Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. Bölüm

@yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" YAYINDAAA. HEPİNİZİ BEKLİYORUM 🫶🏻

AY HOŞ GELDİNİİİİZ

Bu kitapta adı geçen ela ve Kortaç karakterlerinin kitabı "bir akım meselesi" yayında. Hepinizi oraya bekliyorum.

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıııın 💕🌼
☕️🍪☕️

"Evet en son ekmekler kaldı onları da getirin soğudu etler!"

Üşümemek üzere üzere örttüğüm bir doksan dört montuma daha da sarınıp etrafın verdiği huzurla gözlerimi yumdum.

"Lan Yağız götüne sokacağım o yelpazeyi şimdi! Utku! Lan ne sikimsonik adamlarsınız siz!"

Ya da tamam pek de huzurlu değilmiş...

"İyi misin miniğim sen?"

Yanağına uzunca bir öpücük bırakıp kocaman gülümsedim. Ah be adam, ne olacak benim sana olan bu aşkım?

"Şimdi daha iyiyim kocacım."

Hafifçe başını eğerken yüzündeki gülümseme istemsizce sırıtmamı genişletti.

"Bir daha desene."

Kulağına doğru biraz daha yaklaştım.

"Kocam!"

Omzumdaki elini iyice çekip beni kendiyle bir bütün haline getirdi.

"Kocan kurban olsun kızım sana."

Göğsüne gömdüğü yüzümü hafifçe çekerken o hala belimdeki eliyle aksine daha da yaklaştırıyordu.

"Hayır kocacım kurban olmak falan yok, sen bana sağ lazımsın. Daha senden bir sürü çocuk yapıp servetinin üzerine konacağım. Evimizi üzerime aldırıp seni her sinirlendiğimde kovup bacadan içeri girişini izleyeceğim. Yaşlandığında böyle saçların bembeyaz olduğunda...." Hızla başımı salladım. "Umarım o zaman biraz olsun çirkin olursun da yarından itibaren alnına yaptıracağım 'Karımcı Ve Hanımcıyım' dövmesini sildirebileceğim. Hem bakayım yüzüğün nerede senin? Hele bir çı-"

Sözlerimi tabiki dudakları bölerken etrafımızda ayılar hızla öksürmeye başladı.

"Hassiktir bana yeğen yapıyorlar!"

"Yeni evlisiniz diye kudurdunuz tamam da odanızamı çıksanız hani?"

Yasin ensesine bir şaplak yerken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Lan odaya çıksalar arkalarından sevişmeye mi geldiniz diye laf yapamayacak mısın? Kortaç tek başına uyumaya gittiğinde bebek zıbını almış adamsın sen."

Evet bizimkiler birazcık yeğen istiyorlarda.

"Tamam utandırmayın miniğimi geçin masaya."

"HAYIR DOĞAN SENİN İSTEDİĞİN YERE OTURMAYACAĞIM!"

Hira söylene söylene gelirken bir yandan da elindeki narı tutuyordu.

"Bu akşam bu narı patlatacağız. Kız Asya çık kocanın yanından gel plan yapalım. Bu tatil boş geçmemeli. Olm-"

Doğan elini ağzına kapattığı gibi onu kendine çekerken bir anda kucağına aldı.

Ah ah işte, benim kocam beni bir kere kucağına almamıştı. Ha tamam, balayımızda yatağımıza gitmeden önce çok kez kucağındaydım.

Neyse.

"Sen yine de Hira'nın gazına gelme miniğim tamam mı? Burada kucağı sana hep açık kocan var. Bir de yatağımız var. Avucumuzda kayan çarşaflar falan."

Arkama döndüm.

"Pusat! Gece hayatımızı biraz daha kulağıma fısıldarsan sonumuz hiç iyi olmayacak."

Fısıldayarak ne kadar bağırınabilirse o şekilde bağırıp kaşlarımı çattım. Onun keyfiyse fazlasıyla yerindeydi.

Hepimiz masanın etrafına toplandığımızda ordu gibi olmuştuk. Tam on beş kişiydik ve asla birbirimizi yadırgamamış bazılarımız bugün tanışmış gibi değildi.

"Şimdi nasıl kalıyoruz, odaları ayarladınız mı?"

Rümeysa ortaya doğru konuştuğunda Cem hızla ayaklandı.

"Kızlar ve erkekler olarak iki grup ol-"

"Ben siksen kalmam seninle aynı odada Cem."

