@yazarzeeyzey
|
BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🌸 YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ"NE HEPİNİZİ BEKLİYORUUM 🫶🏻 5 yıl sonra... "Siz Kaan Genç, Zeytin Taner'i eş olarak kabul ediyor musunuz?" "Evet!" Kopan kıyamet alkışlarla sırıtırken gözlerimde canlanan halimiz kocaman sırıtmama sebep oldu. Gerçi şu an iki kişilik ailemiz 4+1 şekilde devam etsede henüz bazılarının bundan haberi yoktu. "Siz şahitlik ediyor musunuz?" Pars ile aynı anda başımızı salladık. "Ediyoruz." Bakışlarım tekrardan karnıma kaydı. Yok anacım bu sefer kesin kız, hissediyorum. Memur imzalar için defteri uzatırken Pars bana doğru fısıldadı. "İyi misin güzelim?" Yavaşça başımı salladım. "Daha iyiyim." Bizde imzaladığımızda evlilik cüzdanını Zeytin'e uzatan memur ayaklandı. Sonunda bunlar da evlendiler be anacım. Yok nişan yapalım hoppala seyahate, yok kına yapalım üç ay Paris'e... Beş yılda çok şükür hepsini halletmişlerdi. Biz mi? Biz büyüdük. Mert ve Gurur bir hafta önce beş yaşlarına bastılar. Nasıl bu kadar hızlı büyüdükleri hakkında hiçbir fikrim yok ama doğum için hastaneye girdiğim günü dün gibi hatırlamak beni sürekli duygulandırıyordu. Bundan karnımdaki afacanın etkisi büyük tabi. Nikah töreni biterken hepimiz takı töreni için gerekli bölgeye adımladık. Kağan Karadenizli olduğundan ailesi Zeytin'e Trabzon takımları, kelepçeler takarlarken biz daha gösterişsiz kısımda kalmıştık. "Lalin teyte, Guru benimle oynamıyo." Bembeyaz gelinliğiyle en az Zeytin kadar güzel olan Ecem eliyle Gurur'u işaret ederek konuştuğunda elini tutup onu Gurur'un yanına götürdüm. "Annecim neden Ecem ile oynamıyorsun?" Minik takımı ile omzunu silkti. "O tans için Mert'i seçti. Elini usattı. Ben ona küsüm. Mert de benimle konuşmasın." Kollarını birbirine dolayıp yan döndüğünde yavaşça Ecem'e döndüm. "Bence sen onu yanağından öp. Oğlumu tanıyorum ben sana zaafı var, affeder." Kaşları çatılırken eliyle başını kaşıdı. "Zaaf ne demek Lalin teyte?" Yanağına uzanıp küçük bir öpücük kondurdum. "Sana hayır diyemez demek." Gülerek başını salladı. Kerem ne derse desin Ecem benim oğluşuma abayı yakmıştı. Herhangi bir eğlence yapamadığımız nikah sonrasında acilen balayına kaçan çiftimiz ile evlerimize dağıldık. Arabadan inip eve geçecegimiz sırada Mert karşımıza geçip ellerini beline koydu. "Anne, baba biz nasıl olduk?" Hızla Pars'a döndüğümde gülerek göz kıprtı. "Ben anneni çok sevdim, ama deliler gibi sevdim. O da beni sevince siz oldunuz." Aklıma başka bir fikir gelmezken başımı salladım. "Evet annecim aynen öyle." Kaşları çatılırken başını iki yana salladı. "Yalan söylüyorsunuz, öyle olsaydı Ecem ile benim de çocuğum olurdu!" Gurur pis pis sırıtırken elini iki yana açtı. "Belki de deli gibi sevdiği sen değilsindir kardeşim?" Bakışlarım ikisi arasında gidip gelirken ellerimi çırptım. "Hadi artık yataklara. Saat çok geç oldu. Ananeniz gelecek, sakın onu üzmeyin tamam mı?" İkisi de başını salladığı sırada yanaklarını kocaman öpüp Pars'a döndüm. "Hazır mısınız beyfendi sürprizime?" Başını sallayıp elini belime sardığında dudakları boynuma ulaşmıştı. "Her zaman." 