Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@yazarzeeyzey

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canikomlar 🩵

BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA HEPİNİZİ BEKLİYORUM 💝
🪷🪷🪷

"Şaka yapıyor de."

Oflaz ellerini direksiyondan kaldırıp gülerek bana döndü.

"Bu kız bir manyak, seni benden bile kıskanabilir ve abisi ben olduğum halde seni daha çok sevebilir. Gerçi bende olsam aynı şeyi yapardım ama o bunu biraz abartabilir."

Evet arkadaşlar şu saatten sonra beni en çok utançtan mora çevirecek kişiyi görüyorsunuz değil mi?

"Oflaz ama ayı-"

"Yengem!"

Kapım açılırken aniden içeriye dalan Nil kollarını sıkıca bana sardı.

"Sonunda seni görmek nasip oldu canım yengem. Valla billa seni abimden dinlemek çok sıkmıştı artık. Sen mutsuz oluyorsun bu deli odaya kapatıp kendini ağlıyor falan... olmuyordu yani."

Bakışlarım Oflaz'a döndüğünde o kocaman bir gülümsemeyle bizi izliyordu.

"Sana da merhaba abicim, evet sende hoş geldin. Ama istersen biraz rahat bırak hanımelimi de morarmaya başlamasın artık utançtan."

Nil bir anda yüzünü Oflaz'a çevirirken ben acaba kapıdan nasıl çıkabilirim derdindeydim.

"Hanımelim mi? Allah'ım öleceğim! Bana da abim gibi romantik ama asla öküz olmayan birini nasip et yarabbim!"

Oflaz'ın yüzü düşerken arabadan indi ve benim tarafıma gelerek elimi tuttuğunda biricik kardeşi Nil ile sarılmaktan tek vücut olacak bedenimi kurtarmıştı.

"Seni birine vermeyi düşünürsem o zaman bulursun birini."

Cümlesinin bitmesiyle yüzü Oflaz'a dönen tek kişi Nil değildi.

"Ne yani? Benimabim olsaydı sana bunları mı söylemeliydi Oflaz?"

"İşte yenge be! Yok öyle kapak, hava sızdırmıyor mübarek!"

Tekrardan koala misali yanıma gelen Nil'i bu sefer önüne geçerek engelleyen Oflaz bu sefer suratı asık bir halde bana döndü.

"Ben onu lafın gelişi söyledim. Ama tabi ki abin böyle bir şey diyebilirdi ve ben onun fikrini değiştirmek için çabalardım."

Yüzünün düşmüş haline kahkaha atmamak çok zor dururken yana doğru bir adım Nil'e döndüm.

"Nil'cim söyle sevgiline abinin fikrini değiştirmek için uğraşırsa ortada bir problem kalmazmış."

✨✨✨

Poşetleri eve taşımak ve benim için ayarladıkları odaya yerleşmemiş için ben, Oflaz, Nil ve bir yardımcı abla uygun görülmüş sabahtan beri odadan içinden dışarıya adım atmamıştık.

Oflaz yolda bana rastgele gösterdiğini sandığım oda takımı sipariş edip hemen eve getirttiğinden o onları monte ediyordu, ben ve Nil içlerini siliyorduk.

"Ay benim çocuklarım büyümüş de iş mi yapıyormuş! Yerim ben sizi. Kızlarım gelin bakayım buraya..."
Ellerini kocaman açtığında Nil elindeki bezi bırakıp beni tuttu ve annesinin kollarına ikimizi de çekti.

Safiye teyzenin kocaman gülümsemesi ve Nil'in bir saniye bile şüphe etmeden bunu yapması belki de bu zamana kadar hiç hissedemediğim o şefkati, masumluğu ve bunların beraberinde gelen o buruk hüznü gözlerime taşımıştı.

"Şimdi yemek yeme vakti geldiğinden biz kızlar olarak aşağıya iniyoruz, beceriksiz oğlum da dolabı monte etmeyi bitirip aşağıya geliyor. Nasıl fikir?"

"Benim motivasyonumu elimden alamazsın anne."

