Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@yazarzeeyzey

Depresyon havamda yazdığım bölüm sonu için şarkı:

Güncel Gürsel Artıktay- Bana da Sorma

🍪☕🍪

Sanırım hayatımda geçirdiğim en berbat tatili geçiriyordum. Bir kaç saat öncesine kadar en güzeli olduğuna emin olduğumu saymazsak.

Gelmemişti.

Ben otele döneli iki saat olsa da en azından küçük bir özür için bile kapıma gelmemişti.

Ben ne mi yapmıştım?

Otobüs bileti almıştım ve onu beklemeden gidecektim. Alnımda her şeye kanacak kadar mal yazsa da gerizekalı yazmıyordu.

Valizimi topladığım gibi odamdan çıktığımda kapıdan bir taksi çevirip otogara geçtim.

Uzun yolun eşliğinde bir de debublüman dinlersem o hissiyatı kesinlikle yakalardım!

"İstanbul, 03.15 İstanbul!"

Görevli kapıdan uzanmış dışarıya doğru bağırırken yavaşça kulağımı kapattım.

Dibinde insan var ne bağırıyorsun be ayı!

Valizimi görevliye verip koltuğuma oturdum. Hemen kulaklarımı taktım ve yanımda getirdiğim kitaplarımdan kaç kez bitirdiğimi hatırlamadığım halde yeniden okuyacağım kitabımı açtım.

Ulan Alaz Serter Dalkıran, ulan kalp hırsızı!

Herkes yerine geçtiğinde otobüs kalkarken arkama yaslandım. Benim yaşlarımda bir çocuk yanıma oturmuştu ve oturduğundan beri uyuyordu.

Daha fazla etraf ile ilgilenmek yerine önüme döndüm. Acaba yarın gittiğimi gördüğünde nasıl bir tepki verecekti?

Pek de umurumda değildi.

Bu sefer kızmamıştım, kırılmıştım ve bu ikisinin arasındaki fark dağlar kadardı.

Kitabın sayfaları arka arkaya çevrilirken yine her okuduğumda ağzıma eden, psikolojimi adeta hamile bırakan sahneyi üçüncü defa okumaya devam ettim.

"Bugün öğrendim! Serdar olacak o adam söyledi! Beni bir baba olarak görmedin, eksik buldun ama bak ben en azından senin gibi öz evladımın ölümüne sebep olmadım dedi!"

Yüzündeki mahvolmuşluk elle tutulur cinsteydi, içimde filizlenen sarılma isteğinin köklerine zehir dökerken başımı salladım.

"Doğru söylemiş. En azından o evlat katili değil."

Derin bir nefes aldım.

"Senin gibi."

Asla eşitlenmese bile bu onun fazlasıyla canını yakmıştı.

Hissetmiştim.

Sanırım ben Saye'nin yaşadıklarının onda birini yaşasam kendimi camdan aşağıya atardım. Her bölümde daha ne olabilir derken bir sonraki bölüm bir o kadar daha kötüsü oluyordu. Eee beni yazan yazarın kitabından kötü bir sahne bekleyemezsiniz değil mi?

Saatler sonra aklına gelmiş olacağım ki müziğimi kesip beni arayan Uraz güzel bir küfürle meşgule atılmıştı.

Bir de hemen açacağımı düşünmemişti umarım.

Telefonu uçak moduna alıp kenara koydum. Her şeyi bozduğu gibi müzik zevkimi de bozmaması gerekiyordu.

Bir uyuyup bir uyanarak geçirdiğim yolculuğun sonlarına doğru tekrardan kitabımı elime aldım. Ne uykuysa artık yanımdaki çocuk hala uyanmamış ölü gibi yatıyordu.

Böyle uyusam annemin beni nasıl delik deşik edeceğini düşündüm de bir.... Hayal gibi hayal.

Çocuk sanki konuştuğumu duymuş gibi bir anda gözlerini açıp etrafına bakındı. Ulan uyurken çarpıldı mı bu çocuk?

Ellerini havaya kaldırıp esnediğinde yandaki kadın çığlık atmaya başlarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bütün otobüs bize dönmüştü. Çocuksa elini yüzüne kapatmış kendine gelmeye çalışıyordu.

E be kardeşim kız alarm gibi öterken sence ellerini kulaklarına kapaman daha mantıklı olmaz mı?

"Seni gidi sapık nasıl ellemeye çalışırsın beni?"

"Ne ellemesi? Esnedim ben."

Kadının yüzünde iğrenç bir ifade vardı.

"Yalancı tacizci sapık! Hep böyleleri yüzünden dışarı bile çıkamıyoruz."

Otobüsteki erkekler ayağa kalkarken bende bir anda ayaklandım.

Nerede aksiyon, macera ve benim karışmamam gereken olay varsa bilin ben onun tam merkezindeyim.