Kurtuluş ayaklandığında Pusat elini omzuma atıp beni kendine daha çok yaklaştırdı.

"Karımdan ayrılmayacağımı söylemiyorum bile."

"Ben Hira olmadan uyuyamıyorum."

Bu sefer Doğan konuştuğunda Hira gözlerini devirip ağzına kocaman bir lokma attı. Hamile olduğu o kadar belliydi ki o yedikçe benim de iştahım açılıyordu.

"Haspam sanki doğduğundan beri benimle, uyuyamam da uyuyamam. Ama tabi ki de biz beraber kalacağız."

Hepimiz Kortaç ve Ela'ya döndüğümüzde Rüya'yı işaret ederek omuzlarını silktiler.

"Biz vardiyalı çalışıyoruz kızımızda. Ha ama ben uyumam yeğenime bakarım diyen yüce gönüllüler varsa karımla sarılıp mışıl mışıl uyurum."

Anlaşıldığı üzere çiftlerin hiçbiri ayrılmak istemezken araya bizim saplar kalıyordu ve hepsinin suratında acı çeker gibi bir ifade vardı.

"Ben evli değilim, nişanlı da değilim gördüğünüz üzere. Rümeysa ile kalırım ben."

"Ya ama yenge sen niye benim sevgilimi katıyorsun işin içine. Belki ben onunla sarılıp uyuyacağım?"

Kurtuluş Cem'in ensesine her zaman olduğu gibi sertçe vururken herkes kendi kendine güldüğünü saklamadan kahkaha atmaya başladı.

Ben kocamasız Cem'de ensesine şaplaksız yaşayamıyordu hani.

Ne yapayım canım, kocamı her yere katacak kadar yeni gelinim ben!

"Bak oğlum Ayliz bir Sahra yengem iki size sürekli çakıyorlar golü. Amacınız ne oğlum sizin, eğlenmek mi?"

Aha bu da bizim takımın çömezi Utku işte. Cidden bunlar tam olarak Cem ile ikiz gibiydi. İkisi de sonuna kadar yemeğe aşık ve boş konuşma konusunda doktora sahibiydi.

"Saçmalama Utku."

"Senin ben var ya."

Ayliz ve Sahra bu durumdan fazlasıyla memnunken ikisine de kaş göz yapıp sandalyemden hafifçe doğruldum.

"Kızlar bir gelsenize benimle." Kocam dışındaki herkes bir anda ayaklanırken Ayliz ve Sahra çoktan yanıma gelmişti bile.

"Bakıyorum da toplu olarak cinsiyet değiştiriyoruz galiba. Sponsor kim?" Utku kalktığı gibi geri otururken Pusat'ın bakışları ne olduğunu anlamak ister gibi beni buldu.

"Hemen geliyorum sevgilim, ufak bir işim var." Kulağına doğru fısıldarken gömleğimin bozulan yakasını düzeltip yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

Düşüyorum, bacaklarım...

Bir kolumda Ayliz onun kolunda Ela, diğer kolumda Sahra ve onun da kolunda Rümeysa ile salondan çıkıp mutfaktaki balkona adımladık.

Aynen hepimiz kol kola olacak şekilde etten bir duvar gibi girdik içeri.

"Kızlar bana bakın siz ciddi ciddi evlilik teklifi mi istiyorsunuz?"

Ayliz bana 'senin Allah belanı versin beni hiç mi tanımadın arkadaş müsveddesi' der gibi bakarken -evet Ayliz kankanım tıpkı benim gibi böyle uzun manalı bakışları olur- Sahra omuzlarını düşürdü.

O Dağhan'ın yani Doğan'ın kardeşinin sevgilisiydi ve dediği üzere kıskançlık harici bir problemi olmayan güzel bir ilişkileri vardı.

Eee tabi ki kimse benim ayıcığım kadar mükemmel olmayacağı için onlar da evlilik ile ilgili derin düşüncelere dalıyordu.

Ay unutturmayın da içeri girince bir daha öpeyim kocamı.

"Sen biliyorsun Asya, dört yıl oldu sevgili olalı. Ne bir söz ne bir teklif yok. Sorsan kesinlikle geleceğimiz bir ama sanırım sevgili olarak. Bir de gelmiş bana '-aşkım bizimkiler seni yemeğe bekliyor' diyor. Ulan evlensek zaten bu kadar gidip gelmem size. Millet de sıkıldı artık. Hem ben evlenmek istiyorum, biliyorsun hayalim hep genç anne olmak."

