@yazarzeeyzey
|
BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🌸 YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ"NE HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🫶🏻 "Yani kızım özetle bebeklerin çok iyi. Ama ani bir ateş yükselmesinde veya normalden çok daha fazla ağladıklarında, ki bu canları acıyor demektir. O zaman beni ara." Pusetlerini Pars'a uzatırken başımı salladım. "Tekrardan teşekkür ederim. İyi günler." Odadan çıktığımda Pars gülerek bana döndü. "Annesi şimdi için rahat etti mi?" Hava temmuz ayında yağmurlu olduğundan hepimiz montlarımızı giymiştik. İçinde kaybolduğum montu iki ucundan tutup etrafımda sararak önlerinden ilerledim. Ne var yani? Alt tarafı çocuklar sürekli hıçkırıyor, ben de bir türlü geçiremiyorum diye ağlayıp da susmadıysam? Anayım ben ana! Pars ıslık çaldığında gülmemek için dudağımı ısırdım. Şu bir haftadır kendilerine kardeş istemeyen oğullarım yüzünden Pars ile sadece uyumak için yan yana gelebiliyorduk. Ve Pars artık resmen beni bulduğu yerde sıkıştırıyordu. Gurur ve Mert'i koltuklarına oturtup ortalarına geçtim. "Karıcım acaba biraz gezelim mi dışarıda? Hem daha akşam ezanına çok var." Başımı sallayıp Mert'i emzirmek için kucağıma aldım. "Olur hayatım. Dönüşte de Kiraz'lara uğrayalım. Hala hediyemi veremedim. Hem de Ecemi görürüm biraz." "Tamam güzelim." Çocuklara her yeni gün bir güncelleme geliyordu ve Mert artık doyduğunda ayaklarını kendine çekerken Gurur hapşurmaya başlıyordu. İkisinin de emzirme işlemi bittiğinde deniz kenarı çok güzel bir balıkçıya gelmiştik. "Hayatım iyi hoş ama bu havada çocuklar üşümesin?" Pars başını sallarken ikisinin pusetinide alıp ilerlemeye başladı. "Yaz yağmuru bu. Hem zaten üzerlerinde örtü de var.'" İstemeye istemeye masaya oturup Gurur ve Mert'i yanımdaki koltuğa koydum. Üstlerine kalın örtülerini serdiğimde içim bir nebze olsun rahatlarken gelen garsona siparişimi verdim. "Diyorum ki bir tatile mi gitsek?" Bakışlarım alayla bebeklere döndüğünde omzunu silkti. "Onlar da bizimle gelecek tabi ki annesi. Onlar uyurken biz havuza gireriz. Biraz sakinleriz olmaz mı?" "Bilmem. Olabilir aslında." Siparişlerimiz geldiğinde salatami ve balığımı iştahla yemeğe başladım. Çocukların uyuduğu bizim kahkaha atmaktan yemekleri zor yediğimiz sürenin ardından toparlanıp tekrardan yola çıktık. "Bir tanem benim de sana bu akşam bir sürprizim var. " Bakışlarım ona doğru döndü. "Ne gibi bir sürpriz?" Pis pis sırıtarak gülümsedi. "Akşam görürsün." 🚓🚓🚓 "Aaa benim damatlarım gelmiş!" Kiraz alay ederek Kerem'e doğru bağırırken içeri girdik. "Damat falan değil! Kardeş kardeş." "Hoş geldiniz canım." Önce Kiraz'a sonra da Kerem'e sarılıp içeriye geçtim. "Ama bu çok güzel!" İçeride salonun göbeğindeki beşikte adeta bir prenses edasıyla sallanan Ecem'in yanına adımladım. Hepsi içeri girip koltuklara oturduğunda Pars'a döndüm. "Eve gidince bir tane de kız bebek yapalım Pars. Baksana çok güzel." Pars pis pis sırıtırken Kerem ve Kiraz kahkaha atmaya başladılar. "Sen iste yeter ki bir tanem. Hemen yaparız." Gurur ve Mert'i de alıp Kiraz'la beraber çocukları başka bir odaya yatırdık. Telsizleri ayarlarken Kiraz bana döndü. "Kerem çocuk doğduğundan beri resmen mart ayında gezinen kedilere döndü. Bir de demezler mi bu dönemlerde çok çabuk hamile kalınıyor diye. Resmen kışlıyorum adamı." Gülerek başımı salladım. "Pars'ta aynı ama bizimkiler kardeş istemediklerini