@yazarzeeyzey
|
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canikomlar🫶🏻 Ayrıca yeni kitabım "Önce Aşk Sonra Aşk " a hepinizi bekliyorum 💕 Bakışlarım karnımda birleştirdiğimiz ellerimiz ve havai fişekler arasında gidip geliyordu. Şu an yaşadığım mutluluktan bir tık üstüne hiçbir zaman şahit olmamıştım. En zirvedeydim. Varlığı beni mutlu ediyordu, varlığı beni sevindiriyordu. Varlığının beni biz yapmış olması, bana yaşamak için sebepler sayıyordu. Yavaşça arkama döndüm. Karnımdaki eli belime taşınırken gözlerimi gözlerine kilitledim. Çünkü şu an gökyüzünde parıldayan havai fişeklerin misliyle katı oradaydı. Sevgiyle, aşkla ama en çok da şefkatle yanıyordu. "Benim bu zamana kadar kimsem yoktu Oflaz. Kimsenin günaydınını beklemez, bir mesajıyla mutlu olamazdım. Kimse bana bakarken böyle karnım ağrımaz, kelebek dedikleri şeyi midemde hissetmezdim." Elini yanağıma götürdü. Dudağımın kenarını severken kocaman gülümsedim. "Kimse izimi sevsin istemez, en önemlisi de." Yanağına uzanıp uzun bir öpücük kondurdum. "Kimseyi öpmeyi dilemezdim." Yanağımdaki eli durduğunda benden böyle bir şey beklemediği açık açık belli olurken tutup bir daha öpmemek için zor duruyordum. Bu aşk mıydı bilmiyorum ama eğer değilse, hissettiklerimin yanında esamesi okunmazdı. "Sonra sen geldin ve ben yaşadığımı hissetmeye başladım. Yani asıl hediye edilen biri varsa burada, o da sensin. Benim arkadaşım da, annem de, babam da sensin." Alayla sırıtırken başımı eğdim. "Sevgilicimsin de ama bunu sesli bir şekilde söylemek için biraz za-" diğer elini de yanağıma koyduğu gibi dudaklarını dudaklarıma örttü. Bedenime yüksek dozda elektrik veriyor gibiydi. Ellerim yanımda duruyor ve ne yapmam gerektiğini hakkında hiçbir fikrim olmadığını dışarıdan çok net bir şekilde belli ediyordu. Başını hafifçe geriye çekti. Kapatamadığım gözlerimle öylece duruyordum. İçimdeki hisler iç güdülerimi harekete geçirmiş olacak ki bu sefer ensenini tutup dudaklarımı birleştiren kişi bendim. Bunu başka türlü açıklamam mümkün değildi. Belimdeki ellerini daha sıkı sarıp bedenlerimizi birbirine yasladı. Belli belirsiz karşılık verişlerim ve bunu fark ettiğinde gülümseyen dudakları beni olduğum yerden bambaşka alemlere götürüyordu. O benim sevgilimdi. Öpmem normaldi. Değil mi? "Sen... sen çok başka bir şeysin Nida." Alnını alnıma yasladı. "Biliyorum, tanıyorum, ezberimdesin ama derine indiğim her an farklı bir halinle karşılaşıyorum. Bu bunun bana verdiği mutluluk ve heyecan..." gözlerini kapatıp derin bir iç çekti. "Ömrüm boyunca hiçbir yerde görmediğim kadar güzel. Beni her daim peşinde sürüklüyor. Yanında olmadığım deliriyorum. Ne yaptığın, nasıl olduğun bunlar benim aklımda dolanan düşünceler. Sen kimsesiz diyorsun ya kendine.." bu sefer işaret parmağını kafasına yasladı. "Burası da sensiz kimsesiz kalıyor. İçi ıssızlaşıyor." Parmak uçlarıma uzanıp kollarımı boynuna doladım. Bunu bekliyor gibi belime sarılıp beni havaya kaldırdığında daha da sıkı sarıldım. "Seni çok seviyorum." Başını boynuma gömmüşken derin bir nefes aldı ve tam şah damarımın üzerine uzun bir öpücük kondurdu. "Bende sırf sen nefes aldığın için yaşıyorum güzelim. Hayatımsın diye, kalbimsin, her şeyimsin diye." ✨✨✨ "Çocukların yanına geçmek ister misin peki? Tanışmak isteyen bir kaç kişi var seninle." Kocaman bir tebessümün eşliğinde başımı salladım. Hevesli olduğu bu kadar belliyken onu kıramazdım. Yorgunluğum bir kaç saat fazla