Yeni Üyelik
41.
Bölüm

41. Bölüm

@yazarzeeyzey

BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA DA HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM 💝
🍪🍪🍪

Aytaç'dan...

Bende insanım. Benim de sabrım var. Benim de bir sınırım var. Kendimi tutamadığım anlar var.

Sabrımın sonu olduğunu söylemiş miydim?

Dudaklarıma yapışmıştı ve benim duvar gibi duruşuma inat daha da direniyordu. Bu kadın bende ne istiyordu?

İçimden kendimle konuşmalarım ve telkinlerim bir halta yaramadığı gibi tam tersine karşımdaki kadının beni bu denli istekli ve ısrarcı öpüşü işi benim için çok farklı boyutlara götürüyordu.

Kendine gel oğlum! Sen ne testlerden geçtin, askeriyede ananı ağlattılar senin buna mı yenileceksin?

Evet gibi...

HAYIR!

"Nur."

Belindeki elimi ittirmeye çalışsam da ensemdeki elini daha da bastırdı.

"Nur pişman olacaksın sabah."

"Siktirtme şimdi pişmanlığı Aytaç!"

Hayır, klasik kadınlar küfür edince itici duruyor tantanasını yapmayacağım ama ondan asla böyle bir şey beklemediğim tam olarak yüzümden belli oluyordu.

Tam olarak mal gibi kalmıştım.

Zaten dudaklarımın üzerinden verdiği cevapla öpüşüne devam ederken alt dudağımı dişlerinin arasına alışı artık bende büyük bir şalteri indirmişti.

İtmek için belinde tuttuğum ellerimi bu defa sarmalamak için kullanıp bedenlerimin dokunuşlarını dudaklarımızla yatıştırmaya başladım.

Bu hoşuna gitmiş olacak ki gülümsemeye başlamış ve ensenimdeki ellerini kendine mümkünmüş gibi daha da çekti.

Kendini geri çekip büyük bir kahkaha attığında ne olduğunu anlamaya çalışan beynim, "siktir et edebiyatı öp gitsin" diyen aklımla ezeli bir yarışa girmişti.

"Sana söylemiştim Aytaç."

Bakışlarımı gözlerinden alamıyordum.

Hassiktir, ne oluyordu lan bana!

"Hı?"

Kahkahasını devam ettirip ellerini geri çekti. Ve bu defa zamp gibi ona yapışan kişi ben olmuştum.

"Sana benden hoşlanırsın demiştim. Tamam itiraf ediyorum, bunun için çok büyük bir hile yaptım ama yüzündeki o salak hal için değerdi. Ama sana kötü bir haberim var, ben senden hoşlanmanın yanından bile geçmiyorum."

"Hı?"

Tamam, artık gerçekten kendime gelmem gereken durumda ve andaydık.

Masadan bir tekila daha alıp kafasını dikti ve arkasına bakmadan ama tam olarak sekiz çizerek ve etrafta sağlam bir eşya bırakmayarak çıkışa doğru yürüyordu.

Hem adamı bulamamıştık, hem de bu kadın kör kütük sarhoş haliyle bana kalmıştı anasını satayım!

"Nur!"

Sesimin ona gittiğinden eminim ama o büyük ihtimalle asla duymamayı tercih ediyordu.

"Kendinde değilsin, durur musun artık?"

"Senden hoşlanmıyorum Aytaç. Kafam güzel olsa da hoşlanmıyorum, kendimdeyken de. Boşuna uğraşma."

Kendi kendine konuşmalarını es geçip belinden ve bacaklarının altından bedenini tutup havaya kaldırdım. Tabi o an beklediğim şey büyük bir cırlama, küfür hatta tokat olsa da o başını omzuma koyup uyumaya karar vermişti.

Bu kadının burcu her ne olursa olsun ikizler olduğuna emindik dimi?