daha şimdiden belli ettiklerinden öpemiyor bile beni." O da telsizini ayarlayınca kol kola odadan çıkıp mutfağa geçtik. "Kız bu ne?" Tezgahtaki tatlıyı işaret ettiğimde hemen çatal bıçak çıkardı. "Tahmin ettiğim geleceğinizi sana kendi tariflerimden bir tatlı yaptım." Bu saaten sonra diyet yapanın aklına DIT DIT DIT ! "Çok güzel kokuyor." Bir çatal alıp yaşadığım tat cümbüşü ile gözlerimi kapattım. "Nasıl?" "Bunun tarifini hemen bana veriyorsun." Kahkaha attığı sırada içeriye Pars ve Kerem girdi. "Hayırdır hanımlar?" Alayla Kerem'e döndüm. "Gelinim hakkında bir kaç şey soruyorum alt tarafı." Anında yüzü değişirken başını iki yana salladı. "Bak benim canım kuzenim. Ben kızımı kimseye vermem. Anlıyor musun beni?" Omzumu silktim. "Biz kimse değiliz zaten merak etme." "Hadi siz içeri geçin bizde çayları koyalım." İkiside başını sallarken mırıldanarak yürümeye başladılar. "Senin benim kızımda gözün yok dimi?" "Lan oğlum mal mısın?" Hallerine gülerken bir yandan da çayları boşalttım. "Ben sana hediyemi vermedim dur." Koşar adımlarla salona gidip çantamdan kadife kutuyu aldım. Mutfağa geri dönüp kutuyu ona uzattım. "Umarım beğenirsin." Kutuyu açtığında hızla dolan gözleri bana döndü. "Sakın ağlama yoksa bende ağlarım." "Şapşal." Kollarını bedenime sardı. Ecem'e bir künye, onun benzeri üzerinde Ecem'in ismi yazan bilekliği de Kiraz'a almıştım. Ve ona ne kadar ağlama desem de ben paketleri yapılırken deli gibi ağlamıştım. "Hadi artık içeri geçelim. Yoksa bizimkiler soluğu yine burada alacaklar." 🚓🚓🚓 "Yok işte Pars düşmüyor ateşi! Aramam lazım doktoru!" Deli gibi ağlayan Mert ateşler içinde yanarken Gurur mışıl mışıl uyuyordu. "Hayatım o kadar ateşi yok. Stres yapma bu kadar." Başımı iki yana sallayıp doktorun numarasını tuşladım. Gece saat üç olduğundan uzun süre çalan telefon tam kapanacakken açıldı. "Efendim." "Hah Günay bey merhaba. Ben Laçin. Mert ve Gurur'un annesi." Bir kaç tıkırtıdan sonra doktorun sesi duyuldu. "Evet kızım biliyorum." "Mert'in çok ateşi var, ağlayıp duruyor. Benim ne yapmam lazım?" "Ateşi kaç?" Ölçmeyi unuttum ki ben! Hemen aleti alıp zıbınının içine soktum ve tuşuna bastım. "Çok çıktı doktor bey! Yanıyor oğlum!" Dolu gözlerle ekrandaki sayılara bakarken doktor tekrardan konuştu. "Kaç çıktı? Söylesene kızım." "36.5" Kahkaha atan doktorla kaşlarım çatılırken bakışlarım Pars'a döndü. "İlahi yani, o mu çok?" "E ama ağlıyor!" "Tamam kızım önce sakin ol. Bebekler annelerinin duygularını hisseder. Önce git elini yüzünü yıka sonra Mert'in üzerindekileri çıkartıp yatağa yatır. Mümkünse ya sana ya da babasına temas halinde olsun. Emziğini ver, ağlarsa hala beni tekrar ara tamam mı?" "Tamam doktor bey iyi akşamlar." Hızla zıbınını çıkarıp Pars'ın tişörtünün eteklerini kaldırdım. "Aşkım ne yapıyorsun?" "Merak etme herhangi bir bebek yapma operasyonuna girmiyoruz. Üst bedenin çıplak olarak şekilde Mert'i kucağına al yat. Doktor dedi." Başını sallayıp Mert'i kucağına aldı. Yanağı Pars'ın çıplak göğsüne değdiği an ağlaması dururken hayretler içinde Pars'a döndüm. "Bu muydu yani?" Yavaşça omzunu silkti. "Benim hüküm sürdüğüm yeri aldılar, sıra sende. Senin de hüküm sürdüğün yeri biraz meşgul edecekler galiba annesi." 🚓🚓🚓 Bunlar ciddi ciddi anne baba oldu. Ağlayacağım🥲 Nasıldı bölüm? Beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kısmetse Market 6. Bölüm yayında. Şimdiden keyifli okumalar dileriiiiim🍀🤍
|
0% |