"Hayır hanımefendi ben yanında oturuyorum ve gördüm, esnedi çocuk ve elleri havadaydı. Sİz uçuyorsunuz da bedeniniz kafamızın üzerinde mi geziyor? Aksi hale size dokunmuş olması imkansız."

Kadının bakışı bu sefer bana döndü.

"Sen kimsin be? Hemcinsinim ben senin beni koruman lazım! Dokundu bana."

"Bacım sen buraya gelmeden çektin mi? Çocuğun kolları havadaydı."

Başka bir açıklaması olamazdı ama!

"Ama bana dokundu! Sende kesin sevgilisi falansın ondan savunuyorsun onu. Kaptan!"

Şoför arabayı durdurduğunda öfkeyle kadına döndüm.

Elimin tersi nasıl da yakışırdı yanağına öyle.

"Hanımefendi ben bu adamı tanımam etmem ama sadece şuç atmak için de kimsenin hakkını yedirtmem! Yol boyunca uyudu adam daha yeni uyandı ve esnedi. Cesaretiniz ve iftiranız yetecekse açalım kamera kayıtlarına bakalım. Yer mi?"

Cıklayarak yerine oturdu.

"Terbiyesiz."

Bende Asya canım, tanıştığıma memnun falan da olmadım maalesef.

Kalan yol boyunca şarkılar değişse de değişmeyen şey Uraz'ın aramalarıydı. Hayır yani anlamak bu kadar zor muydu?

Otogara geldiğimiz gibi valizimi alıp metroya bindim. Ev buraya çok daha yakın olsa da şu an canım annemin sorularına cevap vermek istemiyordu.

Ve gücüm de yoktu.

Uzun bir metro yolculuğunun ardından ezberlediğim yolları geçerek Ela'nın kapısına ulaştım. Derdimi anlatacağım ve beni koşulsuzca anlayacak bir o vardı.

Hayatta alınan hep yaralar vardı. Yaralar ve o yaraların asla geçmeyen ruhumuza kadar uzanan, geçmeyen lekeleri, izleri.

Babam. Yalancıydı, şeref namına karakterinde bir zerre bulundurmazdı. Benden aldığı bir çok şeyin içinde birine güvenme duygusu da vardı.

Bir Ela'ya güvenebilmiştim. Çünkü ben ne kadar yaralıysam o, o kadar merhemsiz kalmıştı. Ve kanayan yaranın halinden en çok kabuk tutmayı beceremeyen bir başka yara anlardı.

O abisini kaybetmişti, şehit olmuştu. Ben babamı kaybetmiştim, bana vurduğu son tokatta ölmeden gömmüştüm onu toprağın altına.

O toprağın altına girerken de benden bir sürü şey almıştı. Mesela bir erkeğin saçlarıma dokunmasına müsaade edemezdim ben, sigara içilen bir ortamda duramazdım. Çok komik gelebilir ama maç bile izleyemezdim. Çünkü hepsinin acı bir hatırası vardı bende.

En acısı da saçlarımı kesemezdim. Çünkü uzaması yıllar sürüyordu.

Çok küçükken ne zaman bana sinirlense babam, beni banyoya sokar saçlarımı sonuna kadar kazırdı. Çünkü çok severdim saçlarımı, taramadan yatmaz, hep açık bırakırdım. Kestiği zamanlarda şapka takmama izin vermezdi, kapşonlu giydirmez öyle gönderirdi okula. Ve ben sırf bu yüzden onun cüzdanından para çalıp kendime şapkalı bir hırka almıştım.

Şimdi ise annemin dahi cüzdanına dokunamıyordum.

Bakışlarım tekrardan göğüslerime düşen saçlarıma uzandı. Uraz'dan bir gün hoşlanırsam keserim derken çok büyük bir korkumdan bahsetmiştim aslında kimse bilmeden.

Ama hayır. Uraz saçlarımdan vazgeçeceğim kadar değerli bir adam değildi. Şimdi hissettiğim gururdu. Yalan söylemesi incitmişti beni. Başka bir şey yoktu.

Kapının önüne ilerleyip merdivenleri tırmandım. Yedek anahtarımı çıkarıp içeri girdiğimde şaşkınlıkla bana bakan Ela elini dudaklarına örttü.

"Sen niye döndün?"

Umursamaz gibi davranmaya çalışırken valizimi ters çevirerek yere bıraktım.

"Sanırım Uraz'a fazla güvenmişim be kanka."

Kaşları birbirine değecek kadar çatılırken üzerimdeki yağmurluğu alıp kapıyı kapattı ve beni kendiyle beraber salona soktu.

"Ne demek şimdi bu?"

Sedef ve Uraz'ın yüzleri gözlerimin önünde belirirken boğazıma sert bir yumru oturmuştu. Ağlamak istemiyordum ama çok sinirim bozulmuştu.