Yanımıza gelip elimi tuttu ve beni kendi arkasına sakladı. Bense haline gülmekten yerlere yatacak hale gelmiştim.

"O zaman işini hızlı yapsaydın oğlum. Kızıma bakmaktan önüne bakamıyorsun. Biz seni aşağıda bekliyoruz yoksa valla aynı kata bile sokmam seni."

Üçümüz aşağıya inerken Nil koşarak önce lavaboya girdiğinde günlerdir hissettiğim duygularımı daha fazla saklamadan Safiye teyzeye sarıldım. Sarılışım tabi ki hemen karşılık bulurken bir annenin çocuğuna aslında tam olarak böyle sarıldığını daha yeni fark ediyordum.

"Her şey için çok teşekkür ederim Safiye teyze. Gerçekten bana hayatımda görmediğim anneliği, aileyi hissettirdiğin için çok teşekkür ederim. Ben öncesinde bunlara o kadar yabancıydım ki aile demek ayrı dünyalarda yaşayan bir kaç kişi gibi gelirdi. Ama şimdi anlıyorum, asıl aile bu. Beraber mutlu olmak, beraber olmak..."

"Sen benim kızımsın Nida. Küçükken de öyleydi şimdi de öyle. Görüyorsun benim oğlum öyle çok iyi tercihler yapan biri değildir. Oğuz, Kutay ve Şevket'ten başka arkadaşı yok. Ama sen onun bu hayattaki tek doğrususun. Senelerdir sanki her gün seninleymiş, her anınız berabermiş gibi o kadar heyecanlı anlatıyordu ki seni bana, hissediyordum bu kız benim evimin kızı olacak diye. Benim Nil'ime abla, bana ikinci evlat olacak diye. Şimdi benim dualarım, oğlumun hayalleri gerçek oluyor. Bu hissettiklerin en baştan beri hak ettiğin şeyler zaten bir tanem. O yüzden sen değil ben sana teşekkür ederim."

Tekrardan sarılıp başımı omzuma yasladığımda üzerimize tekrardan birinin kolları sarıldı.

"Ablam ve annem. Çok iyi ya, bundan sonra her yere senin sayende çıkacağım abla. Yenge falan da değil öz be öz abla. Yaşasın!"

✨✨✨

Yemeklerimizi yemiş odanın geri kalan kısmını halletmiştik. Oflaz yorgunluktan bayılmamak için son demlerini yaşıyordu ve biz artık eşya katlayıp yer silmekten yere çöküp uyumamak için bahaneler bulmaya çalışıyorduk.

"Bu arada Nida abla iyi ki iki kişilik yatak almışsınız. Yoksa abim yine yataksız koltukta uyumak zorunda kalacaktı."

Oflaz'ın mağazada dediği şey de tekrardan aklıma gelirken elimdekini yere bırakıp arkama yaslandım.

"Neden ki?"

Omzunu silkip benim gibi sırtını dolaba yasladı.

"Abim herkesle yatamaz. Ve tek başına da çift kişilik yatakta uyuyamaz. Kendi yatağı mesela uyuyakaldığı zamanlar harici kullanamadığı bir alanı. Öyle sıkıntılı ki uyuduğunda yanına biri yatsın hemen uyanır ve bir daha asla uyuyamaz o gece. Ya da daha mantıklı bir düşüncem var." Başını gülerek omzuma koydu. "Gerizekalı ve takıntılı bir ruh hastası. Bunu da saklayamıyor."

Kocaman bir tebessümün eşliğinde yüzümü eğip ellerime baktım. İki gündür girmediğim stres yoktu ama sağlam duruyordu. En ufak bir kızarıklık bile yoktu.

Çünkü Oflaz elimi tutmadığı zamanlarda da bileğime dokunduğumda elimi çekip bileğimi ovmaya başlıyordu.

O beni benden çok düşünüyordu ve bu onun için asla bir yük gibi değildi.

"Peki bunun benim yatağımla ne alakası var?"

Pis sırıtışının eşliğinde ellerini birbirine sürttü.

