Yeni Üyelik
76.
Bölüm

Özel Bölüm 3

@yazarzeeyzey

YARIN YENİ BİR KİTAP GELİYOR AŞKLARIM, HEPİNİZİ BEKLİYORUM 🥲💙
🚓🚓🚓

Ecem'den...

7 yıl sonra..

"Abla şu soruyu çözemedim ben."

Tarih testinin içinde boğulmuş, kendi cenazemin helvasını yerken Dünya elindeki kitabı masamın üzerine bıraktı.

"Abla şu soruya baksana yapamadım ben."

Ben burada utanmasalar padişahın kaç günde bir yıkandıklarını bile sorabilecek düzeyde sorular çözerken bu kitapta mis gibi işlemler vardı. Üç çarpı iki. Bir sonuç bulmak için dakikalarım ölmüyor.

"Ablacım bak bu eldeli toplama. Şuradan artan onluğu yan haneye bir arttırarak yazacaksın."

Gözlerini kısmış bakarken karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Abla özür dilerim ama söylemezsem çatlarım. Gurur eniştem sana doğum günü sürprizi yapıyor o yüzden ortalarda yok. Daha fazla kendini üzme ama sakın o an belli etme bildiğini."

Ne olduğunu anlamaya çalışırken odanın kapısı açıldı ve annem başını içeri soktu.

"Annecim Gurur geldi."

Sandalyemden kalkıp hızla aynanın karşısına geçtim. İdare eder duruyordum. Saçımı elimle olabildiğince düzeltip annemin bıraktığı açık kapıdan aşağıya adımladım.

Gurur'un ve babamın kahkahalı muhabbeti buraya kadar geliyordu.

"Anlamıştım zaten bunun için izin isteyeceğini, saat onda evde olacak şekilde çıkabilirsiniz."

Cidden biz kutlama yapmaya gidecektik!

Merdivenleri inip yanlarına gittim. Benim şu iki gündür olduğu gibi doğum günü olayını bilmediğimi zannetmesi gerektiğinden tripli olmam gerekiyordu.

Gurur başını benden taraf çevirip elindeki poşeti uzattı.

"Ödevimizin bana düşen kısmı."

Bakmadan koluma astım. Yüzümü ona çevirmeden babama döndüm.

"Ben ödevin bana düşen kısmını yapmaya gidiyorum baba, misafirimizi sen geçirirsin."

Gurur'un yüzündeki şaşkınlığa kahkaha patlamamak için resmen ıkınıyordum. Arkama dönüp hiçbir şey olmamış gibi odama doğru ilerledim. Dünya içeri girdiğim gibi üzerime atlarken yatağa bıraktığı kıyafetleri gösterdi.

"Lunaparka gidecekmişsiniz! Ona ayı vurdurup bana getirmeyi unutma tamam mı?"

Kot pantolon ve bej rengi gömleğimi takım yapıp converslerimi çıkarmıştı.

 

Minik stilistim benim.

"Tamam da bana çıkalım demedi ki."

Kolumdan tutarak bu sefer beni evin çıkışını gösteren balkona soktu. Gurur aşağıda telefonla konuşuyordu.

"Senin aklına uyan aklımı sorguluyorum Mert! Suratıma bakmadı ne boynuma atlaması? Üşütük müsün sen?"

Dünya ikimizin de ağzını kapatırken tekrardan odaya girip balkonun kapısını kapattı. Kapattığı gibi kahkaha atmaya başladık.

"Sen bu yaşta çöpçatan mı oldun bakayım? Ne bu her şeyi biliyorsun?"

Omzunu silkip kendi etrafında döndü.

"Ben bir harikayım."

Burnunu öpüp kıyafetlerimi alarak giyinme odama geçtim. Hızla kıyafetlerimi giyip saçımı dalgalandırdım. Artık mayısın sonlarına geldiğimizden hava ısınmış ve mont giyme mevsimini nihayet geride bırakmıştık.

Odama geri döndüğümde Dünya yine bütün olayları toplamış şekilde dibimde biterken çalışma masama geçtim.

"Abla bak şimdi eniştem yanına gelecek ben gideceğim. Kendini ağırdan sat."

"Çok konuşma cimcime."

Yanağımı öpüp hızla odadan çıktı. Bende mecbur Gurur'u beklerken getirdiği poşeti açıp ödevi kontrol etmeye başladım. Bahsettiği gibi kendi kısmını değil, benim yapmam gereken kısmı da yapmıştı.

Ödevin son sayfasına geldiğimde renkli yapışkanı çıkartıp tekrar tekrar okudum.

"Yorulmanı istemedim, umarım kızmazsın. Öğrenilecek bilgileri diğer dosyaya yazdım."

Laçin teyzem sağ olsun, doğduğum andan beri hem sevgilim hem de yakın arkadaşım olmuştu.

Notu tıpkı daha önce bana yazdığı notları sakladığım defterimin arasına koyup diğer dosyayı incelemeye başladım. Henüz yarısına gelmemişken kapı çaldığında istemsizce doğruldum.