uyumakla geçerdi ama şu anki mutluluğunu her daim bulamazdım. "O zaman bizimkiler şu meşhur yengelerini bir görsün artık." Hızı biraz daha arttırdı. Bakışlarım etrafta değil direkt ondaydı. Koltukta yan dönmüş kemerimin altından yüzünü izliyordum. O her ne kadar araba kullandığı için dönmeyecek olsa da bunu ara sıra es geçip dönüyor ve derin iç çekişlerin, yanağımdan aldığı makasların eşliğinde önüne geri dönüyordu. "O zaman sıradaki şarkı benim güzelime gelsin." Müzik çaları açıp beklenti dolu bakışlarla bana döndü. "Yollarına gül dizeyim, ver elin ner'de? Tanıdık şarkıyla mırıldanmaya başladım. İlk günden itibaren dediğim gibi müzik zevkimiz fazlasıyla benziyordu. Camları açıp şarkının sesini sonuna kadar açtığı sırada benim aksime bağırarak şarkıya eşlik ediyordu. "Benim gönlüm sendedir, yâr, sendeki bende Bir eli direksiyonu tutarken bir elini enseme götürüp alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Şu an mutluluktan uçsam, bir an nasıl olduğunu sorgulamazdım. Çünkü Oflaz benim kanatlarım olur istediğim yere o an götürürdü. "Ben mutluluktan öleceğim Nida, kalbim en son bana sarıldığın andan beri ilk defa bu kadar hızlı atıyor. Şimdi sen benim sevgilimsin dimi?" Yüzü bana dönerken hızla başımı salladım. "Benim bu gerçeği sindirmem çok uzun sürecek." Bu sefer ona doğru uzanıp yanağını öpen benken diğer bir müziğe geçtim. "Bu da benden sevgilime gelsin o zaman." Şansımıza Gökhan Türkmen'in en sevdiğim şarkısı başlarken sevinçle ellerimi çırptım. "Ben bakmasaydım sana O bana ilk kez yazdığında ben Gökhan Türkmen dinliyordum, ilk kez sayesinde güldüğümde ve ilk kez onsuz mutsuz hissettiğimde. Şimdiyse sevgilim olarak yanımda bulunduğu ilk anımızda. "Aşk seni yazıyormuş Değiştirdiğimiz, birbirimizin gözlerinin içine bakarak söylediğimiz diğer şarkıların ardından bir otoparkta durmuştuk. İnmek istemem şu an omzuna yaslayıp öylece durma isteğimi asla yenemezdi. "İnelim mi?" Gözlerimi kırpıştırdığım gibi kalkıp kapımı açtı. Uzattığı elini tuttuğum an parmaklarının parmaklarımın arasına geçirdi ve önüme gelen saçımı düzelterek gülümsemeye devam etti. Yavaş adımlarla otoparktan çıkıp sahil şeridine girdiğimizde bizi gözüne kestiren kalabalık büyük bir gürültü ile ayaklandı. "Yengemiz geldi!" "Apo patlat konfetiyi! Salak götüne sokacağım şimdi ucuna kendine değil onlara çevireceksin." Arka arkaya iki tane konfeti patlarken üçüncüsünün sadece sesi gelmişti ve hemen arkasından acı dolu bir çığlık duyulmaya başlanmıştı. Sevgilim vazgeçtim gel biz eve gidelim olur mu? "Yapacağın işi sikiyim senin beceriksiz ibne!" Evet evet tam olarak bu cümleleri bağıra çağıra söylüyordu. "Yenge pardon, alışmadık götte don durmazmış diye boşuna dememişler, her ne kadar sırf son bir haftadır seninle tanışacağız diye kendimi tutsam da yapamıyorum. Ama küfür ettiğim her an kulaklarını kapatırım ben söz." "Bakma bunlara fazla heyecandan saçmalıyorlar şu an, iki saate alışırlar sana açılırlar o zaman." Şaşkınlığımı asla gizlemeden yüzümü ona doğru çevirdim. "Bu açılmamış halleri mi yani?" "Sayılır." Yanlarına yürümeye devam ettik. Masalı bankın yanında toplam dokuz kişi vardı ve görebildiğim kadarıyla sadece dördü kızdı. O kızlar mıydı bana yenge diyecekler kişiler? "Hoş geldiniiiiz." Kızıl saçlı kız bana doğru kollarını açarak yaklaştı ve sıkıca sarıldı. "Ben Beril. Porsuk aman Polat'ın sevgilisiyim. Sende Nida'sın namı diğer hanımeli. Grubumuza hoş