Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@yazarzeeyzey

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canikomlar🫶🏻

Ayrıca yeni kitabım "Önce Aşk Sonra Aşk " a hepinizi bekliyorum 💕
🌸🌸🌸

"Nasıl geçti geceniz? Ay ne dedi abim?" adeta yaşlı bir teyze gibi dizlerine vurarak bana döndü. "Öptü mü en sonunda artık?"

Aniden kaldırdığım yüzümle bunu bir cevap olarak algılayan Nil oturduğu yerden kalktı.

"Ay öpüştünüz mü en sonunda? Allah'ım şükür! Sizi basmak çok zevkli olsa da aranızdaki çekimin büyüsüne yenilmemek çok zordu. Nasıl hissettin o an? İlk kim başlattı?"

"Ben uyumaya gidiyorum."

Yoksa biraz daha burada durursam Nil'in ahiret soruları ile yerin dibine dibine girecektim.

Koltuktan kalktığım an kolumu tutup tekrar yerime oturttu.

"Tamam ya sormayacağım bir şey. Tanıştın mı bari bizimkilerle onu söyle."

Konunun dağılmasıyla yan dönüp gülerek başımı salladım. Gerçekten psikoloğa anlatacak o kadar çok şey yaşamıştım ki, en zirveler hep Oflaz ile beraber olanlardı.

Mutfaktaki konuşmalarız, kabul etmekte biraz zorlansam da beni sıkıştırdığı her an... özellikle de bu akşam yaşadıklarımız. Hepsi hayal gibiydi.

"Tanıştım. Teklif ettikten sonra oraya gittik o kadar komiklerdi ki, Cüneyt ve Polat'ı sinema filmi gibi saatlerce izleyebilirdim."

Bir anda ellerini çırpmaya başladı.

"Ay harika! Kayınbiraderim favoriler arasındaysa bu iyiye işaret demektir." Anlamadığımı fark ettiğinde devam etti. "Polat Çınar'ın erkek kardeşi."

"Sen abinin en yakın arkadaşının abisi ile mi birliktesin? Hem hani senin arkadaşının abisiydi o?"

Telefonunu çıkarıp beş kişilik bir fotoğraf gösterdi. Tanıdık gelen tek kişi Polat olurken diğerlerine de bakındım.

"Çınar'lar üç kardeş. En büyüğü benim kocam, ortancası Polat, en küçüğü de Ahu. Yani aslında en yakın arkadaşım bir yandan da görümcem. Biz Çınar'la çıkmaya başladığımız zaman Polat'ın Çınar'ın kardeşi olduğunu bilmiyordum. Bir gün tesadüfen yanımdayken aradığında öğrendim. Hem sen benimle alakalı bir şey konuştun mu abimle?"

Bahçenin kapısından buraya doğru gelen Oflaz ile ikimizde doğrulduğumuzda dudaklarımı kıpırdatmadan fısıldadım.

"Henüz fırsatım olmadı konuşamadım ama bu akşam konuşmaya çalışırım."

"Güzelliklerim ne yapıyorsunuz burada?"

Poşetleri masaya bırakıp yanıma oturdu. Eli başımın arkasından dolanırken bende başımı koluna doğru yasladım.

"Oh be, hemen satıldım. İnsan bir der ne yapıyorsun güzel kardeşim, akıllı uslu kardeşim, bana hiç benzemeyen dürüst çalışkan kardeşim. Ama varsa yoksa Nida. Varda yoksa sevgilim, varsa yoksa karım. Ne biçim hanımcısın sen?"

Yüzünü her zaman olduğu gibi boynuma gömdü.

Bu hareketine yükseldiğimi acaba tam olarak ne zaman çakacaktı? Çünkü ben elektrik çarpmışa dönmekten bir hal olmuştum da.

"Sen bana karım mı diyorsun?"

"Hı hı."

Allah'ım yardım et.

"Sizin bu mıç mıç hallerinizden bana gına geldi odama gidip ağlayacağım görüşmemek üzere."

Arkasına bakmadan balkondan içeri girdiğinde Oflaz'da başını kaldırıp saçlarımla oynamaya başladı.

"Nasılmış benim güzel sevgilim görüşmeyeli?"

Telefonumu işaret ettim.

"Hani sadece yarım saat olmuş ama?"