"Gelebilirsin anne."

Rolümü yaşamak diye ben buna derim işte.

"Benim."

Sesi ile sahte şaşkınlığımı takınıp sandalyemden kalktım.

"Aa sen gitmemiş miydin?"

Başını iki yana sallayıp yanıma adımladı.

"Ben aslında seni bir yere götürmek için gelmiştim ama bunun için edindiğim bahane pek işe yaramadı."

"Nereye?"

Elini uzattı.

"O işin sürpriz tarafı. Gidelim mi?"

Zaten hazır olduğum için onu onaylayıp odamdan çıkarak aşağıya doğru inmeye başladım.

"Anne biz gidiyoruz."

Mutfaktan çıkan annem el sallayıp geri içeri girdi.

Evet anne bana pasta yaptığın için sabahtan beri mutfaktan çıkmadığını asla anlamadım şu an.

Kapıda bekleyen Semih abi ile arabaya bindik.

"Ödevi hoca daha dün vermişti ama bitirmişsin. Gece uyumadın mı?"

Omzunu silkti.

"Değecek bir şey için uyumadım, sıkıntı yok."

Evet Gurur, Pars amcamın minik versiyonu olduğunu unutturmuyordu.

Gülümseyerek önüme döndüm. Yol ne kadar sürdü pek bir fikrim olmasa da kısa bir sürede araba durmuştu.

"Geldik."

Kocaman lunapark'ın önüne geldiğimizde parmaklarım istemsizce boynumda bana yedi yıl önce hediye ettiği kolyeme uzandı.

Elimi tutmak için izin ister gibi bakıp başımı salladığımda ikimizi de kocaman alana doğru ilerletmeye başladı.

"Nelere binmek istersin?"

Bakışlarım etrafı turlarken gondolu işaret ettim.

Sıra olmadığından bir kaç kişinin bindiği gondolun en arka kısmına bindik.

Gurur her ne kadar bu yaşında hiçbir şeyden korkmuyor gibi dursa da yüksekten acayip tırsıyordu ve son bir aydır beraber bunu yenmeye çalışıyorduk.

Demirin üzerinde sıkmaktan bembeyaz kesilen elini elimle örttüm.

"Sakin ol, neydi? En sevdiğin ve düşündüğünde seni mutlu eden şeyleri düşünecektin."

Başını iki yana salladı.

"Düşünmem gereken şey yanımda, düşünemiyorum."

Evet arkadaşlar biz yine yerdeyiz.

"Bizi düşün o zaman, kapat gözlerini."

Kendim de gözlerimi yumdum.

"Beraber geçirdiğimiz zamanları düşün, mesela beraber gittiğimiz yerleri, yazın ailecek yaptığımız tatilde geçirdiğimiz komik zamanları."

Elimin altındaki elini gevşetip elimin üzerine taşıdı.

"İyi ki varsın."

Başımı omzuna koyup kıkırdadım.

"Sende öyle beşik kertmem."

🚓🚓🚓

"Yoruldum."

Son durağımız dönme dolaptı ve ikimizi de her oyuncağa binip yürümekten deli gibi yorulmuştuk. Biletimizi verip kafes gibi yere bindik. Bakışlarım Gurur'un yüzünden ayrılmazken içeriye dolan ışıklar bir anda kafesi hareketlendirdi.

Bulunduğumuz şeyin içi ful fotoğraflarımız ve ışıklarla kaplıydı.

"Doğduğum andan, çocukluğuma, büyüdüğüm anlara, şimdime ve umarım bütün geleceğime sevmek ne demek öğrettiğin sana teşekkür ederim güzelim. Sana senden daha değerli bir hediye bulamazdım, bende sana bizi hediye etmek istedim. Doğum günün kutlu olsun."

Elindeki kutuyu bana uzattı. Yüzünde her zaman olduğu gibi beni büyüleyen gülümsemesi vardı.

Jelatini açtım. Kutuda ışıklı projeksiyon tarzı bir şey vardı. Tuşuna bastığımda zaten olan fotoğraflarımızın üzerine bir de videolarımız eklendi.

"Her daim yanında olacağım, ama olur da bir aksilik olursa benim için en değerli şey ne demek görmek istersen bir tuşa basman yeterli. Aslında o tuşu beni aramak için kullanman daha çok hoşum gider ama neyse."

Daha fazla dayanamayıp yanağına kısa bir öpücük kondurdum.

"Tıpkı geçen seneler gibi bugün de bana varlığınla en büyük hediye olduğun için asıl ben sana teşekkür ederim. Ve öyle şeyler hissettiğimde hem seni arayıp hem de benim için en değerli şeyi izleyerek geçireceğim."

🚓🚓🚓

Yani anlıyoruz ki Gurur babası gibi aşk adam olmuşs jdhsjfhsd

Nasıldı bölüm beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Yeni kitabım olan "Önce Aşk Sonra Aşk" tanıtım bölümü yayında. Keyifli okumalar dileriiiiim 💛

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın

Loading...
0%