"Az önce uyuyabildiği tek koltuğa koca bir kova su döktüm. Ve seninle uyuyabilecek mi onu deneyeceğim. Merak etme eğer uyursa asla yanına yatırma gibi bir düşüncem yok sadece tehdit edeceğim o kadar. Çok akıllı bir insanım Allah kahretmesin." Telefonu çaldığında bir şeyi hatırlamış gibi yerinden hızla kalktı ve yerdeki kovayı ve bezi alıp etrafa bakınmaya başladı.

"Bence kalanları yarın yaparız. Tek dolap yerleşecek zaten, uyu bence sende çok geç oldu."

Başımı sallayıp bende ayaklandım. Evin ardiyesindeydik çünkü buradaki pufu, ve balkon için ek sandalyeyi almamı özellikle tembihlemişti Safiye teyze.

Evet evet, benim için ayırdıkları odanın bir de kocaman balkonu vardı.

Koşar adımlarla odadan çıktığında bende yavaşça odama girdim. Küçük bir koridor gibi bir buçuk metrelik bir holün ardından odanın ortasına konumlanmış yatağım gözüküyordu ama bu şu an beni durduran şey değildi.

Asıl önemli olan o yatağın üzerinde uyuyakalmış Oflaz ve bileğine bağladığı fularımdı.

Gerçekten dediği gibi, uzakta olduğu anlarda fularımı bile unutmuyordu.

Yavaşça dolabın yanına gidip uzun kollu rahat bir pijama takımını aldım ve banyoya girip kısa bir duş alarak temiz kıyafetlerimi üzerime geçirdim.

Uyanmaması için saçlarımı havluyla kurulayıp yavaşça yatağın öbür ucuna oturdum. Odada yatabileceğim başka bir koltuk ya da kıvrılacağım herhangi bir örtü yoktu.

Ve ben bunların nerede olduğunu bilmiyordum.

Yatağa oturup başımı yatağın başlığa yaslayıp olabildiğince bu şekilde uyumaya çalışsam da boynumun ağrısı artık beni fazlasıyla zorlamaya başlamıştı.

En sonunda Oflaz ile aramızda bir kişi daha yatacak şekilde yatağım en ucuna kıvrılıp gözlerimi kapattım. Bu şekilde de uyanırsa eğer gerçekten Nil'e hak vermeyi bile düşünebilirdim.

Artık gözlerimi açık tutmaya gücümün yetmediği yerdeyken belimi tutan ve beni kendine çeken Oflaz sayesinde bu kadar uzakta bile olsam uyandığını bana kanıtlamak ister gibiydi.

"Of-"

Yüzümü ona doğru çevirdiğimde kapalı gözleri ve beni burnunun dibine sokan eli cümlesi yarıda değil ta en başında kesmişti.

Çünkü düzenli nefeslerinden, göğsünün kalkıp inişinden, ve hala fuları sıkı sıkı tutan elinden belli olan tek şey uyuduğuydu.

Kimseyle uyumayan, yanına biri yattığı an uyanan Oflaz, benimle beraber uyuyordu.

✨✨✨

Yüzüme vuran nefes ile aniden gözlerimi açtığımda uyuyan Oflaz tıpkı dün bıraktığım gibi duruyordu.

Yüzü hala yüzümün dibindeydi ve kolu hala belimi çepeçevre sarmıştı.

Ben istemsizce onu izlerken bir anda yastığın kenarında duran telefonu çalmaya başlamıştı. O anın paniğiyle telefonu aldığım gibi açarken kimin aradığını ve neden aradığını bilmeden kulağıma yasladım.

"Alo oğlum, bulduk kim olduğunu. Kamerayı ne zaman kurduğunu da, kimin kurduğunu da bulduk."

✨✨✨

BUNLAR OLUYOR OLUYOR ARKADAŞLAR, AMA OLAYLAR DA OLUYOR 🥹✨

NASILSINIZ AŞKLARIM, NASIL GİDİYOR HAYAT?

OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUM. 💕

KOCAMAN ÖPÜCÜKLER, YARIN YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZEREE 🤍✨

 

Loading...
0%