Yeni Üyelik
66.
Bölüm

66. Bölüm

@yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ"NE HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🫶🏻
🚓🚓🚓

"Evet Kerem, ben ikiz babası oluyorum."

Gülerek başımı salladım. Pars rehberindeki herkesi arayıp ikizlere hamile olduğumu söylüyordu. Evet evet hepsini.

Bu akşam için bir yemek organize etmiştik ve çok şükür köyden dönen annemler ve Sinem annelere bu müjdeli haberi verebilecektik.

"Herkesi aradın bence kocacım. Hadi eve gidelim artık, yemek yapmam lazım."

Başı hızla bana dönerken yüzüme küfür etmişim gibi bakmaya başladı.

"Ne oldu?"

Bir anda kollarını dizlerimin altından ve sırtımdan doladığında havalanmıştım.

"Bu günden itibaren yürümek bile yasak. Ben taşıyacağım seni."

Gözlerim kocaman açılırken gülerek başımı salladım.

"Oldu olacak benim yerime sen taşı çocuklarımızı hayatım? Nasıl olur?"

Yüzüne bir anda sıcacık bir tebessüm peydahlanırken bana döndü.

"Çocuklarımız...şiir gibi geliyor kulağa."

Burnuma küçük bir öpücük kondurduğunda sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı.

"Canın bir şey mi istiyor mu?"

Yavaşça başımı salladığımda yüzüne biraz daha yaklaştım.

"Seni."

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında başımı göğsüne yasladım.

"Bana ne canım, sende bu kadar yakışıklı olmasaymışsın. Benim canım bu, çeker çeker. Sana mı soracak? Allah Allah yani!"

🚓🚓🚓

"Pars bunu da alalım!"

Papyonlu zıbını gösterdiğimde yüzü daha da gülerken elinde tuttuğu minnacık gelinliği uzattı.

"Bence bunu da alalım annesi."

Ben ne kadar ikisinin de erkek olduğunu düşünüyorsam Pars bir o kadar ikisinin de kız olduğunu düşünüyor ve öyle olması için çıldırıyordu.

Olsun be, kız olmazlarsa bir daha yaparız ne olacak diyip de moral de veremiyordum adama.

Gerçi benim meyve sebze aşerir gibi dakika başı Pars'ı aşermemle başka bir sonuç olmayacak gibi duruyordu.

Pars ağzına bir doldurduğumuz market arabasını kasaya sürerken bende bir yandan diğer rafları inceliyordum.

Limon desenli, ip askılı bir mayoyu gördüğümde hızla durdum. En küçüğünden alıp seri adımlarla Pars'ın yanına adımladım.

"Bunu da alalım."

Başı uzattığım şeye döndüğünde onu da alıp market arabasına bıraktı.

"Hani erkekti ikiside?"

Çantamdan kartımı çıkarırken omzumu silktim.

"Olmazsa bir tane de kız yaparız, belki de iki... Bilmiyorum ama yaparız yani."

Az önce böyle bir şey diyemem demiştim değil mi?

Yaşasın ikizler burcu!

Dört poşeti de Pars taşırken çantamdan çalan telefonumu çıkardım. Kiraz arıyordu. Çağrıyı cevapladım.

"Efendim kuzucum?"

Nefes nefese kalmış gibi sesler çıkarırken otoparka iniyorduk.

"Ay Kerem'den zor kaçtım valla. Gittiniz mi doktora? Ne dedi bebek için?"

Derin bir nefes aldım.

"Bebek için değil teyzesi, bebekler için."

"Hassiktir! Cidden mi?"

Gülerek başımı salladım.

"Evet. Çift yumurta ikizleri."

Çığlık atmaya başladığında gülerek telefonu kulağımdan çektim. İnşallah bu bağırışla otelden atmazlardı onu.

Ah siz bilmiyorsunuz değil mi? Pars'ın döndüğü gün yıldırım nikahı ile evlenen akıllı kuzenimle bir o kadar akıllı kardeşim kendi aramızda yaptığımız kısa bir düğünle dünya evine girdiler.

Gelin size biraz o günü anlatayım.

-Düğün Günü-

"Damat bey, adınız soyadınız?"

Kerem bir anda sandalyesinden doğrularak kendini alkışlamaya başladı.

"Evet!"

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken nikah memuru Kerem'e 'salak mısın' der gibi bakıyordu.

"Damat bey, adınız soyadınız."

Kerem bana ve Pars'a döndü.

"Adım neydi lan benim?"

Sesli bir kahkaha patlattığımda Kiraz'da ağzını kapatmış sırıtıyordu.

"Kerem, Kerem Yıldırım."

Pars fısıldar gibi konuştuğunda Kerem başını sallayıp nikah memuruna döndü.

"Kerem Yıldırım."

Salondan alkışlar yükselirken Kerem tekrardan avcunu patlatmak ister gibi alkış tutmaya başladı.

"Gelin hanım adınız soyadınız?"

"Kiraz Taner."

Tekrardan yükselen alkış tufanının ardından sorular sorulup çığlıklar eşliğinde evet cevapları alındığında nikah memuru cüzdanı Kiraz'a uzattı.