Mekandan çıkıp arabanın yanına doğru ilerledim. Çok hafifti ve sanki ellerimi biraz kaydırsam uçacakmış gibi hissediyordum. Bu normal miydi?

Tabi ki de hayır. Ben çok içmiştim.

Arka koltuğun kapısını açıp başına dikkat ederek oturttum. Haddinden fazla kısalan eteği ile arkadaki ceketimi dizlerine örtüp kapıyı kapattım.

"Allah'ım ben askerim ya. Yemin ederim. Komutanım ben, silahım var. Bütün düşmanları çat çat alnından vurup cehenneme ekspres yolluyorum. Bunlar iyi şeyler değil mi? Bu kadın bana neyin cezası? Tamam sigara içmek, orayı karıştırmayayım da. Hadi alkol almak da günah, onu zaten içiyorum. Kul hakkı da yemi- askerleri stres topu olarak kullanmak ona dahildi dimi? Haklısın Allah'ım ben en az on tane daha Nur'u hak ediyorum. Ne kadar piç bir münafıkmışım ben."

✨✨✨

Evinin nerede olduğunu bilmediğimden ve gece gece bir kamyon azar işitmek istemediğimden Nur'u kendi evime getirmiş ve yatak odasındaki yatağa yatırmıştım.

Ben ne mi yapıyordum?

Asya olacak o çatlağın anneme Nur'u gelini olarak tanıtmasının ardından verdiği reçeteleri yapıp Nur'u ayıltmaya çalışıyordum.

"Bu ne anasını satayım, büyücü gibi o otu bu otu. Askeriyede olduğumu bilmiyor mu bu kız?"

Tabi ki de beni uğraştırmak için yapıyordu.

Diğer reçetelere de bakıp mecburen Timuçin'i aradım. Allah'ın psikopatı gecenin dördünde bile ilk çalışta açmıştı.

"Emredin komutanım."

"Oğlum sen uyumuyor musun?"

Bir kaç hışırtı sesi geldiğinde telefonu kulağımdan çektim. Görüntülü arıyordu!

Akıllısı beni bulmuyordu ki anasını satayım!

Çağrıyı cevapladım.

"Uyuyordum komutanım."

Etraf zifiri karanlıktı.

"Gözükmüyorsun zaten Timuçin. Boş ver şimdi her şeyi seninle bile uğraşacak kafada değilim."

"Ne oldu kafanıza! Tehdit mi ediliyorsunuz? Yanınızda biri varsa, doktora hastayım diyin."

"Ne? Timuçin iyi misin oğlum sen? Yanımda biri olsa senin görüntülü aramanı mı kontrol ederim sence? Çabuk bana gel senden istediğim şeyler var, onları atıyorum şimdi. Almadan da gelme."

Telefonu kapatıp buzdolabından aldığım soğuk suyu havluya döktüm ve boynunu, alnını iyice sildim.

Kadının suratına suyu çarpacak halim yoktu.

"İki milim tiamin, kokarboksilaz. Serum."

Kendi kendine fısıldıyordu ve ben dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. Bir kaç defa daha havluyu silip ayaklandım. Sarhoş ayıltmakla pek bir tecrübem yoktu. Bir bildiğim kahve içirmekti ama uyuyan insan için de bu imkansızdı.

Ona değil de kendime fazlasıyla acı bir kahve yapıp yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Beynim buğulu gibiydi ve artık uyumam gerektiğinin sinyalini en çok gözlerim veriyordu.

Saniyelik bir göz kapatışım uykuya dönerken kapının önünden gelen takırtılar bütün odağımı oraya kilitlemişim, yavaşça ayaklanmıştım.

Burada oturanlar benim askeriyede çalıştığımı, komutan olduğumu biliyordu. Hangi gerizekalı bu eve girmeye çalışırdı?

"Komutanım! Kapıda kedi var giremiyorum zili de çalamıyorum. Komutanım!"

Evet, o gerizekalı tam olarak Timuçin'di.