İnanmıyormuş gibi bir daha saate baktı.

"Bana çok gelmiş demek ki. İnsanın böyle bir sevgilisi olunca her daim yanında istiyor ne yaparsın?"

Daha fazla utanmamak adına bu defa deve kuşu olma tarafını ben üstlenip başımı göğsüne gömdüm.

"Uykum var benim. Utanacak halim kalmadı artık."

Dizimin altından kolunu geçirip beni yan bir şekilde kucağına çekti.

Destur bismillah!

"N-ne yapıyorsun?"

"Sus bakayım, sevgilimi uyutuyorum ben."

Saçlarımla oynayıp kendi kendine bir şeyler mırıldanmaya başladı. Tabi benim tek odağım saçlarımda gezinen parmakları ve boynuma vuran nefesinden ibaretti.

Başımı geriye doğru yatırıp gözlerinin içine doğru uzun uzun baktım. Mutluluğu, neşeyi, soyut her duyguyu hissettiren varlığını bir daha düşündüm.

O olmasa ben şu an tam olarak nasıl yaşardım? Nasıl mutlu olur, nasıl gülerdim?

Dudaklarını tekrardan dudaklarıma örttüğünde hafifçe gülümseyip elimi ensesine götürdüm. O ise saçlarımla oynamaya devam etti ve en sonunda kollarını sırtım ve diz kapağımın altına alarak ayağa kalktı.

"Artık uyuma zamanı güzelim, yoksa yarın sabah uyunmak biraz eziyet gelecek. Sevgilinle denize girmeye hazır ol bakalım."

"Ama ben yüzme bilmiyorum ki."

Burnuma ufak bir öpücük kondurup devam etti.

"Ben sana öğreteceğim hiç merak etme, sen sadece şu üç şeyi unutma. Çırpınmak yok, su seni kaldıracak ve ben yanındayken sana hiçbir şey olmayacak."

✨✨✨

Oflaz beni odama bırakıp zar zor kendi odasına geçtiğinde bende üzerimi değiştirip yatağıma yattım. O kadar yoğun ve güzel bir gün geçirmiştim ki şu an zihnim yorgunluktan değil mutluluktan sarhoş gibiydi.

Komodinin üzerinde duran telefonuma bildirim geldiğinde elimle uzanıp ekranı açtım. Tam olarak yan odadaki sevgilim yazıyordu.

Toprak Gözlü Çocuk: Sevgilim

Toprak Gözlü Çocuk: Ne yapıyorsun

Siz: Yatağa uzandım ve bugünü düşünüyordum

Siz: Sen ne yapıyorsun

Toprak Gözlü Çocuk: Yan odada benim nefesim kaldı onu düşünüyorum

Toprak Gözlü Çocuk: Şaka bir yana bu geceyi bana yaşattığın için çok teşekkür ederim her şeyim

Toprak Gözlü Çocuk: Ben bugünden daha fazla mutlu olduğum bir an hatırlamıyorum

Siz: Asıl ben teşekkür ederim

Siz: Beni bu kadar seven tek kişi olduğun için

Siz: İyi ki varsın Oflaz

Siz: Benim bütün iyikilerimin baş kahramanısın sen

Toprak Gözlü Çocuk: Biraz daha devam edersen yanına gelip nefessiz kalana kadar öpeceğim seni

Siz: Seni seviyorum

Toprak Gözlü Çocuk: Bu gel demek mi?

Siz: Uyu demek

Toprak Gözlü Çocuk: Rüyamda mı göreyim seni?

Toprak Gözlü Çocuk: Evet tam olarak şu an kızarmaya başladın

Siz: Gıcık mısın?

Toprak Gözlü Çocuk: Bir tek sana

Siz: Lafı da çok güzel çeviriyorsun

Toprak Gözlü Çocuk: Aşk işte ne yaparsın, insanın aklı başından gidiyor

Siz: Ha ben aşık değilim ondan dolayı mı lafı çevirmiyorum öyle mi?

Toprak Gözlü Çocuk: Ben bu cümlenden sadece 'gel beni öp' demeni anlıyorum

Siz: Sen beni her trip attığımda öpeceksen ohooo

Toprak Gözlü Çocuk: Hayır. Ben seni her an öpeceğim, sadece trip attığında değil, kurtuluşun yok yani güzelim.