🚓🚓🚓 Bu sefer önceden bilmesi imkansızdı. Testi bile sırf çöpünü görür diye annemde yapmıştım. Yüzündeki gerginlik eminim ki bu günü özel bir gün sanmasından dolayıydı ve eğer biraz daha bu şekilde durursa yüzüne kocaman bir kahkaha patlatacaktım. İçeceklerimiz geldiğinde ellerimi birbirine kilitleyip hafifçe eğildim. "Hayatım sana şimdi bir kaç şey soracağım ve yanlış bildiğin her soruda senden istediğim herhangi bir şeyi yapmak zorunda kalacaksın." Omzunu silkti. "Oyuna gerek yok ki bir tanem. Sen iste ben şimdi de yaparım." "Gerek olmasa demem dimi? Bekle şimdi." Derin bir nefes aldım. "Annemin kızlık soyadı?" Hafifçe gülümsedi. "Karadağ." "Doğru." Bakışlarım masada gezinirken başımı salladım. "Nerede doğdum?" Hemen cevapladı. "İstanbul, Başakşehir'de." "Bu da doğru." Ne sandın der gibi bakarken asıl soruma geldiğimden titrek bir nefes aldım. "Bizim kaç tane çocuğumuz var?" Masanın altından çantamdaki fotoğrafı aldım. "İki tane." Gözlerim dolarken başımı iki yana salladım. "Hayır değil. Artık üç tane çocuğumuz var." Masaya resmi bıraktığımda yüzü aniden bana dönerken sandalyesinden kalktı. "Gerçekten mi?" Ağlarken bir yandan da başımı salladım. "Gerçekten." Soluğu yanımda alırken kollarını belime sardı. Klişe olsa bile kalbimi titreten her hareketinde deli gibi gülerken alnını alnıma yasladı. "Bu sefer kız." Yaşlarımın arasından başımı salladım. "Bu sefer kız." 🚓🚓🚓 Pars'ın kucağında eve girerken yarı uyanıktım. Mutluluk sarhoşu denilen şeyi yaşadığımdan ötürü gözlerimi açmaya halim olmasa da zihnim bunun aksini ispat ediyordu. Sessizce merdivenleri çıktığımızı hissetmemin hemen ardından sırtım yumuşacık yatakla buluştu. Ayakkabılarım bedenimden ayrıldığı sırada başımı yastığa taşıyıp alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama yatağın boş olan kısmı çökerken burnuma tekrardan Pars'ın tanıdık kokusu çalındı. Paris'te onun için tasarladığım kokusu... Yanıma yaklaştığında elini karnıma koyarken nefesi her zaman olduğu gibi boynuma vurmuyordu. "Hoş geldin ufaklık. Henüz cinsiyetini bilmiyoruz, ne kadar konuşsak da sağlıklı olmadan önemli değil hiçbiri. Ama iyi ki geldin. Evimizde tekrardan çığlıklar atarak gezen, hüküm sürdüğüm yeri çalan birine ihtiyacımız vardı." Derin bir şekilde nefes alışı doldurdu odayı. "Ne olursa olsun annene benze. Çünkü eminim bu dünya üzerinde benzeyip de annenden güzel olabileceğin kimse yok." 🚓🚓🚓 FİNAL. AMA ÖZEL BÖLÜMLERİMİZ DE VAR HE🩵 Evet baya bir sürpriz oldu 🥲 Ağlamıyorum ama kalbimde bir ağırlık var, hemen yanında da kocaman bir boşluk. Umarım Laçin'de Pars'ta sizin için aynı şeyleri hissettirebilmiştir. Son olarak soruyorum. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Kısmetse Market kitabımı biliyorsunuz değil mi? O da texting ve çok eğlenceli, ona da bekleniyorsunuz. Yeni bölümü yayında🤍🌾
|
0% |