile gözlerimizi görmemek en büyük kayıpmış gibi geliyordu. Dudaklarının istikameti alnım olduğunda başımı tekrardan göğsüne yasladım. Ağlayışım ve o mayıştıran, huzur kokan kokusu ile gözlerim kapanırken göğsüne küçük bir öpücük kondurdum. Daha fazla zihnim açık kalamazken kendimi uykuya bıraktım. 🚓🚓🚓 Bir anda gelen bir dürtüyle gözlerim aralandı. Hızla yataktan doğrulduğumda yatağın ve evin boşluğu kalbime keskin bir hançeri saplarken bakışlarım odada geziniyordu. Yastığımın üzerinde duran kağıt ile yaşlar gözlerimden süzülürken gözlerimi kapattım. Gitmişti. Kağıda uzanıp katını açtım. Düzgün yazısı beni karşılarken sanki ondan alacağım son habermiş gibi gelen hissimi olabildiğince kenara atıp yazıyı okumaya başladım. "Laçin, bir tanem, sevgilim. Evet bana çok kızacaksın ama sen uyandığında ben büyük ihtimalle çoktan gitmiş olacağım. Kıyamadım. Ne uyandırmaya ne de beni uğurlarken dökeceğin yaşlarına kıyamadım. Kalbim de aklımda seninle beraber güzelim. Önce kendine sonra da onlara iyi bak tamam mı? Geldiğimde senden ayrı aldığım her nefesin telafisini edeceğim söz veriyorum. Telefonu alabildiğim ilk an seni arayacağım. Kendini üzme tamam mı? Ben kendime de çocuklarımıza da verdiğim sözü tutup bu işi çözmüş bir şekilde geri geleceğim. Ve o zaman sanırım ailemize üçüncü bir kişiyi katma zamanı olacak, sende istersen eğer. Kendine iyi bak bir tanem." Seni çok seven kocan Yaşlarım kağıda düşerken dizlerimi kendime çektim. Hıçkırıklarım duvarlarda geziniyordu. Dua ediyordum. Bana, bebeğimize sapa sağlam geri dönmesi için yalvarıyordum. Aksi düşünemezdim, olmazdı da zaten. Onun olmadığı bir yerde benim ikinci bir çıkışım olamazdı. 🚓🚓🚓 Size bir bölümde 'bölüm içerisinde kitabın sonunu gizledim'dediğimde herkes tek bir cevap vermişti. Şimdi hala o sondan o kadar emin miyiz dhdhdhhd Ama tabi ki bende sürpriz bitmez, ne olacağını bilemeyiz. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🤍🍀
|
0% |