Toprak Gözlü Çocuk: Sana bağımlı bir sevgilin var artık, Allah kolaylık versin.

✨✨✨

"Abiçim bak su atmak, boğmaya çalışmak yok. Zaten yeni öğretmeye başlıyorum, korkutma sakın."

Sahildeydik. Oflaz dediği gibi asla of vermeden kahvaltıdan kalktığımız gibi bizi sahile getirmişti ve Nil'e köpek eğitir gibi komutlar veriyordu.

Ben mi?

Bense hayatımda ilk defa güneşleneceğimden bronzlaştırıcı yağı bedenime bocalıyordum. Hem yarın öğlen gibi döneceğimiz için bir daha denize gitme fırsatımız olmazsa, bir tık olsun rengim kırılmış olsun istiyordum.

"Yenge bak öleceksin biraz daha sürersen onu, çok yakıyor valla."

Omuzlarımın üzerine sıktığım yağı da dağıtmak için elini omzuma atacağım sırada Oflaz benden önce davranıp yaymaya başlamıştı.

Yanıyordum ama bu fiziki bir şey değildi. Elimi de tutsa, öpse de veya bu şekilde samimi de dokunsa ben deli gibi titrememek için kendimi zor tutuyordum.

"Te-teşekkür ederim."

Yağ sürmediğim boynumu öpüp önüme geçti.

"Ne demek güzelim, görevim. Kremler sürmek, saçları toplamak hatta fermuar kapatmak.... açmak falan. İşim yani."

Bakışlarımı hemen yana çevirip sırıtarak bizi izleyen biricik görümceme döndüm.

"Nil girelim mi denize?"

Başını salladığında ayaklansa da Oflaz tabi ki ondan önce davranıp elimi tuttu ve beni oturduğum şezlongdan kaldırdı.

"Sevgilimden uzak dur Nil."

"Gel bir de ağzıma sıç abi ya, benimle geliyorsun denize sonra da beni kışlıyorsun. Sevgilinle evlenince gidersin kendi başına denize, bu benle beraberken yapabileceğin bir şey değil!"

Buz gibi suyu olduğu gibi Oflaz'ın üzerine boşaltıp gözlüğünü takarak güneşlenmeye devam etti.

"Ben bunun hesabını soracağım senden. Dua et şu an çok daha önemli bir işim var."

Elini kulağına götürdü.

"Lütfen hattan ayrılmayın külahıma bağlıyorum."

Bu sefer suyu alıp karnına döken kişi Oflaz olurken Nil'in çığlıklarıyla bütün sahil bize döndü.

Bunu asla umursamadan elimi tutarak denize yürümeye başladı. Ve birbirini tutan ellerimiz sayesinde bende arkasından geliyordum.

"Kızı mahvettin."

Omzunu silkti.

"Abiyim ben."

Gözlerimi devirdiğimde beni bir anda kucağına aldı.

"Ne biçim abilik bu? Dua et abim yok benim."

Düşünür gibi bakıp başını salladı.

"Yani her daim seninle yatıp, istediğim zaman seni öpemeyecek olmak... bence de iyi ki yokmuş."

Suyun içinde yürüyordu ve sırtıma değen her suda kollarımı biraz daha boynuna doluyordum.

"Çok gıcıksın."

"Bende seni seviyorum sevgilim."

Omzuna çimdik attım.

"Çok inatsın."

Bu defa o, omzumu öptü.

"Bende sana aşığım hayatım."

Dudağıma uzandığı gibi geri çekildim. Her zaman o mu benimle uğraşacaktı?

"Evlenmeden olmaz Oflaz."

Tepsisiz dururken yanaklarına yayılan pembelikle sesli bir kahkaha atıp yanaklarını tutarak dudağını uzun bir öpücük kondurdum.

"Sana bir gün seni utandırıcam demiştim sevgilicim, kork benden."

✨✨✨

AKŞAMA YENİ BÖLÜM VAAAR 🫶🏻🫣🤍

NASILSINIZ AŞKOLAR NASIL GEÇİYOR GÜNÜNÜZ?

BEĞENDİNİZ MÜ BÖLÜMÜ?

OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUUUM.

YENİ BÖLÜMDE AKŞAM GÖRÜŞÜRÜÜÜZ 🤍🫶🏻✨

 

Loading...
0%