geldiiin." O kadar içten ve samimiydi ki boştaki elimi sırtına götürüp hafifçe gülümsedim. O sırada sarı saçlı uzun boylu çocuk Beril'in kolunu tutup hafifçe geriye çekti. "Aşkım bırak da hepimiz tanışalım dimi yengemizle." Beril yeni dank etmiş gibi başını sallarken bana doğru uzattığı elini sıktım. "Bende Polat, bu turuncu kafanın köpeğiyim. Hoş geldin yenge." Gülerek Oflaz'a döndü. "Karşımızda varken söylemesi çok garipmiş lan." Birbirlerinin sırtlarına bam güm vurarak Oflaz'la sarılırken bu defa esmer bir kız ve tıpkı onun gibi esmer bir çocuk önümüze geldi. Biz bilmeden seminere mi gelmiştik ki herkes bize kendini tanıtıp, sarıldıktan sonra kenara geçiyordu? "Bende Sibel, çok memnun oldum." O da tıpkı Beril gibi sıkı sıkı sarıldığında yanındaki çocuk Polat gibi elini uzatacağını sansam da o bunun yerine gelip sarıldı. "Ben Tuna. Sibel'in sevgilisi, Oflaz'ın eşi, dostu, arkadaşı, sırdaşı, ahiretliği, askerlik arkadaşıyım." "Bir an sevgilisiyim diyeceksin diye korkmadım değil yani." Herkes gülmeye başlarken saçlarının ucu mavi olan bir kız ve sabah konuştuğumuz Fırat yanımıza geldi. Onlardan sonra bekleyen Uygar ve sanmaktan eminim ki sevgilisi varken masanın en ucunda konfetiyi bacaklarına patlatan çocuk acıyla olduğu yerde tepiniyordu. "Beni biliyorsun yenge. Bu güzeller güzeli de ömrümün çiçeği Naz." Onunla da sarılıp Uygar ve sevgilisi Pervin ile tanıştığımızda bakışlarım istemsizce köşedeki çocuğa döndü. "Lan Cüneyt tokalaşsana sende koyduğumun salağı." Evet bu sefer tanıyarak söylüyorum ki sabahtan beri küfür ederek konuşan kişi Polat'tı. "Oğlum senin ilk adın Yasin ikinci adın Polat. Doğru söyle bu kadar cenabet küfürlerle çarpılmamak için ikinci adını kullanıyorsun değil mi?" Bacaklarının ortasını tutarak yanımıza topallamaya başladı. Hayır bacağına değil çok başka bir yerine gelmişti... "Senin verdiğin konfeti yüzünden çocuğum olmayacak benim!" Yanımıza geldiğinde boyundan dolayı eğilmesi problem olmamış elimi uzatacağım sırada tutup o da sarılmıştı. "Sen benim favori yengemsin. Bu dördünün güler yüzüne bakma hepsi gudubet. Hele de Beril, ağzıma sıçıyor ağzıma." "Sevgilime kocam deme o zaman sende sümüklü." Elini 'al işte' der gibi sallarken tekrardan bana döndü. "Sen böyle olma tamam mı? Söz Oflaz'ın iç çamaşırlarına kendi suratımı basıp yatak odası hayatınızın içine etmem." Yanaklarıma pompalanan kanın eşliğinde kıpkırmızı olurken başımı eğdim. "Utandırmayın sevgilimi. Ayrıca Cüneyt elimde kalacaksın kardeşim yapma. Nida sizin bu öküzlüklerinize alışkın değil." Yüzünü buruşturup hala elinde duran konfetiyi Polat'ın kafasına fırlattı. "Doğru benim de sevgilim Oflaz gibi bir İstanbul beyefendisi olsa bende alışık olmaz- ANNECİM!" Polat adeta depar atarak Cüneyt'i kovalarken Oflaz bana dönüp saçlarımı geriye doğru ittirdi. "Biraz deli olduklarını kabul etmem gerekiyor." "Turuncu kafa! Kurtarsana beni be!" "Senin o dilini kesip yine sana yedirmezsem bana da Polat demesinler ibne." Cüneyt yere eğilip avucuna topladığı bütün kumu Polat'a fırlattı. "Demesinler oğlum zaten. Yasin desinler de gör bakalım ağzın götüne nasıl kayıyor sonra." ✨✨✨ AY BİZİM DİĞER DELİLER DE GELDİİİİ NASIL BULDUNUZ MİNİK ARKADAŞ GRUBUMUZU? BÖLÜM NASILDIII? OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ FİKİRLERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUUUM🫶🏻 YARIN YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE HOŞÇA KALIIIN 🫶🏻🤍
|
0% |