Sahra yaşlandığı duvardan doğrulup alkışladı.

"Aynen öyle arkadaşım, bu saatten sonra kader ortağım da olabilir de neyse. Biz Dağhan ile çıkalı daha bir yıl olmadı ama sürekli bebek konusu gündemimizde."

"O benim yüzümden elticim. Bu ara Doğan sağ olsun sürekli Dağhan'a baba olmanın iyi yanlarını anlatıyor da ondan."

Ay Kortaç da keşke aynısını Pusat'a yapsa. O kadar zaman geçse de hiç bebek konusu açılmamıştı aramızda ve istememe ihtimali beni fazlasıyla geriyordu.

Sonuçta herkes çocuk isteyecek diye bir şey yoktu ama ben oldum olası hep anne olmak için deliren kızlardandım.

"Ben Dağhan'ın da Aydın'da beynini yiyeceğim siz hiç merak etmeyin. Hala neyi beklediklerini anlarız hem de sizi bekar ve bekar olduğu için sefil olan hayatımızdan kurtarmış oluruz. Nasıl fikir?"

Hepsi beni onaylar gibi bakarken içeriden gelen bağırış sesleri odağımızı oraya çevirmemize neden olmuştu.

"Bitti, kestik. Dağılın!"

Pusat bıraktığım gibi dururken tek fark Cem ve Utku'ydu. Ha bir de bahis oluşturmuş gibi duran Kurtuluş ve Yasin'in havada uçan küfürleri.

"O ekmek benimdi! O benim dilimimdi!"

"Bende açtım! Sen çok yedin!"

Eğer bahsettikleri ellerinde duran minicik ekmek parçası ise eğer yemin ederim kendimi şuraya atar bayılana kadar gülerdim.

"Cem alır abi, bin lira koyuyorum ben." Kurtuluş Yasin'e doğru konuşurken bu defa Cem'e döndü. "Hele bir kazanma o bin lirayı senin götünden kan alır gibi alırım Cem haberin olsun."

Cem ağlıyormuş gibi yaparak Utku'ya sarıldı ve o an oturduğu koltuktan ne zaman kalktığını görmediğim kocam kollarını sıkıca belime sardı.

"Çocuk şubeyi arar mısın Utku? Bu piç benim ırzıma geçecek yakında."

"Odamızı seçelim mi?"

Karnımda birleştirdiği ellerinden birini sıkıca tutup arkama döndüm. Kola ve çekirdek ile şu manzarayı izlemeyi çok isterdim ama kocamı çok çok daha isterdim hani.

Sonuçta gördüğümüz üzere bir ekmek parçasını ortaya attığımda ikisi de yine aynı kavgaya tutuşacak gibi duruyordu.

"Bence üst kattakilerden bakalım."

Omzumu silktim.

"Bana uyar."

Önden beni arkamdan o yürüyerek merdivenleri çıkarken beni bir anda tutup kucağına aldı.

Anasını kardaşını o kadar hafiftim ki onun için, sanki beni değil de poşet taşıyor gibi bir ifade vardı yüzünde.

"Şimdi şöyle bir şey var ki biz daha yeni evliyiz ve ben aşağıdaki öküzleri izlemek yerine karımı izlemek istiyorum. O yüzden bence biz kendimizi bütün gün odaya kilitleyip hiç çıkmayabiliriz."

Olur aslında. Bak çok da mantıklı bir fikir.

"Hayır kocacım. Eğer beraber bir tatile geldiysek beraber oturacağız. Tek başımıza olmamız için geceyi beklememiz gerek."

Ofladı ve o esnada yana doğru kayan kazağımın açıkta bıraktığı omzuma küçük bir öpücük bıraktı.

"Desene akşam olması için dua zinciri oluşturmam gerekiyor diye."

Aynen canım tam da ondan.

Odamızı seçip valizlerimizi yerleştirdik. Daha doğrusu Pusat benim yorulmamam gerektiğini söyleyerek yatağa uzanmamı sağlayıp bütün kıyafetlerimi tek tek katlayarak dolaba yerleştirdi. O sıra da da sürekli bana bakarak derin derin iç çekişleri olsun, konuşmaları olsun beni bir daha ikna etmişti.

O benim küçükken kaktüs tarlalarında ağladığım sırada ettiğim dualarımın karşılığıydı.

Odanın küçük banyosuna şampuanları koyarken bende yataktan kalkıp odaya geri girdiği gibi kollarımı sıkıca bedenine sardım.