"Bende sizi belediyemizin bana verdiği yetkiye dayanarak karı koca ilan ediyorum. Tebrik ederim, mutluluklar."

Ard arda çekilen bir sürü fotoğrafın ardından nikah memuru gitmiş, bizde düğün kısmına başlamıştık.

Kravatı başına bağlayıp halay mı çekmedi dersiniz, davulun üzerine çıkacağım derken adamın davulunu mu kırmadı dersiniz.... Neler neler.

Gecenin sonunda Kağan ve Pars tarafından biricik kuzenim dayağını yerken uğurlamamızı yapıp evlerimize dağılmıştık.

-Günümüz-

Ama asıl unutamadığım şey üç ay içerisinde yapacağı her şeyi bir günde yapan Öznur teyzenin düğünde resmen yorgunluktan uyuya kalacağıydı.

Evet Kiraz ve Kerem gibi olan çiftlere biz kudurmuş diyoruz, asla bizim gibilere değil ama.

"Bu akşam annemler, sinem anneler ve Zeytin'ler gelecek. Artık onlara da torunları olacağını söylemem lazım."

En sonunda çığlığı sustuğunda derin bir nefes aldı.

"Hepsini öp benim için, ama Zeytin'i öpme ona hala küsüm."

"Tamam tamam öpmem."

Telefonu kapattığımızda arabaya bindim. Daha eve gidip annemlere yemek hazırlamam ve tatlı yapmam gerekiyordu.

Yaklaşık on dakika sonra eve ulaştığımızda Pars banyoya girerken ben direk yemeklere girişmiştim.

Yemeği hazırlayıp fırına verdikten sonra çorba ve tatlının harcını ocağa koydum. Ben masayı kurarken bir yandan da onlar pişiyordu. Çorbanın altını kapatıp kenara koyduğumda tatlının süslemesini yapıp dolaba gönderdim.

Her şey hazırdı. Sadece kısa bir duş alıp giyinmem gerekiyordu.

Seri adımlarla yatak odasına çıkıp Pars'ın yeni çıktığı banyoya girdim. Kısaca bir duş alıp bornozumu giyerek banyodan giyinme odasına geçtim.

Beyaz önden düğme detaylı elbisemi giydikten sonra saçımı kurutup iri dalga modeli verdim. Hazırdım.

 

"Laçin bunları ne ara yaptın sen?"

Pars aşağıdan seslenirken gülerek merdivenlerden inip mutfağa geçtim.

"Yeni gelinim ben, aksi hayatta olmazdı."

Yanıma yaklaştığında gözleri dudaklarımdaydı.

"Bak sen, öyle mi?"

Yavaşça başımı salladım.

"Evet öyle."

Dudaklarını dudağıma örteceği an zil çaldığında oflayarak geriledi.

"Ne güzel karım bana aşerecekti anasını satayım, ne diye bugün diye tutturduysam!

🚓🚓🚓

"Eline sağlık kızım, çok lezzetli olmuş her şey."

Pilavımdan bir kaşık daha alıp başımı salladım.

"Afiyet olsun anne, biraz daha ister misin?"

Eliyle doyduğunu işaret ettiğinde yemeğime geri döndüm. Babama,anneme, Sinem anneme ve Serkan babama üzerinde anneannem, dedem beni çok seviyor yazılı zıbınlar almış ve hepsini farklı kutulara koymuştum. Bu şekilde öğreneceklerdi ailemize gelecek afacanları.

Hep beraber salona geçtiğimizde Sinem anne bana döndü.

"Neydi kızım bize acil söyleyeceğiniz şey?"

Büyük bir tebessümle arkamda duran kutuları onlara verdiğimde hepsi fazlasıyla şaşırmıştı.

"Acil şey bu kutuların içinde, açın hadi."

Hepsi kutuyu açtığında yüzleri şekilden şekile girmişti. Zeytin ve Kağan telefonlarla verdikleri tepkileri çekerken bir yandan da deli gibi sırıtıyorlardı. Sinem anne ve annem dolu gözlerle tebessüm ederken babam ve Serkan baba durgunlaşmıştı.

"Ne zaman öğrendiniz kızım?"

Sağıma annem soluma Sinem anne oturduğunda titrek bir nefes aldım.

"Aslında bir şey daha var."

Hepsi bir anda bana döndü.

"Ney?"

"Bir tane değil, iki tane bebeğimiz olacak."

Bende daha fazla dayanamayıp ağlamaya başlarken ikisi birden kollarını bedenime doladılar.

"Oy ben kıyamam sana güzel kızım benim."

Babam ayaklandığında açtığı kollarına doğru adımladım.

"Benim kızım büyüdü de anne mi oluyor?"

Burukça gülümseyip elimle iki parmağımı gösterdim.

"Hem de iki tane."

Hepsi birden gülmeye başlarken yaşlarımı silip bana kollarını açmış diğer kişi olan kocamın yanına adımladım.

"Acaba herkes gittikten sonra rica etsem beni aşerir misin karıcım?"

Gülerek başımı kaldırdığımda o da sırıtıyordu.

"Seve seve kocacım."

🚓🚓🚓

Bunlar iyice kudurdu, kaçın! Xjdjdjdh

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

 

Loading...
0%