Kilidi çevirip kapıyı açtım.

"Niye fısıldıyorsun Timuçin? Aklından zorun mu var senin?"

Kediyi alıp bahçeye doğru bıraktığımda koşarak içeriye girdi.

"Komutanım oha! Öldü mü yoksa? Yatakta hemde! Aklımdan geçen şeyler yemin ederim beni mort ediyor şu an. Biz sevgili olun diye kurduk planı, doktor ölsün diye değil ki!"

Plan mı?

"Siktiiiir. Siz beni duyuyorsunuz değil mi? Yemin ederim benim bir suçum yok. Hepsi Sadullah komutanın suçu. Sizi çok seviyor diye."

Poşeti kenara bırakıp üzerine doğru yürüdüğümde korkarak koltuğun üzerine çıktı.

"Yemin ederim ben sadece sevgili olmak istediğinizi ama bir türlü beceremediğinizi söyledim. Ben masumu-"

Yüzüne yediği yastık cümlesini bölerken dengesini kaybedip yere yuvarlandı.

Yemin ederim etrafımda bir tane akıllı yoktu.

"Lan sen hangi köyün delisisin. Ne sevgilisi ne planı!"

"Doktor uyandı!"

Yüzüm yatağa döndüğü gibi bunu fırsat bilip koşarak evden çıktığında ben yine onunla tek başıma kalmıştım.

Sabır! Cidden sabır!

Asya'nın tarifi ettiği her şeyi aldığından mutfağa girip reçeteyi yaptım. Ve bir daha emin oldum ki bu iksirden başka bir halt değildi.

İçeceği bardağı alıp tekrardan yatak odasına çıktım. Bıraktığım gibi uyuyordu.

"Doktor."

Hareketsiz şekilde yatmaya devam etti.

"Doktor uyanman lazım."

Başının altındaki yastığı hafifçe düzeltirken o hala aynı duruyordu.

"Senden hoşlanıyorum Nur."

Hareketlenmeyen bedeni ile umutsuzca yatağın kenarına oturdum.

Cidden uyuyordu.

Tabi ki de uyansın diye demiştim.

Öyle bir şey yoktu.

Elimi ensesine atıp yavaşça kaldırdım. Dudakları aralanıp tekrardan kapanıyordu.

"Bunu içmen lazım Nur. Biraz olsun, hadi."

Bardaktaki şeyin kokusu gelmiş olacak ki yüzünü buruşturdu. Yine de yavaş yavaş içip bardağın yarısında tekrardan yatmaya başladı.

E bu hani ayıltacaktı?

Ulan Asya, ulan Asya.

Tekrardan koltuğa geçtim. Elimden gelecek başka bir şey yoktu. Özellikle aynı anda iki tane farklı şey içirme demişti ve bu yüzden beklemek elimde kalan son çareydi.

"Umarım ya yarın bunları hatırlamazsın ya da beni dövmezsin doktor. Lütfen ilkini yap, çünkü ben bunu yapamıyorum."

✨✨✨

Belki de son iki aydır burnuma gelmeyen o yumurta kokusu gözlerim aralarken dünün beynime çığ gibi düşüşü ile hızla doğruldum.

Yatak boştu.

"Nur?"

Odadan çıkıp aşağıya indiğimde beni masanın üzerindeki kahvaltılıklar ve üzerinde benim tişörtüm olan Nur karşılamıştı.

Evet sanırım hala uyanamamıştım.

"Günaydın uykucu. Umarım açsındır çünkü ben hayatımda ilk defa kahvaltı hazırladım ve yemezsen olacaklardan sorumlu değilim."

✨✨✨

NUR SENİN AMAÇ NE KIZIM DESENE BİZE FJFJFJFJ

NASILSINIZ AŞKLARIM, NASIL GİDİYOR HAYAT?

BEĞENDİNİZ Mİ BÖLÜMÜ?

OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ FİKİRLERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUM.

 

 

Loading...
0%