Allah'ım ben kocama sürekli yapışık ikiz gibi gezmek istiyorum.

"Miniğim."

Tek kolunu belime sararak ilerlerken beni yatağa yatırıp yanıma uzandı.

"Uyumak ister misin sevgilim? Ya da oyun falan oynayalım mı? Bir şey çekiyor mu canın?"

Başımı iki yana sallayıp dudağına minik bir öpücük kondurdum. Regl olmama çok az kalmıştı ve ben bu yaşadığım duygu şelalesi ile ağlamamak için zor duruyordum.

"Ben sana sarılıp öylece durmak istiyorum sadece. Ne kadar şanslı olduğumu biraz daha hissettmem lazım."

Kahkahası odada yankılanırken dirseğini yatağa yaslayarak bana doğru döndü. Gözleri parlıyordu.

"Asıl benim bunu ömrüm boyunca hissetmem lazım yavrum. Her derdimin devası, her anımın rüyası, kalbimin, nefesimin tek sahibi senken ben daha ne isterim ki? Hatta sana bir sır vereyim mi? Bazen rüyada olduğumu zannediyorum hatta hala emin bile değilim. Sen bir gülüyorsun, böyle gözlerinde güneş parlarken kocam diyorsun ya o an diyorum ki kesin rüya bu. Kim böyle bir güzelliğin kocası olduğunun gerçeğini düşünebil-"

Dudağına doğru tekrardan uzanıp cümlesini öpüşümle böldüm. Bu sefer kısa değil, aksine nefesim tükenene sonu hissedene kadar öptüm onu. Ellerim yanaklarındayken onun elleri belimi kavramış asla bırakmak istemiyor gibi tutuyordu.

"Hayır sevgilim, kocam, hayatımda her sıfatın sahibi. Biz gerçeğiz buradayız ve yaşıyoruz. Uyumak da istemiyorum. Aşağıya inip günümüzün geri kalanını çok güzel bir şekilde geçiyoruz. Ben asıl istediklerimi sana akşam göstereceğim ayıcığım."

🥹🍪🥹

"Utku!"

"Cem!"

"Siktir lan artık bu kadar hızlı çözmüş olamazsın!"

Hızla arkama geçen ikili ile Pusat daha da ayar olurken tıpkı diğerleri gibi oturduğu yerden kalkıp tam karşımıza geçti.

"Lan oğlum siz dayak mı istiyorsunuz?"

"Çekilin karımın civarından."

Kimse Pusat'ı takmazken Doğan acı çeker gibi elindeki kağıtları yüzlerine doğru attı.

"Bu ne?"

Cem fişi alıp güzelce düzeltip tekrardan Doğan'a verirken ben hala bu kadar abarttıkları şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Alt tarafı dizi ya. Bir bölümlük oynayacağız ve puf zengin olacağız. Sihirli değnek anasını sayatım!"

"Cem!"

İçeriden Kurtuluş'un kükreyişi duyulurken bu sefer Pusat'ın arkasına sığındı.

"Canım komando kardeşim Allah rızası için beni koru yoksa o kişi beni öldürecek."

Pusat yakasından tuttuğu için önüne çektiği Cem'in yanına Utku'yu da yerleştirip derin bir nefes aldı. Daha sabah enerjisini atıp gazını almamışım gibi yine kocamı sinirlendiriyorlardı.

Allah Allah!

"Ne yaptınız? Adam akıllı konuşun sinirlenmeye başlıyorum."

Cebinden çıkardığı telefonu bize doğru uzatan Utku sanki çok normal bir şeyden bahsediyor gibi arkasına yaslandı ellerini birbirine sürttü.

"Kısmetse Olur'da oynayacağız bir bölüm. Artık kimse sap kalmayacak. Ayrı ayrı hepimize birilerini buldular."

"Ne!"

"Bırak beni Yağız ben bunun ecdadını sikeceğim. Anlaşma imzalamış puşt! Kişi başı iki yüz milyon dolar cayma bedeli var. Koyduğumun salağı zengin olduğumuzu anlayamadan donumuza kadar aldıracak!"

😁🍪😁

Yaaa AMA BEN SİZİ ÇOOOK ÖZLEMİŞİM.

NASILDI BÖLÜM AŞKLARIM, BEĞENDİNİZ Mİ?

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

KOCAMAN ÖPÜCÜKLER, BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIIIIN 🩵

 

Loading...
0%