Ben o an kendimi bir peri masalında gibi hissetmiştim ilk defa.

"Eski sevgilisi oradaymış, kıskandırmak için götürmüş beni. Kullanmış beni yani."

Gözlerim sanki bana inat yapar gibi dolduğundan derin bir nefes alıp yüzümü ellerimin arasına aldım.

"Çok canım acıdı Ela biliyor musun, uzun zamandır bu kadar değersiz hissetmemiştim."

Bahsettiğim uzun zamanı saniyesinde anlarken sertçe kolumdan çekti ve beni kollarının arasına aldı.

Abartıyor olabilirdim, ya da fazla üzerime alıyor. Ama bu çok gurur kırıcıydı, o beni oraya başka kimseyi bulamadığını söyleyip anneme sürüler halinde yalanlar söyleyerek götürürken, eski sevgilisini kıskandırmak için beni dansa kaldırması, haddinden fazla yakın tavırları çok gurur kırıcıydı.

"Uyumak ister misin?"

Başım hala omzuna yaslıyken yavaşça onaylayan mırıltılar çıkardım. Biraz geri çekilip dizini kırdığında başımı bu sefer oraya taşıdım ve gözlerimi sıkıca yumdum.

Bugün bitmeliydi. Bitmeli ve geçmişin kuytu köşelerinde kalmalıydı, görünmeyecek kısımlarında.

☕🍪☕

Boynumdaki o ince sızı ve yüksek sesli gürültüler ile gözlerimi araladığımda istemsizce yattığım yerden doğruldum.

"Ela? Ne oluyor?"

Kucağındaki Yaz ile omzunu silkerken kapıya doğru gitti.

"Uraz."

Koltuktan kalktığım gibi kendimi kapının yanında bulurken derin bir nefes aldım.

Ne işi vardı bunun burada?

Bakışlarım duvardaki saate kaydı. Erken gelmişti, biletimiz dörtteydi.

"Sen geç içeri ben gönderip geliyorum."

Ela istemeye istemeye içeri giderken kilidi çevirip kapıyı açtım. Açtığım gibi kollarını bedenime dolarken hızla geri çekildim.

"Ne yapıyorsun sen?"

Çatık kaşlarla öylece dururken başını hızla iki yana salladı.

"Burada Sedef yok, hatırlatırım. Şimdi gidebilirsin."

Kapıyı kapatmak için hareketlendiğimde kolunu uzatıp beni durdurdu.

"Bak öyle tahmin ettiğin gibi bir şey olmadı Asya. Ben o kadar karaktersiz biri değilim."

Bunun hakkında artık şüphelerim vardı.

"Bana neyin açıklamasını yapıyorsun sen Allah aşkına? Kimsin sen? Tura gittin mi gittin? Bitti işte."

Bıkkınlıkla verdiğim cevap istediği türden değilmiş gibi dururken kapıyı biraz ittirdi.

"Ben annene seni ona bırakacağım diye söz verdim, hatırlarsan seni bana emanet etti. Topla eşyalarını gidiyoruz."

Emin ol amacını bilseydi asla böyle bir şey yapmazdı zaten.

Yüzüme yerleşen kinayeli gülüş ile durdu.

Bu biraz fazla dejavuydu.

"Git Uraz, anneme burada olduğumu söylerim ben. Merak etme sana da bir şey demez. Emanetine sahip çıkmış olursun."

Tekrardan kapıyı kapatmak için uzandığımda yeniden durdurdu.

"Asya ben çok ciddiyim, hadi."

Kolu koluma uzanırken kapıyı bırakıp elini ittirdim.

"Bende sana orada dediklerimde çok ciddiydim. Tamam artık, sana borçlu olduğum bir konu artık kalmadığına göre gidebilirsin. Söz veriyorum seni bir daha annemle muhatap edecek kadar gözümde büyütmeyeceğim. İyi günler."

🍪☕🍪

Asya kızım böyle devam et daha çok edeceğiz biz onun ağzına dhdjhd

Nasılsınız canlarım, nasıl gidiyor hayat?

Ben yine depresyonlardayım. Şaşırdık mı? Asla jddjd

Beğendiniz mi bölümü?

AY ASIL BEN SİZİ BİR DİĞER BÖLÜMDE GÖRECEĞİM NELER DİYECEKSİNİZ OĞLUŞUMA.

BÖLÜMDE BAHSETTİĞİM ALAZ SERTER DALKIRAN VE SAYE KARAKTERİ HAZİRAN AYINDA YAYINLAYACAĞIM KİTABIMIN KARAKTERLERİ.

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

İnstagram ve wattpad hesaplarımdan beni takip etmeyi unutamayııın 💕

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💕

 

Loading...
0%